30-04-2025 08:54

1 KADIN 1 MARKA: Marmara Pedagoji’nin kurucusu Elif İpek

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2025
“Marmara Pedagoji’yi kurarken, çocuk haklarını savunmak zorunda kalmayacağımız bir dünyanın oluşumuna katkı sağlamak amacıyla yola çıktım.”
.stripslashes($urun->baslik).

Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?

Öğrencilik dönemimde, dünyada beyin fonksiyonlarına yönelik çalışmalar çok çeşitlenmişti. Üniversite yıllarımdayken, Amerika beyin araştırmalarına yönelip, dönemi ‘Beyin 10 Yılı’ ilan etmişti. Benim de aynı yıllarda Amerika’ya gidip araştırmalar yapmam ve bazı çalışmalara katılmam mümkün olmuştu. Ülkemizde ve şehrimizde bu yöndeki eksiği görüyordum. Amerika’dan, gerekli materyalleri toparlayıp şehrime döndüm. Bir süre ortaklı çalışmalar yaptıktan sonra bağımsız çalışmalarda daha özgür olacağımı anladım ve 10 yıllık deneyim üzerine kendi kurumumu yani Marmara Pedagoji’yi kurdum. Talepler doğrultusunda, markam kendini yarattı diyebiliriz. Ben sadece doğru bildiğim yolda yani şefkat ve hassasiyet ile bilim ışığında çalışmaya devam ettim.

Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?

Yeni bir alan olduğu için anlaşılması ve sistemin tanınması zor oldu. Bunu da sıkça yaptığım sosyal sorumluluk projeleriyle anlatabildim. Yaptığım çalışmalar kısa zamanda ulusal basının ilgisini çekti. Ulusal ve yerel televizyonlarda programlara davet edildim, yine ulusal ve yerel gazetelerde düzenli olarak yazılar yazdım. İlk başlarda sorun gibi görünen bu durum, alanın tanınmasına yardımcı oldu.

 

Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?

En büyük destekçim tabii ki ailem… Hala onların güvenli ve destekleyici kucaklamasını hissedebiliyorum. Bunun dışında, Marmara Pedagoji’yi kurduğum dönemde, ilgilendiğim çocukların ailelerinin memnuniyeti de önemliydi.  Hiçbir reklamım olmadığı halde sadece tavsiyelerle yoğun bir çalışma dönemini yıllarca sürdürdüm.

İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?

Daha çok çocuğa ulaşmak, toplumdaki çocuk kavramını güncellemek, çocuk dilini tercüme edebilmek, çocuk haklarını savunmak zorunda kalmayacağımız bir dünya oluşumuna katkı sağlamak istedim. Bahsettiğim şeyler dinamik kavramlar olduğu için bu mücadele asla bitmeyecektir. Bununla birlikte, değişen dünya ve çağ içinde şimdiye kadar yerinde çalışmalar ve katkılar sağladığımı düşünüyorum. Güzel yanı sadece ben düşünmüyorum, eski danışanlarım da aynı fikirde. Bu da gurur verici.

 

Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?

Aslına bakarsanız kimseyi rakip olarak görmüyorum, daha çok aynı alanda dirsek çürüten bir ekip olarak görmeyi tercih ediyorum. Benim yaptığım; çocuğa ve aileye kulak verip psikanaliz ve nörobilim çerçevesinde destek olmaya; durumları derinlemesine ve geniş çapta ele almaya çalışmak.

 

Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?

Bence her şey olması gerektiği gibi işliyor. Bu çalışmalarım da çağın gerekleri, getirileri ve deneyimlerim ile birlikte durmaksızın evrilmekte.

 

Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?

Kendilerini tanımaları ve kendilerini bilim ışığında geliştirmeleri en önemlisi. Mücadele asla bitmiyor. Freud’un da dediği gibi: “Bir gün geçmişe baktığınızda en güzel yıllarınızın mücadele ile geçen yıllar olduğunu göreceksiniz.”

 

Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?

Bu enteresan bir soru. Sanırım uzman yetiştirme ve süpervizyon çalışmalarıma daha çok eğilirdim. Hala değer görememiş çalışmalarım olan ‘bakıcı eğitimi’ ve ‘anne baba olmaya hazırlık’ atölyelerimin insanlara ulaşması için başka türlü çaba sarf ederdim. Ama söylediğim gibi her şey olması gerektiği gibi oluyor. Zaten bu çalışmaları ihmal etmedim, belki toplum daha hazır değildi… Hala gelişim danışmanlığı konusunda yani önleyici hizmetler alanında ülke olarak yeterli değiliz. Ülkemizin ekonomik ve sosyolojik başka öncelikleri var. Umarım bir gün bu da genç ve idealist uzman arkadaşlarımız sayesinde gerçekleşir. Ben de tabii ki deneyim ve gözlemlerimi onlardan esirgemem.

 

8 Mart sizin için ne ifade ediyor?

Öncelikle acı hissettiriyor çünkü hala kadın, çocuk ve hayvan haklarını, insan haklarını savunmak zorunda kaldığımız bir dünyada yaşam sürüyoruz. Kadın mücadelesi ve dayanışması sembolü olarak ele aldığımda ise tabii ki güç veriyor. Fakat kadının hayattaki önemine dair yapılmış araştırmaları incelediğimde, günümüzde yaşanan kadın problemlerine baktığımda mücadelemizin taze olması gerektiğine inanıyorum. Beni daima duygu seline götüren bir söylemi hatırlatmak isterim:

KADIN DAYANIŞMASI YAŞATIR!

NASIL ARANDI: #elif ipek # marmara pedagoji # 8 mart dünya kadınlar günü

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.