24-04-2024 09:51

Dünyanın en güzel adalarından: Tenerife

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 12/04/2021
Kanarya Adaları'nın en büyüğü Tenerife; muhteşem denizi, birbirinden güzel plajları, doğal güzellikleri hatta eğlenceli karnavallarıyla heyecan dolu bir tatil arayanların adresi...
.stripslashes($urun->baslik).

Hazırlayan: Diş hekimi Müzeyyen Topçu Tan

 

 

Covid-19 ile tanışmamızın üzerinden bir yıl geçti. Malumunuz üzere değil yurt dışı, yurt içi seyahatler bile neredeyse imkânsız hale geldi. Mart ayı itibarıyla kademeli normalleşme sürecine girdik ama virüsün mutasyona uğrayarak daha hızlı bulaşmaya başlaması, bir kez bulaşana tekrar bulaşması ya da aşı olduğu halde hastalığa yakalananların olması kafaları karıştırıyor. Bu yüzden bir müddet daha tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. Mutasyonlu virüs nedeniyle yurt dışı seyahatlere çıkmak da şimdilik sakıncalı gibi gözüküyor. Ne yapalım? Biz de bu virüs illetinden tamamen kurtulana kadar eski gezileri yazmaya devam ederiz…

Bu sayıda, eşim Dr. Ömer Tan ile birlikte bir seminer için gittiğimiz, çocukluk hayalim Kanarya Adaları'ndan biri olan ‘Tenerife’ seyahatindeki anılarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

★ ★ ★

50+ yaş grubunda olanlar anımsar; ilköğretim ve lise çağlarında -özellikle kızlar- hatıra defteri ve anket defteri tutardık. O zamanlar elektronik haberleşme, internet vb. olmadığından bizim için sosyal mecra, bu defterlerden ibaretti. Arkadaşlarımızı tanımanın, hayal ve hedeflerini öğrenmenin en kolay yolu buydu sanırım. Nedendir bilmiyorum, arkadaşlarımın anket defterlerini doldururken “En çok görmek istediğiniz yer?” sorusuna ‘Kanarya Adaları’ diye yazardım hep. İlkokulda, sınıfımızdaki dünya haritasına baktığımda küçücük lekeler şeklinde gördüğüm bu adaların ismini ne zaman ve nereden öğrendim anımsamıyorum -muhtemelen filmlerden- ama çocukluğumda en çok görmeyi istediğim yer olarak hafızamın bir köşesinde duruyordu. Masmavi okyanusun beyaz köpükler halinde karaya vurduğu sırada çıkarttığı ninni gibi sesi; cıvıl cıvıl öten kanaryaların, tropik ağaçların arasında uçuştuğu yemyeşil adaları hayal ederdim.

O zamanlar Kanarya Adaları'nın isminin kanarya kuşundan geldiğini zannederdim. Oysa adalarda bulunan çok sayıdaki köpek nedeniyle Latince’de ‘Köpek Adası’ anlamına gelen ‘Canarie Insulae’dan geliyormuş. Adalarda çokça yetişen kanarya kuşları ise adını adalardan almış.

★ ★ ★

Dünyanın en güzel adaları arasında ilk sıralarda yer alan Kanarya Adaları, Kuzey Atlas Okyanusu'nda, İspanya’ya bağlı Tenerife, Fuerteventura, Gran Canaria, Lanzarote, La Palma, La Gomera ve El Hierro olmak üzere 7 adayla birkaç küçük adacıktan oluşan bir takımada. Afrika kıtasının 100 km. batısında yer alıyor. Hava sıcaklığı yıl boyunca 18-30 derece arasında seyrettiği için 12 ay denize girebiliyor. Sörfle ilgilenenlerin tercihi, dalgaların daha şiddetli olduğu sonbahar ve kış mevsimleri oluyor. Adalardaki bilinen en eski yerleşim, M.Ö. 200’de ‘Guanches’ olarak bilinen Berberilere ait. 30 milyon yılda oluştuğu tahmin edilen adaların batan Atlantis kıtasının en yüksek tepeleri olduğu düşünülüyor. Adalar, turizm nedeniyle betonlaşmadan yana nasibini almış ama doğal alanlar da çok iyi korunmuş. Neredeyse adaların yarısı ulusal park kapsamında…

Tenerife

İspanya’nın en önemli turistik yerlerinden biri olan Tenerife, takımadanın en büyük, en kalabalık ve en çok ziyaret edilen adası. Pandemiden önce adayı, yılda 5 milyon turistin ziyaret ettiği biliniyor.

