Son zamanlarda gündemimizi meşgul eden “Yunan adaları kapı vizesi” gibi haberleri veya yorumları çokça duymuşsunuzdur. Yunanistan, 30 Mart 2024 itibarıyla Türkiye’nin belirli kıyı bölgelerinden deniz yoluyla ulaşılan 10 adası (Kalimnos, Kos, Limni, Leros, Midilli, Meis, Rodos, Sakız, Samos ve Simi) için kapıda vize uygulaması başlattı. Yani Yunanistan’ın bu 10 adasına giderken; hususi (yeşil), diplomatik (siyah) ve hizmet (gri) pasaportu olmayanların almak zorunda olduğu Schengen vizesini almanız gerekmiyor artık. Bunun yerine gümrük kapısında 60- 80 euro karşılığında vize alıyorsunuz. 7-15 gün seyahat etme imkanı tanıyan bu vize sadece 10 ada için geçerli ve Yunanistan’ın başka bir bölgesine ya da adadan adaya geçişte kullanılamıyor. Mutlaka biliyorsunuzdur ama yine de yazayım; yeşil, siyah ve gri pasaportu olanlar da Yunanistan’a 180 günlük zaman dilimi için 90 günü aşmayacak şekilde vizesiz girebiliyor. Yine biliyorsunuzdur ama bir hatırlatma daha yapayım pasaportunda K.K.T.C giriş/çıkış damgası olanlar Yunanistan’a giriş yapamıyor, dolayısıyla kapıda vize de alamazsınız! Ayrıca daha önce Schengen vize başvurusu reddedilmiş kişilerin başvurusu kabul edilmiyor!
***
Yunanistan’da turizmin yeni yolunun bir parçası olan kapıda vize uygulaması başlayınca, ülkemizde Yunan adalarına talep patlaması yaşandı. O kadar ki bazı kişilerin feribot rezervasyonları iptal edildi. Ek seferler düzenlendi, bu sefer de otel rezervasyonları iptal edildi. Adalarının bu kadar tercih edilme sebeplerine bakarsak; daha önce Yunan adalarına hiç gitmemiş kişilerin bunu fırsat bilmesi olabilir zira uygulamanın geçici olduğu söyleniyor. Gerçi geçtiğimiz yıllarda ekonomisi dibi gören Yunanistan’ın yüksek makamları, bu kadar dövizi görünce uygulamayı kalıcı yapacaktır ancak Türkiye’de oturum izni olan ya da Türk vatandaşlığına geçmiş mültecilerin durumuna göre değiştirebilirler! Bunu ben söylememiş olayım ama adalara bu kadar yoğun talebin olmasının sebepleri arasında; plajların çok temiz ve halka açık olması, yeme-içme ve konaklama konusunda ülkemize göre fiyatların daha makul olması, inşaat ve müzik gürültüsünün olmaması da gösteriliyor.
Daha önce Yunan adalarından birine gitmediyseniz ve kapıda vize uygulamasından faydalanmak istiyorsanız her birinin kendine özgü güzellikleri ve atmosferi olan adalar arasından seçim yapmanız zor olabilir. Bu sayıda size eşim Ömer Tan’la ziyaret etme fırsatı bulduğumuz ve çok keyif aldığımız Samos (Sisam) Adası hakkındaki düşüncelerimi ve deneyimlerimizi anlatacağım. Rehber olması dileğiyle, keyifli okumalar…
Samos Adası
Uzun yıllar Osmanlı’nın susam gereksinimini karşıladığı için Sisam veya Susam Adası olarak da anılan Samos Adası; Batı Türkiye kıyılarından 2 km uzaklıkta Kuşadası Dilek Yarımadası’nın karşısında, ülkemize en yakın olan Yunan adasıdır. Antik çağlarda üzüm bağları ve şarap üretimiyle tanınan, zengin ve güçlü bir şehir devleti (Günümüzdeki Vatikan, Monaco vb. gibi) olan ada, günümüzde Yunanistan’ın Kuzey Ege bölgesinin ayrı bölgesel bir birimi. Pisagor teoremine adını veren filozof ve matematikçi Pisagor’un, filozof Melissus ve Epikuros (Epikür)’un, dünyanın güneş etrafında döndüğünü ilk defa öne süren gök bilimci Aristarchus (Aristarkus)’un doğduğu yer olan ada; tarih boyunca Cenevizlilerden Romalılara, Perslerden Fenikelilere ve Osmanlı’ya kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bu uygarlıkların izlerini taşıyan tarihi, Artemis Tapınağı ve Heraion gibi yapılarıyla kültür mirası olan ada aynı zamanda bölgeye özgü yemekleri, şarapları, tavernaları, enfes sahilleri ve doğal güzellikleriyle ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Nasıl gidilir?
