Önceki yazılarımdan beni biliyorsunuz ki hava soğukken sıcak yerlere kaçmaya bayılıyorum. Yani kış aylarında benden karlı dağda kayak maceraları beklerseniz, çok yanılırsınız. Geçtiğimiz şubat ayında da sömestr tatilini fırsat bilerek, dostlarımızla birlikte yine sıcak bir destinasyon seçtik kendimize: Şarm El Şeyh…
Türkiye’de son zamanlarda oldukça popüler bir tatil yeri olan Şarm El Şeyh’in şöhretinin büyük olmasının birçok faktörü var. Enfes güzellikteki su altı dünyası, bu faktörlerin en başında geliyor. Ayrıca, su altı dünyasından çöllere uzanan yollarda farklı deneyimler yaşamak da burayı çok cazip yapıyor. Bir diğer faktör ise Şarm El Şeyh’e vizesiz seyahat imkânının olması. Türkiye’den Şarm’a vizesiz şekilde kolayca giriş yapabiliyorsunuz. Vize almanın çok zor olduğu bu son zamanlarda bu durum çok değerli. Sadece pasaportunuz olsun yeter. Son faktör ise Şarm El Şeyh, Türkiye’ye göre daha ucuz bir yer. “Böyle bir yer kaldı mı?” diye düşünseniz de evet, Şarm hala Türkiye’ye göre fiyatlar açısından uygun.
DÜŞLERİNİZDEKİ GİBİ Mİ?
İki saatlik rahat bir uçuşun ardından Şarm’a ulaştık. Bütün Arap ülkelerinde yaptığımız gibi yine bir Türk oteli seçerek, tatilimize sıfır riskle başladık. Otel, havaalanına 15 dakika mesafede ve birçok çeşitli transfer yöntemleri mevcut. Şarm’da hava sıcaklığı ortalama 23 dereceydi fakat hoşumuza gitmeyen, sürekli bir rüzgârın varlığıydı. Bu anlamda Dubai ve Katar’ı biraz özledim açıkçası. Neyse ki havuzlar ısıtmalıydı. Otel konfor ve imkânlar konusunda bizi hayal kırıklığına uğratmadı fakat personel tutumu Türkiye ve diğer Arap ülkelerini biraz aratabilir; bu konuda size garanti veremiyorum. Zaten yıllar önceki Mısır Kahire ziyaretimizde de Mısırlıların hal ve hareketlerinden çok hoşnut olmamıştık. Hatta “Piramitlere gitmeyin, hayal kırıklığı olmasın. Düşlerinizdeki gibi kalsın” diye herkese söylerim… Yine de keyfimizi bozmadık ve yapmadan dönmememiz gereken birkaç aktiviteye imzamızı attık.
SU ALTINI KEŞFEDİYORUZ
Şarm El Şeyh ile ilgili şunu da belirteyim; Mısır, bir Ortadoğu ülkesi. “Ortadoğu” demek, ne yazık ki istikrarsızlık, savaş ve darbe demek. Akıllara bu bölgeyle ilgili bu olgular gelse de Şarm El Şeyh’de bu durumlardan eser yok. Burası kendi halinde, masum bir turizm şehri. Şehrin İsrail – Filistin bölgesine uzaklığı 500 km civarında ve savaş ya da farklı unsurlardan etkilenen bir yer değil. Yani bu konuda endişeniz olmasın. Kızıldeniz kıyılarında yer alan Şarm, bu deniz sayesinde dünyanın en güzel su altı dünyalarından birine sahip. Bir yanda su altı dünyası diğer yanda da Sina Çölü, buraya eşsiz bir güzellik katıyor. Kızıldeniz’in sualtı manzaraları bilirsiniz ki dillere destan. Bu eşsiz mercan resiflerini ve belki de hayatınızda ilk kez göreceğiniz, tablodan fırlamış gibi görünen balıkları yerinde keşfetmenin iki yolu var: Biri tüplü dalış, diğeri de suyun altındaki kısmı tamamen cam olan bir denizaltıyla gezinti. Tüplü dalış çocuklara uygun olmayacağından biz daha konforlu olan denizaltı turunu seçtik. Şarm El-Şeyh’teki denizaltı gezisiyle Kızıldeniz’in harikalarını keşfettik diyebilirim. Bir gözlem güvertesindeki klimalı koltukta, deniz seviyesinin altındaki camdan izlediğimiz su altı manzaralarına hayran kaldık. 1 saatlik bu gezimizde çocukların merak ve hayranlık çığlıkları hala kulaklarımda. Ancak belgesellerde görebileceğimiz balıklarla göz göze gelmek tarifsiz bir duyguydu.