Adanın merkezinde İspanya’nın en yüksek volkanik dağı olan ‘El Teide’ bulunuyor. Teide en son faaliyetini 1909 yılında gösterse de hala aktif yanardağ olarak kabul ediliyor. Bilim insanlarına göre gelecekte şiddetli patlamaların olacağı öngörülüyor. Teide Yanardağı ve çevresindeki Teide Ulusal Parkı, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde ve dünyada en çok ziyaret edilen ulusal parklardan biri. Ada merkezinden yaklaşık iki saatlik araba yolculuğuyla ya da teleferikle ulaşılabilen Teide Yanardağı; Tenerife’nin her yerinden, hatta bazı çevre adalardan da görülebiliyor. Adada, dünyaca ünlü, birbirinden güzel ve ilginç plajlar var. Volkanik bölge olması sebebiyle jeolojik oluşumlar, doğal kaya havuzları meydana getirmiş. Siyah veya gri renkli kumlardan oluşan plajlar, Sahra Çölü’nden taşındığı söylenen kumlarla oluşturulan sarı kumlu plajlar ya da sadece volkanik taşlardan ibaret plajlar, çöller, kanyonlar görülmeye değer… Güney ve kuzey bölgeleri arasındaki sıcaklık 5-6 derece fark ettiği için adanın kuzeyi daha yağışlı, serin ve dalgalı; güneyi daha kuru ve sıcak oluyor.

Tenerife, Avrupa’daki en fazla endemik türe sahip olan yer. Tertemiz doğası, harika iklimi olan adadaki ormanlarda, ulusal parklarda, yürüyüş parkurlarında bu türleri görmek mümkün… Bunun yanı sıra şubat ayında yapılan ve dünyanın 2. büyük karnavalı olan Santa Cruz Karnavalı; konaklama tesisleri ve gece hayatıyla ünlü olması; yemekleri ve şaraplarının gastronomlar tarafından beğenilmesi; anıtlar, heykeller, müzeler, sanat galerileri... Kısacası Tenerife’ye gitmek için çokça sebep var. Karnaval şubat aylarında gerçekleşiyormuş; hem karnavalı görmek hem kültürel gezi yapmak isteyenlerin kış aylarında gitmesi daha uygun olur kanaatindeyim. Biz haziran ayında gittiğimiz için daha çok deniz ağırlıklı bir gezi oldu.

Adada, biri kuzeyde diğeri güneyde olmak üzere iki havaalanı var. Türkiye’den direkt uçuş yok. Madrid’e ya da Barselona’ya gidip yerel havayollarından biriyle aktarma yapmak gerekiyor. Bizim uçuşumuz direkt uçuş olduğu için 6 saat sonra otelimize yakın olan güneydeki Reina Sofia havaalanındaydık. Otobüslerle Costa Adeje bölgesindeki otelimiz İberostar Anthelia’ya transfer edildik. Okyanus kenarında, tropikal ağaçlar ve bahçelerle çevrili otel, geleneksel Kanarya Adaları evlerinin mimarisinden esinlenerek yapılmış, büyük ve gösterişli bir kompleks. Okyanus manzaralı odamıza yerleştikten sonra, bir şeyler atıştırıp şehri keşfetmek için yürüyüşe çıktık. Önce otelimizin bulunduğu siyah kumlu Playa de Fanabe plajına indik. İrili ufaklı volkanik taşlardan oluşan Costa Adeje sahilinde uzun bir yürüyüşten sonra seyir tepelerinden birinde, eşsiz görünümü tablo konusu olmaya değecek güzellikteki okyanus manzarasını seyredip, okyanus havasını içimize çektik. Bir müddet dinlendikten sonra otelimize döndük.

Siam Park’ı mutlaka görün!

Tenerife’de bir sahil kasabası olan Costa Adeje’de büyük bir alana yayılan Tayland temalı bir su parkı olan Siam Park, Avrupa’nın en iyi su parklarından biriymiş.