Samos Adası’na; Kuşadası, Bodrum veya Seferihisar limanlarından düzenli olarak yapılan feribot veya katamaran seferleriyle kolayca ulaşım sağlanıyor (Arabalı feribot yok). Biz Kuşadası’ndan katamaran ile Vathy şehrine gittik. Sefer süresi yaklaşık 45 dakika sürüyor. Adanın Pythagorio şehrine de feribot var ama bizim otelimiz Vathy’deydi. Eğer seyahatinizi tur şirketiyle değil de kendi imkanlarınızla gerçekleştirecekseniz; seyahat planınızı önceden yapıp, feribot biletinizi almanızı, kapı vizesi için gereken evraklarınızı eksiksiz hazırlamanızı öneririm. Yola çıkmadan önce de feribot ve otel rezervasyonlarınızı mutlaka teyit edip, iptal edilmediğinden emin olun! Çünkü sosyal mecralarda ve basında feribot ya da otel rezervasyonları iptal edilen birçok kişinin mağduriyetini okudum. Yaz aylarında yoğunluk olduğu için gümrüklerde fazla bekleyeceğinizi, eksik evrakınız varsa ödediğiniz vize ücretini geri alamayacağınızı unutmayın! Feribottan iner inmez limanın hemen karşısında bulunan binalarda araba kiralayacağınız firmalar var (Bizim girdiğimiz ofisin sahibi şansımıza Türk idi). Biz araba kiraladık ama motor kiralayan da çok. Motor kiralamak daha uygun olabilir ama dağ köylerine gidenlerin yorumlarına göre küçük motorlarla dik rampaları çıkmak zor oluyormuş. Eğer deniz tatili için gittiyseniz, gününüzün çoğunu plajda geçirecekseniz, araba kiralamanız gerekmeyebilir. Diğer şehirleri ziyaret etmek için otobüs ya da taksi kullanabilirsiniz.
Ne zaman gidilir?
Tipik Akdeniz iklimine sahip Samos’a her mevsim gidilebilir ama deniz tatili isteyenler için en uygun zaman, sıcaklığın yüzmek için ideal olduğu nisan- ekim ayları arası. Temmuz ve ağustos adanın en yoğun, en popüler olduğu aylar ve fiyatlarlar diğer aylara göre biraz daha yüksek. Sıcaklıklar 35 hatta 40 derecelere kadar çıkıyor. Eylül ve ekim aylarında sıcaklıklar daha düşük, turist yoğunluğu daha az yani ada daha sakin. Kalabalığı seviyorsanız temmuz- ağustos, sevmiyorsanız eylül-ekim ayları Samos’a gitmek için ideal aylar. Havanın çok soğuk olmadığı kış aylarında da gidilebilir ancak çok yağışlı geçtiğini bilmenizde fayda var.
Nerede kalınır?
Samos’ta konaklama konusunda seçenek çok. Biz arkadaşlarımızın tavsiye ettiği Hotel Myrini, Vathy’de olduğu için orada konakladık ama Kokkari veya Pitagorion’da da kalmak keyifli olur.