SİNA ÇÖLÜ
Geldik şehrin iki yüzünden diğeri olan Sina Çölü’ne… Bu çölde yaptığımız safari, grup olarak gerçekten bizi çok etkiledi. Altın kum tepeleri ve dramatik manzaralar arasında kiraladığımız Buggy tarzı bir jiple yaklaşık 2 saatlik bir gezi yaptık. Kafanızın tamamını; özellikle ağız ve burunu kapamanız gereken, gözlüksüz asla yola çıkamayacağınız gerçek bir safari deneyimi yaşadık. Yolda çıplak ayaklı bedevi çocuklara rastlamanın, orada duran deve ölüsünü görmenin gayet sıradan olduğu; dalgalı kum tepelerinde gezinirken adrenalin patlamasını hissettiğimiz eşsiz bir deneyimdi. İlk mola yerimiz dağların etekleriydi. Yankı tepesi olarak anılan bu dağda isimlerimizi haykırıp dağlarda yankılanmasını dinledik. Daha sonra bir Bedevi çadırında mola verdik, bizlere otantik çay ikramları yapılırken çocuklar da deveye bindiler.
ŞARM’DA ALIŞVERİŞ
Şehrin en bilinen alışveriş noktası, Old Market olarak bilinen ve bizim Mısır Çarşısı’na benzeyen bir bölge. Karşınıza çıkabilecek hemen hemen her mağazada benzer lokal hediyelik eşyalar bulabileceğiniz için size en yakın noktayı seçmeniz yeterli olacak. Hatta denizaltı gezisine katılır ya da dalış bölgesine giderseniz, oradaki küçük mağazalar bile işinizi görür. Yalnız fiyatlar size ucuz gelse de muhakkak pazarlık yapın zira fiyatları biraz fazladan söyleyip sonradan indirmeye çok alışmışlar.
YEME İÇME
Daha önce de belirttiğim gibi biz bir Türk otelinde kaldığımız için Türk şeflerimiz sayesinde, yeme içme konusunda hiç yabancılık çekmedik. Ancak birkaç Mısır lezzeti de dikkatimizi çekti tabii ki. Yemeklerin aşırı baharatlı olduğu malumunuz... Bunun yanı sıra güvercin ve tavşan etine düşkünlükleri bize ilginç geldi. Türk kahvesi çok yaygın, her yerde bulup içebilirsiniz fakat kesinlikle aynı lezzet değil. Her yemeğe olduğu gibi kahveye de kakule katmışlar ve bence hiç yakışmamış.
MISIR’IN BODRUM’U
Söz konusu bir Arap ülkesi olunca, insanların aklına direkt güvenlik sorusu geliyor. Mısır bölgesel olarak tıpkı bizim gibi sıkıntılı bir coğrafyada olsa da Sharm El Sheikh bu sıkıntılardan uzak, Kızıldeniz’e komşu Güney Sina’da yer alıyor. Bu şehri Türkiye’nin Bodrum’u gibi düşünebilirsiniz. Yani sıkıntılı yerlerden uzak bir yer. Biz Sharm’da kaldığımız süre boyunca güvenlik açısından hiçbir sıkıntı gözlemlemedik. Burası turistler için kolay bir şehir. Sadece esnafı yapışkan, o da her yerde olabilecek bir durum. Birçok yerde güvenlik noktası ve polisler var. Şehir turizm bölgesi olunca Mısır hükümeti buraya ayrı önem veriyor. Son olarak şunu da söylemek isterim ki Sharm’dan Türkiye’ye dönüş yaparken havalimanına en az 2 saat erken gidin çünkü en az 5-6 kez kontrolden geçiyorsunuz. Biz o kadar ülke gezdik, böyle bir durum görmedik. Çok enteresan bir durum. X-ray çılgınlığına maruz kalıyorsunuz. “Tamam, bitti” diyorsunuz; yine birisi pasaportunuza bakıyor, diğeri çantanızı açıyor. Yani özetle kontrol fazla. Dolayısıyla uçuşunuzda sorun yaşamamak için erken gitmenizi tavsiye ederim.
