Birmingham, İngiltere’nin West Midlands (Orta iç batı) Bölgesi’nde, denizden 150 - 300 m yüksekliğindeki Birmingham Platosu’nda konumlanmış bir şehir. Başkent Londra’dan sonra İngiltere’nin ikinci en kalabalık şehri ve aynı zamanda en çok turist çeken dördüncü şehri olma özelliğini taşıyor. Nüfusunun çok olmasının sebepleri arasında lokasyon olarak ülkenin merkezinde bulunmasını ve sanayi devriminde uluslararası öneme sahip olmasını sayabiliriz. Ayrıca şehir, Birleşik Krallık ekonomisine çok büyük katkı sağlıyor. Sanayi bölgesi olması, dünyaca bilinen beş önemli üniversiteye ev sahipliği yapması, biraz da Londra’ya göre daha ucuz bir şehir olması nedeniyle Birmingham’da her milletten insana rastlamanız mümkün. Nüfusunun yaklaşık %40’ını 25 yaş altındaki gençler ve çocuklar oluşturuyor. Bu nedenle Birmingham “Avrupa’nın en genç şehri” olarak da anılıyor.
Birmingham, kültürel ve entelektüel mirasa sahip bir şehir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında bir akım haline gelen Çağdaş İngiliz Kültürel Çalışmalarına, Birmingham Üniversitesi öncü olmuş. Birmingham Üniversitesi’nin arşivlerde nadir bulunan kitaplardan, el yazmalarından, fotoğraflardan oluşan kapsamlı bir koleksiyonu bulunuyor.
Avrupa’nın en büyük halk kütüphanesi de yine Birmingham’da bulunuyor. Eğitimin yanı sıra pek çok kültürel zenginliğe de sahip olan Birmingham; Senfoni Orkestrası, Kraliyet Balesi, Repertuvar Tiyatrosu ve Barber Güzel Sanatlar Enstitüsü ile de ünlü.
Ayrıca şehirde adım başı müzik yapan gruplara, sokak müzisyenlerine, dans edenlere rastlayabilirsiniz.
Ulaşım
İstanbul’dan Birmingham’a aktarmalı veya direkt uçuşlar bulunuyor. Birmingham Uluslararası Havalimanı şehir merkezine 12 km uzaklıkta. Havalimanından tren, otobüs veya taksi ile şehir merkezine kolayca ulaşabiliyorsunuz. Londra’dan da trenle yaklaşık 1,5 saatlik yolculukla Birmingham’a varılıyor. Mevcut tren ağı ile birçok bölgeye ulaşabiliyorsunuz. Trenler konforlu ve temiz. Bisiklet veya tekerlekli sandalye ile trenlere binebiliyorsunuz.
Birmingham’da şehir içi ulaşım için otobüsleri kullanabilirsiniz. Londra’ya nazaran otobüs servisi ve güzergahının az olması; Londra’daki gibi gelişmiş bir metro ağının bulunmaması sebebiyle şehir içinde ulaşımda zorluklar yaşanabiliyor ama bu turistik amaçla gidilen 2-3 günlük seyahatlerde pek sorun yaratmıyor. Ancak 23.00’ten sonra otobüsler hizmet vermediği ve hafta sonları eğlence için dışarı çıkan çok olduğu için taksi bulmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle oteliniz şehir merkezinde olursa daha avantajlı olur.
Araba kiralamak ise biraz riskli diye düşünüyorum. Zira İngiltere’de trafik bize göre ters yönden işliyor, dolayısıyla arabaların direksiyonları da ters. Trafik lambaları da Türkiye’den biraz farklı. Kavşaklarda çok sayıda aynı anda yanan ışık var, bu ışıkların her biri değişik yönlere dönüşlere göre yanıyor. Araba kiralayacaksanız eğer trafik ışıklarına kesinlikle uymalısınız. Ayrıca korna çalmak, başkasının yol hakkını çiğnemek de iyi karşılanmıyor. Yaya geçitlerinde her zaman yayanın geçiş üstünlüğü var, yaya geçitlerinde mutlaka durup yayaya yol vermeniz gerekiyor.
Ne zaman gidilir?