Samos’ta görülmesi gereken yerler
Samos/ Vathy
Ana kent olan Samos (Vathy olarak da anılıyor), adanın kuzeydoğusunda yer alıyor. Büyük bir limanın bulunduğu bölge, en hareketli, en popüler ve diğer yerleşkelere göre en kalabalık yer. Feribottan iner inmez sizi karşılayan küçük dükkânlar, tavernalar, oteller sahil boyunca devam ediyor. Geceleri ışıl ışıl olan sahilde yürümek, küçük tavernalarda, kafelerde oturup bir şeyler yiyip içmek oldukça keyifli. Vathy’nin merkezinde bulunan meydanın ortasında meşhur aslan heykeli var. Siyah kaide üzerindeki beyaz aslan heykeli, 1930 yılında Yunanistan’ın özgürlüğünün yüzüncü yılını kutlamak amacıyla dikilmiş. Meydanın etrafında ise kafeler, barlar ve tavernalar var. Meydan gündüz sessiz ama akşam saatlerinde yayılan müzik sesleri geç saatlere kadar devam ediyor. Adanın tarihini öğrenmek isterseniz sahildeki Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Tepelere doğru dar ve dolambaçlı yolları tırmanarak Vathy’nin yüksek kesimlerindeki ara sokaklarında küçük ama sevimli Rum evlerinin fotoğraflarını çekebilir, şehri panoramik olarak seyredebilirsiniz.
Kokkari
Yunancada ‘küçük soğan’ anlamına gelen Kokkari, başkent Vathy’ye 10 kilometre uzaklıkta, tipik beyaz evlerin bulunduğu şirin bir sahil kasabası.
İsminden de anlaşıldığı gibi burada soğan yetiştiriliyormuş ama günümüzde turizm, tarımın önüne geçmiş. Çok sayıda zeytin ve çam ağaçlarının, üzüm bağlarının olduğu yerleşimde dağların yeşilliği ile denizin mavisi birlikte çok güzel manzaralar oluşturuyor, adeta dans ediyor. Denizi dalgalı olduğu için sörf yapanların tercih ettiği Kokkari’de sörf eğitimi veren bir okul da mevcut. Sahilde bulunan gece kulüpleri, barları, tavernalarıyla turistlerin gözde yeri olan Kokkari, adanın en canlı ve eğlenceli yeri.
Karlovasi
Adanın kuzeybatı kesiminde yer alan Karlovasi, Vathy’ye 32 kilometre uzaklıkta ve adanın ikinci büyük şehri. Kıyı şeridi boyunca birçok kum veya taşlı plajı olan Karlovasi, Samos’un sembolü haline gelmiş olan kalp şeklindeki Potami Plajı’na yaklaşık beş kilometre uzaklıkta. Bölgede Potami şelalesi de var, zamanımız olmadığı için biz gitmedik. Zaten yolu biraz zorluymuş. Gitmek isterseniz spor ayakkabısı ve yedek kıyafetler götürmeyi unutmayın. Gün sonunda güneşi Karlovasi’de batırmak da keyifli bir tecrübe… Deniz ve doğa güzelliklerinin yanında Karlovasi’yi önemli bir yerleşke yapan başka bir özellik ise Ege Üniversitesi Bilgi ve İletişim Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nün burada olması.
Pythagorion
Ünlü matematikçi ve filozof Pisagor’un doğduğu ve yaşadığı yer olan Pythagorion (Pisagor) kasabası adanın popüler ve mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri. Kasabanın merkezindeki sahilde teknelerin yanaştığı bir liman ve sahil boyunca uzanan tavernalar var.
Limanda buruna doğru gidince Pisagor’un heykeli olan anıtını görüyorsunuz. Kaidenin üzerinde Pisagor teoremini gösteren yazılar bulunuyor. Ara sokaklarında otantik ve harika bir atmosfer bulabileceğiniz kasaba aynı zamanda Antik Samos’un arkeolojik alanı.
