Aşk, iki insanı birbirine yaklaştıran en güçlü duygu… Ve çoğu kez de zamanla şekil alan, farklılıkları kucaklayan, zorluklarla büyüyen bir yolculuk… 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, yoğun tempolarından kaynaklanan tüm zorluklara rağmen yürüdükleri yolu çiçek bahçesine çevirmeyi başarmış bir çifti konuk ettik sayfalarımıza… Türk siyasetinin aydınlık yüzü, CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı ile zarif eşi Mimar Betül Yıldızlı’nın 13 yıllık sevgi dolu yuvasının kapısını çaldık; yakışıklı oğulları Nazım Ege ve dünya tatlısı kızları Zeynep Naz’ın neşeli kahkahaları eşliğinde bu kez siyasetten değil; aşktan, sevgiden, aileden konuştuk.
Farklı karakter yapılarına rağmen sevgi, saygı, güven ve özveri temeli üzerine inşa ettikleri evliliklerini ilk günkü heyecanla sürdüren Harun Özgür Yıldızlı ve Betül Yıldızlı çifti, sadece birbirlerini tamamlamakla kalmıyor, hayatın sorumluluğunu da birlikte paylaşıyor. Harun Bey’in aktif siyasi hayatı ve yoğun iş temposunun yükünü; iş hayatıyla beraber, evin ve çocukların sorumluluğunu da üstlenerek hafifleten Betül Hanım, eşinin hem en büyük destekçisi hem de başarısının ardındaki gizli güç. Uzun sözün kısası, Harun ve Betül Yıldızlı, topluma karşı taşıdıkları sorumluk ile aile hayatındaki rollerini birbirlerine verdikleri değer ve özveriyle dengede tutan, örnek bir çift. Harun Bey’in, “Betül’ün, her kararımda bütün gücüyle yanımda duruşu, özverisi ve verdiği destek paha biçilemez” sözleri ise mutlu bir birliktelikte, adeta tüm kapıları açan sihirli bir anahtar gibi.
Aile olmanın ve sevginin, zamana ve koşullara meydan okuyan gerçek gücünün bir simgesi olan bu öyküyü keyifle okuyacağınızdan eminiz.
Harun Bey, Betül Hanım’la nasıl tanıştınız?
Harun Yıldızlı: Bizim hikâyemiz epeyce uzun... Betül, benim en yakın arkadaşımın amcasının kızıydı; ailelerimiz de çok yakın görüşürdü. O vesileyle tanıştık ama epeyce peşinden koştum. Başlangıçta güzelliğinden çok etkilendim, tanıdıktan sonra ise en çok prensip sahibi yapısını sevdim. Çok mantıklı, akılcı, her şeyi bir düzen dahilinde halledebilen, güçlü karakterine hayran oldum. Kısmet oldu, 6 ay arkadaşlık yaptık, sonra da evlenmeye karar verdik.
Betül Yıldızlı: Bu arada, Harun’un peşimden koştuğundan benim haberim bile yoktu, kendi kendine koşuyormuş (kahkahalar). Durumun farkına, kuzenim “Harun senin hakkında ciddi düşünüyor” dediğinde vardım. Aslında bundan çok daha önce, ben daha üniversite öğrencisiyken yengem de bana Harun’dan bahsetmiş, bizi yakıştırdığını söylemişti ama tabii ben o dönem bunu asla ciddiye almamıştım. Biz, benim okulum bittikten sonra tanıştık. Son derece nazik, bulunduğu ortamlarda ağırlığını hissettiren ama aynı zamanda esprili bir yapısı vardı… Ayrıca pek belli etmese de oldukça duygusal birisiydi. E, baktım peşimden de çok koşmuş, fazla nazlanmadım (kahkahalar).
Peki, aileler bu işe ne dedi?
Betül Yıldızlı: Hiçbir olumsuzluk yaşamadık çünkü aile yapılarımız birbirine çok benziyordu. Harun’un ailesi de benim ailem de çok kalabalık ve sıcakkanlıdır. Annelerimizin evinden misafir hiç eksik olmaz, her gelenin mutlaka karnı doyurulur, hep kalabalık sofralarımız olur. Bu anlamda ailelerimiz de çok iyi anlaştı, hala da öyle devam ediyor.
ZIT KUTUPLARIN UYUMU
Sizin karakterleriniz de böyle örtüştü mü?
