Bu yazı da tevkifatın vergi mükelleflerine neler yüklediğini, neden uygulandığı, söz konusu kesintinin iade şartlarında gerçekleşen değişiklikleri ele alacağız.
Para hususunda kesinti anlamına gelen “Tevkifat” tevkif kelimesinin “durdurma”, “tutma”, “alıkoyma” anlamından yola çıkarak türetilmiştir, yani Maliye bakanlığının mükelleften daha sonra temin edeceği vergi alacağına mükellefin alıcısı vasıtasıyla önceden el koyması, kısacası; vergi alacağını garanti altına alması işlemidir.
Bu işlem ücretlerde yapılan GV (stopaj) kesintisi ile aynı niteliği taşımaktadır.
Tek fark ise, KDV vergisinin hem alıcı hem de satıcı arasında bölüştürülerek alınıyor olmasıdır.
KDV mükellefi olsun ya da olmasın kanunda sayılan alıcılara yapılan mal teslimi veya yapılan hizmet kısmen veya tamamen tevkifat kesintisi ile faturalandırılmalıdır.
Tevkifat uygulaması göz ardı edildiğinde ise; kesintiden sorumlu Alıcı ve satıcı vergi dairesi yaptırımlarında aynı oranda yükümlülüğe sahip tutulmuştur. vergi dairesinin denetimleri (ikmalen veya ree’sen tarhiyat dediğimiz, işlemden en az 5 yıl sonra yapılan denetimlerdir ki) sonucu ortaya çıkarılması ile süreç başlar. Işlem tarihinden itibaren tüm kdv beyannameleri öncelikle tekrar beyan edilir ki bu süre en az 5 yıl oduğu için 60 aylık tekrar bir beyanname düzenlemesi ile oluşan damga vergisi ödemesi demektir. Sadece bu bile mükellefe yüksek bir meblağ ve ağır yük olarak yansırken, akabinde vergi zıyaı dediğimiz en ağır vergi cezası kayba uğranan vergi alcağının bir katı ve ek olarak bu kayba uğrayan vergi tutarı üzerinden gecikme faizi hesaplaması ile mükellefi ağır bir finansal yükümlülüğe sokar.
Mükellefleri dar boğaza sokacak olan bu gibi durumları göz ardı etmeden tevkifat işleminin tarafları ve sektörleri mevzuatta belirtilen oranlarıyla dikkate alınarak uygulanmalıdır.
Ülkemizde sahte ve yanıltıcı belge kullanımının yaygın olarak görülmesi en büyük etken, kontrol altına alınmasında tek başına yeterli olmasa da vergi kaçakçılığında kaydadeğer bir azalma sağlamaktadır.
Konaklama, metal sanayi, tarım, hayvancılık vb. sektörlerde KDV’li girdilerin azlığı’da yine tevkifat uygulamasına yönlendiriyor.
KDV kaybının yüksek olarak görüldüğü inşaat, tekstil gibi sektörlerde dönem karşılaştırmaları yapıldığında büyük dalgalanmalar gözlenmesi ve bir önceki döneme göre yüksek düşüşler farkedilmesi maliye için güven içermediğinden bu sektörlerin neredeyse tüm işlemleri tevkifat uygulaması kapsamında.
Beyan edilen vergilerin ödenmediği sektörlerin varlığı da tevkifatın en büyük uygulanma sebeplerinden, çoğunluk mükellef grubu olarak tanımlıyoruz. Çıkan vergilerin ödenmemesi nedeniyle yeni düzenleme ile sektörlere genişletme gelmesinin en büyük nedeni olarak kabul edebiliriz.
Vergi idaresinin bazı sektörlerde satıcılardan ziyade alıcıları daha güvenli olarak kabul etmesi de, vergiden tevkifat kesintisini mantıklı hale getiren durumlar arasındadır.
Gelelim en önemli konuya; tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarının mükellefe mahsuben veya nakden iadesi mümkün, sadece 1 mart 2021 tarihi itibariyle süreçte istenen evraklar ve protokol biraz arttırıldı. Istenenler şu şekilde sırasıyla yapıldığı taktirde vergi dairesinde yer alan tevkifat kesintisi alacağınızı vergi borcunuza mahsup ya da nakden iade alabilirsiniz.
Mahsup işlemi nedir?
En basitinden tanımı, vergi dairesine borcu olan kişi ve kuruluşun tevkifat kesintisi sonucunda oluşan alacağının, bu borcuna mahsup edilmesi işlemidir.
Tebliğin ilgili bölümünde yer alan aşağıdaki sektörler;
Yani; metal, bakır, çinko, alüminyum kurşun ürünleri teslimi,
Plastik, lastik, kauçuk, kağıt ve cam hurda hammadde ve atıkları teslimi,
Pamuk, tiftik, yün, post ve deri teslimi,
Ağaç ve orman ürünleri teslimi,
Devlet malzeme ofisi genel müdürlüğünce yapılan teslimler …
Bahsettiğimiz sektörlerde; miktarı ne kadar olursa olsun istenilen mahsup talebi, YMM Raporu ve teminat aranmaksızın gerçekleştirilir.
Yukarıda bahsedilenler dışında kalan sektörlerde ise; 5.000 TL şartı aranmaktadır.
Eğer söz konusu mahsup edilecek iade miktarı;
5.000 TL altındaysa, herhangi bir YMM Raporu ve teminat istenmeksizin vergi dairesi mahsup talebinizi yerine getiriyor.
Ancak; 5.000 TL ve üzeri bir alacağınız söz konusuysa orda vergi dairesi yine devreye giriyor ve YMM Raporu ile teminat olmaksızın mahsup işleminizi gerçekleştirmiyor.
Nakit para söz konusu olduğunda maliye bakanlığı şartları daha da arttırmakta,
Bu sefer ise, mahsuben iade de sıraladığımız sektörler de 5.000 TL. şartına takılı kalıyor. Bu sektörleri tekrar hatırlatmak gerekirse; metal, bakır, çinko, alüminyum kurşun ürünleri, Plastik, lastik, kauçuk, kağıt ve cam hurda hammadde ve atıkları teslimi Pamuk, tiftik, yün, post ve deri teslimi, Ağaç ve orman ürünleri teslimi, Devlet malzeme ofisi genel müdürlüğünce yapılan teslimler gibi …
Eğer bu sektörlerde nakden iade 5.000 TL. altındaysa YMM Raporu ve teminata gerek yok nakden iade direkt gerçekleştiriliyor.
5.000 TL. ve üzerindeyse nakden iade; YMM RAPORU ile yerine getirilmektedir. Teminat verilmesi halinde bile YMM Raporu olmaksızın çözüm elde edilememektedir.
Diğer sektörlerde ise; Nakden iadenin miktarına bakılmaksızın YMM Raporu ile yerine getirilmektedir. Teminat verilse dahi iade son durumu YMM raporu sonucuna göre çözülmektedir.
Tevkifat basit gibi görünen çok ince ayrıntılara sahip bir konudur.Konunun anlaşılması yönünden son derece güzel bir yazı ele almışsınız.