Deniz kenarında bir tepede erken dönem bazilika kalıntıları ve kale duvarlarını görebilirsiniz. Pythagorion, Samos Heraionu (Zeus’un karısı tanrıça Hera için yapılan, bugün sadece bir sütunu ayakta kalmış 115 sütunlu görkemli tapınak -ki Efes Artemis Tapınağı’ndan sonra ikinci büyük iyon tapınağı olarak biliniyor-) ile birlikte 1992 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş. Pythagorion’a kadar gitmişken, buraya çok yakın olan uzun ve kumlu plajı, dalgasız sığ sularıyla adanın en gözde plajlarından biri olan Psili Ammos’a da uğrayabilirsiniz.
Manolates
Samos’un kuzey kıyısında, Karlovasi ile Kokkari arasında yer alan, turistlerin tercih ettiği, otantik bir dağ köyü. Manolates; şarap üretimi, güzel manzarası ve seramikleriyle ünlü. Sokaklarında hediyelik eşya alabileceğiniz çok sayıda seramik atölyeleri ve dükkanları var. Doğa yürüyüşü yapmayı seviyorsanız köyde hiking (Kırsal kesimdeki patikalarda veya parkurlarda yapılan uzun ve hareketli bir yürüyüş) parkurları da var. Dağ köylerinin dar ve dolambaçlı yolları çok dik ama tırmanmaya değer çünkü manzaralar çok güzel.
Plajlar
Adada sanırım kırktan fazla mavi bayraklı plaj bulunuyor. Her biri birbirinden güzel ve temiz olan plajları seçmesi zor ama en popüler olanları: Kokkari Plajı, Potami Plajı, Mikro Seitani & Megalo Seitani Plajları, Tsamadou Plajı, Livadaki Plajı, Avlakai Plajı ve Psili Ammos Plajı diyebilirim.
Dini yapılar
Adada dolaşırken çok sayıda manastır, kilise ve şapel karşınıza çıkıyor. Sahilde, köylerde, dağların tepesinde hatta mağaranın (Spiliani Manastırı) içinde bile. Birkaçından bahsetmek gerekirse; Agios Spyridonas Kilisesi: Vathy’de bulunan kilise, Samos’un Yunanistan ile birleştirilme kararı alındığı için tarihi öneme sahip. Agios Nikolaos Kilisesi: 19. yüzyılın sonlarında Bizans mimari tarzıyla inşa edilen Ortodoks Kilisesi; Karlovasi’nin en görkemli ve etkileyici kilisesi. Büyük mermer sütunlu dış cephesi, mavi beyaz kubbesi, uzun çan kuleleri, palmiyeli giriş yoluyla dikkat çekiyor. Megali Panagia (Büyük Meryem Ana) Manastırı: 1586 yılında rahip Nilus ve Dionysos tarafından kurulan manastır, Koumaradaioi Köyü’nün iki kilometre güneydoğusunda. Manastırın iç kısmında 16. yüzyıl freskleri, minber, görkemli taht ve sunak, 18. yüzyılda yapılmış yaldızlı ahşap oymalar bulunuyor.
Aktiviteler
Yunanistan, uzun süredir sürdürülebilir turizmi teşvik ediyor. Sürdürülebilirlik derken sadece doğal kaynakları, çevreyi korumakla kalmıyor, yerel halkın da turizme entegre olmasını sağlıyor. Böylece bacasız sanayi olan turizm ile çevreyi kirletmeden ekonomisini iyileştiriyor. Samos’ta da turistlerin ilgisini çekecek, yerel halkın para kazanacağı çeşitli aktiviteler gerçekleştiriliyor. Bunların başında şarap tadımı turları geliyor. Samos’un şarapları dünyaca ünlü ve uluslararası yarışmalardan aldığı yüzlerce ödül var. Şarap severler için düzenlenen bu turlar hem yerel halka hem de ekonomiye katkı sağlıyor. Yunan hükümeti, turizmin sadece yaz aylarında yoğunlaşmasından ve bölgenin aşırı kalabalık hale gelmesinden de hoşlanmıyor. Bu nedenle aktivitelerin bütün yıla yayılması için uğraşıyor. Bu sebeple yaz sezonu dışında yemek pişirme ve aşçılık dersleri, doğa yürüyüşleri, mağara keşifleri, rüzgâr sörfü, tırmanma gibi aktiviteler de yapılıyor.
