Kış mevsimi kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Hazır soğuk havaların etkisine girmişken, içinizi ısıtacak, samimi ve sıcacık lezzet duraklarıyla karşınızdayız. Aralık ayında tercihimiz hem romantik hem sportif mekânlar oldu. Keyifle okuyup, güvenle deneyimleyebilirsiniz.
Kendinizi İtalya’nın eşsiz restoranlarından birinde hissetmek için Serenzo, ‘şöyle bir keyif yapayım’ diyerek uğradığınızda bahçenin veya iç mekânın tadını çıkaracağınız Fat Boy, takımınızın maçını izlerken atıştırmalıklarla damaklarınızı şenlendireceğiniz O’learys tam size göre.
Tüm dünyada nam salan gerçek İtalyan mutfağını artık İstanbul’da, Watergarden Ataşehir’de, harika bir mekanda deneyimleyebilirsiniz; Ristorante Serenzo!
8 yıldır Gayrettepe’de hizmet veren Trattoria Serenzo, Ataşehir Watergarden AVM’de, ‘Ristorante’ olarak geçtiğimiz ekim ayında servise başladı. Gerçek İtalyan lezzetini Enzo Şef’in tasarladığı tabaklarla misafirlerine sunan Serenzo, hem iç hem dış mekanında misafirlerini ağırlıyor. Ünlü oyuncu Emre Kınay’ın sahibi olduğu mekânın isim hikâyesi de bir hayli keyifli. İsmini, mekânın ortakları Serpil ve Lorenzo’nun hayatları gibi, isimlerini de birleştirmelerinden alan Serenzo’nun menüsünde gerçek bir İtalyan restoranında bulmak isteyeceğiniz sıcak, soğuk tüm lezzetler ile sürprizli tatlılar yer alıyor. Menüde bulunan pek çok lezzetin reçetesi de Enzo Şef’in ailesinden geliyor.
Gelelim deneyimlediğimiz muhteşem İtalyan lezzetlerine.
Bu tadım günümüzde İtalyan mutfağının özellikle deniz ürünlerini deneyimlemek istedik. Serenzo’nun imza yemeklerinin pek çoğu deniz ürünleri olunca, iyi bir tercih yaptığımızı düşünüyoruz.
Marsala: Her masaya gelen Marsala, ev yapımı. Kurutulmuş domates ile karıştırılmış zeytin ve zeytinyağı eşliğinde servis ediliyor. Kurutulmuş domatesin saf zeytinyağı ile buluşması şahane bir tat bırakıyor damağınızda.
Ahtapot Carpaccio: Benmari usulü pişirilen ahtapot, ince dilimler halinde, pesto sos eşliğinde servis ediliyor. Sunum oldukça şık ve ahtapot çok lezzetli. Deniz ürünleri deneyecekseniz mutlaka listenizde olsun.
Karidesli Muska Böreği: Serpil Hanım, tabak gelir gelmez uyarıyor: ‘Eğer içeriğin şovunu görmek istiyorsanız mutlaka elle yemelisiniz.’ Tabii şık bir İtalyan restoranında ‘nasıl elle yiyeceğiz’ diye düşünmeden edemiyoruz. Biz düşünürken, tatlı şefimiz Enzo bizi izliyor ve tam böreği elimize alıp bölmek üzereyken basıyor fırçayı. Kendimizi kötü hissetsek de Serpil Hanım imdadımıza yetişip, eşine gerekli açıklamayı yapıyor Biz de karar veriyoruz; bir tanesi elle bölünecek, bir tanesi bıçakla kesilecek. Sonuç; Bıçakla değil elle. ‘Neden elle?’ diye sorarsanız, rengârenk sebzelerle ve ıspanakla hazırlanmış karidesli börek, elle koparıldığında ortaya harika bir görüntü çıkarıyor. İç malzemenin renkli şölenine tanık olmak istiyorsanız, elle bölmelisiniz ve malzemenin akışını izlemelisiniz.
Avokado Karides Salata: Biz bu salataya bayıldık. İçinde yok yok. Tereyağında kavrulmuş mis gibi kokan karidesler, mevsim yeşillikleri, bolca sebze ve avokado üzerine çekirdek taneleri. Şayet diyet yapıyorsanız veya sağlıklı beslenmeye karar verdiyseniz, harika sunumu ile avokado karides salata menünüzde yer almalı. Özellikle sosu, muhteşem. Tadı damağımızda uğurluyoruz şahane salatamızı.
Anchoviez Pizza: Bir Karadenizli olarak balığın her türlüsüne hayranız, İtalyan mutfağında da su ürünlerini hemen hemen her yemekte bulmanız mümkün, tıpkı ançüez pizzada olduğu gibi. Bol peynirli alt taban üzerine ançüez, kuru domates, zeytin ve roka ile servis ediliyor. Kuru domatesin ançüez pizzaya ne kadar yakıştığını görmelisiniz. Enfes bir pizza. Deniz ürünleri tercihinizde mutlaka listenizde olsun!
Mürekkep Balıklı Kabak ve Karides Dolgulu Ravyoli: Bu zamana kadar yediğimiz en iyi raviolilerden biri karides dolgulu ravyoli diyebiliriz. İşletmenin makarna hamurunu da kendi yapıyor olması büyük farklılık.