Harun Yıldızlı: Aslına bakarsanız, biz biraz zıt kutupların uyumunu yaşıyoruz. Mesela Betül, çok hassas, ince ruhlu bir kadındır. Kimsenin doğum gününü unutmaz, ince düşüncelidir, hediye seçmeyi çok iyi bilir. Ayrıca çok detaycıdır ve adımlarını sağlam atmayı sever. Ben onun bu huylarına hayran olsam da tamamen farklı bir karaktere sahibim. Özel günlere çok da fazla anlam yüklemem, hediye almak bir yana kendime çorap almakta bile zorlanırım, risk almayı severim ve detaylara çok da fazla takılmam. Sanırım birbirimizi tamamlıyoruz.
Betül Yıldızlı: Böyle söylediğine bakmayın… Evet, hediye seçimi noktasında zayıf olabilir ama Harun çok duygusaldır ve beni nasıl etkileyeceğini, neyle mutlu edeceğini çok iyi bilir. Önem vermiyormuş gibi görünür ama doğum günümde bana tüm sevdiklerimin hazır bulunduğu sürpriz bir parti organize etmişliği de vardır.
Peki, Harun Bey size nasıl evlenme teklif etti?
Betül Yıldızlı: Vallahi, evlenme teklifi aldım mı hala tam da bilemiyorum (kahkahalar). Öyle organizasyonlu bir teklif zaten yoktu da Harun bana “Benimle evlenir misin?” bile dememişti. Hatta düğünden önce kendisini, “Evlenme teklif etmezsen nikahta ‘hayır’ derim” diye tehdit etmişliğim de vardır. Sonra, bir kağıda “Benimle evlenir misin?” yazıp, kına gecesinde hediye ettiği arabanın bagajına koymuş. Yani ben evlenme teklifini, kına gecemde aldım.
Düğün hediyeniz bir araba mıydı?
Harun, kına gecemde bana düğün hediyesi olarak bir araba almış ama benim böyle bir fikri olduğundan bile haberim yoktu. Kına gecesinin “Gelin elini açmıyor” faslında, kayınvalidem elime altın yerine arabanın anahtarını bıraktı. Bu benim için büyük bir sürprizdi, çok da mutlu oldum.
Betül Hanım, ilişkinizin en unutulmaz anı hangisiydi?
Harun Yıldızlı: Tren çarpması (kahkahalar)
Betül Yıldızlı: Şöyle anlatayım… Harun’un kına gecemde hediye ettiği arabayı biz biraz olaylı kullandık. Henüz evleneli iki ay olmamıştı ki Harun o araçla çok büyük bir tren kazasından kıl payı kurtuldu… Ama benim için evliliğimizin en unutulmaz anılardan biri, Harun’un bana yaptığı çok tatlı bir sürprizdir. Bir sene tam da 14 Şubat’ta beni arayıp hazırlanmamı, İzmir’deki şantiyeye gitmemiz gerektiğini söyledi. Ben de buna uygun bir kıyafetle, hiç hazırlık yapmadan evden çıktım. Fakat havaalanına geldiğimizde bir de baktım, dış hatlardayız. Meğer sürpriz yapmış, beni bir geceliğine Paris’e götürüyormuş. Neyse o şokla uçağa bindim, uçak kalktı ve birden kabinin içinde müzik çalmaya, güller dağıtılmaya başladı. Harun dedi ki “Bak aşkım, her şeyi senin için düşündüm.” Müzik ve güllerin, havayolu şirketinin Sevgililer Günü jesti olduğunu anlamam uzun sürmedi ama bu bir günlük Paris sürprizi beni çok mutlu etmişti.
HER ZAMAN YANIMDA
Sizce mutlu evliliğin en önemli sırrı nedir?
Harun Yıldızlı: Saygı ve destek. Betül’ün benim yanımda duruşu, aileyi bir arada tutma becerisi benim için her şeyin üzerinde. Bir yandan kendi iş hayatını sürdürürken diğer yandan çocuklarla ve evle ilgilenmesi, benim yoğun programımı anlaması ve hep arkamda durması… Bunlar paha biçilemez.
Betül Yıldızlı: Ben de aynı fikirdeyim… Gerçekten Harun’la birbirimizi destekliyoruz. En zor zamanlarımızda bile hep yan yanayız. Bu destek bizim ilişkimizi her geçen gün güçlendiren en önemli şey.
“DUALI ADAMSIN”
Harun Bey, hem iş hem de siyaset yaşamınız oldukça yoğun… Bu tempoda aile hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?
