30-04-2025 09:13

Heykeller şehri Üsküp

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 01/07/2024
Balkanlarda gezilecek yerler arasında en popüler rotalardan biri olan Üsküp, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. Tarihi eserlerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de kendini kanıtlayan Üsküp’ü gezerken, Osmanlı’dan kalan izler nedeniyle kendinizi zaman zaman Anadolu’da bir şehirde hissedecek, damak tadımıza uygun yemekleri sayesinde de hiç yabancılık çekmeyeceksiniz, Bir de baktığınız her yerde devasa heykellere rastlayacaksınız.
.stripslashes($urun->baslik).

Üsküp (Makedonca Skopje), Kuzey Makedonya’nın başkenti ve en büyük şehri. Ülkenin ekonomik, kültürel, politik ve akademik merkezi olan şehir, ortasından geçen Vardar Nehri ile ikiye ayrılıyor. ‘Üsküp’ ismi Trak kökenli, klasik dönem Grek-Roma dönemi sınır kasabasının Latince’deki adı olan ‘Scupi’den geliyor. Osmanlı döneminde Üsküp adıyla anılan şehir, 1912-1941 Yugoslavya Krallığı döneminde Sırpça Skoplje; 1941-1944 yılları arasında Bulgaristan Krallığı işgali altında iken Skopie; en nihayetinde 1945’te Makedonca Skopje adını almış ve resmi olarak da bu ad kullanılıyor. Ancak Türkçe’de Üsküp olarak anılmaya devam ediyor.

Tarihçe

Şehrin en yüksek tepesindeki Üsküp Kalesi’nde Neolitik döneme ait kalıntılar bulunan Üsküp’ün M.Ö. 4. yüzyıldan bu yana yerleşim yeri olduğu biliniyor. M.S. I. yüzyılın başlarında Romalılar tarafından ele geçirilen şehir, 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun doğu ve batı olarak ikiye bölünmesiyle birlikte İstanbul merkezli Bizans’ın hâkimiyetinde kalmış. 1991’de Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan eden Kuzey Makedonya’nın başkenti olana kadar; Bizans, Bulgar, Sırp, Osmanlı, Yugoslav Krallığının bir parçası olmuş, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. 1963’teki yıkıcı depremde çok zarar görmüş olsa da günümüzde toparlanmış, Balkanlarda görülmesi gereken önemli şehirlerden biri.  Elbette Avrupa başkentleri kadar parlak değil ama bir hafta sonunuzu ya da birkaç gününüzü geçirebileceğiniz, vizesiz gidebileceğiniz şehirlerden biri…

Üsküp, tarihi açıdan zengin olmasının yanında, yaşam şartlarının Avrupa’daki şehirlerden ucuz olması ve üniversite eğitimlerinin Avrupa standartlarında olması sebebiyle bizim öğrencilerimiz tarafından da tercih edilen bir şehir. Dolayısıyla Üsküp’te öğrenim gören epey Türk öğrenci var.

Ulaşım

Biz Macaristan’a arabayla giderken Üsküp’e uğradık ve bir gece konakladık. İki günde şehrin görülecek yerlerinin çoğunu gezdik. Görülmesi gereken yerlerin çoğu yürüme mesafesinde olduğu için şehri 1-2 günde keşfetmek mümkün. Rahat rahat gezmek istiyorsanız 3 gün ayırmalısınız. Zamanınız varsa kendi aracınızla keşfede keşfede gitmek eğlenceli ama bir iki yerde konaklamak gerekiyor. Aksi halde yorucu olur zira İzmit-Üsküp arası bin kilometre. Otobüslerle gidilen Balkan turlarının da yorucu olduğunu duyuyorum. En hızlı ulaşım hava yoluyla. İstanbul’dan Üsküp’e bir buçuk saatte varıyorsunuz. Kuzey Makedonya’nın en büyük ve en işlek iki havalimanından biri olan Üsküp Büyük İskender Havalimanı şehir merkezine 23 kilometre uzaklıkta. Havalimanından şehir merkezine taksi veya otobüsle gidebilir ya da araç kiralayabiliriz. Merkezde otopark sorunu olduğu ve gezilecek yerlerin çoğu yürüme mesafesinde olduğu için araç kiralamasanız da olur çünkü Üsküp’teki şehir içi ulaşım hatları çok düzenli ve bu sayede zorlanmadan istediğiniz yere gitmeniz mümkün.

