Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?
Yıllar boyunca kurucusu olmadığım danışmanlık merkezlerinde çalıştım ancak güncel mevcut koşullar ve yılların getirdiği bir hazır oluşlukla 2020 yılında kendi markamı oluşturdum. Çünkü bilimsel ve etik çerçevede sistematiğine hakim olduğum, kendime ait bir merkezde çok daha verimli olacağıma inanarak yola koyuldum. İnandığım gibi de oldu.
.jpg)
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Sanırım karakterimin de getirisi olarak süreç içerisindeki zorlukları, aşılması gereken olağan unsurlar olarak gördüm. Bir yola çıktım ve elbette ki yolculuğumda ayağıma takılan küçük çakıl taşları olacaktı. Onları yolun kenarına itip devam etmem gerektiği sabrı, bilinci ve tecrübesi zaten oluşmuştu. Gerçekleşeceğinden hiç şüphe duymadan inandığım hayalimden beslendim. O zorlukları mesleğimin değerine, önemine olan inancımla birlikte, kendi bilgi ve tecrübelerime dayanarak aştım diyebilirim.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
Haberi verdiğimde yakınlarımın, “Bunun zaten çoktan olması gerekiyordu, neyi bekliyordun ki?” tarzında yorumları oldu. Ben fevri kararlar vermek yerine şartlar olgunlaştığında, emin adımlarla ilerlemeyi tercih ederim. O yüzden kararlıyımdır yani aslında aklım onaylarsa, aklıma koyduğumu yaparım. Engelleri aşıp hedefe ulaşma konusunda azimli ve çalışkan olduğum telkinini duydum hep ailemden. Kendisine güvenen bir birey olmamın mimarı annem ve rahmetli babamdır. Kendi kliniğimi açma sürecinde bana inanan eşimin de yüreklendirici desteğini yadsıyamam.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
Hayalim, mesleğimi bilimsel ve etik çerçevede, kendi kurduğum düzen ve sistem dahilinde, tavizsiz ve sürdürülebilir bir özenle yapmaktı. Bugün bunu yaşıyor olmanın gururunu taşıyorum.
Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Diğer psikolog arkadaşları rakibim değil, meslektaşım olarak gördüm her zaman. Kendi iç sesimle bile başkaları ile kıyaslamadım hiç. Mesleğimin 27’nci yılındayım ve her zaman kendi kişisel ve mesleki gelişimimle ilgilendim. Bu bağlamda -yıllarca danışanlarımdan aldığım geri bildirim ile- beni tarif eden ilk kelime “özen” olurdu sanırım. Bu durum; hem danışanlarıma yaklaşımım hem de mesleki gelişimime ve eğitime verdiğim önemle; aynı zamanda da çalışma sistematiğimde, ilk günkü heves ve her sosyo-ekonomik düzeydeki bireye ulaşma idealizmiyle devam ediyor.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Devlet memuriyetinden emekli olmuş olabilirim ama mesleğimden emekli olmayı hiç düşünmüyorum. Zira psikoterapide geçen yıllar çok kıymetlidir. Yıllar geçtikçe daha fazla hayata dokunursunuz, dokunduğunuz her hayatın farklı oluşu da size inanılmaz tecrübeler kazandırır. Ben her geçen gün, her kesimden daha da fazla bireyin tecrübelerimden faydalanmasını istiyorum. Mesleğimi o kadar çok seviyorum ki bir gün bile işe gitmiş gibi hissetmiyorum. Gelecekte A Ş A, farklı uzmanlık alanlarından ruh sağlığı çalışanlarının olduğu daha büyük bir kliniğe dönüşse dahi sadece yöneticilik yapmak yerine yine danışanlarımla psikoterapi seanslarıma devam ederim.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Hepimiz yaşadığımız macro/micro travmalar, anılar, ebeveyn tutumları vb. nedeniyle kendimizle ilgili “ben yetersizim, başarısız olacağım, ben hedefime ulaşamam” gibi yanlış inançlara kapılmış olabiliriz farkında olmadan. Bu yanlış inançların etkisiyle yaşamak kaderimiz değil; psikoterapi sürecinde alınan uzman desteğiyle olumlu ve gerçek kendilik algımızla hedeflerimize ulaşabiliriz. Benimle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyem; kişisel ve mesleki gelişimlerine önem vermeleri ve profesyonel yaklaşımlarını, insani değerlerle taçlandırarak fark yaratmaları olur.
Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?
Bu güzel bir hayal ama gerçek şu ki bilgi ve deneyim; benim mesleğimde geçen zamanla doğru orantılı bir kazanım. Farklı yapacağım çok da fazla bir şey olmazdı diye düşünüyorum. Danışanlarımın deyimiyle; ezber bozan terapi seanslarına imza atardım yine.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
Aklıma, kadının varoluşuna dair ödediği bedeller ve verdiği onurlu mücadele geliyor. Evde, okulda, hastanede, fabrikada, devlet dairesinde, sahnede, pazarda, sokakta emeği ile yaşam mücadelesi veren; ülkesine, halkına katkı sunan tüm hemcinslerimle gurur duyuyorum. Buradan sizin vesileniz ile bu satırları okuyan tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Sevgiyle kalın…
NASIL ARANDI: #Uzm. Klinik Psikolog ve Psikoterapist Aylin Şanver Aydın # kocaeli # 8 mart dünya kadınlar günü