Frutti Di Mare: Enzo Şef mavi yengeç, vongole ya da kum midyesi, karides, midye ve kalamarla bir makarna hazırlıyor: ‘Frutti di mare’. Sosu da oldukça lezzetli.
İsmini, 1990 yılından beri efsaneleşmiş bir Harley Davidson modelinden alan Fat Boy Bar & Grill, sizi İstanbul Watergarden’da, motor seslerinin ızgara kokularıyla buluştuğu yerde karşılıyor. Bar konseptini yaşatan Fat Boy, Amerikan mutfağının eşsiz lezzetlerini canlı müzikler eşliğinde müşterilerine sunuyor. Yalnızca motor tutkunlarını değil, yaşamında tutkuya yer olan herkesi, sıcak ve samimi bir ortamda bir araya getiriyor.
Fat Boy Bar & Grill, arkadaşlarınızla keyifli dakikalar geçirebileceğiniz bahçesi ve sohbetinizi tatlandıracak yemek seçenekleriyle ruhunda özgürlük olan herkesi ‘ruhunu besle’meye davet ediyor.
Lezzetli ürünlerin yanı sıra işletmenin tasarımı da oldukça başarılı. Yemeğinizi yerken gözünüzü motosikletlerden alamayacaksınız.
Fat Boy’da keyif yaparken bizim tercih ettiklerimiz;
FatBoy XL Mix: Çıtır tavuk, sigara böreği, pane Antep peyniri ve patates kızartması. Tam bir atıştırmalık menü olan FatBoy XL Mix, pek çok kişinin sürekli tercihi.
FatBoy Pizza: Dana et füme, mozarella peyniri, roka parmesan dilimleri, domates sos. Kırmızı et sevenlerdenseniz, dana et fümeyle hazırlanmış FatBoy pizza tam size göre.
FatBoy Burger: 170 gr. burger köftesi, patates kızartması, dana füme et, dilimli cheddar peyniri, karamelize soğan, turşu, marul, domates. Tam bir burger şöleni yaşatacak FatBoy burger, yine füme et sevenler için içerisinde dana füme et, cheddar ve karamelize soğanla servis ediliyor. Gerçek bir et burger yemek istiyorsanız tam size göre.
Nachos: Meksika mutfağının en sevilen lezzeti nachos, FatBoy’da enfes bir sunumla geliyor. Guacamole, avokado ile yapılan bir Orta Amerika mezesi. Genel olarak avokadonun ezilmesi ve domates tuz ilavesiyle yapılan guacamole, nachos ile birlikte çok leziz bir tat. Chili con carne sos ise etli chili olarak biliniyor. Leziz soslarla hazırlanan nachoslar, Meksika mutfağını sevenler için FatBoy’un vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor.
Dünyaca ünlü Amerikan spor barı O’Learys’in Watergarden’daki şubesi bizleri gerçekten çok şaşırttı. Dekor ve ambiyans, direk Amerika’daymışız gibi hissettirdi. Türkiye’de gördüğümüz en büyük bar diyebiliriz. Böyle farklı bir konsepti, ambiyansı yakalamak oldukça büyük başarı. Markanın ilginç hikâyesi dikkatimizi çekti. Bir Amerikan markası olmasına karşın ilk şube İsveç’te, 1988 yılında açılıyor ve daha sonra 30 yılda dünyanın birçok yerinde şubeleri açılıyor. Türkiye’ye yeni gelen bu markaya da ‘hayırlı olsun’ diyoruz. Artık belki de çoğu kesimin ‘Nerede maç izleyeceğiz?’ derdine son verecek bir mekân. Birçok müsabaka, maç ve etkinliğe ev sahipliği yapan O’learys ne kadar kalabalık olsa da çok geniş bir alana sahip olduğundan herhangi olumsuzluk yaratmıyor. O’learys’te maç keyfi yapabileceğiniz gibi, bilardo, langırt gibi pek çok oyun da oynayabilirsiniz. Farklı bir hafta sonu deneyimi yaşamak adına tercih edilebilecek ferah bir mekân. Tabi ki böyle bir işletmenin menüsü de özel oluyor. Menü özetle bar atıştırmalıkları ve yemeklerinden oluşuyor diyebiliriz. İster bar kısmında isterseniz masalarda işletmenin lezzetlerini tadabilir, alkollü/alkolsüz zengin içecek seçeneklerini de tercih edebilirsiniz. En çok dikkat çeken atıştırmalıklar;
Kaju Chicken: Kaju chicken tabağı; tavuk göğüsten yapılan tavuk parçacıkları, kaju sos ve patatesle birlikte servis ediliyor. Tam bir doyumluk atıştırmalık.
Buffalo Chicken: Buffola chicken; tavuk kanat parçalarının enfes buffolo sos ile harmanlanmasıyla hazırlanmış, yine doyumluk bir atıştırmalık tabağı. Hafta sonunuzu renklendirmek istiyorsanız, O’learys’te hem takımınızın maçlarını izleyebilir, hem enfes atıştırmalıkların tadına bakabilirsiniz. Uğrarsanız bizi de hatırlayın.
NASIL ARANDI: #lezzet durakları # aralık # gurme kaşif # akın sapancı # gamze kır sapancı # gezi # yemek # lezzet #