HAZIRLAYAN: MÜZEYYEN TOPÇU TAN
Yunan adaları, Yunanistan sınırları içinde bulunan Ege ve İyon denizlerindeki 6.000 ada ve adacıkları içeriyor. Bu adaların 300’e yakınında yaşam var. Adaların sahip olduğu kilometrelerce sahil şeridi; mavi bayraklı kumlu, çakıl taşlı, sarp kayalıklı plajları, ilginç koyları, mağaralar ve volkanik toprakları, aynı zamanda muhteşem manzaraları kapsıyor. Plajlarda sadece yüzme değil aynı zamanda tüplü dalış, su kayağı, yelken ve rüzgar sörfü gibi su sporları da yapılıyor. Bunun yanı sıra Avrupa’daki en eski medeniyetlerin kurulmuş olması, tarihe ve arkeolojiye ilgi duyan tatilciler için adaları daha cazip hale getiriyor. Bu sayıda sizlere bir mavi yolculuk sonrası eşim Ömer Tan ile birlikte birkaç günlüğüne ziyaret ettiğimiz Kos (İstanköy) Adası seyahatimizi anlatacağım. Henüz tatil yapma imkanı bulamadıysanız belki ilginizi çeker. Keyifli okumalar...
Kos (İstanköy) Adası
Kos, Yunanistan’ın 12 Adalar Vilayeti’ne bağlı; büyüklük bakımından üçüncü, nüfus bakımından Rodos’tan sonra ikinci büyük adası. Konaklama tesisleriyle önemli bir turizm merkezi olarak bilinen bu şirin adada hemen herkes için yapacak bir şey var. Deniz-kum-güneş, tarih, mitoloji, arkeoloji, gastronomi ve eğlence yaşamıyla bir tatilden beklenen hemen her şeyi karşılayan Kos Adası; verimli toprakları, su kaynakları ve muhteşem doğasıyla ‘Ege’nin Bahçesi’ olarak da anılıyor. Yeminiyle bildiğimiz modern tıbbın kurucusu Hipokrat’ın doğduğu, Antik Yunan, Roma, Osmanlı ve İtalyan yönetimlerine ev sahipliği yapan ada; zengin tarihiyle günümüzde ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Kos Adası’na nasıl gidilir?
Kos Adası, Türkiye’ye en yakın ve en çok ziyaret edilen Yunan adalarından biri. Bodrum Yarımadası’nın hemen karşısında (8 mil uzaklıkta) yer alıyor. Ada o kadar yakın ki (Bodrum’un Ak- yarlar Köyü’ne mesafesi sadece 4-5 km.) kıyıları rahatlıkla görülebiliyor. Bodrum’dan ve Kos’tan her gün sabah ve akşam saatleri seferler var (Bodrum-Kos arası seferleri üç firma yapıyor. Feribot biletleri için güncel tarifeleri, kalkış limanlarını, gün ve saatlerini internetten öğrenebilirsiniz). Bu nedenle adaya günübirlik gidip dönmek de mümkün. Adada havaalanı da bulunuyor. Avrupa’dan gelmek isteyenler, Atina’dan havayolu ile ya da biraz uzun ama Pire Limanı’ndan feribotla seyahat edebiliyor. Kos aynı zamanda daha küçük adalara ulaşmak için önemli bir mola yeri. Adalara ve Türkiye’ye geziler düzenleyen guletlerle biliniyor.
Kos’a ne zaman gidilir?
Akdeniz ikliminin etkisinde olan ada, nisandan kasıma kadar güneşli ve denize girilebilecek ısıya sahip. Bu dönemde nadiren yağmur yağıyor. Biz eylül ayının başında gitmiştik ve şansımıza o nadir yağan yağmurlardan birine yakalandık. Yağmur dediysem öyle yaz yağmuru gibi değil, bildiğiniz sağanaktı. Neyse ki gezimizin son günüydü... Kos’un en kalabalık olduğu temmuz- ağustos aylarında bile sakin plajlar bulmak mümkün ama eylülden sonra çocuklu aileler olmadığı için daha sakin olduğu söyleniyor.
