20-04-2024 09:11

10 yaşından beri sahnelerde; İLKİM AYDIN

2018-02-09    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2018-02-09
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Eylem Selvi ARI • FOTOĞRAFLAR: İsmail Hakkı TİMUÇİN

 

İlkim Aydın’ı, ekranların izlenme rekoru kıran ‘O Ses Türkiye’ yarışmasıyla tanıdık. Ünlü sanatçı Hadise’nin ekibine girerek, sesinin güzelliğini tescillemesine şahit olduk. Her ne kadar düellolarda elense de ne müzikten ne de sahnelerden vazgeçmiş değil. 10 yaşındayken adım attığı sahnelerde fırtına gibi esmeye devam ediyor.

Prensip gereği yaşadığı şehirde, yani İzmit’te sahne almasa da müzik aşkı uğruna Türkiye’yi bir uçtan bir uca dolaşıyor.

Öylesine tutkun ki müziğe, gecenin bir yarısı uyandırılsa da istek şarkılara ‘hayır’ demiyor. O Ses Türkiye’den sonra katıldığı TRT Müzik’in yarışmasında da başarılı olan ve yaptığı besteye klip çekilen İlkim Aydın’ın hayalleri büyük. Harbiye’de sahne almak, single çıkarmak, bestelerinin güçlü sesler tarafından okunduğunu görmek istiyor.

Gelin, İlkim Aydın’ın 10 yaşında başlayan sahne serüvenine birlikte göz atalım.

 

İlkim Hanım, sizi tanıyalım mı?

Aslen Amasyalıyım, 27 yaşındayım. Bundan 4 yıl önce annemle birlikte Kocaeli’ye yerleştim. Halam ve eniştem burada yaşıyordu, onları ziyarete geldiğimde Kocaeli’yi tanıma fırsatım olmuştu. İzmit’i çok beğendik ve burada yaşamaya karar verdik.

Peki, ne zaman şarkı söylemeye başladınız?

Aslında ben 10 yaşımdan bu yanadır sahnedeyim.

Çocuk yaşta nasıl oldu bu?

Tamamen tesadüf. Hikaye şöyle başlıyor; 10 yaşımda evin önünde oyun oynuyordum, dayım geldi. Dayım müzisyendi, o gün solistinin gelmediğini ve çok zor durumda kaldığını söyledi, ona eşlik etmemi istedi. Şarkı söyleyeceğim ortam genç kızların bir etkinliğiydi. İlk başta şoke oldum ama dayımı kırmadım. Annem de bize eşlik etti ve ilk sahnemi aldım. O günden sonra yaz aylarında dayımla birlikte sahneye çıkmaya başladım.

O gün ne hissettiniz?

Çok heyecanlanmıştım. 2-3 tane şarkı biliyordum. Esra Özmen diye bir sanatçı vardı, onun şarkısını söylemiştim. O eğlenceden sonra dayım ‘İlkim, sesin çok güzel, gel birlikte çalışalım’ dedi. Bunun nasıl olabileceğini sordum. ‘Ben sana bazı şarkılar dinleteceğim, onları ezberleyeceksin’ dedi. İlk öğrettiği şarkılar, Zeki Müren’in şarkılarıydı. Çok ağır şarkılardı, yavaş yavaş öğrendim. Tek bir şarkıyı öğrenemedim ve hala o şarkıyı söyleyemiyorum.

Hangi şarkı bu?

Selami Şahin’in ‘Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor’ şarkısıydı. Hala okuyamıyorum o şarkıyı. Hayatım boyunca da okuyamayacağım sanırım (gülüyor).

Daha çok hangi şarkıları söylüyorsunuz?

Kulağa hoş gelen her şarkıyı okuyorum. Ajda Pekkan’ın şarkılarını çok seviyorum. Bir anımı anlatayım. Çocukken Ajda Pekkan’ın şarkılarıyla uyurmuşum. O zaman bilgisayar yok tabii, annem televizyonda Ajda Pekkan’ın çıkmasını beklermiş beni uyutabilmek için. Bunun yanında Neşet Ertaş şarkılarını da keyifle dinliyorum ve okuyorum.

 

 

HAYAT ÇİZGİMİ BELİRLEDİ

İlk kez sahneye çıktığınızda neredeydiniz?

İlk sahne deneyimimi Bartın’da yaşadım. Sahneye çıkarken çok utanmıştım.

Neden?

Arkadaşlarım gelip görecek diye. Çocukluk işte. Bazen de sahneye çıkmak istemiyordum, ağlıyordum. Aslında daha o dönemlerde dayım bana iyilik yapıyormuş. Benim hayatımın çizgisi o dönem belirlenmeye başlamış.

