Çaylak yazarınızın bir mail adresi var.
Şirket harici olan hani…
Hah! O işte.
Anlamasak da kullanıyoruz.
Mecburen..
Mecbur olmadıkça ne sen sooor…
Ne de ben sana bağlanayım…
Sanal kanal felan takılmayayım.
Sözü uzatmadan.
Bir ara hiç ilgilenmedim, son günlerde şu mektup kutusuna bir bakalım dedik…
Bu sanal alem postacıları bizim eski postacı amcalar gibi değil ki kardeşim.
Tak tak kapı çalıp da,
Mektubunu eline teslim etmiyor ki,
Sen gideceksin onun kapısını çalacaksın,
Ben geldim felan diyeceksin,
O sana parola soracak,
Yazacaksın,
Çizeceksin,
Oooooooy! Oy!
Fenalık fenalık…
Bu parola şifre işlerinden oldum olası,
Anamdan doğdum doğası,
Hoşlanmamışımdır zaten.
Ben çantamın fermuarını kapatamıyorum kardeşim!
Posta kutusunun kapısını neden kapatayım.
Banka kartı şifresi,
Bilgisayara giriş şifresi,
Hotmail’e giriş şifresi,
Cep telefonuna giriş şifresi!
Zart şifresi,
Zurt şifresi,
AAAAAOOOOOOOĞĞĞĞ
Sıkıldıııııımmm yaoooov!
Neredeyse ben kızıma,
Kızım bana soracak,
Afedersiniz hanımefendi şifreniz?
Cevap mı?
Yok canıııım!
Çok fesatsınız vallahi!
Yani aman be kızım!
Mış mesela şifre yani…
Neyse çaldık kapıyı…
Aaaaaa!
Oturumunuz bir başka bilgisayarda açıldı diyor.
Yani bizim postacı,
Benim posta kutusuna,
Başkasını almış,
Oturtmuş kardeş!
Kardeşlerim!
Bu hain sanal alem postacısı,
Emanetleri başkasının eline teslim etmiş.
Buyrun!
Bizim canım postacı amcalar olsa,
Beni bilir tanır.
Bu bilmiyor,
Yaz şifreyi geç kapıdan…
Hani şifre mifre diyordun kardeşim!
Hımmmm!
Demek bizim de bir hackerımız olmuş,
Bunlar şey gibi…
Nasıl desem korsan gibi yani!!!
Vay!
Müşerref oldum Hacker Bey!
Müşerref oldum da,
Benim posta kutumda sizin işinize yarayacak,
Hiçbir bilgi mevcut değildir ayol!
Ne olacak ki benim mektup kutumda,
Özel çok özel bilgiler mi?
Yoooo…
Abuk subuk bilgiler, fıkralar,
Ne bileyim işte oradan buradan gelmiş,
Manzara resimleri felan.
Yok!!
Hiçbir şey yok!
Yiğidin malı meydan da olur misali!
Oku okuyabildiğin kadar yani!
O da okumuş zaten.
Sonra da oturmuş bana mektup yazmış,
Başlığı “BOŞUNA DEĞİŞTİRDİN”
Şifreyi değiştirdim ya! Kızmış bana!
Yeminle kasten değiştirmedim.
Merak ettim yani,
Ne yapacak diye
Diyor ki…
“selam merhabalar Birgül hanım!” “bütün özel yaşantınızı adresinizi telefonunuzu falan fıstık öğrendim”
(Birgül’ün notu: Öğrensen noluuur? Öğrenmesen nolur? Benim özel hayatım da aynen çantam gibi. Her daim açık yani. Demem o ki herkes her şeyi biliyor güzelim!)
“Bu mail de benim değil ona göre bunu da bir yerden aldım sinir olmuştum o yüzden aldım ve şifresini değiştirdim ama bak seninkini değiştirmiyorum ona göre istersen mailini değiştir. Kendinize iyi bakın siber aleme de uğramayı unutmayın.”
Ahahahahaha!
Bana acımış yani!
E acıyacaktın niye yaptın? Yaptıysan niye acıdın?
Hacker’ın bile aklı başındası gelmiyor bana anacım!
Karmamda var; deli deliyi çekiyor vesselam vessepet!
Pandemiden beri bir yerlere gidememenin sıkıntısı içinde kıvranırken, ‘Oh nihayet bitti’ deyip, Kuzey Işıkları’na niyetlendim. Savaş çıktı. Ama aklımda Petra. Derken ‘Haydi İtalya’ya gidelim’ dediler. Vize krizi çıktı. Kimse vize alamadı. Ama aklımda Petra. Dedim ki ‘Birgül aklındaki için eyleme geç, Ercan Turizm şirketinin sahibi Haluk Ercan’ın başının etini yemeye başla.’ Hemen her gün tek kelime ‘PETRA’ diye mesaj çektim. Sonunda oldu.
