Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?
Markamı kurma fikri, mesleğimi sevmenin yanı sıra özgürce çalışabilme ve etik değerlerimi tam anlamıyla uygulayabilme arzusundan doğdu. Süreçte beni en çok motive eden şey ise danışanlarıma daha etkili ve özgür bir şekilde yardımcı olma arzumdu. Diğer yandan, iş yaşamımı kendim yönetebileceğim bir platform oluşturma isteği de oldukça baskındı.
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
En büyük zorluk, işimi kurarken karşılaştığım finansal engellerdi. Bu zorlukları aşmak için adımlarımı planlı bir şekilde attım ve finansal kaynaklarımı doğru yönlendirerek, kısa sürede istikrarlı bir şekilde yol almayı başardım. Kendime ve ekibime duyduğum güven, her zaman bu engelleri aşmamda yardımcı oldu.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
Çevremden çok güzel tepkiler aldım. Ailem ve arkadaşlarım her zaman yanımda oldular ancak en büyük destekçilerim, benimle birlikte aynı vizyonu paylaşan çalışma arkadaşlarım oldu. Asistanım Hande Kan ve üniversitede staja başlayan, mezun olduktan sonra da birlikte çalışmaya devam ettiğimiz Esme Çelikel, Ren Psikoloji’nin en önemli yapı taşlarından. Onlarla birlikte sadece bir iş ortamı değil, güçlü bir kadın dayanışması da oluşturduk. Kadınların birbirine destek olduğu bir ekip ruhu ile çalışmak, hem işimi daha anlamlı kılıyor hem de Ren Psikoloji’yi özel hale getiriyor.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
İlk adımı attığımda, hayalim yalnızca kendi işimi kurmaktı ancak bugün geldiğim noktada çok daha fazlasını gerçekleştirdim. Danışanlarıma özgürce ve etik şekilde yardım edebileceğim bir yer yaratmak dışında, bunu bir kadın dayanışması ve gelişim alanına dönüştürebilmek beni çok mutlu ediyor. Hedeflerime doğru adım adım ilerliyorum ve hayalime her geçen gün daha da yaklaşıyorum.
Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Biz burada sadece terapi hizmeti sunmuyoruz, aynı zamanda danışanlarımızın kendilerini güvende hissedebileceği bir alan yaratıyoruz. Beni en çok gururlandıran şeylerden biri de ekibim. Ren Psikoloji’yi özel kılan en önemli şey birey odaklı olduğu kadar ekip ruhuna da dayanan bir yapı olması. Birlikte öğreniyor, gelişiyor ve güçleniyoruz. Ren Psikoloji’nin farkı, insana sadece danışan olarak değil, bir birey olarak yaklaşması ve etik değerleri ön planda tutarak, güvenli ve samimi bir ortam sunması.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Ren Psikoloji’yi bireysel terapi merkezinden çok daha fazlası haline getirmeyi hedefliyorum. Bunun ilk adımı olarak, alt kattaki ofisi de bünyemize kattım. Burada bir çift terapisti ve bir çocuk terapisti daha ekibe dahil olacak. Böylece bireysel sorunları ele almanın ötesine geçerek, aileyi bir bütün olarak değerlendiren bir yaklaşıma geçeceğiz. Bunun yanı sıra, psikolojiye ilgi duyan ve kendini geliştirmek isteyen kadınlar için ücretsiz bir kitap kulübü oluşturacağım. Kadınların hem ruhsal hem de entelektüel anlamda desteklenmesini önemsiyorum. Ayrıca, farklı alanlarda eğitimler ve seminerler düzenleyerek psikolojinin herkes için erişilebilir olmasını sağlamak istiyorum. Ren Psikoloji, yalnızca bir terapi merkezi değil, aynı zamanda bir gelişim ve dayanışma alanı olacak. Bu vizyonumu her geçen gün daha da büyüterek, hem meslektaşlarımla hem de danışanlarımla birlikte güçlü bir topluluk yaratmayı amaçlıyorum.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Güçlü olmak, hayatta her zaman karşımıza çıkan zorlukları aşmak anlamına gelmez. Güçlü olmak, aynı zamanda duygusal zeka geliştirmek, başkalarına yardım etmek ve kendi değerlerimizi savunmakla ilgilidir. Bu yüzden öncelikle kendini tanı, kendi değerlerini fark et ve bunları her koşulda savun. Sonra, senin gibi kadınlarla bir araya gel, birbirinize destek olun. Hep birlikte daha güçlü bir yer oluşturabiliriz.
Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?
Sanırım daha fazla risk alırdım. Gerçekten cesur adımlar atmak her zaman kolay değildir ancak bugün gördüğüm kadarıyla bazen başarısızlıklar bile büyümek için gerekli adımlardır. Bu yüzden daha cesur olup, daha fazla şey denemek isterdim.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
8 Mart, kadınların toplumsal ve ekonomik anlamda eşitlik mücadelesi verdikleri, güçlerini birleştirerek hayatın her alanında seslerini duyurdukları, dayanışma içinde oldukları bir gün. Bu gün, sadece kadınların haklarını hatırlamakla kalmayıp, onları her zaman desteklememiz gerektiğini de simgeliyor. Birbirimize olan desteğimiz hem kadınları hem toplumu güçlendirir.
NASIL ARANDI: #uzm. psk. begüm seçil kandemir # psikolog # 8 mart dünya kadınlar günü
