Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?
Son on yılda yabancı sermaye sektörümüzde ve aynı zamanda perakende piyasasında çok aktif rol aldı. Yabancı sermayenin oluşturmuş olduğu bu güce bir zincir olmaktansa Türk kadın girişimci olarak kendi markamı oluşturma fikri bende azim, istek ve idealist bir düşünce yapısı oluşturdu.
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Kurumsal yapılar ve aynı zamanda sektörün global çapta gücünü tutan rakiplerle yarışmak zorundaydık. Kapital güce karşı, geleneksel ruhun yanında bize ait duyguları barındıran daha sıcak daha butik bir yapı kurduk. Bu, bizi rakiplerimizden ayırdı. Müşteri kitlemiz buna göre belirlendi.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
Çevremden aldığım en belirgin tepkiyi hikayesel boyutta şöyle anlatayım: Bir okyanus düşünün… Ben bu yola ufak bir tekne ve mürettebatla çıkmıştım. En büyük desteği ailem, ekibim, sektörde bana güvenen yol arkadaşlarımın öngörüsü ve bunu başarabileceğine inanan AVM yöneticilerinden aldım.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
Hala en büyük hayalim, kendi markamı dünyanın birçok ülkesine ihraç ederek, bir Türk markasını modanın göbeğine oturtturmak. Moda dünyasında yüzümüzü Avrupa’ya çevirdik ancak modada öncü olabilecek bir ruhu elinde tutan sektörün önde gelenleri dahi bunu oluşturamadı. Şu anda Türkiye’de üretilen, tasarlanan birçok model, dünyada benzeri olan moda markalarından daha iyi ve daha kaliteli. Ancak piar çalışması büyük bütçelere, zamana ve belki de devlet desteğine ihtiyacı olan güçlü bir piyasa. Tek bir öncü Türkiye’de yeni bir dönemin başlamasına ve birçok iş kolunun oluşmasına sebep olacaktır. Moda, lojistikten üretim ağlarına ve turizme kadar dev bir sanayidir. Avrupa’nın büyük kentlerinin modayı ve aksesuar markalarını elinde bulundurma sebebi budur. Devletimiz bu tür teşebbüslerin oluşmasına destek vermelidir.
Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Ruhudur ve müşterilerimizin, 25 yıllık tecrübeden bire bir hizmet alabilmeleridir. Kullanılan tüm ürünler A+ seviyesindedir.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Ben daha geleneksel bir yapıdayım, ekibim ise daha genç, daha dinamik. Mevcut dokuyu, günceli takip eden çalışma arkadaşlarımla yol yürüyorum. Bunun da beni rakiplerimden farklı kılacak bir noktaya götüreceğine inanıyorum. En büyük hayalimiz olan üretime geçmek ve bunu önümüzdeki beş yıl içerisinde gerçekleştireceğimizi biliyoruz. Bu hayali geciktiren tek şey ülkede yaşanan ekonomik koşullar oldu. Fırtınalı sulardayız. Hala okyanusta teknemizle yol alabiliyorsak, bu azmimizden ve inancımızdan kaynaklanıyor. Kaygımız, para kazanmak değil, hedefe kitlendik. Beş yılın sonunda üretime başlamış ve bunu dünyaya sunmuş olacağız.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Sektör gözetmeksizin ifade edeyim; eğitim ve alt yapı olmadan bir işin sürdürülebilir olması mümkün değil. Yapacakları işi en basit noktasına kadar biliyor olmaları gerekir. Hangi sektörde kariyer planı yapıyorlarsa o alanda eğitimlerini güçlendirmeli, deneyim süreci oluşturmalı ve sonrasında girişimci olmak için adım atmalılar. Ve elbette her şey hayal kurmakla başlar. Zorluklar hep var, siz hayallerin peşinden istikrarla gitmeye devam edin. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Allah olmayacak duayı kalbe vermez. İnançlı olun, kader gayrete aşıktır.
Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?
Tüm yanlışlarım beni bugünkü duruma getirdi. Tüm hatalarımı tekrardan yapar, yine bugünkü doğrumu kazanırdım. Geçmişte bana zorluk yaşatan tüm rakiplerime teşekkür ederim. Bana zorluklarla baş etmeyi; dünyasını sadece başkalarının hayatı üzerine kurmuş düşük frekanslı insanları önemsememeyi, görmemeyi, duymamayı hatta onlara teşekkür etmeyi öğrettiler. Günün sonunda başarının karşısında tüm sesler susar. Siz sadece çalışın, durmayın.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
8 Mart, bir kadının iş dünyasında, sosyal yaşamda ya da evde, bir cinsiyet kimliğinden daha çok; zekasının ve bakış açısının topluma kattığı değeri temsil eder. Sabrı, cesareti, korumayı ve korunmayı çok küçük yaşlardan bu yana öğreniyoruz. Bu bize çok çeşitli bir bakış açısı getiriyor. Her durumda çözüm üretmeye hazırız. Sorumluluk duygumuz doğarken başlıyor. Var olma şeklimiz, ayakta tutma ve ayakta kalma güdümüz genlerimizde var, aktarım böyle. Kadının olduğu her nokta yaşamın her alanında başarı getirir. Daha mutlu kadınlar, daha mutlu bir gelecektir.