Merhaba, ben Emre Gökçe. Size bugün biraz kendimden ve hayatta eksikliğini çok fazla hissettiğim bir konudan bahsetmek istiyorum. Otuz üç yaşında, erişkinliğe ulaşmış, okul öncesi öğretmeni ve uzman eğitimci bir birey olarak, zaman zaman yaşadığım hayatın eksik olduğunu hissediyorum. Üzerine düşündüğüm zaman bu konu beni çok yoruyor çünkü eksik olan parçayı arkadaşımın bana yönelttiği bir soru ile bu yaşımda keşfettim. Bana küçükken aile bireylerim tarafından hiç ‘Seni ne mutlu eder?’ diye hiç sorulmamıştı.
Evet, belki de çoğu insana sorulmamış bir soru bu ve biz tükettiğimiz ömrümüzde bunun farkında bile değiliz. Otuz üç yaşında bir birey olarak beni ne mutlu eder, ben ne yapmak istiyorum, neleri değiştirmek istiyorum, nelerden zevk alıyorum, bilmiyorum. Daha doğrusu bildiğimi zannederken yanılmışım.
Yaşadığım bir hayatım ve tabii ki olduğu için mutlu olduğum birçok konu var fakat hangisini ben seçtim veya hangisi beni seçti bilemiyorum. Burada değinmek istediğim asıl konu, çocuklarımıza neden bu soruları sormayı atladığımız…
***
Ebeveynler, genellikle çocuklarının doktor, mühendis, avukat vs. olmalarını ister çünkü özetle rahat bir hayat geçirmelerini arzu ederler. Peki, rahat bir hayat tek başına yeterli mi? Bireysel farklılıklardan doğan yetenek, kabiliyet, yönelim ve istekler neden arka planda kalıyor?
Hayatımın şu döneminde bunları sorguluyorum çünkü eksikliğini otuz üç yıl sonra fark ediyorum. Bazen “Kendime bir hobi edineyim” diyorum fakat ne yapmayı sevdiğimi bilmiyorum. Tam da bu yüzden hayattan keyif alamıyorum.
Ben küçükken hemen her şeyi yaparak ve yaşayarak öğrendim.
Gerek 90’lar çocuğu olduğum için gerekse de teknolojiye erişim ve gelişmişlik bu kadar kolay olmadığı için her şeyi evde ve sokakta öğrendim. Kendimi bu konuda şanslı saymama rağmen kendimin tam olarak farkında olamamak beni üzüyor.
Şimdilerde aileler çocuklarını Montessori okullarına veya çeşitli hobi kurslarına yollamak için birbirleriyle yarışıyor fakat kaçımız çocuğumuza ‘Seni ne mutlu eder?’ diye soruyor. Onların bu keşif yolcuğunda kendimizi sadece finansal destek olmaktan öteye neden götürmüyoruz? Tabii ki çocuğumuz için kendimizce biçtiğimiz bir kaftan olacaktır veya onun her konuda destekçisi olacağız ama fikir dinlemek ve fikir edinmek konusunu es geçmememiz gerektiğini düşünüyorum.
***
Çocuklarımızı bu acımasız ve zorluklarla dolu hayata hazırlarken onun ilerideki mutluluğunu asla unutmamamız gerekiyor. Bizim düşündüğümüz gibi toplumda bir statü ve yer edinmesi belki de yeterli gelmeyebilir. Bunu çocuğunuz düşünemeyeceği için bu görev ebeveynlere düşüyor. Ona zaman zaman “Seni ne mutlu eder?” diye sormayı lütfen ama lütfen unutmayalım.
Serüven Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi
Adres: Yenişehir Mah. Adnan Menderes Bulv. No: 68 İzmit/KOCAELİ
Telefon: 0 537 470 00 64
@seruven.rehabilitasyon.merkezi