Görkemli bir kapıdan girilen Siam Park, palmiye ağaçları içindeki devasa fil ve dinozor heykellerinin, Tayland tarzı binaların, ahşap asma köprülerin; alışveriş yapabileceğiniz küçük market, butik ve Tay tarzı yüzen pazar ve kafelerin olduğu bir kompleks. Hemen girişte neşeyle yüzen fokların olduğu bir havuz karşılıyor sizi. Parkı yaya olarak gezebileceğiniz gibi lastik botlarla da sakince turlayabiliyorsunuz ama adrenalin meraklısıysanız tercihiniz ‘güç kulesi’ olmalı. Şişme botlarla, 28 metre yükseklikteki kuleden dikey şekilde köpek balıklarının olduğu dev bir akvaryuma düşmek oldukça heyecan verici olmalı! Neyse ki kamikaze düşüşten sonra su kaydırağı, camdan tüp içinde akvaryumu turlayarak sonlanıyor. 

Devasa büyüklükte yapay su dalgalarının yapıldığı havuzda eğlenip yine botlarla çok dik ya da tünel şeklindeki kaydıraklardan kayabiliyorsunuz. Sonuç olarak, oralara kadar gitmişken Siam Park’ta bir gün geçirmeye değecek kadar ilginç ve eğlenceli bir su parkı.

Akşam üzeri maskeli balo için kostümlerimizi giyip, gündüz yapay su dalgasıyla eğlenilen devasa havuzun kenarında, akşam yemeği için hazırlanan masalara geçtik. Gündüz dolaşmasak, havuz değil deniz kenarındayız zannederdim zira havuzun kenarı Sahra Çölü’nden getirilen kumlarla kaplanmış. Kokteyl ile başlayan yemeğe yerel sanatçıların verdiği konserler ve danslarla devam edildi. İspanyol mutfağının deniz mahsullerinin ağırlıkta olduğu lezzetli bir yemekten sonra eğlenceli gecemiz havai fişek gösterisiyle son buldu. 

Katamaran gezisi

Ertesi gün tekne turuna katılıp yunus balıkları ve balinaları doğal ortamlarında gözlemlemek için okyanusa açıldık. Otobüsler bizi teknelerin kalktığı Puerto Colon Limanına götürdü. Yaklaşık 3-4 saat süren bu turlar, yelkenli veya katamaranlarla gerçekleşiyor. Bizim tercihimiz katamaran tekneden yana oldu. Teknede mürettebat tarafından hazırlanan aperatif bir şeyler de yenilip, içiliyor. Okyanus mavisinin gökyüzü mavisi ile birleştiği uçsuz bucaksız mavilikte, yer yer beyaz bulutların eşlik ettiği bir seyirde olmak, muhteşem bir duygu. Hele ki bu seyre yunusların ritmik devinimleriyle eşlik etmesi, elinizi uzatsanız başlarını okşayacak kadar yakında olmaları, müthiş heyecanlı bir tecrübeydi. Neyse ki balinalar teknemize yunuslar kadar yaklaşmadı, uzaktan geçtiler. Katamaran tenha bir koyda demir attı. Okyanusun kristal berraklığındaki sularında yüzerken “Bol bol dalalım arkadaşlar, sinüsleri açalım. Bedava okyanus suyu” diye espriler yaptık. Eğlenceli bir günün sonunda, şarkılar söyleyerek geri döndük.

 

Magma Sanat ve Kongre Merkezi

Akşam yemeği ve gala gecesi ilginç bir mimarisi olan Magma Sanat ve Kongre Merkezinde yapılacaktı. Volkanik ve benzeri taşlardan yapılan kongre merkezi, her türlü etkinliğin gerçekleştirilebildiği devasa büyüklükte bir mekân. O kadar büyük ve ses yalıtımı o kadar iyi ki aynı anda 300 kişinin yemek, toplantı, konser vb. etkinliklerini yapabileceği birbirinden bağımsız dokuz bölüme ayrılabiliyor. Gala gecesine uygun giysilerimizi giydikten sonra volkanik bir mağaranın içindeymiş gibi hissettiren restorana gittik. İspanyol orkestra ve sanatçıların yaptığı güzel müzik, dans ve şovlar eşliğinde okyanus balıkları, deniz mahsulleri, adaya özgü patatesten yapılan leziz yemekleri yedik. Hizmet çok kaliteli, yemekler çok lezizdi ama benim en çok ilgimi çeken; kişi başına düşen bardak sayısının 6 olmasıydı.