Üsküp’te gezilecek yerler

Balkanların en güzel şehirlerinden biri olan Üsküp’te görülmesi gereken çok sayıda eser var. Bu eserlerin başında; beş asırdan fazla Osmanlı himayesinde kalan şehirde inşa edilen Osmanlı eserleri geliyor. Vardar Nehri üzerindeki Taş Köprü’yü, Davut Paşa Hamamı’nı, eski Osmanlı Çarşısı’nı ve camileri gördüğünüzde kendinizi bir Anadolu şehrinde hissederken, bir yandan da devasa heykeller ve görkemli binalarla bir Avrupa şehrindeymişsiniz sanıyorsunuz.

Üsküp’e ‘heykeller şehri’ demek çok manalı zira meydanlarda, caddelerde, sokaklarda, parklarda, sitelerin bahçelerinde, kafelerin önlerinde, havuzlarda, nehrin içinde hatta çatılarda kısacası baktığınız her yerde heykellere rastlıyorsunuz. Yerel halk, milyonlarca doların bu heykellere yatırılmasının gereksiz masraf olduğunu söylemekte haklı olsa da heykeller turist olarak gelenlerin ilgisini çekiyor. Şehre ilk girdiğimizde devasa heykelleri görünce şaşırma nidaları çıkartarak biz de hayranlık duyduk ama şehirde uzun süre kalınsa zaman içinde bu heykeller insanın üstüne üstüne gelir sanırım.

Makedonia Square (Büyük Meydan)

Üsküp’te gezilecek yerlerin başında gelen meydan 18 bin 500 metrekare büyüklüğünde. Meydanda 2010 yılından itibaren günümüze kadar inşa edilen, ülke tarihine damgasını vurmuş heykeller var. Bu heykellerin en gözde olanı 22 metre yüksekliğindeki Büyük İskender’in at üzerindeki heykeli. Yunanlılar ile Makedonlar, Büyük İskender’i paylaşamadıkları için heykelin adı “Büyük İskender Heykeli” değil  “Atlı Savaşçı” diye geçiyor. Taş köprünün hemen yanında Makedonyalı devrimciler Gotse Delçev ve Dame Gruev’in at üstündeki heykelleri, köprünün meydanla buluştuğu noktada sağlı sollu sizi karşılıyor. İlerledikçe Üsküp doğumlu Doğu Roma İmparatoru I. Justinyanus, I. Bulgar İmparatoru Çar Samuil, Kiril alfabesini bulan Cyril ve Methodius kardeşler, Rahibe Teresa, din ve devlet adamları, savaşçılar, atlar ve aslanlar, günlük yaşamı temsil eden birçok heykel görüyorsunuz. Meydanın etrafında tarihi binaların yanı sıra yeni yapılmış hatta yapılmakta olan binaları da görmek mümkün. Gece ve gündüz canlı ve hareketli olan meydandaki binalar otel, banka, casino, restoran ve kafe vb. olarak hizmet verirken, canlı müzik performansları da yapılıyor.

Stone Bridge (Taş Köprü)

Şehrin ortasından geçen Vardar Nehri üzerinde bulunan köprü; Osmanlı döneminde, 1451 yılında inşa edilmeye başlanmış, 1469’da yapımı tamamlanmış. 12 kemeri olan, 214 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğindeki köprü Fatih Sultan Mehmet himayesinde inşa edildiği için Fatih Köprüsü veya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak da anılıyor. Üsküp’ün simgelerinin başında gelen köprü eski yıllarda şehrin iki yakası arasındaki ulaşımı sağlayan tek köprüymüş. Şehrin yeni bölümünde yer alan Makedonya Meydanı ile şehrin tarihi bölgesi olan Üsküp Türk Çarşısı’nı birbirine bağlayan köprü, 1971 yılında Goce Delcev Köprüsü inşa edildikten sonra sadece yayalar tarafından kullanılmaya başlanmış.

