Mutfaklarda çalışmaya, henüz boyu tezgaha yetişemeyecek kadar küçük yaşlarda, bulaşıkçılık yaparak başlayan Emre Oruç, bugün 5 yıldızlı otellerin aranan mutfak şeflerinden birisi. Büyük bir tutkuyla icra ettiği mesleğini aldığı eğitim ve araştırmacı yönüyle her gün biraz daha geliştiren Şef Emre Oruç, alanında pek çok ödüle layık görülmüş başarılı bir isim. Açıldığı günden bu yana Tryp By Wyndham Otel’deki görevini sürdüren Oruç, parlak kariyerinin yanı sıra gelecekteki meslektaşlarının en iyi şekilde yetişmesi için bilgi ve tecrübesini cömertçe paylaşan bir eğitmen. Şef Emre Oruç, başkanı olduğu Kocaeli Aşçılar ve Turizmciler Derneği çatısı altında üniversitelere giderek öğrencilerle bir araya geliyor, onlara eğitimler vererek kendilerini geliştirmelerine destek oluyor.
Tryp By Wyndham Otel Mutfak Şefi Emre Oruç ile meslek hayatına dair merak edilenleri konuştuk.
Emre Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyim?
1988, Balıkesir Gönen doğumluyum. Kocaeli’ye 2011 yılında işim nedeniyle geldim. Burada çeşitli restoranlarda ve otellerde çalıştıktan sonra Tryp by Wyndham’ın açılışıyla birlikte, otelde göreve başladım ve hala da devam ediyorum.
Mutfağa merakınız nereden kaynaklanıyor? Mesleğinizle ilgili eğitiminizden de bahseder misiniz?
Çocukluğumdan beri mutfağa ve yemeklere meraklıydım, eğitimimi de bu yönde planladım. Kapadokya Üniversitesi Aşçılık Bölümü mezunuyum. Ayrıca, aldığım ulusal ve uluslararası eğitimlere ait sertifikalarım ve yarışmalardan kazandığım ödüller var. Faaliyetlerini Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu’na bağlı olarak sürdüren Kocaeli Aşçılar ve Turizmciler Derneği’nin başkanıyım. Federasyona bağlı çalışmalarımız ve eğitimlerimiz devam ediyor. Şefliğin yanı sıra eğitim odaklı da bir iş hayatım var. Talepler doğrultusunda ulaşabildiğim her yere giderek üniversite öğrencilerine dersler veriyorum.
Mutfağa giriş hikayenizi de merak ediyorum. Bu tutku nasıl başladı?
Benim serüvenim, bir lokantanın camında ‘eleman aranıyor’ yazısını görüp içeriye girdiğim an başladı. Yaşım küçük olmasına rağmen beni işe aldılar ve direk bulaşıkhaneye verdiler. O kadar küçüktüm ki boyum tezgaha yetmediği için bulaşıkları sebze kasalarının üzerine çıkıp yıkıyordum. Bir süre sonra mutfağa geçtim; bıçak tutmayı, lokantacılığın gereklerini öğrendim. Aslında serviste de çalıştım ama müşterinin üzerine bir tabak kuru fasulyeyi döktüğüm için o iş çok kısa sürdü. Patron, mutfakta daha başarılı olduğumu görünce, beni mutfağa geri aldı. Okul hayatım boyunca bütün tatillerde çalıştım, daha sonra çırak olarak balık ve et restoranlarına geçtim. Otelciliğe geçişim okul bittikten sonra oldu.
Biraz önce ödülleriniz olduğunu söylediniz… Bu ödülleri hangi yarışmalardan kazandınız?
O kadar çok ki hepsini saymam mümkün değil ama benim için en özeli, henüz öğrenciyken İstanbul Uluslararası Gastronomi Festivali’nde bir balık yemeğiyle kazandığım ödül. İlk yarışmamda aldığım için bende yeri ayrıdır.
Mutfaktaki uzmanlık alanınız nedir?
En fazla uluslararası ve Anadolu mutfağı üzerine çalıştım. Balık restoranlarında ve alakart restoranlarda yetiştiğim için ilk başta soğuk mezelere daha fazla ilgiliydim; otel mutfaklarına geçtikten sonra da soğuk mezecilik yaptım. Daha sonra eğitimimin etkisiyle diğer alanlarda da kendimi geliştirdim. Bizim mesleğimizde kendini geliştirmek için en önemli nokta, çok araştırmak ve deneme yanılma yoluyla yeni tarifler üretmek.
NASIL ARANDI: #etmreoruç #mutfakşefi #şef #trypbywyndhamotel #başiskele #kocaeliaşçılarveturizmcilerderneği #başkan #otel #mutfak #eğitim #federasyon #kocaeli