Kos Adası’nda gezilecek yerler
Antik Kos kenti M.Ö. 366’da kurulmuş ancak buluntular, adada üç bin yıldan beri yerleşim olduğunu ortaya koyuyor. Dünyanın en önemli finans ve ticaret merkezlerinden biri olarak görüldü- ğü Helenistik ve Roma dönemlerinde epeyce gelişmiş. Şehrin içinde gezerken binaların aralarındaki kalıntılarda Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinin yanı sıra Ortaçağ döneminden ve İtalyan yönetiminden izler taşıdığını görüyorsunuz.
***
Adanın başkenti, en önemli ve hareketli yeri Kos; devasa ficus ağaçlarının gölgesindeki kafeler, tavernalar, salaş restoranlar, palmiyeli sahiliyle karakterize bir şehir. Bodrum’a çok benzeyen ara sokaklarında dolaşıp küçük dükkanlardan hediyelik eşyalar aldıktan sonra bu kafelerde dinlenmek, Yunanlıların çok sevdiği buzlu kahve frappeyi yudumlamak oldukça keyifli. Kos Adası’nda gezilecek yerlerin önemli bir kısmı merkezde bulunuyor. Tarihi kalıntılarla modern şehrin iç içe olduğu adada, harabeler 1933 yılındaki depremle ortaya çıkmış. Roma Agorası, antik tapınak ve bazilika birbirlerine yürüyüş mesafesinde.
Eğer günübirlik gitmek isterseniz araba kiralamadan da birçok yeri görebilirsi- niz. Yürüyerek ya da bisikletle gezebi- lir, denize girebilirsiniz. Ama adanın gü- neyindeki daha güzel plajlar için araba kiralamanız ya da toplu taşıma kullan- manız şart. Eğer uzun bir tatil planlı- yorsanız Kos’a arabanızla ya da bisik- letinizle gitmek daha avantajlı olabilir. Adada sahil boyunca ve merkezde çok güzel bisiklet yolları yapılmış. Öyle ki Kos, Hipokrat adası olması haricinde, bisiklet adası olarak da biliniyor.
Eleftherias Square (Özgürlük Meydanı)
Kos Adası’nın merkezi olarak bilinen bu meydanda; adada görülmesi gere- ken arkeoloji müzesi, antik pazar yeri, Defterdar İbrahim Paşa Camii, Agia Pa- raskevi Kilisesi gibi yapılar bulunuyor. Merkezde hem cami hem de kilisenin olması, kültürlerimizin ne kadar iç içe olduğunun bir göstergesi. Meydandaki küçük kafeler ve hediyelik eşya satan dükkanlar renkli, neşeli ve cıvıl cıvıl bir ortam oluşturuyor.
Agora (Eski Pazar Yeri)
Arkeoloji Müzesi’nin yakınında bulunan eski pazar yeri, antik dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul ediliyor. Tarihi binanın içindeki pazarda meyve ve sebzeden tutun da hediyelik eşyaya kadar ne ararsanız var.
Defterdar İbrahim Paşa Camii
Kos Adası’nın merkezinde, Özgürlük Meydanı’nda bulunan cami, 1724 yı- lında Defterdar İbrahim Efendi tarafından yaptırılmış. İbadete açık fakat ezan okunmuyor.
Kos Arkeoloji Müzesi
Tarihi Agora’nın (pazar yeri) bitişiğindeki Defterdar İbrahim Paşa Camii’nin yanında yer alan, Yunan ve Roma uygarlıklarının kalıntılarının sergilendiği iki katlı müze binası 1935 yılında İtal- yanlar tarafından inşa edilmiş. 20. yüzyılın başından günümüze dek yapılan kazı çalışmalarında çıkan değerli arkeolojik eserler, Roma Dönemi’ne ait sikkeler ve heykeller burada sergileniyor. Ayrıca, antik Kos buluntuları ile moza- ik ev eşyalarını barındıran müzede Hipokrat’ın mermerden yapılan heykeli, Toprak Tanrıçası Demeter ve kızı Persephone’nun tapınağındaki heykeller sergileniyor. Müze pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edilebiliyor.