1555 yılında olan bir deprem esnasında 4 ayağı tahrip olan köprü 1905 yılında onarılmış, 1937 yılında da biraz genişletilmiş. Büyük Meydan’dan Taş Köprü’yü geçtiğinizde Büyük İskender’in babası Makedonya Kralı II. Philip’in devasa heykeli sizi karşılıyor ki arkanıza dönüp baktığınızda köprünün karşı yakasındaki İskender ile babasının birbirine selam verdiğini görürsünüz.

Kral Philip’in heykelinin arkasında Büyük İskender’in doğumunu ve çocukluğunu, annesini tasvir eden heykeller ve fıskiyeli çeşmeler bulunuyor.

Üsküp Kalesi

M.S. 6. yüzyılda inşa edildiği düşünülen kale şehrin merkezinde, Üsküp Türk Çarşısı tarafında bir tepeye konuşlandırılmış, birçok deprem ve savaş atlatmasına rağmen günümüze kadar mevcut yapısını koruyabilmiş bir eser. Üsküp’ün ve Vardar Nehri’nin güzel manzaralarını seyretmek ve fotoğraflamak için kaleye çıkmalısınız.

Skopje Art Bridge (Üsküp Sanat Köprüsü)

Büyük Meydan’ı dolaştıktan sonra Vardar Nehri boyunca yürürken Taş Köprü’ye paralel olan Üsküp Sanat Köprüsü’ne varıyorsunuz. Sadece yayalara ayrılmış olan bu köprüde Makedonyalı önemli sanatçıların sağlı sollu heykellerini görüyorsunuz. Otuza yakın heykel ile açık hava müzesi tadında olan bu köprüde onlarca fotoğraf çekebilirsiniz. Özellikle akşam saatlerinde, hava kararmaya başlayınca ışıklandırılan köprü ve nehir harika görünüyor.

Makedonya Ulusal Arkeoloji Müzesi

6 bin metrekarelik alana sahip 3 katlı Neoklasik tarzdaki müze binası, 2014 yılında inşa edilmiş. Müzede Tarih Öncesi Arkeoloji, Orta Çağ Arkeolojisi, Lapidarium, Nümismatik gibi bölümlerdeki eserlerin yanı sıra balmumu heykeller, cam objeler, tablo ve mozaikler bulunuyor.

Şehir Müzesi

1938-1940 yılları arasında Sırp mimar Gavrilovic tarafından yapılan eski tren istasyonu, 1970 yılında müzeye dönüştürülmüş ve günümüzde Şehir Müzesi olarak hizmet veriyor. Dört bin metrekare alana sahip olan müzede; tarih, sanat tarihi, arkeoloji, etnoloji üzerine eserler bulunuyor.     

 

Porta Macedonia (Makedonya Zafer Takı)

2012 yılında Makedonya’nın bağımsızlığına atfen yapılmış olan yapı, yeni şehre giriş kapısı niteliğinde. Üzerinde Roma İmparatorluğu ya da Helenistik motifler, kabartmalar bulunan Makedonya Zafer Takı ihtişamlı görüntüsü ile Paris’teki Arc de Triomphe (Zafer Takı)’ı aratmıyor.

Church of St. Clement of Ohrid (Aziz Ohrili Klement Kilisesi)

Makedon mimar Slavko Brezovski tarafından tasarlanan kilisenin inşası 1972 yılında başlamış ancak 1990’da tamamlanmış. Sadece kubbe ve kemerlerden oluşan rotunda tipi kilise, yakın Makedonya tarihinin en ilginç mimari örneklerinden birisi olarak kabul ediliyor.

Church of Saint Demetrius (Aziz Dimitria Kilisesi)

Ünlü Taş Köprü ve Makedonya Meydanı’na gelmeden önce Türk Çarşısı’nın bitiminde bulunan çok eski bir Ortodoks kilisesi olan St. Demetrius, St. Clement Kilisesi yapılmadan önce Üsküp’ün en büyük kilisesiymiş.

Church St. Constantine and Helena (Aziz Konstantin ve Elena Ortodoks Kilisesi)

Rahibe Teresa Anıt Evi’nin hemen yanında inşa edilmiş olan görkemli bir Ortodoks kilisesi. Şu anda kilisenin yanına çok büyük bir kule inşa ediliyor.

