Kristal kadar berrak denizi, eşsiz güzellikteki romantik koyları ve tarihin izlerini taşıyan muhteşem Orta Çağ kasabalarına bir de İspanyol yemekleri ile içkilerinin dayanılmaz çekiciliğini eklediğinizde, yeryüzündeki cennete yani Mallorca Adası’na gelmişsiniz demektir. İspanya’nın en büyük adası Mallorca’ya, ünlü raket Ali Yenilmez tarafından kurulan, 15 tenis kortlu, yüzme havuzlu, 70 bungalovlu Tenis Academy Mallorca’yı ziyaret etmek için giden Dr. Havva Türedi, izlenimlerini Kocaeli Life için kaleme aldı.
Mallorca’ya 10 sene önce milli takım ile birlikte Dünya Tenis Şampiyonası için gitmiştik. ‘Yeryüzündeki cennet’ olarak adlandırılan bu adanın güzelliğini unutamamıştım. Mallorca’nın cennet gibi doğası, tenis ile birleşince doyumsuz güzellikte günler geçirmiştik. Türkiye’de sayısız şampiyonluğu bulunan ve ülkemizi Davis Cup’ta da temsil eden Ali Yenilmez’in daveti üzerine Mallorca’yı bir kez daha görme imkanı bulduk.
Adaya Türkiye’den direk uçuş bulunmadığından, Barcelona aktarmalı olarak gitmeyi tercih ettik. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan üç saatlik bir yolculuk sonrasında Barcelona’ya vardık. Buradan da Air Europe Havayolları’nın iç hatlar uçuşuyla, bir saat sonra Mallorca’ya ulaştık. Mallorca’nın turistik bir kent oluşu, bize kendini havaalanından hissettirmeye başladı. Havaalanı epey kalabalıktı ve dünyanın birçok ülkesinden gelen turistlerle doluydu.
Cennet adanın her bir köşesini rahatça gezebilmek için havaalanında araba kiralamayı tercih ettik. Araba kiralamak, adanın ana yerleşim yerlerinin yanı sıra tenha köy ve mahallelerini de gönlümüzce keşfetmemiz adına çok mantıklı bir karar oldu. Otelimize yerleşir yerleşmez, adanın Peguara bölgesinde bulunan Tenis Academy Mallorca’yı ziyaret ettik. Ali Yenilmez’in, Türk usulü sıcak karşılamasının ardından Meson Can Pedro adında güzel bir restoranda hep birlikte keyifli bir yemek yedik.
Ali Yenilmez Akademi’de her sabah 3 saat antrenman yaptık. Akademinin havasından olsa gerek tenisi yeni öğrenen çocuklar gibi heyecanlıydık. Antrenmanlar, güçlü yönlerimizi keşfetmemize ve eksik yönlerimizi geliştirmemize büyük katkı sağladı. Tenis açısından bir diğer şansımız, Legend Cup turnuvasına denk gelişimizdi. Final maçında tenis yıldızı Juan Carlos Ferero’yu izledik ve unutulmaz bir heyecana ortak olduk.
Antrenmanlar sonrası yerli tenisçilerle tenis oynama ve maç yapma fırsatı da yakaladık. Kaybedenler kazananlara İspanya’nın meşhur içkisi sangria ısmarladı. Sangria; alkol oranı yüksek olmayan meyveli bir şarap kokteyli ve içine tropik meyveler atılarak servis ediliyor.
Mallorca, turistik açıdan da etkileyici bir ada. Merkezindeki Palma Katedrali La Seu bizi tam anlamıyla büyüledi. 1229 yılında yapımına başlanan ancak 1601 yılında bitirilebilen eser, 1851 yılındaki büyük depremde hasar görmesi nedeniyle restorasyona açılmış ve burada da ünlü Katalan mimar Gaudi tarafından eklenen dokunuşları görebiliyorsunuz.
İspanyol kültürünün geleneksel yemeği olan; pirinç, safran ve deniz ürünlerinden yapılan ‘paella’nın tadı damağımızda kaldı. Midye, ahtapot kalamar veya ıstakoz sevmeyenler balık tercih ederken, adanın lezzetli etlerini sipariş edenler de yediklerinden epey memnundu. Daha sonra ‘coco de patata’ denilen, patatesli hamurun pişirilip üzerine pudra şekeri serpilmesiyle hazırlanan tatlının da tadına bakmayı ihmal etmedik.
Mallorca’da bulunduğumuz süre boyunca, sabah koşularının, tenis antrenmanlarının, yemeklerin ve denizin sonuna kadar keyfini çıkarmaya çalıştık. Son günümüzde yine adada bulunan Rafa Nadal Academy’yi gezmek üzere yola çıktık. Oldukça popüler olan tesiste 15 hard, 7 toprak, 6 squash kortu, restoran, kafe, alışveriş alanları, müze ve sporcuların kalması için özel otel bulunuyor. Bu muhteşem tesise hayran kaldık.
Yolculuğumuzda her şey planladığımız gibi giderken, dönüşümüzde İrlanda Ryanair Havayolları’nın check-in sistemlerinin farklı olması sebebiyle küçük bir aksaklık yaşadık. Check-in işlemlerinin online olarak iki saat önceden yapılmasının zorunlu olduğunu, yapmayanların yüklü bir ceza ödemek zorunda kaldığını geç öğrendik. Sistem bilgilendirmesi bize ulaşmayınca, ceza ödemelerimizi yapıp yola devam ettik.
Bu cennet ada; tüm paylaşımları ile şahane bir deneyim ve müthiş bir keyifti bizler için. Diğer adı ‘aşk şehri’ olan Mallorca’yı daha çok sevgililer tercih etse de benim için emekli olunca yaşanacak ve yerleşilecek bir yer Mallarco. Bu cennet bizi kendisine aşık etti diyebilirim. Şimdiye kadar Mallorca’yı görmediyseniz, şiddetle tavsiye ederiz. Gidin, kesinlikle pişman olmayacaksınız.
