Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden ne oldu?
2005 – 2011 yılları arasında bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde görev aldım. Bu süreçte, çevremdeki özel gereksinimli bireylere karşı duyduğum hassasiyet beni derinden etkilemişti. Onlarla daha uzun soluklu çalışabilmek ve onları destekleyebilmek istiyordum. Onlara yakın olmak, hayatlarına uzman eliyle dokunabilmek, gelişimlerini görmek, başarılarına şahitlik etmek, annelik iç güdülerim ve saymakla bitiremeyeceğim daha pek çok sebep motivasyonumu arttırdı. Aile kültürümden gelen iş hayatına yatkınlığım bu duygularla buluşunca, kendi özel eğitim ve rehabilitasyon merkezimi kurma düşüncem iyice olgunlaştı.
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Yol haritamı çizdiğimde, yolun sonunun belirsizliği dışında pek bir güçlük yaşadığımı söyleyemem. Bence hedefleri belirleyip, planları doğru rotaya yönelttiğimizde aşılamayacak zorluk yoktur. Elbette her girişim, beraberinde birtakım zorluklar da getirir. Siz eğer hedefinizi doğru belirlerseniz aynı zamanda da iş ve iç disiplininize sadık kalırsanız, zorlukların kolaylaştığını görüyorsunuz. İnandığınız işe gönlünüzle, ömrünüzle yöneldiğinizde emin olun, karşılaştığınız zorluklar sizi daha çok motive ediyor.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
Otuzlu yaşlarımda, genç bir kadın olarak iş hayatına atılma düşüncemin eleştirildiği oldu tabii ki ama hedef odaklı olduğum için ben daima olumlu yaklaşımları kendime yakın tuttum. O dönemdeki en büyük destekçilerim, ailem ve dostlarımdı. Şöyle ki ben ticaretle uğraşan bir ailede büyüdüm. Babamın başarılı bir iş adamı olması, iş dünyasına atılmamda pusulam oldu.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
İş hayatına atılırken herkes gibi tek hayalim başarılı olmaktı. Başarı, benim için ilkelerimden ayrılmadan, gelişen çağa ve eğitimde yeni yaklaşımlara ayak uydurabilmek; tercih edilmek ve en önemlisi de vizyonumu yarınlara taşıyabilmektir. Sonuç olarak, ekibimle bugünü değerlendirdiğimizde paydaşlarımız tarafından, özel gereksinimi olan ailelere tavsiye edilen bir kurum olduğumuzu görebiliyoruz. Bana göre başarı işte tam da budur.
Merkezinizi rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Hizmet verdiğimiz sektörde tüm kurumların görev ve sorumlulukları aynıdır. Gülen Kalpler’i diğer kurumlardan ayıran en önemli özellik, bizim daha çok kendimizle rekabet halinde olmamız ve hizmet verdiğimiz özel gereksinimli bireyler ve aileleriyle kurduğumuz güçlü empatik bağdır. Ben işleyişi, kurumumdan hizmet alan ve kurumumda hizmet veren herkesin yerine kendimi koyarak planlarım. Ayrıca Gülen Kalpler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak, yararlanıcıların kazanımlarını titizlikle takip eder, uygulama sonuçlarını tarafsız açıklarım.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Kendimizi gelecekte; ilkelerinden hiç taviz vermeyen, heyecanını hiç kaybetmemiş, çalışma hayatında söz sahibi olan, aranan ve daha çok tercih edilen bir marka olarak görüyorum. Markamın yıllar içindeki istikrarının, çağın gereklerine de adapte olmuş bir şekilde, yıpranmadan devam ettiğini görüyorum. Bugüne kadar eksilmeyen dinamik yapının sekteye uğramadan yükseldiğini; dokunduğumuz hayatlarla kurduğumuz samimi bağların kattığı ivmeyle çok daha başarılı, çok daha etkin bir kurum olduğumuzu; sözün özüne dönecek olursak daha nice 13 yıllar çağdaş, köklü, geçmişten geleceğe uzanan bir marka olduğumuzu görüyorum.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
Kadın eli, yaşamın her alanında uzakları yakın kılar bence. Ayrıca biz kadınlar, ne kadar çok alanda aktif rol alırsak, güzel ülkemizin gelişmişlik düzeyi de o kadar artacaktır. Kendi işini kurmak isteyen hemcinslerime öncelikle cesur olmalarını ve uzun vadeli düşünerek ilgi ve yeteneklerine uygun faaliyetlere yönelmelerini tavsiye ederim. Ayrıca yol arkadaşlarını doğru seçmelerini, muhtemelen takılacakları küçük engelleri de hiç dikkate almamalarını öneriyorum. Özetle iş disiplinine sadık, kararlı bir duruş sergilemeleri, onlar için başarının altın anahtarı olacaktır.
Eğer bugünkü bilginiz ve tecrübenizle en başa dönebilseydiniz neyi değişik yapardınız?
Yolculuğumun başladığı yıllarda bugünkü bilgi birikimim ve tecrübelerime sahip olsaydım çok daha fazla risk alırdım. Ancak malumunuz, böyle bir şey mümkün değil. O yüzden en başa, en baştaki bana dönebilseydim yine her şeyi aynı şekilde yapardım çünkü yolun başından bu yana ilkelerim, disiplinim, yaptıklarım ve yaşadıklarımla bugünkü bana ulaştım. Ve bugünkü bana, en az dünkü ben kadar güveniyorum.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
Bence 8 Mart; dünya kadınlarını hak, eşitlik, dayanışma anlamında birleştiren güç ve kadınların siyasette, ekonomide kat ettikleri mesafenin kutlandığı bir gündür. Şunu gururla belirtmek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuz için çok şanslıyız çünkü cumhuriyetimizin kurucusu, her zaman minnetle andığımız ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde; gelişmiş pek çok ülkeden çok daha önce -1930’larda- siyasi ve ekonomik haklara kavuşmuşuz. Ne yazık ki günümüzde hâlâ hak ve özgürlüklerinden bihaber çok sayıda kadın var. Bana tanımış olduğunuz bu değerli fırsatla hangi coğrafyada olursa olsun, bütün dünya kadınlarının hak ettikleri hak ve özgürlüklere kavuşmasını tüm samimiyetimle diliyorum. Son olarak dünyadaki tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en kalbî duygularla kutluyorum.