FOTOĞRAFLAR: İSMAİL HAKKI TİMUÇİN
Lazer cihazlarının henüz hayatımızın bir parçası olmadığı günlerde, üniversiteden yeni mezun olmuş gencecik bir fizik öğretmeni olan Nevin Serra Demirkol, sadece öngörülerinden yola çıktı ve çok büyük bir yatırımla kentimizin ilk lazer epilasyon merkezlerinden biri olan E.L.M. Polikliniği’ni kurdu… E.L.M. bugün, ilimizin 15 lazer cihazıyla hizmet veren tek polikliniği; ayrıca erkeklere ayrılmış bölümünde erkek personelle hizmet veren ülkemizin sayılı merkezlerinden biri. Nevin Serra Demirkol, bundan tam 15 yıl önce çıktığı yolda, kendisini her gün biraz daha geliştirerek ilerliyor. Geçtiğimiz yıl Başiskele’de hizmete açtığı Estehan Estetik ve Güzellik Merkezi ile iddiasını bir kez daha ortaya koyan başarılı iş kadını, başarıyı, ‘hayata tutunma nedenim’ olarak tanımlıyor ve ekliyor: “İş hayatındaki mottom, ‘Bunu da başardık, sıradaki gelsin’.
Başarı sizin için ne ifade ediyor?
Hayatım boyunca, çok güzel bir bayana bakıp da imrendiğim ya da zengin bir kişinin yaşamına özendiğim olmadı. Ben hep kime özendim bilir misiniz? Üniversite sınavında derece yapan gençlere, sıfırdan başlayıp şirketler kuran iş insanlarına, inanıp sabırla çalışarak buluş yapan bilim insanlarına… Ben başarılı olmuş, başarmış herkese hayranımdır. Başarı, kolay bir şey değildir, çok emek ister. Ben emek harcayan kişiye hayranım. Başarı hayal kurmakla başlar, hayallerin her şeyin başlangıcı olduğuna inanan biriyim. Hayata tutunma nedenimdir, başarı.
Bugün sahip olduğunuz başarıyı elde etmek için neyi farklı yaptınız?
Birçok şeyi… Liseye giderken başarılı bir iş insanının yazısı çıkmıştı karşıma. Diyordu ki “Herkesin yaptığını yaparsan, herkes gibi olursun; herkesten farklı bir şeyler yaparsan, herkesten farklı olursun.” Uzun süre üzerinde düşünmüştüm, bu sözün çok büyük bir derinliği var gibi gelmişti bana. Hala birçok karar alma noktasında aklıma gelir bu söz. Tabii ki herkesten farklı seçimler yapmak, aynı zamanda riski yüksek olan bir yol. Bilinmeyenlerin bol olduğu, denenmişliklerin az olduğu birçok durumla karşılaşıyorsun ama sonucu başarılı olduğunda da işte o zaman farkın olmuş oluyor.
İş hayatına bugün başlıyor olsaydınız ‘asla yapmazdım ‘dediğiniz şey nedir?
Hiçbir şey… Beni bugünlere getiren şeyler belki de yaptığım yanlışlıklar. Sonrasında iyi neticeler veriyorsa ve size faydası varsa, bu yapılanlar yanlış dahi olsa ‘asla yapmazdım, yapılmamalı, yapmamalıydım’ dediğin şeyler olamaz ki. Evet, belki hata ama ders alıyorsun, rotanı değiştiriyorsun ve bir daha deniyorsun. Sonuçta başarıya ulaşıyorsun, böyle hataya can kurban…
Bugüne kadar işinizle ilgili aldığınız en büyük risk neydi?