Harun Yıldızlı: Eskiden de iş hayatım çok yoğundu ama milletvekilliği sorumluluğunu almamla beraber dengeleri kurmak daha da zorlaştı. Siyaset hayatı zor… İş seyahatim yoksa dahi haftanın 3 günü Ankara’da oluyorum. Eğer evde güçlü bir kadın, güçlü bir eş yoksa işler iyice zorlaşıyor. Bununla beraber, çok büyük bir aksilik olmazsa pazar kahvaltılarında mutlaka evde, çocuklarla beraber olmaya çalışıyorum. Evde olmadığım zamanlarda ise tüm yük Betül’ün omuzlarında. Çocukların hem doğru yetişmesi hem de eğitimleri anlamında sorumluluğumuz büyük. Ben babaları olarak onları haftada bir ya da iki gün görebiliyorum ama eşim benim eksikliğimi hiç hissettirmiyor. Annem geçen gün, “Allah’tan dualı adamsın da Betül gibi eşin var” dedi. Çok haklıydı… Betül, gerçekten de benim hayattaki en büyük şansım.
Betül Hanım, sizin açınızdan durum nasıl?
Betül Yıldızlı: Ailenin bir arada olması noktasında, siyaset acımasız bir yapı. İş hayatının dışında da Harun’un sayısız siyasi programı, seyahatleri, görüşmeleri, toplantıları oluyor. “Hiç zorlanmıyorum” dersem yalan olur çünkü benim de bir iş hayatım, mimar olarak takip ettiğim projeler, eşimle birlikte yer almak durumunda olduğum programlar var. Her gün, önce çocukları okula bırakıp oradan ofise geçiyorum. İşlerimi hallettikten sonra da yine tüm zamanım onlara ait. Okul, piyano, bale, basketbol kursları arasında mekik dokuyorum. Bununla beraber çocuklar Harun’un temposuna alışkın olduğu için fazlaca şikayetleri yok. Özellikle Harun sabahları evde olduğunda birlikte vakit geçirmek o gün için onlara yetiyor.
GÖZÜM KARA, ÖZGÜVENİM YÜKSEK
Birlikteyken neler yaparsınız?
Harun Yıldızlı: Salı, çarşamba, perşembe günleri genelde Ankara’da oluyorum. Döndüğümde de tüm zamanımı aileme ve çocuklarıma ayırmak istiyorum ama siyasette bu pek mümkün değil. İnsanlar sürekli sizinle iletişim kurmak istiyor, önemli konular için arayanlara vakit ayırmak gerekiyor… Ama biraz önce de dediğim gibi hafta sonu kahvaltılarında birlikte olmaya önem veririm. Boş vakitlerimizde de kutu oyunu oynamayı, bahçede vakit geçirmeyi, mangal yapmayı çok seviyoruz.
Bunca yoğunluk arasında enerjinizi nasıl koruyorsunuz?
Harun Yıldızlı: Sevmeden, bu kadar işin altından kalkılmaz. Hem işimi hem de siyaseti çok seviyorum. Ben, siyasete gençlik kollarında başladım, bugünlere partimin her kademesinde görev alarak, tırnaklarımla kazıya kazıya geldim. Kocaeli’nin 472 mahallesinde, ayak basmadığım yer yok; örgütü benim kadar iyi tanıyan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. İşinizi severek yaptığınızda yorulmuyorsunuz, bu anlamda bir sıkıntı yaşamıyorum ama evden uzun süre uzak kaldığımda eşimi ve çocukları özlüyorum. Biraz önce de konuştuğumuz gibi Betül olmasa ev-iş-siyaset dengesini sağlamakta çok zorlanırdım.
Kritik kararların arifesinde Betül Hanım’ın görüşlerine ve öngörülerine güvenir misiniz?
Harun Yıldızlı: Çok güvenirim ve mutlaka fikrini alırım ama her zaman aynı fikirde olduğumuzu söyleyemem. Betül bana göre daha sakin, düşünerek hareket eden, koruyucu ve sağlamcı bir karaktere sahiptir; riski sevmez. Oysa ticarette de siyasette de risk almadan bir yere varamazsınız ve kararlarınızı hızlı vermelisiniz. Bu anlamda benim gözüm daha kara, özgüvenim yüksektir. Tecrübeme güvenirim ve genellikle bu özgüvenle hareket ederim. Bir de özellikle siyasette kalbi temiz tutmanın, doğru olmanın önemine çok inanırım. ‘Sen doğru ol, eğri belasını bulur’ düsturuyla hareket eder, yola öyle çıkarım. Bugüne kadar bunun aksini görmedim.
Betül Yıldızlı: Harun, siyasette de ticarette de gerçekten tecrübeli birisi, bu nedenle de kendisine güvenir ve risk alır. Bense çok iyi bir gözlemciyimdir. Birlikte bulunduğumuz her ortamda olayları ve kişileri çok iyi izler, yorumlarımı mutlaka Harun ile paylaşırım. Bununla beraber ben kendisinin çok şanslı birisi olduğunu, bir şekilde korunduğunu da düşünüyorum. Büyük sorunlardan ve kayıplardan son anda kurtulduğu çok olmuştur.
