Genç girişimci Sinem Yelboğa’nın sağlıklı beslenirken damak tadından ödün vermek istemeyenler için iki yıl önce kurduğu Nar Ağacı Shop; sağlıklı, doğal, besleyici ve lezzetli ürünleriyle damaklarımızı şenlendirmeye devam ediyor. Nar Ağacı markasının ürün yelpazesini genişlettikçe daha fazla kişiye ulaşan ve Türkiye’nin dört bir yanından sipariş almaya başlayan Sinem Yelboğa, son olarak gıda mühendisi Gamze Kır Sapancı ile bilgi ve tecrübesini birleştirmiş, bebekler için yeni bir ürün çıkarmıştı. Nar Ağacı Bebek Gıda tarafından tamamen doğal sebze, meyve ve tahıl tozlarından üretilen bebek ek gıdaları, annelerin yüzünü güldürmüştü. Kısa sürede büyük yol alan genç girişimci Sinem Yelboğa, başarının arkasındaki en kuvvetli argümanı ‘sürdürülebilirlik’ olarak açıklıyor.
‘Başarı’ sizin için neyi ifade ediyor?
Bence başarı bir sonuç değil. Üstesinden gelinen her şey başarı olarak adlandırılsa da sürdürülebilir olduğu zaman başarmış oluruz.
Bugün sahip olduğunuz başarıyı elde etmek için neyi farklı yaptınız?
Tecrübelerimi çok sevdim. İyi-kötü her bir sonucu üstlendim. Yüzleştim, kabul ettim. Her hamlemi yenilikçi ve sürdürülebilir kıldım.
İş hayatına bugün başlıyor olsaydınız, ‘asla yapmazdım’ dediğiniz şey nedir?
Bugün sahip olduğum bilinçle cevap veriyorum; hepsini yine yapardım. Asla, keşke, belki, arafta kalmakmış…
Dedim ya yüzleştim, kabul ettim ve yol aldım. Dün beni üzen, öfkelendiren, mutlu eden herhangi bir şey bugün bana aynı duyguyu vermiyor. Dolayısıyla zamanında yaptığım her şey yine beni temsil etmiş. Yaşandığı zaman için olması gerekeni yapmışım diye düşünüyorum.
Bugüne kadar işinizle ilgili aldığınız en büyük risk neydi?
Şüphesiz konfor alanımı bozmak oldu. 15 yıl emek harcadığım sektörü ve çoğu zaman komutanı olduğum kurumsal iş hayatını bırakıp, kendi işimin askeri olmak.
İşler yolunda gitmediğinde, kendinizi nasıl motive edersiniz?
Daha basit düşünüp ‘an’da kalmaya çalışıyorum. Gereken ne ise sadece o an onu yapıyorum. Aksi takdirde detaylar ve hedefler arasında boğulurum.
Bir kadın olarak iş hayatında karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? Nasıl aştınız?
Ben iş hayatına turizm sektöründe başlayıp, otomotiv sektörü ile devam ettim. Erkek egemen iki sektör. Süreç odaklı çalışma şekline sahibim. Yani bir tahtaya çakılması istenen bir çivinin son çekiç darbesi kahraman olurken, ondan önce atılan çekiç darbeleri de hep ilgilendirdi beni. Bu noktada sonuca giden yol mübahtır mantığına ‘Mandıra Filozofu’ edasıyla karşı oldum. Sanırım en büyük zorluk bu bakış açısını iş prensibine yansıtan yöneticilerle çalışmaktı. Zaman zaman aştım, zaman zaman kabul etmiş gibi yaptım.
İşinizle ilgili olarak, birisiyle 1 saat sohbet etme şansınız olsa, bu kişi kim olurdu? Neden?
Eşim Mustafa Yelboğa olurdu. Çok iyi bir dinleyici ve iyi bir gözlemci. Beni telkin edeceğine ve doğru yönlendireceğine güvenim tamdır.
İş yaşamınızdaki mottonuz nedir?
Adil paylaşmak… Dillere pelesenk olmuş bu tanımı, satarken elde ettiğin kardan, alırken kazanacağın ticaretten, çalışma arkadaşlarımız ile iş-yaşam dengesine kadar sahipleniyorum.
Çocuğunuz, sizinle aynı işi yapmak istediğini söylese, ona vereceğiniz en önemli nasihat ne olurdu?
Ne yaparsa yapsın nasihatim ‘Amatör ruhu kaybetme’ olur. O zaman bilgiye hep aç olursun ve yerinde saymazsın. İşini iyi yap çünkü işini iyi yapmak kazancının değil karakterinin karşılığıdır.
NASIL ARANDI: #sinemyelboğa #narağacıshop #sürdürülebilirlik #narağacıbebekgıda #başarılıkadın #tecrübe #risk #motto #ekgıda