Rahibe Teresa Anıt Evi

1910-1928 yılları arasında Üsküp’te yaşayan, kendini insani yardıma adamış Nobel Barış Ödülü sahibi Rahibe Teresa anısına inşa edilen anıt ev, Makedonya Meydanı’nın hemen doğusunda yer alıyor. Merkez Belediyesi’nin Makedonya Caddesi üzerinde, Rahibe Teresa’nın vaftiz edildiği, bir zamanlar adı Kutsal İsa Roma Katolik Kilisesi olan yere inşa edilmiş.

Milenyum Haçı

2002 yılında Hristiyanlığın 2000. yılı şerefine Vodno Dağı’nın zirvesine inşa edilen devasa boyuttaki haç Üsküp’ün yeni simgelerinden biri olmuş. Yapımını Makedon Ortodoks Kilisesi’nin üstlendiği ve birçok Avrupa devletinin de destekte bulunduğu devasa haç sadece dini anlamda değil turistik amaçlı da ziyaret ediliyor. Şehrin hemen her yerinden görülen haç geceleri ışıklandırılıyor. Merkezden 30 dakikada ulaşılan bölge, şehri panoramik olarak görebileceğiniz ve fotoğraflayabileceğiniz en güzel yer. Belli bir noktaya kadar araçla gidilip, sonrasında teleferikle haçın bulunduğu yere varılıyormuş. Kafe, restoran ve hediyelik eşya dükkânlarının olduğu alanda eşsiz şehir manzarası eşliğinde keyifli saatler geçirilebilir ama zamanımız kısıtlı olduğu için biz haçın bulunduğu alana gitmedik.

Eğer zamanınız varsa birkaç saatinizi burada geçirebilirsiniz. Aracınız yoksa Makedonya Meydanı‘ndan kalkan otobüslerle bölgeye gidip, otobüsten indikten sonra teleferikle haçın bulunduğu yere çıkabilirsiniz. Haça çıkan son teleferik saati ise 16.30.

 

Üsküp’teki Osmanlı eserleri

Üsküp’te Taş Köprü’nün yanı sıra diğer önemli Osmanlı eserleri: Mustafa Paşa Camii, Davut Paşa Hamamı, Murat Paşa Camii, Türk Çarşısı ve hanlar…

Mustafa Paşa Camii

Balkanlar’daki en etkileyici cami olduğu söylenen Mustafa Paşa Camii; 1492 yılında Sultan II. Bayazit ve I. Selim zamanında vezir olan Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış. Bir Orta Çağ kilisesinin temelleri üzerine inşa edilen cami, Üsküp Kalesi’nin karşısındaki tüm bölgeye hakim bir tepede yer alıyor. 1963 depreminde hasar gören bina, 1968’de tamamen yenilenmiş, 2011’de de tekrar bakımı yapılmış.

Davut Paşa Hamamı

Taş Köprü yakınında, Türk Çarşısı’nın başlangıcında bulunan tarihi hamam. 15. yüzyılda inşa edilmiş. Hamam ikisi büyük olmak üzere farklı boyutlarda on üç kubbeyle örtülmüş. Kubbelerin tamamı hala sağlam. Hamamın dışı aynen korunmuş, içi restore edilerek günümüzde Makedonya Ulusal Galerisi adıyla sanat galerisi olarak hizmet veriyor.

Stara Skopska (Türk Çarşısı)

Çarşı, Üsküp’ün en büyük yaşam alanlarından biri olarak kültürel ve tarihî özelliğe sahip. Çarşıda dolaşırken Türkçe simitçi, tatlıcı, kebapçı, lahmacuncu tabelalarını görünce kendinizi Anadolu’daki küçük bir kasabadaymış gibi hissediyorsunuz.

 

Murat Paşa Camii

Türk Çarşısı’nın merkezinde bulunan hamam ve çevresindeki dükkanların karşısında yer alan Murat Paşa Camii, 1802-1803 yılları arasında inşa edilmiş. Sade bir mimarisi olan caminin hemen yanında bir çeşme, avlusunda ise 1937 yılında inşa edilmiş olan şadırvan bulunuyor.