Yeme-içme
Samos’un ekonomisi ağırlıklı olarak turizme dayalı olduğu için gastronomi önemli bir rol oynuyor. Yunanistan’ın genelinde olduğu gibi Samos’ta da pişirilen yemekler, mezeler her zaman taze ve lezzetli. Bunun bir sebebi de adada üretilen yüksek kaliteli sızma zeytinyağı ile pişirilmesi. Komşu Yunanistan ile mutfak kültürümüz birbirine benziyor.
Cacık, dolma, baklava, döner vb. gibi ortak lezzetlerimiz var. Yunan mutfağında deniz ürünleri kadar mezeler de önemli. Çok çeşitli olan mezelerden en popüler olanı sebze, et, karides veya deniz mahsullerinin peynire sarılıp kızartılmasıyla yapılan Saganaki. Ayrıca morina, sazan, kefal gibi balıklarla yapılan taramasalata ve bakaliaros denilen böreği sayabiliriz. Antik çağlardan beri şarapçılık geleneğine sahip adada üretilen dünyaca ünlü şaraplar ve uzo en çok tercih edilen içecekler.
Alışveriş
Adanın kayalık arazilerinde yetişen zeytinlerden üretilen düşük asitli, aromatik zeytinyağı, dağlardaki çiçek ve güzel kokulu otlarla beslenen arılardan üretilen bal, koyun ve keçi peyniri adaya gelen turistlerin en çok aldığı ürünler. Ayrıca Manolates Köyü’nde imal edilen seramik objeler (özellikle Pisagor’un adalet kupası), Pisagor teoremi baskılı tişört ve magnet satın alabilirsiniz.
Daha önce Mikonos, Santorini ya da Rodos gibi Yunan adalarından birine gittiyseniz, Samos’u beğenmeyebilirsiniz ama biz çok sevdik ve hoşça vakit geçirdik. Hatta bulduğumuz ilk fırsatta adanın gezemediğimiz bölümlerini keşfedebilmek için tekrar gitmeye değer diye düşünüyoruz. Seyahatiniz bol olsun…
NASIL ARANDI: #müzeyyen topçu tan # gezi yazısı # köşe yazısı # samos # yunanistan # yunan adaları
Macaristan’ın Mako ve Hodmezövasarhely şehirleri; tarihi zenginlikleri, kültürel mirası, doğal güzellikleri, termal suları ve SPA kültürüyle keşfedilmeye değer
Efsanelerle dolu Antik Yunanistan’ın zengin tarihi ve kültürel mirasını keşfederken, yeni yıla hazırlanan modern Yunanistan’a doğru zamanda bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle gezginlerin gözde destinasyonlarından biri olan Litvanya’yı keşfedebilmek için başkent Vilnius ve Trakai’yı mutlaka ziyaret etmelisiniz
Avrupa'nın en temiz, okuryazarlık oranı ve yaşam kalitesi en yüksek ve güvenli ülkesi olan Estonya’nın başkenti Tallinn; ülkenin finans, sanayi, siyasi, kültür merkezi ve ana liman kenti olarak biliniyor. Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ şehirlerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Alanı listesinde olan Tallinn dünyanın en iyi on dijital şehri arasına girerek çağı yakaladığını da ispatlıyor.
