Sayfamızın bu ayki konuğu, 4 yaşındaki tatlı mı tatlı Güneş’in annesi, Begüm Onar Şahin. Özel bir şirkette insan kaynakları uzmanı olarak çalışan Begüm Hanım, anne olana kadar çocuklarla ilgili bir deneyimi olmadığını ve çocuk yetiştirmeyi Güneş ile birlikte öğrendiğini söylüyor. Kızını yetiştirirken katı kurallar koymak yerine, hayatı kendilerini iyi hissedecekleri şekilde yaşadıklarını ifade eden Begüm Hanım ile Güneş’li hayat üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
‘Kendi çocuğu olana kadar çocuklarla ilgili hiçbir deneyimi olmayan, çocuğuyla birlikte öğrenen bir anne’ diyebilirim. Herkes gibi çocuk yetiştirirken kuralcı olmakla ilgili benim de sarf ettiğim birkaç cümlem olmuştur ancak şimdi bunların çok uzağındayım Eşimin de benim de çok kuralcı olduğumuzu söyleyemem. Hayat çok esnek, her günümüz birbirinden farklı olabiliyor. Güneş’in kendisini iyi hissettiği rutinler ve ileride hayatını kolaylaştıracak bazı alışkanlıklar haricinde, her şeyi bize iyi geldiği şekliyle yaşıyoruz. Büyüdükçe esneklik ve uyum sağlama yeteneğimiz köreliyor, bu nedenle şimdi karşılaştığı her durumu “normal ve herkesin başına gelebilir” şeyler olarak anlatmaya çalışıyoruz. Ayrıca, şart koymak yerine seçenek sunmak da bu yaş döneminde Güneş’e iyi gelen şeyler arasında.
Yoğun çalıştığımız için kalan hayatımızı sürekli evin dışında geçiren bir aileydik. Pandemi öğretti ki evin içinde veya çevresinde de sosyalleşip istediğimiz ortamı yaratabiliyoruz. Kısıtlamalara karşın yaşıtlarıyla olabildiğince vakit geçirmesi için Güneş'in, yaşadığımız sitedeki arkadaşlarıyla oyun oynamasını, keşfetmesini destekliyoruz. Çocukların yeni öğrendikleri şeylere duyduğu heyecanı görmek gerçekten çok güzel, bu nedenle yakınında olup bu heyecanı bizimle de paylaşabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Hayatı boyunca ‘birey’ olabilmesi için kendisini tanıması, seçimlerini kendisi yapması ve duygularını ifade edebilmesi çok önemli. Bununla birlikte, karşısındaki kişiyi anlaması ve onun da seçimlerine saygı göstermesi gerekiyor. Kendini anlatmasına alan yaratıyoruz ve kendi duygularımızı da açıklıkla ve onun anlayabileceği dilde paylaşmaya çalışıyoruz. Sözünü kesmemek, söyleyeceği bitene kadar dikkatle dinlemek, arada “ne hissediyorsun, ne düşünüyorsun?” diye sorular sormak ve ‘hayal kırıklığına uğradım, heyecanlandım, endişelendim, çok mutlu oldum’ gibi kendi hislerimizi de ona anlatmak olarak özetleyebilirim. Her duyguda yeterince kalan, özümseyen ve zamanı gelince vedalaşan tarafta olması için “niye kızdın ki, sakın ağlama, korkacak bir şey yok” demekten kaçınmanın çocuklara yardımcı olacağını düşünüyorum. Her aile çocuğunun önce mutlu sonra da birçok alanda iyi olmasını ister. Bu bir beklenti ve çocukları yorduğuna inanıyorum. Günü 40 saatmiş gibi planlamak ve koşuşturmak zaten iş hayatında yaptığımız şeyler ve şimdi geldiğimiz nokta “mindfulness” konuşmak... Açıkçası bir çoğumuz hata yaptığımızı anlamışız, bunu çocuklara da yaşatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Her şeyi ‘yeteri kadar’ yapmak ve yaşamak da gayet tatmin eden bir yaklaşım.
Evdeyken oyun kurmayı çok sevdiğini söyleyebilirim. Çoğu zaman oyunun kurgusu kendisinden daha uzun sürüyor. Ayrıntılı şekilde tüm bağlantıları anlatıyor, sahneyi kurguluyor, her şeyin yerli yerinde olduğuna kanaat getirdikten sonra oyuna başlıyoruz. Taklit yapmayı seviyor, hayvanlar veya çizgi film kahramanlarını taklit ederek uzun vakitler geçirebiliyor. Son olarak da dışarıda fiziksel olarak yorulacağı aktiviteleri tercih ettiğini söyleyebilirim. Koşmak, bisiklete binmek gibi aktiviteler onu pek yormuyor, tersine dinamo etkisi yaratıyor Bunların yanında henüz tanışmadığı birçok alan olduğunu, ileride bunlar arasından da seçim yapabileceğini anlatıyoruz, varsa o alanlarla ilgili videoları da birlikte izliyoruz çünkü herkes her şeyi yapabilir.
Alanında uzman ve ülkemizde tanınmış kişilerin kitaplarını veya sosyal medya paylaşımlarını olabildiğince takip etmeye çalışıyorum, “biz nasıl yapıyoruz?” diye değerlendiriyorum. Buralarda en genel haliyle önerileri bulabiliyoruz ancak çocuğun ve ebeveynlerin yapısına göre yönlendirme almak en kıymetlisi. Lisans eğitimim ve mesleğim psikoloji alanına yakın olduğu için yakın çevrem bu alanda çalışan kişiler. Okul öncesi eğitim kurumlarında çalışanların yanı sıra kendisi de ebeveyn olan profesyonellerin deneyim ve yönlendirmelerinden en üst seviyede yararlanıyorum çünkü onlar hayata ve uygulamaya en yakın fikirlerini sunuyorlar. Son yapılan araştırma ve tespitleri de yakından takip ediyorlar. Katkıları paha biçilemez. Başkasına uygun olan kıyafet bize uymayabilir, dünyanın da farklılık ve çeşitliliğe ihtiyacı var. Kendi yaşam tarzımıza uygun yaklaşımı benimsersek, özünde iyi kalpli, vicdanlı, düşünceli, bununla birlikte kendi amaç ve beklentilerini de önemseyen bir birey yetiştirmek için kendi yolumuzu bulacağımıza inanıyorum.
NASIL ARANDI: #begümonarşahin #çocuğumveben #kids #kidslife #eğitim #disiplin #beraber #öğrenmek #kocaeli #anne #çocuk