Yeme- içme

Üsküp mutfağı, Türk mutfağı ile benzerlik gösteriyor. Yemeklerin genelinde soğan, sarımsak ve biber kullanılıyor. Popüler Makedon lezzetleri arasında; çömlek kaplarda, kömür ateşinin üzerinde hafif hafif pişirildikten sonra kırmızı biber ve kızgın tereyağı ile hazırlanmış sosla servis edilen kuru fasulye Tavče gravče (Tafca grafca) ve tuzlu veya tatlı sunulabilen kızarmış hamur mekitsa (Mekici) ilk akla gelen lezzetler. Kuzu etinden yapılan güveç, kebaplar, köfte, kıymalı dolma, lahana ve patates yemekleri de Makedon mutfağının tercih edilen lezzetleri arasında yer alıyor. Kuzey Makedonya’nın ulusal içeceği mastikadır. Bunun yanı sıra yerel şarapları ve rakijaları da ünlüdür.

Ne zaman gidilir?

Üsküp her mevsimde ziyaret edilen hareketli bir şehir ancak gidilecek en ideal zaman nisan ve haziran ayları arası. Temmuz- Ağustos aylarında hava sıcaklığı 30 derece ve üzeri olduğundan açık havada dolaşmak zor olabilir. Kış aylarında hava sıcaklığı en düşük  -4 derece oluyormuş. Soğuk hava rahatsız etmiyorsa, çok üşüyen biri değilseniz; yılbaşı öncesi kurulan Noel pazarlarını ziyaret etmek için kasım ayı ortasından aralık sonuna kadar da gidebilirsiniz. Zaten küresel ısınmadan dolayı artık eski kışlar olmuyor.

Nerede kalınır?

Üsküp’te; Makedonya Meydanı çevresinde ya da Old Town denilen eski şehir bölgesinde çok sayıda konaklama seçeneği var. Biz eski şehir tarafında Hotel De KOKA’da konakladık ve memnun kaldık. Otelimiz görülecek yerlere yürüme mesafesinde olduğu için aracımızı otelin otoparkına bıraktık, merkezde otopark yerleri kısıtlı olduğundan otopark sorunu yaşamamış olduk. Makedonya’da yanlış yere park etmenin cezası fazlaymış!

Alışveriş

Bizim alışverişe ayıracak zamanımız olmadığı için sadece magnet aldık. Zaten şehirde alışveriş yapılabilecek fazla yer yokmuş. İlla bir şeyler almak isterseniz Büyük Meydan’daki City Center, Skopje City Mall ve Capitol gibi AVM’lere bir göz atabilir ya da eski çarşıda otantik ürünler bulabilirsiniz.

Aklınızda bulunsun!

Üsküp’e vizesiz gidiliyor olması avantaj. Bu sebeple sadece hafta sonunu geçirmek için bile ziyaret edenler oluyor. Beklentilerinizi bilmiyorum ama sadece Üsküp’ü görmek için o kadar yol gidilmez diye düşünüyorum. Oraya kadar gitmişken ekstra bir-iki gün daha ayırın; Üsküp’e 15 km uzaklıktaki Matka Kanyonu’nu, 2 saat 45 dakika mesafedeki Ohrid’i ya da 2 buçuk saat uzaklıktaki Bitola (Manastır)’yı da görün derim.

Makedonya para birimi dinar. Biz döviz bürosunda euro bozdurduk ama TL de bozdurmak mümkünmüş. Bu arada otelimizin yanında Türk bankası vardı.

Ülkenin resmi dili Makedonca ancak çok uluslu yapısı nedeniyle ülkede Arnavutça, Boşnakça, Sırpça ve Türkçe de konuşuluyor. Yabancı diliniz yoksa fazla sorun etmeyin, mutlaka Türkçe bilen birine ya da Türk’e rastlıyorsunuz.

Biz karşılaşmadık ama yan kesicilere dikkat etmek gerektiği söyleniyor!

