Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?
Çocuk endokrinoloğu olarak görev yaptığım 10 yıllık sürede Kocaeli’de çok sayıda hastayı görme, tedavi etme ve tecrübe kazanma fırsatım oldu. Bu dönemde gerek devlet hastanelerinde gerekse özel hastanelerde çalışan çocuk doktoru arkadaşlarımızla beraber, endokrin sorunları olan hastalarda iş birliği yaparak çalıştık. Çocuk endokrin branşı ülkemizde sayıca çok az bulunduğu için çoğu zaman Sakarya, Yalova, Bolu gibi şehirlerden de çok sayıda hasta tedavi olabilmek için şehrimize geliyordu. Kendi kliniğimi açma fikri bu şekilde ortaya çıktı. Süreçte en büyük motivasyonum, hastalarıma daha kaliteli zaman ayırabileceğimi bilmem oldu. Obezite, erken ergenlik ve benzeri birçok hastalıkta, hastanıza ayırdığınız zaman ve yapılan konuşmalar tedavinin etkinliği için verilen ilaçlar kadar önemli. Özel bir klinikte çalışmak bana en çok bu özgürlüğü verdi. Kendi kliniğimde çalışmak, hekimlik mesleğimden aldığım keyfi arttırmamı sağladı.
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Hayatımın yaklaşık 20 yılını devlet memuru olarak, hastanede çalışarak geçirdim. Bu nedenle aslında en zor kısım buradan kopmaktı. Sonrasında hekimlik mesleğinin dışında, aslında size ait bir işletmeyi yönetmeyi öğrenmek, işveren olmak başta bana zor gelse de sonrasında her şey kolaylaştı ve keyifli bir hal aldı. Disiplinli, etik çalışma koşullarında çalışmaya devam etmek tüm zorlukları aşmanın altın anahtarı sanırım.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
Kocaeli‘de açılan ilk çocuk endokrin kliniği olduğumuz için çevremizden de çok güzel tepkiler aldık. Randevu yoğunluğundan hastanelere ulaşamayan ya da muayene olabilmek için il dışına gitmek zorunda kalan hastalar rahatça bize ulaşabildikleri için çok mutlu oldular. Kliniği açma sürecinde en büyük destekçim sevgili eşim ve ailemdi. Her zaman arkamda olduklarını hissettirdiler. Ayrıca yıllardır Kocaeli’de beraber çalıştığımız neredeyse tüm çocuk hekimi arkadaşlarım da en önemli destekçilerim oldu. Güvenleri sayesinde hastalarının endokrin problemlerini beraberce takip etmeye devam ettik.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
İlk adımı attığım andan beri en büyük hayalim çocuklar için bir endokrin sağlıklı yaşam merkezi kurmak. Maalesef erken ergenlik, obezite, tiroid hastalıkları gibi pek çok hastalığın temelinde kalitesiz inaktif bir yaşam ve kötü beslenme yatıyor. Hastalarımla bu konuları uzun uzun konuşuyoruz ama endokrin değerlendirmeyle beraber daha pek çok desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Bir gün tüm bunları aynı çatı altında toplayıp, daha güzel işler başarabileceğimizi biliyorum. Bu hayallerle çıktım bu yola; biliyorum adım adım yaklaşmaktayım.
Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Kocaeli’deki ilk ve tek özel çocuk endokrin kliniği olmaktan gurur duyuyorum. Her zaman söylediğim gibi ben öncelikle bir anne, sonrasında çocuk endokrin uzmanıyım. Hastalarım da çocuklarım kadar kıymetli benim için. Ailelerle aramızdaki güven bağı bence bizi herkesten ayrı bir yere koyuyor.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Herkesin beni güvenle, sevgi ve saygıyla andığı; büyüyen hastalarımı yeniden gördüğüm günlerle dolu bir geleceği düşünmek güzel. Zaman içinde spor hocalarıyla, diyetisyenleriyle, oyun gruplarıyla, psikologlarıyla büyük bir merkezde buluşabilmek, markam için en büyük hayalim.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Kendilerine güvensinler. Her kadın ayrı bir mücevher bence. Çok güçlüyüz, çalışkanız. İçimizdeki gücü, enerjiyi korkmadan ortaya çıkaralım. Çalışma hayatında ne kadar çok kadın olursa dünya o kadar güzel bir yer olacak bence.
Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?
Çok fazla bir şey değiştirmezdim sanırım ama kendi işimi belki biraz daha önce kurmak isterdim çünkü ancak o zaman kendim için zaman ayırmaya başlayabildim. Kadın olarak hem iyi bir çalışan hem iyi bir eş hem iyi bir anne olmak zorundasınız. Tüm bunlardan dolayı kendimiz olabilmek için ayırabileceğimiz zaman öyle az ki. Klinikte çalışmak bana bu özgürlüğü tanıdığı için çok mutluyum.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
Emekçi kadınlarımızı anma günü ve her kadın zaten emekçidir. Bunu unutmadan, özellikle iş hayatında kadınlarımızın birbirine daha çok destek olduğu günler görmek istiyorum. Siz de evinizdeki emekçi kadınlarınızın kıymetini bilin.
NASIL ARANDI: #dr. ayşegül yüksel # Ayşegül Yüksel Çocuk Endokrin Kliniği