Ilıman iklime sahip Birmingham’da, yazları ortalama sıcaklık 21 °C iken, kış aylarında ortalama sıcaklık 6 °C civarında ve İngiltere’nin genelinde olduğu gibi hava her mevsimde yağışlı. Bu nedenle her zaman şemsiye ve yağmurluk bulundurmak olmazsa olmazlar arasında. Ziyaret edilmesi tavsiye edilen aylar ise mayıs- eylül arası. Ben ekim ve nisan aylarında gittim, aşırı soğuk değildi ama o aylarda gidecekseniz yanınızda kazak, mont gibi kalın giysiler götürmenizde yarar var.
Birmingham’ın en merkezi, en işlek caddesi New Street. İstanbul’daki İstiklal Caddesi’ne benziyor. Cadde; batıda Victoria Meydanı’ndan doğuda Bullring Alışveriş Merkezi’ne kadar uzanıyor.
Victoria Square (Victoria Meydanı)
İsmini Kraliçe Victoria’dan alan, belediye binası ve konsey binasına ev sahipliği yapan Victoria Meydanı, Chamberlain Meydanı’nın hemen bitişiğinde bulunuyor. 1993’te trafiğe kapatılan tarihi meydan yayalara ayrılmış.
Victoria Meydanı’nın konumu Town Hall konser salonuna, St. Philip’s Katedrali’ne, İngiliz lüks mağazalar zinciri Harvey Nichols ve BBC Birmingham stüdyolarına, restoranlara vs. ev sahipliği yapan The Mailbox’a ve New Street tren istasyonuna yürüme mesafesinde. Şehrin her yerine buradan trenle kolayca ulaşabilirsiniz. Ayrıca yıl boyu düzenlenen müzik etkinliklerine, fuarlara, festivallere, Noel pazarına ev sahipliği yapıyor. Meydanda, The River, Guardians, Youth ve Object adlı anıtsal yapı dikkat çekiyor.
The River, Guardians, Youth ve Object (Nehir, gardiyanlar, gençlik ve nesne)
Hintli heykeltıraş Dhruva Mistry tarafından yapılan anıtsal yapı, gençliği ve sonsuzluğu temsil eden dört eserden oluşuyor.
Basamaklarla iki bölüme ayrılmış, üstteki havuzda uzanmış büyük bir bronz kadın figürü ve alttaki havuzda dizlerinin üzerinde oturmuş birbirine bakan bir erkek ve bir kız tasvir ediliyor. Çeşmenin her iki tarafında, muhafızlar olarak bilinen ve çeşitli hayvanlardan özellikler almış iki büyük heykel ve heykellerin her iki yanında, nesne (varyasyonlar) olarak bilinen dikilitaş şeklinde iki heykel var.
Big Brum Clock Tower (Büyük Brum Saat Kulesi)
Mimar Yeoville Thomason tarafından tasarlanan, 1879 tarihli Meclis Binası’nın bir parçası olan saat kulesi, Birmingham Müzesi ve Sanat Galerisi’nin üzerinde 1885 yılında inşa edilmiş. Saat, meteorolojik ve kronolojik verilerin ölçümünde öncü olan Follett Osler tarafından bağışlanmış. ‘Big Brum’ ismi İngiliz Parlamentosu’na ev sahipliği yapan Westminster Sarayı’nın saat kulesinin ‘Big Ben’ çanının ismine bir gönderme olduğu söyleniyor.
Hall of Memory (Hafıza Salonu)
Centenary Square (Yüzüncü Yıl Meydanı)’da bulunan Art Deco tarzında inşa edilmiş etkileyici bir yapı. S. N. Cooke ve W. N. Twist tarafından tasarlanan Hall of Memory bir savaş anıtı. 1922–25 yılları arasında John Barnsley ve oğulları tarafından inşa edilmiş. Anıtın etrafında İngiliz heykeltıraş Albert Toft’un yaptığı dört bronz heykel bulunuyor. I. Dünya Savaşı’nda ölen 12 binden fazla Birmingham vatandaşını anıyor.
St Martin in the Bull Ring (Aziz Martin Kilisesi)
13. yüzyılda inşa edilen şehrin en eski yapılarından Viktorya Dönemi kilisesi. Bull Ring Alışveriş Merkezi ile pazarlar arasında yer alıyor. II. derece koruma altında olan yapının kulesi dışında tamamı tuğladan yapılmış.