Agia Paraskevi Kilisesi
M.S. II. yy’da Hristiyanlığa geçtiği için Romalılarca öldürülen Yunanistan’ın en sevilen azizelerinden biri olan Azize Pa- raskevi’ye adanan kilise, beyaz-mavi tonlardaki sade dış görünümü ve zengin iç dekorasyonuyla tipik bir Yunan Ortodoks kilisesi. Özgürlük Meydanı’nın hemen arka tarafında bulunan kilise, Kos merkezdeki en büyük ve en önemli dini mekan, aynı zamanda ada- daki kültür ve mimariyi yansıtan güzel bir yapı. Özellikle mimari yapılarla ilgilenenlerin ziyaret etmesi gerekir. Mozaikleri, freskleri etkileyici. Kiliseye kolsuz kıyafet, mini etek, şort gibi açık kıyafetlerle girilmesi hoş karşılanmıyor.
Hipokrat Ağacı
Tıp biliminin babası olarak bilinen Hipokrat’ın şehir merkezindeki dünyaca ünlü Hipokrat Ağacı adanın en önemli simgelerinden biri. 2400 yıl önce gölgesinde Hipokrat’ın öğrencilerine ders anlattığına inanılan ağacın, Avrupa’nın en büyük çınar ağacı olduğu söyleniyor.
Cezayirli Gazi Hasan Paşa (Lonca) Camii
Cami, Hipokrat Ağacı’nın hemen yanında, Lonca olarak bilinen arkeolojik alanda yer alıyor. 1776 yılında yapılmış. Adını, o dönemde adanın valisi olan Cezayirli Hasan Paşa’dan alıyor. Mima- ri açıdan güzel bir yapı. Kemerler üzerine kurulan dikdörtgen yapıdaki iki katlı camiye merdivenle çıkılıyor. Bakımsız halde olan cami ibadete kapalı. Avlusunda altı mermer sütun üzerine oturtulmuş kubbesi ile şadırvan dikkati çekiyor.
Osmanlı Hamamı
17. yy’da Osmanlılar tarafından inşa edilen hamam, Antik Agora ile birlikte arkeolojik sit alanı içerisinde yer alıyor. Belli bir süre tuz deposu olarak kullanılan hamam, 1933 yılındaki depremle hasar görmüş ve bazı bölümleri çökmüş. Günümüzde restorasyonu yapılan hamam halka açılmış ve kullanılıyor.
Asklepion Antik Kenti
Antik Yunan’da tıp ve sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış tapınaklara Asklepion deniyor. Asklepionlar zamanla kaplıca, hamam, kütüphane ve eğitim sınıflarının da eklenmesiyle bir kompleks haline dönüşmüş. Kos şehrinin merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Asklepion, Antik Yunan’dan kalmış olan tüm Asklepionlar arasında Anadolu’daki Pergamon Antik Kenti ile birlikte en önemlilerin başında geliyor. Hipokrat, insan tedavisinin eğitimle sağlanabileceğini göstermiş ve adını dünyaya buradaki başarılarıyla duyurmuş. Sağlık kompleksi, tüm şehrin panoramik olarak görünebildiği çam ağaçlarıyla çevrili bir tepenin üstüne kurulu. Depremlerle ciddi oranda yıkılmış olsa da üç taraça üzerine kurulmuş tapınak, tıp okulu, Roma hamamı ve Apollon sunağının kalıntıları var. Antik kent, gezilecek yerler listenizde olması gereken önemli yerlerden biri.
Şövalyeler Kalesi
Şehrinin en önemli turistik yerlerinden biri de limanın doğu tarafında bulunan ve şehre Palmiye Ağacı Bulvarı’nı geçen bir köprüyle bağlanan Aziz John Şövalyeleri Kalesi. Kos sakinlerini korsan istilalarından korumak için eski bir kalenin yıkıntıları üzerine inşa edilen kalenin duvarları hala tüm heybetiyle yıllara meydan okuyor.
Kos Adası Plajları
114 km’lik sahil şeridine sahip Kos’taki plajların hemen hepsi mavi bayraklı. En popüler olanı, Lambi bölgesindeki berrak ve sakin bir denizi olan halk plajı. Merkeze 7-8 dakikalık yürüme me- safesinde olan uzunca kumlu plajda bir şeyler yiyip içerseniz şezlong ve şemsiyeler ücretsiz. Kos kasabasına 5 km uzaklıktaki Psali- di bölgesinde Ammos Plajı veya Aghios Fokas gibi güzel çakıllı plajların yanı sıra Therma’da sıcaklığı 42 dereceye ulaşan ünlü termal su havuzunun olduğu plaj da görülmeye değer. Kos Adası’nın en güzel plajları ise güney bölgesinde bulunuyor. Bizim zamanımız olmadığı için bu plajları gezemedik ama turkuaz rengi denizi, beyaz pembe kumlarıyla oldukça ünlü plajlar bulunuyor. Camel Beach, Paradise Beach, Diamond Beach bunlardan birkaçı...