 

Loro Park

Loro Park, adanın kuzeyinde Puerto de la Cruz’un eteklerinde yer alan, çeşitli hayvan ve bitki türlerinin bulunduğu, 13,5 hektarlık bir hayvanat bahçesi. Lora Park’ta 4-5 ayrı gösteri yapılıyor. Sabah erken saatlerde giderseniz tüm şovları izleme şansınız oluyor. Orka denilen katil balinalar, foklar ve yunuslarla yapılan şovlar çok ilgi görüyor... Hayvanat bahçesi ve hayvanlarla yapılan gösterilere karşı olduğum için ben programa katılmak yerine otelde kalarak sahilde zaman geçirmeyi tercih ettim. Aslında parktaki botanik bahçesini görmek isterdim. Özellikle de seyahate çıkmadan önceki araştırmalarımda ilgimi çeken, buzul çağından bugüne varlığını sürdüren canavar ağaçlarını (Dragon tree)… Parktakiler kadar büyük ve gösterişli olmasa da şehir merkezini gezerken, havaalanından otele giderken gördüklerim ve parka giden arkadaşların çektiği fotoğraf ve videolarla idare ettim.  

Costa Adeje

Otelimizin bulunduğu Costa Adeje, Avrupalı gezginlerin tercihi ettiği bir tatil beldesi. Sahil şeridinde muhteşem plajlara, çok sayıda lüks otel ve restoranlara, dükkânlara sahip bir lokasyon… Biraz alışveriş biraz keşif için öğleden sonrasını şehir merkezine ayırdık. Sahilde dolaşıp, küçük taşlarla kaplı ara sokaklara daldık. Yöresel hediyelik eşyalar satın aldıktan sonra küçük bir kafede oturarak bir şeyler atıştırdık ve sahilde güneşi batırdık.

Costa Adeje’nin ve adada gezdiğimiz diğer yerlerin, milyonlarca turist gelmesine rağmen tertemiz olması, etrafta atılmış tek bir çöp bile görememek beni şaşırttı. Sahiller halka açık, oteller tarafından kapatılmamış. Herkes istediği plajdan okyanusa girebiliyor ve plajlar da tertemiz, tek bir izmarit bile yok. Betonlaşma biraz fazla -kısıtlı bir coğrafyada o kadar turisti nerede konaklatacaklar- ancak devasa otellerin tamamı bir düzen içinde yapılmış, gözü yoran bir kirlilik, kötü görüntü yok. Adada hiç nehir olmamasına rağmen, nüfusun tarımla geçinmesi; su sorununu, atık suların geri kullanımıyla çözmeleri ise takdire şayan... Oteller bölgesinde hemen hiç trafik lambasına rastlamadık çünkü yolların hiçbiri birbiriyle çakışmıyor. Yaya kaldırımları yollar kadar geniş; yaya kaldırımından geçerken, araçlar sakince yol veriyor.

★ ★ ★

6 günlük gezimiz deniz, sahil, güneş, seminer derken göz açıp kapayana kadar bitti. Kısıtlı bir zaman diliminde yapmak isteyip de yapamadıklarımız da kaldı tabii. Birkaç günümüz daha olsaydı eğer:

Volkanik Teide Dağı'na teleferikle çıkmak ve zirveden eşsiz manzarayı seyretmek; Tenerife’nin başkenti ve en büyük şehri olan Santa Cruz'de, değişik mimarisiyle başkentin sembolü olan oditoryum binasında (Auditorio de Tenerife) opera dinlemek; sanat galerilerini ve müzeleri gezmek isterdim.

“Hayat bir kitaptır ve gezip, görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” demiş St. Agustine… En kısa zamanda pandemi biter de biz de kaldığımız yerden başka sayfaları okumaya devam edebiliriz. Kalın sağlıcakla…

 

NASIL ARANDI: #müzeyyen topçu tan #ömer tan #diş hekimi #gezi #ada #tenerife #tatil #sahi #plaj #deniz

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.
Diğer Yazılarını İnceleyin;
Güneş şehri Szeged

Doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra üniversitesi, sıcak su kaplıcaları, festivalleri ve her sokakta karşınıza çıkan, bakmaya doyamayacağınız güzellikte ArtNouveau ve Neoklasik tarzdaki binalarıyla mutlaka görülmesi gereken bir şehir…

2 ay önce
Noel'in rüya şehri: Drama

Son yıllarda trend olan ‘Noel Pazarı’ turlarını merak ediyorsanız, alternatif olarak Yunanistan’ın Drama şehrindeki ‘Noel Baba Köyü’ ya da ‘Drama’nın Rüya Şehri’ diye adlandırılan tema parkı ziyaret edebilirsiniz