The Chamberlain Memorial (Chamberlain Anıtı)
1880’de Chamberlain Meydanı’nda, Neo-Gotik tarzda inşa edilen Chamberlain Anıtı, Birmingham’ın 19. yüzyılda en ünlü politikacısı ve iş adamı Joseph Chamberlain’in onuruna dikilmiş bir anıt. Birçok yerel heykeltıraş ve mimar, anıtı kayda değer bulmasa de II. derece korunma altında olan bir yapı.
Town Hall Birmingham (Birmingham Belediye Binası)
Victoria Meydanı’nda bulunan Birmingham Belediye Binası, Birmingham Eğitim Hastanesi’ne bağış toplamak için kurulan Trienal Müzik Festivali’ne ve halka açık toplantılara ev sahipliği yapması için 1834’te inşa edilmiş. Antik Yunan ve Roma mimarisinde görülen Korint düzenine göre inşa edilen bina, Roma mimarisinin 19. yüzyılda yeniden canlanmasının ilk önemli eseri. Bunun yanı sıra William Hill & Sons tarafından 6.000 boru ile kurulan, o tarihlerde dünyanın en büyük ve teknolojik olarak en gelişmiş konser orgu ile ünlü… I. derece koruma altında olan bina 2002-2007 yılları arasında büyük bir tadilattan geçmiş. Günümüzde caz, rock, pop, klasik konserler, resitaller gibi etkinliklerin yanı sıra eğitim, konferans, yemek ve mezuniyet törenleri gibi sosyal aktivitelere de ev sahipliği yapıyor.
Birmingham mimarisi ile dikkat çeken şehirlerden biri. 1950-1960’lı yıllarda başlayan inşaat faaliyetleri ile şehrin siluetini değiştiren ilginç binalar inşa edilmiş.
The Cube (Küp)
Ödüllü mimarlar Ken Shuttleworth ve Make tarafından tasarlanan 25 katlı ikonik bir bina. Şehrin endüstriyel mirası ile gelecek vizyonu harmanlanarak altın ve bronz geometrik şekillerle mücevhere benzer bir dış cephe oluşturulmuş. Birmingham’ın siluetine ilginç bir hava katan binanın şehrin merkezinde yer alması, alışveriş merkezlerine yakın olması değerini artırıyor. Bronz heykellerin bulunduğu binada restoran, bowling salonu, lüks daire ve ofisler yer alıyor.
Rotunda (Yuvarlak ve kubbeli yapı)
81 metre yüksekliğindeki silindirik bina, Birmingham’ın önemli yapılarından biri. 1965 yılında inşa edilen ve ikinci dereceden koruma altında olan binanın mimarı James A. Roberts.
Bullring & Grand Central (Boğa Ringi ve Büyük Merkez)
Birmingham’ın Bullring semtinin meydanında, şehrin en büyük alışveriş merkezi olan Bullring Alışveriş Merkezi bulunuyor.
Birçok ödül almış, ilginç bir mimari yapıya sahip Bullring, binlerce yuvarlak alüminyum disklerle kaplanmış, parıl parıl parlıyor. Bu sebeple “Kraliçenin mücevheri” olarak da anılıyor. Bull Ring Alışveriş Merkezi’nden dışarı çıkmadan Grand Central Alışveriş Merkezi’ne geçilebildiği için alışveriş merkezleri tek bir alışveriş merkeziymiş gibi görünüyor. Yılda 36,5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan alışveriş merkezi; 240’tan fazla tanınmış mağaza, butik, dükkan ve lokantaya ev sahipliği yapıyor.
Alışveriş merkezine giderken meydanda şehrin simgesi olan bronzdan yapılmış devasa bir boğa heykeli var. Tarihte bu meydanın olduğu bölgede boğalar yetiştirilir ve burada güreştirilmiş o nedenle semtin adı Bullring (Boğa Ringi) olarak kalmış. Boğa heykeli ile fotoğraf çektirmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturuyor.
Birmingham’ın dikkat çeken bir başka özelliği ise 1700- 1800’lü yıllarda inşa edilen 35 mil uzunluğundaki su kanalları. Bir zamanlar ticari malları taşımak üzere yapılan bu kanalların, Venedik’teki kanallardan daha fazla olduğu söyleniyor ama Venedik kadar ünlenmemiş. Şehrin popüler mekanları kanalların etrafında konumlandığı için halk dinlenme, spor, yeme-içme gibi faaliyetleri buralarda gerçekleştiriyor. Şehri keşfetmek için bir saat kadar süren tekne gezintisi yapmak eğlenceli ancak mümkün olmazsa kanalın etrafında yürüyüş yapmak da oldukça keyifli.