Peki, bu konuda eğitim aldınız mı?

Almadım. Üniversite zamanı ailemi bırakmak istemedim. Üniversiteyi de o yüzden Bartın’da okumayı tercih ettim. Orada konservatuvar yoktu, bu yüzden halkla ilişkiler bölümünü bitirdim. Aileme çok düşkünümdür. Annemle, dedemle ve anneannemle vakit geçirmeyi seviyordum. İyi ki öyle yapmışım çünkü dedem artık yok. En özel anlarımda ailem yanımda olsun isterim. Hiçbir özel günü ki sahnede değilsem arkadaşlarımla geçirmemişimdir, ailemle birlikteyimdir. Sadece dedem biraz teşvik etti, keman dersi aldım.

İzmit’te sahne aldığınız yerler var mı?

Yaşadığım şehirlerde sahne almayı çok fazla tercih etmiyorum çünkü bir özelliğiniz kalmıyor. Mesela Bartın’da yaşadığımda ilk sahne aldığım yer Zonguldak’tı, sonra Safranbolu ve Devrek oldu. Devrek’te sahne aldığım dönem Gaziantep’e gittim. Arapça-Türkçe şarkılar okudum. O dönem beni dinlemişler ve Kibariye ile sahne almamı istediler. 20’li yaşlarımdaydım, konser verebilecek kapasitede değildim ama verdim. Dayım, ben üniversitedeyken bu işi bıraktı, annemle ilerledim. Gaziantep’te beni dinleyen bir Arap kadın, İstanbul’daki teknesinde çıkmamı istedi. Bu teknede her akşam oryantal Didem ve bir Arap sanatçı sahne alıyormuş, bir de benim çıkmamı istedi. ‘Tamam’ dedim. Orada sahne yapmaya başladım. Bartın’dan gidip gelmek beni çok yoruyordu. Dedemin sayesinde bir araba aldım. Sürekli araba kullanıyorum, sahne yapıyorum. Annem yanımda ama her anlamda o da yoruluyor. Bunun üzerine Marmara Bölgesi’nde yaşamaya karar verdik. İşte o zaman direk İzmit’e geldik.

HADİSE’NİN EKİBİNE GİRDİM

Gelelim sizi Türkiye çapında tanıtan O Ses Türkiye yarışmasına. Katılmaya nasıl karar verdiniz?

Annem sayesinde. Zaten genelde o teşvik eder beni. Etrafımdaki herkes O Ses Türkiye’ye katılmamı isteyince, iki yıl önce başvuruda bulundum. Sahneye çıkmadan bir gece önce talihsiz bir kaza geçirdim. Sabaha kadar uyumadım, bu durum yarışmadaki performansımı etkiledi, yine de Hadise bana döndü. Minnettarım ona. Hadise’nin dönüşü ile çok mutlu oldum, gururlandım.

Hangi şarkıyı söylediniz?

Sezen Aksu’dan ‘Yazık’ şarkısını söyledim. İkinci turda elendim tabii. Şöyle bir olay oldu; partnerimin sesi Zerrin Özer’in sesine benziyordu ve bize Zerrin Özer şarkısı verdiler. Ben de doğal olarak eleneceğimi biliyordum. Elendim ama şanımla elendim. Oynadım, zıpladım, sahne yaptım. Orada Ebru Gündeş bana ‘Ne kadar işveli, cilvelisin’ dedi.

O Ses Türkiye’den sonra hayatınız nasıl değişti?

Şöhretim arttı. Sahne aldığım yerler arttı. Genelde Yalova civarında sahne alıyorum. Şimdi Bursa tarafına ilerledim. Bir de bunun Anadolu tarafı var. Kendi memleketime gittiğimde mutlaka sahnesiz bırakmıyorlar. Bir de oradaki sahnelerim düğünüm gibi oluyor. Hep akrabalar, aileden insanlar oluyor mekanda. Yakında İstanbul’da sahnelerim başlayacak. Bir de O Ses Türkiye bana yetmedi ve yine annemin desteğiyle TRT Müzik’e başvurdum.

O nasıl oldu?

Beste yapıyordum, çok yetenekli olmasam da bir şeyler hissettiğimde mutlaka yazıyordum. TRT Müzik bir yarışma açmıştı, besteniz beğenilirse size ücretiz klip çekiyorlardı. Ben de bir beste yaptım ve TRT Müzik’e başvurdum. Anneme, ‘TRT beni niye beğensin, hadi anne senin için göndereyim’ dedim. TRT, en son ulaşabileceğim yer gibi geliyordu bana. Yolladım besteyi, ertesi gün aradılar, ‘Bestenizi bize satar mısınız?’ dediler. Şaşırdım tabii…

 

 

İlkim Aydın’ın en büyük hayallerinden biri de Harbiye’de sahneye çıkmak.