İYİ POLİS, KÖTÜ POLİS
Peki, evle ya da çocuklarla ilgili kararlarda nasıl ilerliyorsunuz?
Betül Yıldızlı: O konularda ben Harun’la oturup, tartışıp, beraber karar almayı isterim ama temposundan dolayı bu her zaman mümkün olmuyor. Bu durumun zaman zaman beni yorduğu, özellikle çocuklarla ilgili bir karar almamız gerektiğinde yalnız hissettirdiği oluyor. Örneğin, oğlumuz şehir dışında bir kampa gitmek istiyor; bu konuda tek başıma karar almak beni zorluyor. Artısını-eksisini, güvenliğini, Nazım Ege için faydalı olup olmayacağını babasıyla istişare etmek istiyorum ama dediğim gibi bizim yaşam tarzımızda bu her zaman mümkün değil. Zeynep Naz’ı bir şekilde idare edebiliyorum ama erkek çocuk olarak Nazım Ege için bir baba figürü mutlaka gerekiyor ve Nazım babasıyla birlikte vakit geçirmekten çok keyif alıyor. Çocuklar gün içinde okulda ya da kursta olduğundan yokluğumuzu pek fark etmiyorlar ama doğum günü, karne merasimi vs. gibi özel günlerinde hep bir arada olmayı önemsiyoruz ve planlamayı mutlaka Harun’un da katılabileceği şekilde yapıyoruz.
Aile içindeki rolleri nasıl paylaşıyorsunuz?
Harun Yıldızlı: Ben, çok yumuşak babayım, Betül ise daha disiplinlidir. Bununla beraber, bazen evde baba otoritesine gerek duyulabiliyor. Öyle zamanlarda, Betül bana “Bak şimdi, ben Zeynep Naz’a şöyle diyeceğim; sen de beni destekleyerek şunu söyleyeceksin” diye replikler verir ama onu dahi beceremem; hep çocuklarımın istediği olsun isterim. Dolayısıyla evde ‘kötü polis’ Betül, ben genellikle dışarıda olduğu için ‘iyi polis’ yine Betül.
EN BÜYÜK MİRASIM
Betül Hanım, zorlandığınız anlarda destek aldığınız kişiler var mı?
Bu konuda çok şanslıyız çünkü geniş bir aileyiz ve sevdiklerimiz hep yanımızda. Çocuklar kalabalık bir ailenin içinde sevgiyle sarmalanarak büyüyor, belki de bu yüzden babalarının tam zamanlı yanlarında olamamasından çok da fazla etkilenmiyorlar.
Bu tempoda kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?
Her şey çocukların programına bağlı ama sağlığım için sporumu asla aksatmıyorum. Bir kalça ameliyatı sürecim oldu, bu nedenle fizyoterapi ve pilates gibi düzenli sağlık aktivitelerim var. Kendimi şarj etmek istediğim zamanlarda da çocuklarla uzun yürüyüşler yapmayı severim ama yine de en sevdiğim zamanlar Harun’un burada olduğu ve evde ailece vakit geçirdiğimiz anlar.
Harun Bey, on yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Harun Yıldızlı: Şu anda siyaset hayatımın en hareketli dönemindeyim… Rahmetli babamın, “Sana kim gelirse gelsin, siyasi parti gözetmeksizin yardımcı olacaksın” vasiyetini yerine getiriyorum. Kimsenin partisine, görüşüne bakmadan elimden geldiğince faydalı olmaya çalışıyorum. Ben, Cumhuriyet Halk Partiliyim ama Türkiye Cumhuriyet’inin vekiliyim, dolayısıyla bu topraklarda yaşayan herkes benim için aynı kıymette. 10 yıl sonra siyaseten nereye geleceğimizi Allah bilir ama daha düşük tempoda çalışmak, yavaşlamak istiyorum. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras, ayakları üzerinde güçlü bir şekilde durmalarını sağlayacak iyi bir eğitim. 10 yıl sonra, çocuklarımı kendi yollarını çizmiş olarak görmek ise en büyük amacım.
Betül Yıldızlı: Sanırım 10 yıllar sonra roller değişmiş olacak çünkü ben, çocuklar biraz daha bağımsız hale geldiklerinde iş hayatında daha aktif yer almayı planlıyorum (kahkahalar). Onlar büyüdükçe, ben de işime daha fazla odaklanabileceğim.
NASIL ARANDI: #harun özgür yıldızlı # betül yıldızlı # chp milletvekili # kocaeli # chp # 14 şubat # sevgililer günü