Brindleyplace (Brindley’in yeri)
Ağaçlarla çevrili meydanlar, kanal kenarındaki konumu, Brindleyplace’i Birmingham’ın en popüler yerlerinden biri yapıyor.
Brindleyplace, Arena Birmingham (NIA) ve Symphony Hall’a ev sahipliği yapan Uluslararası Kongre Merkezi’nin (ICC) yanında mükemmel bir konuma sahip olduğundan konser öncesi bir şeyler atıştırmak için ideal bir yer. Birmingham New Street İstasyonu’na sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde. Brindleyplace’te bulunan Broad Road üstündeki restoranlardan birinde yemek yiyebilir ya da kafelerde bir şeyler içebilirsiniz. Kanal manzaralı boş masa bulursanız şanslısınız ama bulamazsanız da kafe ve restoranların ortamı son derece keyifli.
Yeme- içme
İngilizler genelde dışarıda yemek yemeyi sever.
Hint, Fransız, Çin ve İtalyan mutfakları başta olmak üzere dünya mutfaklarından çokça etkilenen İngiliz mutfağında; et çeşitleri, balık, kuru fasulye, patates ile yapılan yemekler öne çıkar. İçecek olarak sütlü çay, zencefilli gazoz, lager ve ale biraları, meyve şarapları tüketilir.
The Battle of Gods and Giants (Tanrıların ve Devlerin Savaşı Heykeli)
Brindleyplace denen popüler bölgede, kanalın yanındaki yürüyüş yolunda iki parçaya bölünmüş bulutu ifade eden bronzdan yapılmış soyut bir heykel karşınıza çıkacaktır. 1994 yılında ünlü heykeltıraş Roderick Tye tarafından yapılan heykel, Birmingham’ın merkezini yeniden inşa etme mücadelesini sembolize ediyor.
Heykeltıraş eserinde Yunan didaktik şiirin babası Hesiodos’un tanrılar ve devler arasındaki savaşa ilişkin ‘yaratılış’ mitine atıfta bulunuyor. Yunan mitolojisine göre, tanrılar Olympus Dağı’nın zirvesindeki bulutların arasında yaşar. Devler, Olympus’a ulaşabilmek için merdiven inşa ederek bulutlara çıkmaya çalışır ancak yenilirler.
Parklar
Muhteşem manzaralarıyla ünlü Birmingham, 8 bin dönümden fazla park ve yeşil alanları ile Birleşik Krallık’ın en yeşil şehirlerinden biri. Cannon Hill Park, Sheldon Country Park, Moseley Bog, Lickey Hills Country Park, Waseley Hills Country Park vb. gibi parklar aileler tarafından en çok tercih edilen yeşil alanlar.
Müzeler
Birmingham’da ziyaret edebileceğiniz birçok müze ve sanat galerisi bulunuyor. En çok ziyaret edilen müzeler:
Aston Hall: 1618 – 1635 yılları arasında inşa edilen müze dönem temalı odalarıyla ve sanat eserleriyle dikkat çekiyor.
Birmingham Museum & Art Gallery: Şehrin önemli müzelerinden biri. Viktorya Dönemi’ne ait bir binadaki müzede çeşitli kültürleri temsil eden 24.000’den fazla resim, heykel, baskı, çizim bulunuyor. Ayrıca arkeoloji, etnografya, doğa tarihi, endüstri tarihi, metal işleri, mücevherat, seramik vb. gibi uluslararası öneme sahip koleksiyonları barındırıyor. Girişler ücretsiz.
Ikon: Avrupa’nın önde gelen çağdaş sanat galerilerinden biri. Etkinlik ve sergi programlarıyla yenilikçi bir felsefe benimsemiş bir müze. Girişler ücretsiz.