Seyahatiniz bol olsun, sağlıcakla…

 

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.
Diğer Yazılarını İnceleyin;
Termal turizm için cazip bir destinasyon; Macaristan

Macaristan’ın Mako ve Hodmezövasarhely şehirleri; tarihi zenginlikleri, kültürel mirası, doğal güzellikleri, termal suları ve SPA kültürüyle keşfedilmeye değer

2 ay önce
Antik efsanelerin izinde bir keşif: Yunanistan

Efsanelerle dolu Antik Yunanistan’ın zengin tarihi ve kültürel mirasını keşfederken, yeni yıla hazırlanan modern Yunanistan’a doğru zamanda bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?

4 ay önce
Litvanya’nın kalbinde: Vilnius’tan Trakai’a

Tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle gezginlerin gözde destinasyonlarından biri olan Litvanya’yı keşfedebilmek için başkent Vilnius ve Trakai’yı mutlaka ziyaret etmelisiniz

5 ay önce
Baltıkların masal şehri; Tallinn

Avrupa'nın en temiz, okuryazarlık oranı ve yaşam kalitesi en yüksek ve güvenli ülkesi olan Estonya’nın başkenti Tallinn; ülkenin finans, sanayi, siyasi, kültür merkezi ve ana liman kenti olarak biliniyor. Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ şehirlerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Alanı listesinde olan Tallinn dünyanın en iyi on dijital şehri arasına girerek çağı yakaladığını da ispatlıyor.

7 ay önce
Baltıkların gözdesi adalar şehri: Helsinki

İsveç ve Rus etkisiyle şekillenmiş kültürü, sanatı ve mutluluk endeksi ile gıpta edilen; tertemiz, yemyeşil ormanları, masmavi denizi ve üç yüz küsur adası ile güzel bir coğrafyaya sahip olan Helsinki, soğuk iklimine rağmen Kuzey Avrupa’da en yaşanabilir şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.

8 ay önce
Yeşil ile mavinin dans ettiği ada Samos

Antik dönemde zengin, güçlü bir şehir devleti ve kültür merkezi olan Samos; dünyaca ünlü filozofların doğduğu, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış tarihi bir bölge olmasının yanı sıra temiz ve güzel sahilleri, bölgeye özgü yemekleri, şarapları, tavernaları ve doğal güzellikleri ile ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak eden bir lokasyon. Hem deniz hem de kültür tatilini birlikte yapmak isteyenler için ideal bir seçim.

9 ay önce
Balkanların Rio’su İskeçe Karnavalı

Yunanistan’ın en iyi korunmuş tarihi şehri unvanına sahip İskeçe’de her yıl şubat sonu- mart başına denk gelen zaman diliminde yapılan renkli karnavala dünyanın her yerinden genç, yaşlı binlerce kişi katılıyor. Yunanistan’ın ve Balkanların en renkli karnavalı olan; müzik, dans, kültür ve eğlence dolu etkinlikleri kapsayan İskeçe Karnavalı, Yunanistan’ın turizm ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor.

1 yıl önce
Güneş şehri Szeged

Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra üniversitesi, sıcak su kaplıcaları, festivalleri ve her sokakta karşınıza çıkan, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ArtNouveau ve Neoklasik tarzdaki binalarıyla mutlaka görülmesi gereken bir şehir…

1 yıl önce
Noel'in rüya şehri: Drama

Son yıllarda trend olan ‘Noel Pazarı’ turlarını merak ediyorsanız, alternatif olarak Yunanistan’ın Drama şehrindeki ‘Noel Baba Köyü’ ya da ‘Drama’nın Rüya Şehri’ diye adlandırılan tema parkı ziyaret edebilirsiniz

1 yıl önce
Makedonya’nın gözbebeği: Manastır

Başta büyük önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere II. Meşrutiyet, İttihat Terakki ve Cumhuriyet döneminin önde gelen asker ve siyasilerini yetiştiren Askeri İdadi’nin de bulunduğu Manastır’ı gezmenin tam zamanı…

2 yıl önce
Balkanların incisi: Ohrid

Makedonya’nın en güzel şehri, en önemli turizm merkezi olan ve 1979’da UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan Ohrid; arkeolojik eserleri, kalesi, camileri, kiliseleri ve çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan tarihi geçmişiyle tam bir kültür hazinesi…