4 ay önce
Makedonya’nın gözbebeği: Manastır

Başta büyük önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere II. Meşrutiyet, İttihat Terakki ve Cumhuriyet döneminin önde gelen asker ve siyasilerini yetiştiren Askeri İdadi’nin de bulunduğu Manastır’ı gezmenin tam zamanı…

5 ay önce
Balkanların incisi: Ohrid

Makedonya’nın en güzel şehri, en önemli turizm merkezi olan ve 1979’da UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesi’ne alınan Ohrid; arkeolojik eserleri, kalesi, camileri, kiliseleri ve çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan tarihi geçmişiyle tam bir kültür hazinesi…

6 ay önce
Kurabiyesi kadar tatlı bir şehir: Kavala

Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi dokuya tanık olmak; rengarenk, cumbalı, asırlık evlerin bulunduğu Arnavut taşlı dar sokaklarda yürürken geçmişe yolculuk yapmak; pırıl pırıl denizde yüzmek, tertemiz plajlarda güneşlenmek, taze deniz mahsullerinin tadına varmak Kavala’da mümkün

7 ay önce
Ege’de güneşin en güzel battığı zümrüt ada:

Yemyeşil dağları, tertemiz plajları, çekici körfezleri, tarihi, fosil ormanları ve gastronomisi ile aradığınız her şeyi bir arada bulabileceğiniz Midilli; her zevke hitap eden bir ada…

9 ay önce
Kendi küçük, ünü büyük yeşil ülke Slovenya

Doğa harikası manzaraları, gizemli mağaraları, Ortaçağ’dan kalma görkemli yapıları ile gezginlerin en çok görmek istediği ülkelerden biri olan Slovenya; ekolojisi ve sürdürülebilirliği ile Avrupa’nın en yeşil, en temiz ülkesi

11 ay önce
Avrupa’nın en genç şehri:

Konumu nedeniyle Birleşik Krallık ve İngiltere için stratejik bir öneme sahip olan Birmingham, nüfusunun yüzde 40’ını oluşturan 25 yaş altındakiler ile Avrupa’nın en genç şehri olarak biliniyor

1 yıl önce
Bergama’dan Berlin’e Pergamon

Dünyanın ilk sağlık merkezi, ilk ve en büyük sunağı, ilk parşömen üretimi, ilk Asya kütüphanesi ve en dik tiyatrosu ile antik dünyada tarihe yön veren, ilkleriyle ünlü bir şehir; Bergama…

1 yıl önce
Sanatın, kültürün, modanın kalbinin attığı hayaller şehri: Paris

Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris’i gezerken kendinizi adeta bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz

1 yıl önce
Avrupa’nın en romantik şehri: Paris

Paris, sadece Fransa’nın değil aynı zamanda sanatın, kültürün, modanın, finansın, gastronominin de başkenti. Paris denilince akla; moda, sanat, görkemli tarihi yapılar, parfüm ve kozmetik geliyor

1 yıl önce
İstanbul’dan Budin’e köprü olan şehir: Osijek

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Drava Nehri üzerine yaptırılan, İstanbul’dan Budapeşte’ye giden yolu kısaltan, o dönem dünyanın sekizinci harikası olarak adlandırılan köprü sonrasında yok edilmiş olsa da Osijek görülmeye değer bir şehir

1 yıl önce
Akdeniz'in İncisi, Gaudi'nin Fantastik Şehri: Barselona

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Barselona… Egzotik, fantastik, büyüleyici ve masalsı yapıları, zengin kültürünü yansıtan müzeleri, hareketli sokakları, lezzetli yemekleri ve eğlenceli gece hayatıyla sizi büyüleyecek

2 yıl önce
Eğlenceli ve açık fikirli şehir: Sitges

Küçük olmasına rağmen uluslararası film festivali, karnavalları, plajları ve marjinal gece hayatı ile son yıllarda Mikonos, İbiza ve Saint Tropez ile rekabet edecek kadar güçlü bir şehir: Sitges

2 yıl önce
Modern Tıbbın Kurucusu Hipokrat'ın Adası: KOS

Deniz-kum-güneş, spor, tarih, kültür, gastronomi, eğlen- ce... Bir tatilden beklenen her şeyi karşılayan ada: Kos

2 yıl önce
Huzurlu Yeşilin, Sakın Maviyle Buluştuğu Kıymetli Bir Hazine: Balaton Gölü