 

HEDEFİM; SINGLE

Çok hızlı bir dönüş olmuş…

Evet. Şarkıyı satın almak istediklerini söyleyince ‘Neden?’ diye sordum. ‘Çok güzel’ dediler. ‘O zaman ben söyleyeyim’ dedim. ‘Biz o kadar beğendik ki satın almak istiyoruz’ dediler. Ben de ‘Madem o kadar güzel ben söylemek istiyorum’ diye diretince, benden 15 günde şarkının aranjesini yaptırmamı istediler. O zaman ilk bestem, hatta şarkımın adı bile yok. 2016 Aralık’ın son haftasıydı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi vesilesiyle tanıştığım arkadaşım Mustafa Canbazlar aranje için yardım etti. Klip çekimine geçtik. -8 derecede, abiye kıyafetlerle bir klip çektik. Şarkının adı yok ve yönetmen Adem Doğan ‘Ne olacak şarkının adı?’ diye sordu. ‘Bilmiyorum’ dedim. ‘Sen Yoksan’ dedi bir anda ve öyle de oldu. Klibim TRT Müzik’te yayınlanıyor. Şimdi yine bir şey yapmam gerektiğini düşünüyorum ve bir single çıkarma hedefim var. Eskilerden güzel ve eğlenceli bir şarkı beğendim, onu yorumlayacağım. Şarkının ismi sürpriz olsun.

Singleniz ne zaman çıkacak?

Şarkının sahibiyle daha yeni görüştüm. Tamamen görüşmelerin sürecine bağlı. Ama singel’ı bu yıl çıkarmak istiyorum.

‘Sen Yoksan’ şarkısının hikayesini de dinlemek isteriz?

Şöyle anlatayım; Instagram’dan sürekli mesajlar geliyor. Bir gün bir mesaj geldi. ‘İlkim değilsin ama sonum olsana’ diye. Dedim ki ‘İlkim bu sözü hemen not etmelisin’. Bu süreçte dedemi kaybettim. Annem ve babam ayrı olduğu için dedem benim için bir baba figürüydü. Bir de aynı sene içerisinde aile ve arkadaş çevremden toplam 15 kişiyi kaybettim. Yani bizim ailemizin ölüm yılı oldu 2015. Alt üst olduk. Şarkı sanki bir aşk şarkısı gibi ancak ben dedem öldükten sonra, onun için yazdım bu şarkıyı. Her dinlediğimde dedemi hatırlıyorum. Kaldı ki aşkı çok hafife alırım ben. Uğruna şarkı yazılacak kadar büyük bir acı değildir aşk acısı.

Peki sanat yaşamınızla ilgili hedefiniz nedir?

Ben hep şarkı söylemek istiyorum. İnsanlar hep aynı beğeniyle, aynı duyguyla beni dinlesinler istiyorum. Harbiye’de sahne almak gibi bir hayalim var. Sonra bir de albüm yapmak istiyorum. Başka bestelerim de var, bu besteleri satmam yönünde teklifler geliyor. Bestelerimi sevdiğim bir sesten duymak da en büyük hayalim.

En sevdiğiniz sanatçı kim? Sanat camiasında bir idolünüz var mı?

Ajda Pekkan’ı çok beğeniyorum ve örnek alıyorum. Hakan Altun’la sahne yaptım. Onunla sahnede olmak benim için bir hayaldi, bu hayalimi gerçekleştirdim. Hep hayallerimi gerçekleştirerek gidiyorum. Çevrem ve beni dinleyenler sesimi çok beğenir. Gecenin bir saatinde arayıp ‘Bir şarkı söylesene’ diyorlar. Ve ben kimseyi kıramam. Uykudan uyanıp onlara şarkı söylerim.

Son olarak unutamadığınız bir anınız var mı?

Elbette. Bir gün Instagram’dan mesaj geldi. Mesajı yazanlar Lübnanlı müzisyenlerdi. ‘Sesiniz Ebru Gündeş’in sesine benziyor, beraber çalışabilir miyiz?’ dediler. Ciddiye almadım, nasılsa gelmezler diye kabul ettim. Bir ay sonra beni aradılar, ‘İstanbul’da EmREC Studio’da kayıt yapacağız, gel’ dediler. Şaşkındım, annem ve müzisyen bir arkadaşımla birlikte gittim, kaydı yaptık. ‘Tükeneceğiz’ şarkısına klip çekildi. Şu an bu klip Ortadoğu ülkelerinde yayınlanıyor. Yine Sezen Aksu’nun ‘Kaçak’ şarkısına da klip çektik ve o da yayınlanacak.

 

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.