Yel Değirmenleri
Kos Limanı’nın 25 km uzaklığındaki yel değirmenleri ziyaretçilerin en çok uğradıkları yerlerden biri.
.jpg)
Kos Adası Köyleri
Kos’un merkezini gezdikten sonra zamanınız kalırsa adadaki köylere de uğramanızı tavsiye ederim. Büyüklü küçüklü 10 kadar köyün her birinin farklı özellikleri var. Sahil köyleri özellikle Kar- damena, Marmari ve Tigaki, Avrupalı turistlerin gözdesi olunca haliyle gelişmiş ve kalabalıklaşmış; tatil beldesi halini almış. Denizden uzak olan Zia, Pyli gibi köylerlerde ise geleneksel ada ya- şamını gözlemlemek mümkün.
Platani (Germe)
Eski adı Germe (Gökova’nın antik adı olan Kermesos’tan geliyor) olan Platani, şehir merkezi ve limandan 3 km uzaklıkta. Adadaki Türklerin büyük bö- lümünün yaşadığı tek Türk köyü olma özelliğini taşıyor. Adanın çeşitli köylerinde yaşayan Türk nüfusu 19. ve 20. yüzyıllarda yaşanan göçlerle azalmış, kalan nüfus ise yeni göçlerle birlikte Germe Köyü’nde toplanmış. Köy mey- danında bulunan üç restoranda kebap, Türk yemekleri ve mezeleri bulabilirsi- niz. Köyde beş vakit açık olan bir cami de bulunuyor.
Zia Köyü
Kos Limanı’nın 17 km güneydoğusunda yer alan Zia küçük ve şirin bir köy. Yüksek bir tepede konumlanan köy, eşsiz panoramik manzarası ve adadaki en güzel gün batımının izlendiği yer olduğu için tercih ediliyor. Geleneksel Yunan yemeklerinin yapıldığı küçük restoranlar ve tavernalarda akşam yemeğinizi yerken günü batırmak çok keyifli oluyor. Köye gelmeden önce Dikeos Dağı’nın eteklerinde inşa edilmiş kilise de görülmeye değer.
Pyli Köyü
M.Ö. 4. yüzyıla kadar geçmişi olan, su kaynaklarıyla öne çıkan köy aynı zamanda Bizans Dönemi’nde adaya başkentlik de yapmış bir yerleşim yeri. Geçim kaynağı tarım olan köy, zeytin ağaçları ve domatesiyle ünlü. Köyün Psoriari Kiparissi bölgesinde Toprak Tanrıçası Demeter ve kızı Persephone’nun tapınağı bulunuyor.
Kos’ta ne yenir, ne yenir içilir, ne alınır?
Daha önce diğer Yunan adaları yazılarımda da bahsettiğim gibi Osmanlının yüzyıllarca hüküm sürdüğü topraklar olması sebebiyle, Yunanlılar ile yemek kültürümüz de iç içe geçmiş durumda. Ufak nüanslar olsa da birçok yemeğimiz ortak (Cacık, musakka, dolma, fava, güveç, saganaki (hellim) peyniri kızartması, tropita (muska böreği), tatlı olarak loukomades (lokma), revani, baklava vb). Yunanistan ve adaları tavernalarıyla ünlüdür. Latince bir kelime olan taverna (Latincede kulübe anlamına gelir) Yunanca’da müzikli yemek yenilen mekanlar için kullanılıyor. Tavernaların birkaç türü var. Balık ve deniz mahsullerinin ağırlıklı olduğu tavernalara psarotaverna deniliyor. Etlerin sunulduğu tavernalara, et tavernası manasında ‘kreatotaverna’ ya da geleneksel taverna anlamında ‘paradosiaki taverna’ adı veriliyor. Restoranlara ise ‘estiatoria’ diyorlar. Meze gibi hafif yiyecekler ile uzo (Yunan rakısı) ve metaxa (Yunan konyağı) içilen küçük mekanları ise ‘ouzeri’ diye adlandırıyorlar. Tavernaların birçoğunda canlı müzik yapılıyor ve sirtaki oynanıyor. Biz daha ziyade deniz mahsulleri ve zeytinyağlı yemekleri tercih ediyoruz ancak et severler için yazayım; Yunan mutfağının özel yemekleri oğlak tandır, fırında kuzu, şarap soslu horoz ve kuzu ciğerine sarılmış kokoreç. Et yemeklerinin mutlaka Zia Köyü’nde yenilmesi tavsiye ediliyor.