2 yıl önce
Kurabiyesi kadar tatlı bir şehir: Kavala

Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi dokuya tanık olmak; rengarenk, cumbalı, asırlık evlerin bulunduğu Arnavut taşlı dar sokaklarda yürürken geçmişe yolculuk yapmak; pırıl pırıl denizde yüzmek, tertemiz plajlarda güneşlenmek, taze deniz mahsullerinin tadına varmak Kavala’da mümkün

2 yıl önce
Ege’de güneşin en güzel battığı zümrüt ada:

Yemyeşil dağları, tertemiz plajları, çekici körfezleri, tarihi, fosil ormanları ve gastronomisi ile aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz Midilli; her zevke hitap eden bir ada…

2 yıl önce
Kendi küçük, ünü büyük yeşil ülke Slovenya

Doğa harikası manzaraları, gizemli mağaraları, Ortaçağ’dan kalma görkemli yapıları ile gezginlerin en çok görmek istediği ülkelerden biri olan Slovenya; ekolojisi ve sürdürülebilirliği ile Avrupa’nın en yeşil, en temiz ülkesi

2 yıl önce
Avrupa’nın en genç şehri:

Konumu nedeniyle Birleşik Krallık ve İngiltere için stratejik bir öneme sahip olan Birmingham, nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan 25 yaş altındakiler ile Avrupa’nın en genç şehri olarak biliniyor

2 yıl önce
Bergama’dan Berlin’e Pergamon

Dünyanın ilk sağlık merkezi, ilk ve en büyük sunağı, ilk parşömen üretimi, ilk Asya kütüphanesi ve en dik tiyatrosu ile antik dünyada tarihe yön veren, ilkleriyle ünlü bir şehir; Bergama…

2 yıl önce
Sanatın, kültürün, modanın kalbinin attığı hayaller şehri: Paris

Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’i gezerken kendinizi adeta bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz

2 yıl önce
Avrupa’nın en romantik şehri: Paris

Paris, sadece Fransa’nın değil aynı zamanda sanatın, kültürün, modanın, finansın, gastronominin de başkenti. Paris denilince akla; moda, sanat, görkemli tarihi yapılar, parfüm ve kozmetik geliyor

2 yıl önce
İstanbul’dan Budin’e köprü olan şehir: Osijek

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Drava Nehri üzerine yaptırılan, İstanbul’dan Budapeşte’ye giden yolu kısaltan, o dönem dünyanın sekizinci harikası olarak adlandırılan köprü sonrasında yok edilmiş olsa da Osijek görülmeye değer bir şehir

3 yıl önce
Akdeniz'in İncisi, Gaudi'nin Fantastik Şehri: Barselona

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Barselona… Egzotik, fantastik, büyüleyici ve masalsı yapıları, zengin kültürünü yansıtan müzeleri, hareketli sokakları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla sizi büyüleyecek

3 yıl önce
Eğlenceli ve açık fikirli şehir: Sitges

Küçük olmasına rağmen uluslararası film festivali, karnavalları, plajları ve marjinal gece hayatı ile son yıllarda Mikonos, İbiza ve Saint Tropez ile rekabet edecek kadar güçlü bir şehir: Sitges

3 yıl önce
Modern Tıbbın Kurucusu Hipokrat'ın Adası: KOS

Deniz-kum-güneş, spor, tarih, kültür, gastronomi, eğlen- ce... Bir tatilden beklenen her şeyi karşılayan ada: Kos

3 yıl önce
Huzurlu Yeşilin, Sakın Maviyle Buluştuğu Kıymetli Bir Hazine: Balaton Gölü

Yeni yerler keşfetmek, spor yapmak, yüzmek, festivallere katılmak, termal kaplıcalarında tedavi görmek, üzüm bağlarında şarap tatmak isterseniz, 'Macaristan Denizi'ni yani Balaton Gölü’nü ziyaret etmelisiniz

3 yıl önce
Mimarisi, doğası ve etkinlikleriyle gündemde kalmayı başaran keyifli bir şehir: SUBOTİCA

Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerini görmek, doğanın kucağında sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isterseniz, Subotica tam size göre

3 yıl önce
Açık Hava Müzesi Tadında Şehirler

Köklü geçmişi, buram buram tarih ve sanat kokan sokakları, mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü Münih, Salzburg ve Viyana’yı gezerken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedeceksiniz

3 yıl önce
İçinden Nehir Geçen Masalsı Şehirler

Neckar Nehri’nin iki yakasına kurulan, Almanya’nın en masalsı ve romantik şehirlerini gezerken, Ortaçağ’a doğru zaman yolculuğuna çıkacaksınız

3 yıl önce
Galler’in gözbebeği: Swansea

Swansea, Britanya’nın ve Galler’in en güzel kumsallarına, plajlarına ve görkemli yamaçlarına sahip doğa harikası bir şehir

3 yıl önce
Köklü bir geçmişe sahip önemli bir dünya şehri: Londra

Londra, İngiltere’nin ve dünyanın en önemli iş ve finans merkezi olduğu kadar turizm açısından da en çok ziyaretçi çeken, en hareketli kenti

4 yıl önce
Avrupa’nın kültür başkenti: Berlin

Berlin, her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda bombalarla yerle bir edilmiş olsa da kendini toparlamış; tarihi, siyasi rolü, kültür-sanatı ve doğası ile de Avrupa’nın göz bebeği olmayı başarmış

4 yıl önce
Atamızın evini gezmenin tam zamanı Selanik

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, doğduğu şehir Selanik’e ve doğduğu eve gitmeye ne dersiniz?

4 yıl önce
Gemiyle Adriyatik gezisi

Yaz bitti, çoktan… Sonbaharı da ortaladık. İşlerinizin yoğunluğundan ya da başka sebeplerden dolayı henüz tatil yapamadıysanız; ekim ayında çıkacağınız en güzel tatillerden biri belki de ‘Gemiyle Adriyatik’ gezisi olabilir. Tabii denizden ve gemi yolculuğundan hoşlanıyorsanız…

4 yıl önce
Tarihi, kültürü, mimarisi, müziği ile ünlü Bulgaristan

Yakın bir yurt dışı tatili istiyorsanız; tarihi dokusu, göz alıcı dağları, yemyeşil parkları, altın sarısı kumsalları, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla Bulgaristan sizi bekliyor

4 yıl önce
Yunanistan’ın en yeşil adası Thassos

Thassos; muhteşem kumsalları, turkuaz rengi denizi, resmedilmeye değer köyleri, tarihi yapısı ve eğlence hayatıyla bir tatilde aradığınız her şeyi size sunmaya hazır

4 yıl önce
Yunanistan’ın 5. Büyük adası: Sakız Adası

Dünya üzerinde sakız ağaçlarının yetiştiği ve damla sakızı üretiminin yapıldığı tek yer olan Sakız Adası hem köklü tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor

4 yıl önce
Şövalyeler adası Rodos

Her köşesinde binlerce yıllık tarih yatan, dar sokakları şövalyelerin izleriyle dolu olan Rodos Adası; turkuaz rengi denizi, tertemiz plajları, geleneksel mutfağı ve gece hayatıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor

4 yıl önce
Sardunya Adası

Masmavi ve berrak denizi, bembeyaz kumsalları, birbirinden güzel plajlarıyla meşhur Sardunya Adası, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel gezileri tercih edenlerin de uğrak yeri

4 yıl önce
Dünyanın en güzel adalarından: Tenerife

Kanarya Adaları'nın en büyüğü Tenerife; muhteşem denizi, birbirinden güzel plajları, doğal güzellikleri hatta eğlenceli karnavallarıyla heyecan dolu bir tatil arayanların adresi...

4 yıl önce
Tarih kokan şehir: Kiev

Dünyayı iyilik kurtaracak

Mitolojik öyküler ve efsanelerle dolu; Mora Yarımadası

Vikingler diyarı; Norveç

Batının en uç noktası: Fas

Yunanistan’ın en büyük adası; GİRİT

Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bir tarih yatıyor: Kral Kızı Hamamı

Lavanta kokulu köy

Rüya gibi bir gemi yolculuğu