Ben kalbinin sesini dinleyenlerdenim.
Dışarıya mesafeli ve sert bir imaj çizsem de ziyadesiyle duygusalım.
Tabii duygusallık çok da iyi bir şey değil.
Çabuk kırılıyor, çokça inciniyor ve incitiliyorsunuz.
Yine de bünyem sağlam!
Duygusal bağışıklığım güçlü.
Kolay yılmıyor, yıkılmıyorum.
Adımla yaşıyorum.
Hep bir mücadele var hayatımda.
Zenginliği seviyorum.
Aman yanlış anlaşılmasın. Maddi zenginlik değil; gönlü, aklı zengin insanı seviyorum.
Kararlarımı alırken duygusal davranıyorum. Tabii bu biraz sıkıntı çıkarıyor. Olsun, değişmeye niyetim yok.
Size de zaman zaman oluyordur; içinizden bir ses hep mantığınızla çatışıyordur.
Ben de bu sıkça oluyor.
İç sesimi dinleyerek hata yaptığım çok oldu.
Ama onu dinlemekten 100 yıl geçse vazgeçmem.
Çünkü insan kalbinden gelen sese kulaklarını tıkarsa kör, sağır, duygusuz, merhametsiz, vicdansız olur.
İnsan, insan olamaz.
Bu vasıfları yüklenmeye hiç niyetim yok.
***
Zaman su gibi akıp gidiyor. Hep mi böyleydi?
Bir göz kırpma anı kadar hızlı akıyor muydu zaman?
İllüzyon gibi bir şey bu yaşam. Hayalle gerçek arasında yaşıyoruz, yanıla yanıla büyüyoruz.
Yanılmayı seviyorum. İyi ya da kötü yönden olsa da hiç fark etmez, yanıldıkça yeni şeyler öğreniyorum.
Her yanılgı bana bir hakikati öğretti.
Mesela hayatım güven üzerine kurulu benim.
‘Güvenmek konusunda seçici ol’ telkinlerine çokça mahzar olsam da pek kulak astığım söylenmezdi.
İnsan değişir mi, değişmez mi bu konuda kesin bir yargım yok.
Ama insan akıllanır. Yeni yıla girerken akıllanmak iyi olacaktır.
***
2017 biterken ve yepyeni bir yıl bizi beklerken naçizane birkaç küçük tavsiyede bulunmak isterim;
Güveninizi defalarca suistimale uğratmış, sizi yanıltmış insanları salın gitsin.
Size sürekli hata yapan insanlara karşı bir kaya gibi olun.
Hataları yüzlerine öyle sert çarpsın ki, gaflet uykusundan birden uyansınlar, ne dersiniz?
Siz ‘hatasını anladı, affedeyim’ dedikçe karşınızdaki hatasını artırarak devam ediyorsa size değer vermiyordur.
Size değer vermeyen insanlara kapılarınızı kapatın.
Bu yaşam sizin. Şunu bilin bu hayatta ikinci bir siz yok. Sizi bir daha bir anne doğurmayacak. Yaşamınızın kıymetini bilin.
Siz kendinize değer verirseniz, karşınıza değer verenler çıkacaktır.
İntikam almayı asla düşünmeyin, bunu bir hayat memat meselesi haline getirmeyin.
İntikam istedikçe kalbinizin karadığına şahit olacaksınız. Bırakın kalbiniz berrak kalsın.
Simone de Beauvoir’ın bir sözü vardır; “Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, hayat benden daha yaratıcı.”
Emin olun öyle.
Hayat her zaman sizin yerinize bir plan yapar ve uygulamaya koyar.
Ya bunu sizin gözünüzün önünde yapar ya da sizden habersizce.
Sadece gönlünüzü ferah tutun.
Evrenin enerjisine inanın.
O enerji siz neyi düşünüyor, kalbinizden neyi geçiriyorsanız ve dilinizden neyi döküyorsanız size getirecektir.
Yeter ki istemeyi bilin.
Yaradan gönülden istenen hiçbir güzelliği, iyiliği karşılıksız bırakmaz.
Yaşam koçları, kişisel gelişimciler hep söyler; iyi düşün iyi olsun.
Buna katılmamak imkânsız.
Kötülükleri başınızdan savmanın en iyi yolu budur.
Hayatınızın en önemli şeyi; kıymet bilmek ve şükretmek olsun.
Ailenizin, sevdiğinizin, dostlarınızın, arkadaşlarınızın, işinizin kıymetini bilin.
Bu saydıklarımın hiçbiri ihmale gelmez.
İhmal ederseniz kaybedersiniz!
Son olarak; kimsenin hayatında olabilmek adına kendinizi yıpratmayın. Birilerinin yaşamında olmak için savaşmaya gerek yok. Size değer verenler kalplerinde size yer açacaktır zaten.
Yeni yılda önce kendime sonra tüm sevdiklerime ve siz değerli okurlarıma; bol huzur, bol sevgi, bol aşk, bol mutluluk, bol kazanç ve en çok da değerli bir yıl diliyorum.
2018 güzel bir yıl olacak, bundan eminim.