İsveç ve Rus etkisiyle şekillenmiş kültürü, sanatı ve mutluluk endeksi ile gıpta edilen; tertemiz, yemyeşil ormanları, masmavi denizi ve üç yüz küsur adası ile güzel bir coğrafyaya sahip olan Helsinki, soğuk iklimine rağmen Kuzey Avrupa’da en yaşanabilir şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Balkanlarda gezilecek yerler arasında en popüler rotalardan biri olan Üsküp, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. Tarihi eserlerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de kendini kanıtlayan Üsküp’ü gezerken, Osmanlı’dan kalan izler nedeniyle kendinizi zaman zaman Anadolu’da bir şehirde hissedecek, damak tadımıza uygun yemekleri sayesinde de hiç yabancılık çekmeyeceksiniz, Bir de baktığınız her yerde devasa heykellere rastlayacaksınız.
Yunanistan’ın en iyi korunmuş tarihi şehri unvanına sahip İskeçe’de her yıl şubat sonu- mart başına denk gelen zaman diliminde yapılan renkli karnavala dünyanın her yerinden genç, yaşlı binlerce kişi katılıyor. Yunanistan’ın ve Balkanların en renkli karnavalı olan; müzik, dans, kültür ve eğlence dolu etkinlikleri kapsayan İskeçe Karnavalı, Yunanistan’ın turizm ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor.
Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra üniversitesi, sıcak su kaplıcaları, festivalleri ve her sokakta karşınıza çıkan, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ArtNouveau ve Neoklasik tarzdaki binalarıyla mutlaka görülmesi gereken bir şehir…
Son yıllarda trend olan ‘Noel Pazarı’ turlarını merak ediyorsanız, alternatif olarak Yunanistan’ın Drama şehrindeki ‘Noel Baba Köyü’ ya da ‘Drama’nın Rüya Şehri’ diye adlandırılan tema parkı ziyaret edebilirsiniz
Başta büyük önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere II. Meşrutiyet, İttihat Terakki ve Cumhuriyet döneminin önde gelen asker ve siyasilerini yetiştiren Askeri İdadi’nin de bulunduğu Manastır’ı gezmenin tam zamanı…
Makedonya’nın en güzel şehri, en önemli turizm merkezi olan ve 1979’da UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan Ohrid; arkeolojik eserleri, kalesi, camileri, kiliseleri ve çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan tarihi geçmişiyle tam bir kültür hazinesi…
Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi dokuya tanık olmak; rengarenk, cumbalı, asırlık evlerin bulunduğu Arnavut taşlı dar sokaklarda yürürken geçmişe yolculuk yapmak; pırıl pırıl denizde yüzmek, tertemiz plajlarda güneşlenmek, taze deniz mahsullerinin tadına varmak Kavala’da mümkün
Yemyeşil dağları, tertemiz plajları, çekici körfezleri, tarihi, fosil ormanları ve gastronomisi ile aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz Midilli; her zevke hitap eden bir ada…
Doğa harikası manzaraları, gizemli mağaraları, Ortaçağ’dan kalma görkemli yapıları ile gezginlerin en çok görmek istediği ülkelerden biri olan Slovenya; ekolojisi ve sürdürülebilirliği ile Avrupa’nın en yeşil, en temiz ülkesi
Konumu nedeniyle Birleşik Krallık ve İngiltere için stratejik bir öneme sahip olan Birmingham, nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan 25 yaş altındakiler ile Avrupa’nın en genç şehri olarak biliniyor
Dünyanın ilk sağlık merkezi, ilk ve en büyük sunağı, ilk parşömen üretimi, ilk Asya kütüphanesi ve en dik tiyatrosu ile antik dünyada tarihe yön veren, ilkleriyle ünlü bir şehir; Bergama…
Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’i gezerken kendinizi adeta bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz
Paris, sadece Fransa’nın değil aynı zamanda sanatın, kültürün, modanın, finansın, gastronominin de başkenti. Paris denilince akla; moda, sanat, görkemli tarihi yapılar, parfüm ve kozmetik geliyor