Bu sektöre girmek en büyük riskti aslında. 2007 yılında, lazer cihazları yeni yeni ülkemizde kullanılmaya başlamışken çok ciddi sermayeyle bu sektöre girmek riskti ama geleceği görmüş, talep olacağına çok inanmıştım. Ben fizik öğretmeniydim. Öğrencilerine özel ders veren, evinin bir odasını ofise çeviren, yaptığı işten inanılmaz mutluluk duyan bir fizik öğretmeni düşünün… Sonra aklınıza içerisinde medikal estetiğin de olduğu bir kişisel bakım merkezi kurmak geliyor. Öğrencilerinizle mutlu mesut test çözerken birden bire hiç tanımadığınız bir sektörde, hiç bilmediğiniz bir işe, çok çok büyük bir sermayeyle girmeye kalkışıyorsunuz. Şimdi bu risk değildir de nedir?
İşler yolunda gitmediğinde kendinizi nasıl motive edersiniz?
Hayatta hep gülünür mü? Hep gündüz olur mu? Hep bahar olur mu? Tabii ki tersi de olacak. Ben tersliklerin imtihan olduğunu düşünen birisiyim. O anlar bir sınav ve eninde sonunda bitecek. Hiçbir kötü gün sonsuza dek sürmeyecek, önemli olan tabii ki sınavın sonucunun nasıl geleceği… Bugün iyi, güzel; bileceğiz ki yarın biraz sıkıntılar yaşayacaksın. Ama şunu da unutmayacaksın: O sıkıntılar da kalıcı olmayacak. Aslında hayatta ne çok güzel şeylere kendini kaptıracaksın ne de kötü olaylar yaşadığında yıkılacaksın. “Bu da geçer yahu” deyip yoluna devam edeceksin.
Bir kadın olarak iş hayatında yaşadığınız en büyük zorluk neydi? Nasıl aştınız?
İşle aynı zamanda çocuk yetiştirmek bence. Çocuk büyüyor, tabii ki doğan herkes yaşayacak, büyüyecek ama ‘farklı olarak yetiştireyim, iyi yetiştireyim’ diyorsanız, arkanızda çok ilgili bir anneniz ve eşinizin de olması çok önemli. Böyle olunca işler çok daha kolay oluyor.
İşinizle ilgili olarak birisiyle 1 saat sohbet etme şansınız olsa, bu kişi kim olurdu? Neden?
Babam, tabii ki. Babamın tecrübeleri ve önerileri çok önemlidir benim için. O tecrübelerle yoğrulmamış olsam bugünkü ben olamazdım, bu röportajı veriyor olamazdım, bu işyerlerinin sahibi olamazdım. Babam, elektronik mühendisi. Her şeyden önce çok okur. Üniversite bittikten sonra fabrikada müdürlük yapmış, binlerce kişiyi yönetmiş, aynı zamanda ticaretin içinde olmuş, dükkânlar açmış birisidir. İleriyi gören, anlayışlı, bizleri destekleyen bir babadır. Onunla her sohbet benim için özel bir ders, bir eğitim.
İş yaşamınızda mottonuz nedir?
Bir gün, bir müşterimiz bizden hizmet aldı; baktım, işyerimizden ayrılırken dua ediyor. Gülerek dedim ki “Ben hem sizin paranızı aldım hem de duanızı alıyorum, ne güzel iş değil mi?” Herhalde azdır bu tarz işler… Yeniliği severim, yeniliğe açığımdır ama bir o kadar da temkinliyimdir. Emin, sağlam adımlarla ilerlemeyi severim. Herhalde iş yaşamımdaki mottom şudur: “Bu işi de başardık, evet şimdi sıradaki gelsin”
Çocuğunuz sizinle aynı işi yapmak istediğini söylese, ona vereceğiniz en önemli nasihat ne olurdu?
Olumsuz düşünme, olumsuzluğa sebep olacak her olay ve kişiden uzak dur.
Hayal kur, iyi ölç-biç ve dene. Sabret, çok emek harca ve gerçekten inanıyorsan çok iste, çok asıl. Olmadıysa, olmayışında hayır ara...
NASIL ARANDI: #nevinserrademirkol #elmpoliklinik #estehan #işyaşamı #baarı #riskler #motto #tecrübe #başarılıkadın