Adada sadece Türk köyü Platani’de ev hanımları tarafından yapılan domates reçelinin ve bademli çikolataların ‘tadına bakmadan dönmeyin’ diyorlar. Kos’un zeytinyağları ve balı da çok ünlü ama biz ülkemizde üretilen zeytinyağından ve Bahçecik’te komşularımızın ürettiği kestane balından çok memnunuz. O nedenle satın almadık sadece restoranlarda tadına baktık. Kos’tan bir hatıra kalsın derseniz zeytin ağacından yapılmış ürünler (kaşık, havan, tuzluk, kesme tahtası vs. gibi), deniz süngeri, magnet, üzerinde Kos’u anımsatacak havlu, şapka, bez çanta alabilirsiniz.
***
Yunan adaları içerisinde çok sayıda Türk nüfusuna sahip Kos, Türk-Yunan kültürüyle harmanlanmış bir yapıya sahip. İster günü birlik, ister hafta sonunuzu değerlendirmek, isterseniz de yıllık izninizi geçirmek için Kos Adası’nda hiç yabancılık çekmeden keyifli bir tatil geçirebilirsiniz. Bir başka seyahatte görüşmek umuduyla, sağlıklı kalın.
NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik # gezi # geziyazısı
Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra üniversitesi, sıcak su kaplıcaları, festivalleri ve her sokakta karşınıza çıkan, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ArtNouveau ve Neoklasik tarzdaki binalarıyla mutlaka görülmesi gereken bir şehir…
Son yıllarda trend olan ‘Noel Pazarı’ turlarını merak ediyorsanız, alternatif olarak Yunanistan’ın Drama şehrindeki ‘Noel Baba Köyü’ ya da ‘Drama’nın Rüya Şehri’ diye adlandırılan tema parkı ziyaret edebilirsiniz
Başta büyük önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere II. Meşrutiyet, İttihat Terakki ve Cumhuriyet döneminin önde gelen asker ve siyasilerini yetiştiren Askeri İdadi’nin de bulunduğu Manastır’ı gezmenin tam zamanı…
Makedonya’nın en güzel şehri, en önemli turizm merkezi olan ve 1979’da UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan Ohrid; arkeolojik eserleri, kalesi, camileri, kiliseleri ve çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan tarihi geçmişiyle tam bir kültür hazinesi…
Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi dokuya tanık olmak; rengarenk, cumbalı, asırlık evlerin bulunduğu Arnavut taşlı dar sokaklarda yürürken geçmişe yolculuk yapmak; pırıl pırıl denizde yüzmek, tertemiz plajlarda güneşlenmek, taze deniz mahsullerinin tadına varmak Kavala’da mümkün
Yemyeşil dağları, tertemiz plajları, çekici körfezleri, tarihi, fosil ormanları ve gastronomisi ile aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz Midilli; her zevke hitap eden bir ada…
Doğa harikası manzaraları, gizemli mağaraları, Ortaçağ’dan kalma görkemli yapıları ile gezginlerin en çok görmek istediği ülkelerden biri olan Slovenya; ekolojisi ve sürdürülebilirliği ile Avrupa’nın en yeşil, en temiz ülkesi
Konumu nedeniyle Birleşik Krallık ve İngiltere için stratejik bir öneme sahip olan Birmingham, nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan 25 yaş altındakiler ile Avrupa’nın en genç şehri olarak biliniyor
Dünyanın ilk sağlık merkezi, ilk ve en büyük sunağı, ilk parşömen üretimi, ilk Asya kütüphanesi ve en dik tiyatrosu ile antik dünyada tarihe yön veren, ilkleriyle ünlü bir şehir; Bergama…
Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’i gezerken kendinizi adeta bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz
Paris, sadece Fransa’nın değil aynı zamanda sanatın, kültürün, modanın, finansın, gastronominin de başkenti. Paris denilince akla; moda, sanat, görkemli tarihi yapılar, parfüm ve kozmetik geliyor
