Hz. Mevlana’nın çok sevdiğim bir sözü vardır;
‘Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!’
En büyük veba; ‘kendimiz’ olamamamız.
İçimizde yaşayan bizi, dışarıda bir başkasıymış gibi gösterme hastalığına tutulmuşuz.
Pek çoğumuz yüreğinde taşıdığı kişi olmuyor, olamıyor.
Ve bunu bile isteye yapıyor.
Yaşadığımız yüzyıl ne yazık ki ‘gerçek’ olan hiçbir şey bırakmadı.
Ne aşklar gerçek, ne sevgi, ne dostluk, ne arkadaşlık, ne insanlık…
Sahteyiz.
Eskiden sahte olmak utanç vericiydi.
Şimdi sahte olamadığımız için utanır hale geleceğiz neredeyse.
Tabii kendin olmamak bir kişilik bozukluğu.
Tıbbi olarak bu durumun tanısı elbet var ama ben buna takılmıyorum.
Tıp; bir yarayı iyileştirir, bedendeki bir hastalığı tedavi eder de kişinin ruhu, kalbi hastaysa ya da amiyane tabirler ‘ayarları bozulmuşsa’ buna çare yoktur.
İnsanoğlu aynı bedende iki insan yaşatmanın kolaylığını seçmiş ve bunu çok sevmiş.
Günümüz insanı ‘Aynı bedende 2 can gibiyiz’ sözünü belli ki çok ama çok yanlış anlamış…
Çift karakterle yaşayan insanlar sarmış çevremizi.
Ve giderek sıradanlaşan bir hal alıyor bu durum.
Eminim size de oluyordur; bazen karşımızdakinin hangi benliğine inanacağımızı şaşırıyoruz değil mi?
“Ya gerçekte bu insan bu mu?” diye sorguluyoruz.
Bir şaşkınlık alıyor, “Yooo sen bu olamazsın” dediğimiz zamanlar o kadar arttı ki…
O kadar çok karşılaşıyorum ki bu insanlarla ve ne yazık ki her defasında şaşkınlık geçirmekten kendimi alamıyorum.
Çünkü bu durum benim için olağan değil, olamaz, olmayacak da…
Kaldı ki eskiden bir insanın ‘gerçekten kim’ olduğunu anlamak kolay değildi.
Karşınızdakiyle misal çilingir sofrasında oturmak, yola çıkmak, zor günlerden geçmek, onunla gülmek, onunla ağlamak, duygularınızı, sırlarınızı paylaşmanız gerekiyordu.
Şimdi bunlara da gerek kalmadı.
Artık sosyal medya gibi bir kolaylık var!
İnternet çağının silahı sosyal medya, insanlara bir maske verdi.
Ve insanoğlu bu maskeyi öyle sevdi ki artık gerçek kimliğini, kişiliğini unuttu.
Sizler de fark etmişsinizdir, sosyal medyada başlayan bir akım söz konusu.
‘Olmadığın Biri Gibi Görün’.
Ben de bu akıma fena halde kıl olmuş durumdayım.
Mega starımız Tarkan’ın bir şarkısı vardır, hatırlarsınız ‘Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin’…
İşte bu şarkıyı ‘kendin olma başkası ol’ şeklinde yorumlamaya başlayanlar türedi.
Dışı seni içi beni yakar misali.
İçini bilip dışını görünce dumur olduğumuz insanların sayısı her geçen gün artıyor.
Kaldı ki ‘kendin gibi olamama’ hastalığına bilerek yakalanıyor insan.
Yoksa çevrelerinde bir tane insan kalmayacak…
E ne yapsınlar; karakter olmayınca varmış gibi göstermek zorundalar.
Öyle ki çok kızdığımız, herkesin kendisini çokça ifşa etmesinden rahatsız olduğumuz şu sosyal medya var ya ona çok şey borçluyuz.
O olmasa iki yüzlülüğün prim yaptığı şu zamanda karşımızdakini, sağımızdaki solumuzdaki, arkamızdakini tanıyamayacağız.
Çok iyi tanıdığımızı sandığımız ancak pul kadar değeri olmadığını anladığımız insancıkların sosyal medyada kendilerini muhteşem varlıklar olarak göstermeleri zihin bulandırıyor.
Ahhhhh şu ‘kendi’ olamayanlar;
Kendinizi sevseniz, kendinize saygı duysanız, kendinize dürüst olsanız, kendinize cömert olsanız sorun kalmayacak da…
‘Her şey kendini sevmekle başlar’ diyorum ve kendi gibi olanlara, olduğu gibi görünüp, göründüğü gibi yaşayanlara sevgilerimi sunuyorum…