Yeni yerler keşfetmek, spor yapmak, yüzmek, festivallere katılmak, termal kaplıcalarında tedavi görmek, üzüm bağlarında şarap tatmak isterseniz, 'Macaristan Denizi'ni yani Balaton Gölü’nü ziyaret etmelisiniz

2 yıl önce
Mimarisi, doğası ve etkinlikleriyle gündemde kalmayı başaran keyifli bir şehir: SUBOTİCA

Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerini görmek, doğanın kucağında sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isterseniz, Subotica tam size göre

2 yıl önce
Açık Hava Müzesi Tadında Şehirler

Köklü geçmişi, buram buram tarih ve sanat kokan sokakları, mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü Münih, Salzburg ve Viyana’yı gezerken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedeceksiniz

2 yıl önce
İçinden Nehir Geçen Masalsı Şehirler

Neckar Nehri’nin iki yakasına kurulan, Almanya’nın en masalsı ve romantik şehirlerini gezerken, Ortaçağ’a doğru zaman yolculuğuna çıkacaksınız

2 yıl önce
Galler’in gözbebeği: Swansea

Swansea, Britanya’nın ve Galler’in en güzel kumsallarına, plajlarına ve görkemli yamaçlarına sahip doğa harikası bir şehir

2 yıl önce
Köklü bir geçmişe sahip önemli bir dünya şehri: Londra

Londra, İngiltere’nin ve dünyanın en önemli iş ve finans merkezi olduğu kadar turizm açısından da en çok ziyaretçi çeken, en hareketli kenti

2 yıl önce
Avrupa’nın kültür başkenti: Berlin

Berlin, her ne kadar II. Dünya Savaşı’nda bombalarla yerle bir edilmiş olsa da kendini toparlamış; tarihi, siyasi rolü, kültür-sanatı ve doğası ile de Avrupa’nın göz bebeği olmayı başarmış

3 yıl önce
Atamızın evini gezmenin tam zamanı Selanik

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, doğduğu şehir Selanik’e ve doğduğu eve gitmeye ne dersiniz?

3 yıl önce
Gemiyle Adriyatik gezisi

Yaz bitti, çoktan… Sonbaharı da ortaladık. İşlerinizin yoğunluğundan ya da başka sebeplerden dolayı henüz tatil yapamadıysanız; ekim ayında çıkacağınız en güzel tatillerden biri belki de ‘Gemiyle Adriyatik’ gezisi olabilir. Tabii denizden ve gemi yolculuğundan hoşlanıyorsanız…

3 yıl önce
Tarihi, kültürü, mimarisi, müziği ile ünlü Bulgaristan

Yakın bir yurt dışı tatili istiyorsanız; tarihi dokusu, göz alıcı dağları, yemyeşil parkları, altın sarısı kumsalları, zengin mutfağı ve sıcakkanlı insanlarıyla Bulgaristan sizi bekliyor

3 yıl önce
Yunanistan’ın en yeşil adası Thassos

Thassos; muhteşem kumsalları, turkuaz rengi denizi, resmedilmeye değer köyleri, tarihi yapısı ve eğlence hayatıyla bir tatilde aradığınız her şeyi size sunmaya hazır

3 yıl önce
Yunanistan’ın 5. Büyük adası: Sakız Adası

Dünya üzerinde sakız ağaçlarının yetiştiği ve damla sakızı üretiminin yapıldığı tek yer olan Sakız Adası hem köklü tarihi hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor

3 yıl önce
Şövalyeler adası Rodos

Her köşesinde binlerce yıllık tarih yatan, dar sokakları şövalyelerin izleriyle dolu olan Rodos Adası; turkuaz rengi denizi, tertemiz plajları, geleneksel mutfağı ve gece hayatıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor

3 yıl önce
Sardunya Adası

Masmavi ve berrak denizi, bembeyaz kumsalları, birbirinden güzel plajlarıyla meşhur Sardunya Adası, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için kültürel gezileri tercih edenlerin de uğrak yeri

3 yıl önce
Tarih kokan şehir: Kiev

Dünyayı iyilik kurtaracak

Mitolojik öyküler ve efsanelerle dolu; Mora Yarımadası

Vikingler diyarı; Norveç

Batının en uç noktası: Fas

Yunanistan’ın en büyük adası; GİRİT

Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bir tarih yatıyor: Kral Kızı Hamamı

Lavanta kokulu köy

Rüya gibi bir gemi yolculuğu