NASIL ARANDI: #gezi # birmingham # müzeyyen topçu tan # köşe yazısı # ingiltere # birleşik krallık # avrupa
Avrupa'nın en temiz, okuryazarlık oranı ve yaşam kalitesi en yüksek ve güvenli ülkesi olan Estonya’nın başkenti Tallinn; ülkenin finans, sanayi, siyasi, kültür merkezi ve ana liman kenti olarak biliniyor. Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ şehirlerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Alanı listesinde olan Tallinn dünyanın en iyi on dijital şehri arasına girerek çağı yakaladığını da ispatlıyor.
İsveç ve Rus etkisiyle şekillenmiş kültürü, sanatı ve mutluluk endeksi ile gıpta edilen; tertemiz, yemyeşil ormanları, masmavi denizi ve üç yüz küsur adası ile güzel bir coğrafyaya sahip olan Helsinki, soğuk iklimine rağmen Kuzey Avrupa’da en yaşanabilir şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Antik dönemde zengin, güçlü bir şehir devleti ve kültür merkezi olan Samos; dünyaca ünlü filozofların doğduğu, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış tarihi bir bölge olmasının yanı sıra temiz ve güzel sahilleri, bölgeye özgü yemekleri, şarapları, tavernaları ve doğal güzellikleri ile ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak eden bir lokasyon. Hem deniz hem de kültür tatilini birlikte yapmak isteyenler için ideal bir seçim.
Balkanlarda gezilecek yerler arasında en popüler rotalardan biri olan Üsküp, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. Tarihi eserlerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de kendini kanıtlayan Üsküp’ü gezerken, Osmanlı’dan kalan izler nedeniyle kendinizi zaman zaman Anadolu’da bir şehirde hissedecek, damak tadımıza uygun yemekleri sayesinde de hiç yabancılık çekmeyeceksiniz, Bir de baktığınız her yerde devasa heykellere rastlayacaksınız.
Yunanistan’ın en iyi korunmuş tarihi şehri unvanına sahip İskeçe’de her yıl şubat sonu- mart başına denk gelen zaman diliminde yapılan renkli karnavala dünyanın her yerinden genç, yaşlı binlerce kişi katılıyor. Yunanistan’ın ve Balkanların en renkli karnavalı olan; müzik, dans, kültür ve eğlence dolu etkinlikleri kapsayan İskeçe Karnavalı, Yunanistan’ın turizm ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor.
Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra üniversitesi, sıcak su kaplıcaları, festivalleri ve her sokakta karşınıza çıkan, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ArtNouveau ve Neoklasik tarzdaki binalarıyla mutlaka görülmesi gereken bir şehir…
Son yıllarda trend olan ‘Noel Pazarı’ turlarını merak ediyorsanız, alternatif olarak Yunanistan’ın Drama şehrindeki ‘Noel Baba Köyü’ ya da ‘Drama’nın Rüya Şehri’ diye adlandırılan tema parkı ziyaret edebilirsiniz
Başta büyük önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere II. Meşrutiyet, İttihat Terakki ve Cumhuriyet döneminin önde gelen asker ve siyasilerini yetiştiren Askeri İdadi’nin de bulunduğu Manastır’ı gezmenin tam zamanı…
Makedonya’nın en güzel şehri, en önemli turizm merkezi olan ve 1979’da UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan Ohrid; arkeolojik eserleri, kalesi, camileri, kiliseleri ve çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan tarihi geçmişiyle tam bir kültür hazinesi…
Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi dokuya tanık olmak; rengarenk, cumbalı, asırlık evlerin bulunduğu Arnavut taşlı dar sokaklarda yürürken geçmişe yolculuk yapmak; pırıl pırıl denizde yüzmek, tertemiz plajlarda güneşlenmek, taze deniz mahsullerinin tadına varmak Kavala’da mümkün
Yemyeşil dağları, tertemiz plajları, çekici körfezleri, tarihi, fosil ormanları ve gastronomisi ile aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz Midilli; her zevke hitap eden bir ada…
Doğa harikası manzaraları, gizemli mağaraları, Ortaçağ’dan kalma görkemli yapıları ile gezginlerin en çok görmek istediği ülkelerden biri olan Slovenya; ekolojisi ve sürdürülebilirliği ile Avrupa’nın en yeşil, en temiz ülkesi