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Drava Nehri üzerine yaptırılan, İstanbul’dan Budapeşte’ye giden yolu kısaltan, o dönem dünyanın sekizinci harikası olarak adlandırılan köprü sonrasında yok edilmiş olsa da Osijek görülmeye değer bir şehir
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Barselona… Egzotik, fantastik, büyüleyici ve masalsı yapıları, zengin kültürünü yansıtan müzeleri, hareketli sokakları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla sizi büyüleyecek
Küçük olmasına rağmen uluslararası film festivali, karnavalları, plajları ve marjinal gece hayatı ile son yıllarda Mikonos, İbiza ve Saint Tropez ile rekabet edecek kadar güçlü bir şehir: Sitges
Deniz-kum-güneş, spor, tarih, kültür, gastronomi, eğlen- ce... Bir tatilden beklenen her şeyi karşılayan ada: Kos
Yeni yerler keşfetmek, spor yapmak, yüzmek, festivallere katılmak, termal kaplıcalarında tedavi görmek, üzüm bağlarında şarap tatmak isterseniz, 'Macaristan Denizi'ni yani Balaton Gölü’nü ziyaret etmelisiniz
Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerini görmek, doğanın kucağında sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isterseniz, Subotica tam size göre
Köklü geçmişi, buram buram tarih ve sanat kokan sokakları, mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü Münih, Salzburg ve Viyana’yı gezerken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedeceksiniz
Neckar Nehri’nin iki yakasına kurulan, Almanya’nın en masalsı ve romantik şehirlerini gezerken, Ortaçağ’a doğru zaman yolculuğuna çıkacaksınız
Swansea, Britanya’nın ve Galler’in en güzel kumsallarına, plajlarına ve görkemli yamaçlarına sahip doğa harikası bir şehir
Londra, İngiltere’nin ve dünyanın en önemli iş ve finans merkezi olduğu kadar turizm açısından da en çok ziyaretçi çeken, en hareketli kenti
Berlin, her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda bombalarla yerle bir edilmiş olsa da kendini toparlamış; tarihi, siyasi rolü, kültür-sanatı ve doğası ile de Avrupa’nın göz bebeği olmayı başarmış
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, doğduğu şehir Selanik’e ve doğduğu eve gitmeye ne dersiniz?
Yaz bitti, çoktan… Sonbaharı da ortaladık. İşlerinizin yoğunluğundan ya da başka sebeplerden dolayı henüz tatil yapamadıysanız; ekim ayında çıkacağınız en güzel tatillerden biri belki de ‘Gemiyle Adriyatik’ gezisi olabilir. Tabii denizden ve gemi yolculuğundan hoşlanıyorsanız…
Yakın bir yurt dışı tatili istiyorsanız; tarihi dokusu, göz alıcı dağları, yemyeşil parkları, altın sarısı kumsalları, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla Bulgaristan sizi bekliyor
Thassos; muhteşem kumsalları, turkuaz rengi denizi, resmedilmeye değer köyleri, tarihi yapısı ve eğlence hayatıyla bir tatilde aradığınız her şeyi size sunmaya hazır
Dünya üzerinde sakız ağaçlarının yetiştiği ve damla sakızı üretiminin yapıldığı tek yer olan Sakız Adası hem köklü tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor
Her köşesinde binlerce yıllık tarih yatan, dar sokakları şövalyelerin izleriyle dolu olan Rodos Adası; turkuaz rengi denizi, tertemiz plajları, geleneksel mutfağı ve gece hayatıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor
Masmavi ve berrak denizi, bembeyaz kumsalları, birbirinden güzel plajlarıyla meşhur Sardunya Adası, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel gezileri tercih edenlerin de uğrak yeri
Kanarya Adaları'nın en büyüğü Tenerife; muhteşem denizi, birbirinden güzel plajları, doğal güzellikleri hatta eğlenceli karnavallarıyla heyecan dolu bir tatil arayanların adresi...
harikasınız başarılarınızın devamını dilerim