NASIL ARANDI: #esin alçıoğlu # gezi # şarm el şeyh # mısır
İzmit Rotary Kulübü’nün düzenlediği Çanakkale gezisine katılanlar bu büyük destanı adeta iliklerine kadar hissederek yaşadı. İzmit Rotary Kulübü üyelerinden, dergimizde yer ay yayımlanan ‘Minik Kalpler’ sayfasının mimarı, yazar Esin Alçıoğlu, Çanakkale izlenimlerini Kocaeli Life için kaleme aldı. “Ben ne kadar anlatsam da bir şeyler eksik kalır. Bu yüzden imkânı olan herkesin Çanakkale’ye ilk fırsatta gitmesini tavsiye ediyorum” diyen Esin Hanım, özellikle çocukların milli bilinç kazanması için bu toprakları görmesi gerektiğini belirtiyor. Şimdi sözü Esin Hanım’a bırakalım ve onun kaleminden Çanakkale ruhunu birlikte keşfedelim.
İlimizin tanınmış iş adamlarından, EGDAŞ firmasının ortaklarından Hüseyin Alçıoğlu, eşi Esin Alçıoğlu ve oğulları Arel ile birlikte Londra’ya çıkarma yaptı. Tarih boyunca kraliyet ihtişamı, kültürel çeşitliliği ve eşsiz atmosferiyle dünya çapında bir cazibe merkezi haline gelen Londra gezisini Esin Alçıoğlu, Kocaeli Life okurları için kaleme aldı. Gotik katedrallerden zarif köprülere, tarihi saraylardan çağdaş sanat galerilerine kadar geçmişin izlerini modern yaşamla harmanlayan bu büyüleyici şehri merak ediyorsanız, başlıyoruz.
Karayipler’in en popüler turizm destinasyonlarından Dominik Cumhuriyeti’ne giden EGDAŞ firmasının ortaklarından Hüseyin Alçıoğlu, eşi Esin Alçıoğlu ve oğulları Arel, Survivor yarışmasını izlemekle kalmadı, yarışmacılarla aynı parkurlarda turnuvalara katılarak, büyük bir heyecan yaşadı. Esin Alçıoğlu, ‘büyülü bir yer’ diye tanımladığı Dominik Cumhuriyeti gezisini Kocaeli Life için kaleme aldı.
Vize kuyruklarında, konsolosluk kapılarında sürünmeden kolayca gidebileceğiniz Katar, kollarını açmış sizi bekliyor. Basra Körfezi’ne doğru uzanan bir yarımada ülkesi olan Katar, ışıl ışıl gökdelenleri, yemyeşil parkları ve modern sanatlara verdiği önemle Orta Doğu ülkeleri hakkındaki ön yargıları yerle bir ediyor
Dergimizin yazarlarından Esin Alçıoğlu, geçtiğimiz günlerde 2 haftalık Amerika seyahatine çıktı. Eşi Hüseyin Alçıoğlu ve oğlu Arel ile birlikte Güney Amerika’yı adım adım gezen Esin Hanım, izlenimlerini Kocaeli Life okurları için kaleme aldı
İhtişamlı mimarisi, muhteşem residansları, sıra dışı AVM’leri, şık caddeleri, çölü ve kumsallarıyla lüksün doruklarda yaşandığı Dubai, ‘en’lerin bir araya toplandığı muhteşem bir şehir
Maldiv Adaları; turkuaz rengi denizi, bembeyaz kumsalları, tropik ormanları ve sessizliğiyle romantizmi doruklarda yaşamak isteyenlere rüya gibi bir tatil vaat ediyor
Yazan: Esin Alçıoğlu
Yazan: Esin Alçıoğlu