Mayıs ayı geldiğinde, doğa yeniden canlanır. Ağaçların dallarında taze yapraklar kıpırdanır, çiçekler birbiri ardına açar, toprak mis gibi kokar. Bahar, sadece dış dünyayı değil, iç dünyamızı da harekete geçirir; umutlarımızı, sevgimizi ve şefkatimizi tazeler. Ve mayıs ayı, doğanın bu uyanışıyla birlikte anneleri anımsatır.
Çünkü bir anne, tıpkı toprak gibi hayatı büyütür. Bir bebeği sadece karnında değil, kalbinde taşır. Onun ilk adımlarına, ilk kelimelerine, ilk yaralarına canıyla, ruhuyla şahitlik eder. Anne olmak, sadece doğurmak değil; var etmek, büyütmek, sevmek ve her yeni baharda yeniden başlamak demektir.
Ben bir eczacı olarak, her gün pek çok anneyle karşılaşıyorum. Kimi kucağında minicik bir bebek, gözlerinde uyku sersemliğiyle gelir, kimi elleri titreyerek, ‘Bu ateşi nasıl düşürürüm?’ diye sorar. Kimi de kendi sağlığını unutarak, ‘Çocuğum için en iyisi hangisi?’ diye endişelenir. Ve ben her seferinde onların içindeki sonsuz şefkati görürüm. Her annenin bakışında başka bir bahar açar; her annenin endişesinde bambaşka bir sevgi dili konuşur.
Anne olmanın sağlıkla yoğrulmuş yolculuğu
Anne olmak, vücudun ve ruhun eş zamanlı bir dönüşüm yaşamasıdır. Hamilelikle başlayan bu süreç, doğumla birlikte başka bir boyuta evrilir. Kadın, artık sadece kendi bedeni için değil, bir başkası için de yaşamaya başlar.
Bu yolculuk kolay değildir: Gebelikte eksilen demir depoları, doğum sonrası iyileşmeye çalışan beden, emzirmenin getirdiği fiziksel ve duygusal yük, uyku eksikliğiyle yorulan zihin...
Ve tüm bunların arasında bir anne, çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını sessizce erteler. ‘Önce çocuğum iyi olsun’ der, kendi halsizliğini, ağrılarını, kaygılarını arka plana atar. İşte bu yüzden, bir annenin sağlığı, sadece fiziksel gücü değil, aynı zamanda ruhsal direncidir. Ve bizler, bir annenin bu yolculuğunda ona destek olmayı görev biliriz.
Eczanede anneler:
Her şikayet bir hikaye
Her annenin bir hikayesi vardır. Bazı hikayeler umut doludur, bazıları kaygılı, bazıları minik mucizelerle doludur. Ve bazen bir reçeteden çok daha fazlasına ihtiyaçları vardır: Sıcak bir gülümsemeye, anlayışlı bir bakışa, ‘Merak etmeyin, birlikte çözeriz’ cümlesine.
Eczanemde birçok anneyle karşılaştım. Yeni doğmuş bebeğinin gaz sancısıyla baş etmeye çalışanlar, emzirmede zorluk yaşayanlar, ilk ateşli hastalıkta ne yapacağını bilmeyenler...
Ve hepsi, aslında biricik ve ortak bir şey arıyordu: Güven.
Bir annenin içgüdüsel endişesini hafifletecek küçük ama güçlü bir destek.
Bu yüzden biz eczacılar, sadece ilaç vermeyiz.
Bazen bir annenin gözyaşlarına mendil,
Bazen kaygılarına küçük bir moral,
Bazen de ‘Yalnız değilsiniz’ diyen bir dost sesi oluruz.
Annelerin kendine değer vermesi gerektiğini unutmadan
Bazen annelerle konuşurken şunu söylüyorum: “Unutmayın, çocuğunuzun sağlıklı bir anneye ihtiyacı var. Sizin iyiliğiniz, onun iyiliği.” Çünkü bir anne iyi olduğunda, çocuk da kendisini daha güvende hisseder. Bir annenin gülüşü, evin güneşidir. Bir annenin huzuru, çocuğun ilk dünyasıdır.
Bu yüzden diyorum ki:
• Vitamin takviyelerinizi ihmal etmeyin.
• Yorgunluğunuzu görmezden gelmeyin.
• Ruhunuzu da en az bedeniniz kadar önemseyin.
• Yardım istemekten, destek almaktan çekinmeyin.
• Annelik, kusursuzluk değil; sevgiyle eksikleri kucaklamaktır.
Ve bir teşekkür: Şefkatin iyileştirici gücü için...
Bu yazıyı okuyan tüm annelere...
Kendiniz için bir an durup, ‘Ben de varım’ deme cesareti gösterebildiğiniz her an için,
Çocuğunuzun iyileşmesi adına geceleri uykusuz kaldığınız her an için,
Kendinizden verip karşılıksızca sevdiğiniz her gün için,
Teşekkür ederim.
Sizler, bu dünyanın görünmeyen kahramanlarısınız.
Ve sağlık yolculuğunuzun her adımında sizin yanınızda olmaktan gurur duyuyorum.
Bir teşekkür de meslek aşkı için:
14 Mayıs Eczacılık Günü
Ve 14 Mayıs Eczacılık Günü geldiğinde, kendi meslek yolculuğuma da dönüp bakıyorum.
Her şifa yolculuğuna küçük bir katkım olabiliyorsa,
Her annenin yüzünde biraz güven, biraz rahatlama görebiliyorsam,
İşte o zaman mesleğimin gerçek anlamını yaşıyorum.
Eczacı olmak; bilgiyle, şefkatle ve insan sevgisiyle harmanlanan bir yaşam biçimi. Ve bu yaşam biçiminde, her günün, her annenin, her tebessümün bir anlamı var. Tüm meslektaşlarımın Eczacılık Günü kutlu olsun.
Ve tüm annelere kucak dolusu sağlık, huzur ve sevgi diliyorum.
Her mayısta yeniden doğan doğa gibi, siz de sağlıkla ve umutla yeniden doğun.
Herkese merhabalar Kocaeli Life dergisinin değerli okuyucuları… Bu ay biraz sevgiden ve aşktan bahsedelim. Bahsettiğimiz aşk ve sevginin sadece ilişki anlamında olmadığını da hatırlatmak isterim. Hepimiz ailemizi, arkadaşlarımızı ve evcil hayvanlarımızı severiz. Bunlar da vazgeçilmez sevgi kaynaklarımızdır. Bunu unutmadan, hadi gelin şimdi sevginin sağlığımıza, bedenimize ve topluma olan etkilerinden konuşalım
Herkese merhaba… Ben, uzman eczacı Serra İsaoğlu Akman. ‘Uzman eczacı’ kimliğimle sağlık ve güzellik üzerine dopdolu içerikler ile her ay burada olacağım.