Dünyanın ilk sağlık merkezi, ilk ve en büyük sunağı, ilk parşömen üretimi, ilk Asya kütüphanesi ve en dik tiyatrosu ile antik dünyada tarihe yön veren, ilkleriyle ünlü bir şehir; Bergama…
Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’i gezerken kendinizi adeta bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz
Paris, sadece Fransa’nın değil aynı zamanda sanatın, kültürün, modanın, finansın, gastronominin de başkenti. Paris denilince akla; moda, sanat, görkemli tarihi yapılar, parfüm ve kozmetik geliyor
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Drava Nehri üzerine yaptırılan, İstanbul’dan Budapeşte’ye giden yolu kısaltan, o dönem dünyanın sekizinci harikası olarak adlandırılan köprü sonrasında yok edilmiş olsa da Osijek görülmeye değer bir şehir
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Barselona… Egzotik, fantastik, büyüleyici ve masalsı yapıları, zengin kültürünü yansıtan müzeleri, hareketli sokakları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla sizi büyüleyecek
Küçük olmasına rağmen uluslararası film festivali, karnavalları, plajları ve marjinal gece hayatı ile son yıllarda Mikonos, İbiza ve Saint Tropez ile rekabet edecek kadar güçlü bir şehir: Sitges
Deniz-kum-güneş, spor, tarih, kültür, gastronomi, eğlen- ce... Bir tatilden beklenen her şeyi karşılayan ada: Kos
Yeni yerler keşfetmek, spor yapmak, yüzmek, festivallere katılmak, termal kaplıcalarında tedavi görmek, üzüm bağlarında şarap tatmak isterseniz, 'Macaristan Denizi'ni yani Balaton Gölü’nü ziyaret etmelisiniz
Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerini görmek, doğanın kucağında sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isterseniz, Subotica tam size göre
Köklü geçmişi, buram buram tarih ve sanat kokan sokakları, mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü Münih, Salzburg ve Viyana’yı gezerken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedeceksiniz
Neckar Nehri’nin iki yakasına kurulan, Almanya’nın en masalsı ve romantik şehirlerini gezerken, Ortaçağ’a doğru zaman yolculuğuna çıkacaksınız
Swansea, Britanya’nın ve Galler’in en güzel kumsallarına, plajlarına ve görkemli yamaçlarına sahip doğa harikası bir şehir
Londra, İngiltere’nin ve dünyanın en önemli iş ve finans merkezi olduğu kadar turizm açısından da en çok ziyaretçi çeken, en hareketli kenti
Berlin, her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda bombalarla yerle bir edilmiş olsa da kendini toparlamış; tarihi, siyasi rolü, kültür-sanatı ve doğası ile de Avrupa’nın göz bebeği olmayı başarmış
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, doğduğu şehir Selanik’e ve doğduğu eve gitmeye ne dersiniz?
Yaz bitti, çoktan… Sonbaharı da ortaladık. İşlerinizin yoğunluğundan ya da başka sebeplerden dolayı henüz tatil yapamadıysanız; ekim ayında çıkacağınız en güzel tatillerden biri belki de ‘Gemiyle Adriyatik’ gezisi olabilir. Tabii denizden ve gemi yolculuğundan hoşlanıyorsanız…
Yakın bir yurt dışı tatili istiyorsanız; tarihi dokusu, göz alıcı dağları, yemyeşil parkları, altın sarısı kumsalları, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla Bulgaristan sizi bekliyor
Thassos; muhteşem kumsalları, turkuaz rengi denizi, resmedilmeye değer köyleri, tarihi yapısı ve eğlence hayatıyla bir tatilde aradığınız her şeyi size sunmaya hazır
Dünya üzerinde sakız ağaçlarının yetiştiği ve damla sakızı üretiminin yapıldığı tek yer olan Sakız Adası hem köklü tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor
Her köşesinde binlerce yıllık tarih yatan, dar sokakları şövalyelerin izleriyle dolu olan Rodos Adası; turkuaz rengi denizi, tertemiz plajları, geleneksel mutfağı ve gece hayatıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor
Masmavi ve berrak denizi, bembeyaz kumsalları, birbirinden güzel plajlarıyla meşhur Sardunya Adası, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel gezileri tercih edenlerin de uğrak yeri
Kanarya Adaları'nın en büyüğü Tenerife; muhteşem denizi, birbirinden güzel plajları, doğal güzellikleri hatta eğlenceli karnavallarıyla heyecan dolu bir tatil arayanların adresi...