22-03-2025 18:35

1 KADIN 1 MARKA: SEPADENT'in kurucusu Sedanur Parmak

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2025
“Kendi isminle iş yapmak, sıfırdan başlamak zor bir karar ve süreç bazen yıpratıcı olabiliyor ama eğer içinizde o gücü buluyorsanız, ikinci kez düşünmeyin.”
.stripslashes($urun->baslik).

Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden ne oldu?

2015 yılında mezun olduğumda, kendi markamla kendi yerimi açma fikrine çok uzaktım. Çalıştığım iş yerlerimden de hep mutlu bir şekilde ayrılmıştım ancak bir süre sonra fark ettim ki nerede çalışırsam çalışayım, bir süre sonra tatminsizlik duygusu yaşıyorum. 2021 yılına kadar bu şekilde çoğunlukla özel kliniklerde, kısa bir süre de devlet kurumlarında çalıştım. Kendimi yeterli gördüğüm anda eşimin de desteğiyle muayenehanemi açtım. Motivasyonum her zaman mutlu hastalarım oldu aslında. Birisinin ağrısını geçirebilmek, sayemde gülebilmesi inanılmaz mutlu etti beni. Ve hastalarımın bu şekilde arttığını, uzaklardan bile sadece bana geldiklerini görmek her şeye bedeldi. Tabii ki bunun zorlukları da var. Hastalarımın sıkıntılarını onlardan fazla yaşarım, sorun çözülene kadar evde bile bu duyguyla yaşamak biraz yorucu ama elimde değil.

Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?

Muayenehane bize yetersiz gelmeye başladığında artık klinik açmalıyız diye düşünmeye başladık. Gerek yerimizin küçük olması gerek uzmanlık alanlarında yetersiz kalmak sıkıntı oluyordu. Elbette, maddi ve manevi birçok zorluk oldu. Başa çıkma kısmında en büyük faktör ise yine eşim Cengizhan’dı. Kliniği o kurdu diyebilirim. Bir diğer zorluk ise uzman bir kadro oluşturabilmekti. Muayenehanemi de kapatmayacaktım ve bu şekilde ilerlemek zordu. Önce sınıf arkadaşım sevgili Özlem Kılıç’ı ikna ettik ki zaten onun da klinik açma fikri vardı. Ortaklık sürecimiz başladı ve çok şükür şu anda tam istediğimiz gibi bir kadroya ve kliniğe sahibiz.

 

Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?

Özellikle ailem, “Ne gerek var?” ’dedi. Muhtemelen çoğu kişi de bunu düşünmüştür ama ilk başta da dediğim gibi bana bir yerden sonra ‘yerimde mi sayıyorum’ hissi yükleniyor. Destekçim, her zamanki gibi eşimdi… Aslında karşılıklı birbirimize destektik. Cengizhan, benim gizli ortağım.

 

İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi?  Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?

Yeni mezunken çok özendiğim hekim abilerim, ablalarım oldu. Onlar kadar ehil olmaktı aslında benim amacım. Kendi yerimde, kendi ismimle, kendi hastalarıma her anlamda yetebilmek; sonrasında Sepadent ismiyle bunu daha da büyütmüş olmak inanılmaz güzel. Ben şu anda, 2021’de kurduğum hayallerin ötesine geçtim aslında.

Merkezinizi rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?

Benim gözümde her klinik iyi, yeter ki kadrosu iyi ve uyumlu olsun. Klinik yönetmek çok zor bir iş, hastaların dışında da uğraşmanız gereken çok konu var. Sadece şunu söyleyebilirim; bizim kliniklerimiz, mutlu klinikler. Hastalarımızı ve çalışanlarımızı gözetmek her zaman esas oldu bizim için. Çalışanın mutluysa, hasta mutlu ayrılabiliyorsa başarı nasıl olsa gelir. Onun haricinde teknolojiyi her zaman kendimize yardımcı bildik. Kliniğimiz dijital bir klinik. Her iki şubemizde de dijital ölçü cihazlarımız mevcut. Şu anda Körfezkent’e 3. şubemizi açma aşamasındayız. Orası için de başka planlarımız var, her zaman yenilikleri arkamıza alarak devam edeceğiz.

 

Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?

Bir ortamda diş hakkında konuşurken, Sepadent hastasının “Ben doktorumdan çok memnunum” diyebilmesi, gönül rahatlığıyla anlatıp tavsiye edebilmesi ve karşı tarafın da Sepadent ismini zaten duymuş olması en büyük hayalimdi; kendimi bunu başarmış sayıyorum. Gelecek hedefim ise kendisini ispatlamış bir marka olarak daha geniş çevrelerce tanınmak.

 

Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?

Kendi isminle iş yapmak, sıfırdan başlamak zor bir karar ve süreç bazen yıpratıcı olabiliyor. Ama eğer ki içinde o gücü buluyorsa ikinci kez düşünmesin ve çalışmalara hemen başlasınlar.

 

Eğer bugünkü bilginiz ve tecrübenizle en başa dönebilseydiniz neyi değişik yapardınız?

Çok fazla bir şeyi değiştirmezdim. Ben, emin adımlarla ilerlemeyi sevdim hep. Başa dönsem, yine küçük bir yer açar, kendimi önce kendime kanıtlardım çünkü bir şeye önce ben inanmazsam onu başaramam. Muhtemelen yine bu adımları izlerdim. Zaten attığım adımları 10 farklı açıdan düşünüp, 10 farklı planla atıyorum; o nedenle çok bir pişmanlığım da olmuyor.

 

8 Mart sizin için ne ifade ediyor?

Bende her zaman kadın önceliktir çünkü çoğu yerde değerimiz bilinmiyor. İçten içe ikinci plana atılabiliyoruz farkında olmadan. Her şey için daha fazla çabalamak zorunda kalıyoruz, o yüzden aslında bir kadının başarısı arka planda çok daha fazla emek anlamına geliyor. Belki bu, geçmişimizden gelen bir alışkanlık, bilmiyorum. 8 Mart’ı kalan 364 günde de yaşayabilmek önemli ve çok değerli.

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.