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Drava Nehri üzerine yaptırılan, İstanbul’dan Budapeşte’ye giden yolu kısaltan, o dönem dünyanın sekizinci harikası olarak adlandırılan köprü sonrasında yok edilmiş olsa da Osijek görülmeye değer bir şehir
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Barselona… Egzotik, fantastik, büyüleyici ve masalsı yapıları, zengin kültürünü yansıtan müzeleri, hareketli sokakları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla sizi büyüleyecek
Küçük olmasına rağmen uluslararası film festivali, karnavalları, plajları ve marjinal gece hayatı ile son yıllarda Mikonos, İbiza ve Saint Tropez ile rekabet edecek kadar güçlü bir şehir: Sitges
Yeni yerler keşfetmek, spor yapmak, yüzmek, festivallere katılmak, termal kaplıcalarında tedavi görmek, üzüm bağlarında şarap tatmak isterseniz, 'Macaristan Denizi'ni yani Balaton Gölü’nü ziyaret etmelisiniz
Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerini görmek, doğanın kucağında sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isterseniz, Subotica tam size göre
Köklü geçmişi, buram buram tarih ve sanat kokan sokakları, mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü Münih, Salzburg ve Viyana’yı gezerken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedeceksiniz
Neckar Nehri’nin iki yakasına kurulan, Almanya’nın en masalsı ve romantik şehirlerini gezerken, Ortaçağ’a doğru zaman yolculuğuna çıkacaksınız
Swansea, Britanya’nın ve Galler’in en güzel kumsallarına, plajlarına ve görkemli yamaçlarına sahip doğa harikası bir şehir
Londra, İngiltere’nin ve dünyanın en önemli iş ve finans merkezi olduğu kadar turizm açısından da en çok ziyaretçi çeken, en hareketli kenti
Berlin, her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda bombalarla yerle bir edilmiş olsa da kendini toparlamış; tarihi, siyasi rolü, kültür-sanatı ve doğası ile de Avrupa’nın göz bebeği olmayı başarmış
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, doğduğu şehir Selanik’e ve doğduğu eve gitmeye ne dersiniz?
Yaz bitti, çoktan… Sonbaharı da ortaladık. İşlerinizin yoğunluğundan ya da başka sebeplerden dolayı henüz tatil yapamadıysanız; ekim ayında çıkacağınız en güzel tatillerden biri belki de ‘Gemiyle Adriyatik’ gezisi olabilir. Tabii denizden ve gemi yolculuğundan hoşlanıyorsanız…
Yakın bir yurt dışı tatili istiyorsanız; tarihi dokusu, göz alıcı dağları, yemyeşil parkları, altın sarısı kumsalları, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla Bulgaristan sizi bekliyor
Thassos; muhteşem kumsalları, turkuaz rengi denizi, resmedilmeye değer köyleri, tarihi yapısı ve eğlence hayatıyla bir tatilde aradığınız her şeyi size sunmaya hazır
Dünya üzerinde sakız ağaçlarının yetiştiği ve damla sakızı üretiminin yapıldığı tek yer olan Sakız Adası hem köklü tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor
Her köşesinde binlerce yıllık tarih yatan, dar sokakları şövalyelerin izleriyle dolu olan Rodos Adası; turkuaz rengi denizi, tertemiz plajları, geleneksel mutfağı ve gece hayatıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor
Masmavi ve berrak denizi, bembeyaz kumsalları, birbirinden güzel plajlarıyla meşhur Sardunya Adası, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel gezileri tercih edenlerin de uğrak yeri
Kanarya Adaları'nın en büyüğü Tenerife; muhteşem denizi, birbirinden güzel plajları, doğal güzellikleri hatta eğlenceli karnavallarıyla heyecan dolu bir tatil arayanların adresi...
