Bu ay sosyal medyada en çok etkileşim alan paylaşımımın başlığı, tam olarak buydu. Anladım ki birçok insan kendisinden bir parça bulmuş içerikte. Ben de bu ay bu konuya biraz daha değinmeye karar verdim. Gerek sosyal hayatımda gerekse terapi koltuğumda sayısız insandan dinledim bu durumu. Geliş sebepleri ‘hayır’ diyememekti, çok empati kurduklarını söylüyorlardı ama aslında insanları sürekli memnun etme arzuları çok daha derin bir sorunun belirtisiydi. Birçok insan için başkalarını memnun etme hevesi, kendisine değer verme sorunlarından kaynaklanır. Kendilerinden istenen her şeye ‘evet’ demenin, kendilerini kabul edilmiş ve sevilmiş hissetmelerine yardımcı olacağını umarlar. Bazılarının da geçmişlerinde kötü muamele vardır ve yol boyunca bir yerlerde, daha iyi muamele için en iyi şanslarının; kendilerine kötü davranan insanları memnun etmeye çalışmak olduğuna karar verirler. Ve zamanla her iki grup için de insanları memnun etmeye çalışmak bir yaşam biçimi haline gelir. Bu problemi taşıyan kişiler, nezaket ile insanları memnun etmeye çalışmayı birbiriyle karıştırırlar. Birinin iyilik isteğini geri çevirme konusundaki isteksizliklerinden bahsederken, “Ben bencil olmak istemiyorum” veya “Sadece iyi bir insan olmak istiyorum” ya da “Çok empati kuruyorum, ne yapabilirim?” gibi şeyler söylerler. Sonuç olarak, başkalarının onlardan faydalanmasına izin verirler.
İnsanları memnun etmek ciddi bir sorun olabilir ve bu, kırılması zor bir alışkanlıktır. İşte herkesi memnun etmek için çok çabaladığınızın 8 işareti:
Diğer insanların fikirlerini kibarca dinlemek -aynı fikirde olmasanız bile- iyi bir sosyal beceridir. Ancak sadece beğenilmek istediğiniz için aynı fikirdeymiş gibi davranmak, değerlerinize aykırı davranışlarda bulunmanıza neden olabilir.
İster kendinizi aşırı derecede suçlayın, ister diğer insanların her zaman sizi suçlamasından korkun sık sık özür dilemek daha büyük bir sorunun işareti olabilir. Kendin olduğun için üzülmene gerek yok.
Zamanınızı nasıl geçireceğinizden siz sorumlusunuz. Ancak insanları memnun eden biriyseniz, programınızın diğer insanların yapmanızı istediğini düşündüğünüz faaliyetlerle dolu olma ihtimali yüksektir.
İster ‘evet’ deyin ve sonra gerçekten yapın, ister daha sonra taahhütlerinizi yerine getirmemek için bir hastalık taklidi yapın, kendi istekleriniz için konuşamazsanız hedeflerinize asla ulaşamazsınız.
Birinin kızgın olması, mutlaka yanlış bir şey yaptığınız anlamına gelmez. Ancak birinin sizden hoşnut olmadığı düşüncesine katlanamıyorsanız, değerlerinizden taviz verme olasılığınız daha yüksektir.
Diğer insanların kişiliğinizin farklı yönlerini ortaya çıkarması normaldir. Ancak insanları memnun edenler genellikle kendi hedeflerini sabote eder. Araştırmalar, insanları memnun edenlerin; sosyal durumlarda, başkalarının daha rahat hissetmesine yardımcı olacağını düşündükleri takdirde kendilerine zarar veren davranışlarda bulunduklarını gösteriyor.
Övgü ve nazik sözler herkesi iyi hissettirebilirken, insanları memnun etmek onaylanmaya bağlıdır. Öz değeriniz tamamen başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğüne bağlıysa, yalnızca başkaları size iltifat yağdırdığında kendinizi iyi hissedeceksiniz.
Bazen konuşmaya istekli olmadıkça ve duygularınızın incindiğini söylemedikçe, insanlarla gerçek ilişkiler kuramazsınız. Kızgın, üzgün, utanmış veya hayal kırıklığına uğramış olduğunuzu inkar etmek -duygusal olarak incinmiş olsanız bile- bir ilişkiyi yüzeysel tutar.
Patronunuzu etkilemek ve uyumlu olabileceğinizi göstermek önemli olsa da boyun eğmek geri tepebilir. Tüm insanlar için her şey olmaya çalışırsanız, asla en büyük potansiyelinize ulaşamazsınız. Küçük bir şeye ‘hayır’ diyerek insanları memnun etme alışkanlığından çıkmaya başlayın. Basit bir şey hakkında fikrinizi ifade edin veya inandığınız bir şey için tavır alın. Attığınız her adım, kendiniz olma becerinize daha fazla güvenmenize yardımcı olacaktır. Ve bir EMDR terapisti olarak belirtmek isterim ki oldukları haliyle sevilmemiş çocuklar, sadece ebeveynlerinin isteklerini ve arzularını yerine getirdikleri zaman onaylandıklarında; yetişkin yaşantılarında da bu onaylanma ihtiyacını hala hissederler. Sürekli başkalarından onay almak adına aslında kendi benliklerine ait olmayan davranışlar sergilerler. Yani bazen mevzu çok daha derindir… Bu alışkanlıkları bırakmakta gerçekten zorlanıyorsanız, yardım isteyin. Bir terapist, yaşamak istediğiniz türden bir hayat yaratmak için ihtiyaç duyduğunuz zihinsel gücü oluşturmanıza yardımcı olabilir.
REN PSİKOLOJİ
Yenişehir Mah. Konak Sok. No:9 Daire: 4 İzmit/KOCAELİ
Tel: 0544.115 20 41
@renpsikoloji
NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik
Öğrencilik yıllarından beri tutkuyla bağlı olduğu psikoloji alanında kendisini geliştirmeye hiç durmadan devam eden Uzman Psikolog Begüm Seçil Kandemir, çalışmalarına geçtiğimiz yıl kurduğu Ren Psikoloji çatısı altında devam ediyor. ‘Güçlü kadın’ı “Kendi fikirleri olan ve bunları uygulayabilen kadın” olarak tanımlayan Kandemir, “Ben gücümü içimdeki çocuk ve ergenden alıyorum. Tutkularımı ve büyük hayallerimi kesinlikle unutmadım. Yetişkinliğin normlarından ve baskısından bağımsız yaşıyorum” diyor.
Çevrenizden sık sık şu cümleleri duyarsınız: “Patronum tam bir narsist”, “Bir narsistle evliydim ve bugüne kadar hiç kendim için yaşamamışım”, “İnsanları öyle iyi manipüle eder ki buraya gelip kendini anlatsa, kesin ona hak verirsin.”
