Acarlar Longozu

0 Kişi Yorum Yaptı Eklenme Tarihi: 11/05/2022

Etkileyici doğa manzarası, büyüleyen bitki örtüsü ve göçmen kuşlarıyla meşhur Acarlar Longozu’nda sevdiklerinizle birlikte doğa yürüyüşleri yapabilir, yeşilin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz

HAZIRLAYAN: GAMZE KIR SAPANCI & AKIN SAPANCI (@GAMZENIKA)

Nasıl gidilir?

Acarlar Longozu ile Kocaeli arası yaklaşık olarak 97 km ve yolculuk 1.5 saat sürüyor. Biz Kandıra yolundan giderek mesafeyi kısalttık, 40 dakikalık bir yolculuk sonrası Acarlar Longozu’na vardık. Sakarya sınırları içinde yer alan Acarlar Longozu havaların ısınmasıyla birlikte doğa sever gezginlerin rotasına girdi bile.

Ne zaman gitmeli?

Acarlar Longozu doğası gereği bahar mevsiminde ziyaretçilerine görsel bir şov sunuyor. Longoz boyunca uzanan ahşap köprünün sağlı sollu yemyeşil ağaçlarla kaplanmış yolu, sudaki nilüfer çiçekleri, görenleri büyülüyor. Biz tam da bahar gelmemişken gitmemize rağmen yeşilin tadını çıkardık diyebiliriz. Size tavsiyemiz, mayıs ayından kasım ayına kadar olan sürede gitmeniz. Özellikle ekim-kasım aylarında muhteşem bir renk cümbüşü yaşanıyormuş longozda. Ağaçlar kırmızıdan sarıya çalarken, nilüfer çiçekleri pembe pembe sulara seriliyormuş. Bu dönemde ziyaretinizi 09.00-15.00 saatleri arasında yapmanız nilüfer çiçeklerini açık görmeniz açısından önemli.

Longoz hakkında genel bilgiler

Öncelikle çok da bilmediğimiz longoz kavramından biraz bahsedelim. Longozun asıl anlamı, su içine batmış ormandır. Longoz için ‘su basar ormanı’ olarak da bilinen ‘bir çeşit orman ekosistemidir’ diyebiliriz. Denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktiği yerde oluşan özel bölgeler tam olarak longozu ifade ediyor aslında. Kış ve ilkbahar mevsiminde sular altında olan longozlarda, yazın ve sonbaharda ise su kısmen çekilir. Tropikal ormanlara benzeyen longozlar taban su seviyeleri düştüğü zaman, kısa sürede longoz ekosistemi özelliklerini kaybeder. Bu ekosistemin devamlılığı için en temel koşul, bol suyun devamlı var olmasıdır. Longoz ormanlarını tercih eden canlı türleri ise dişbudak, kızılağaç gibi ağaç türleri; göl soğanı, su menekşesi gibi bitkiler; karaleylek, balıkçıl gibi kuşlardır. Nadir rastlanan ekosistemler olan longoz ormanları Türkiye’de İğneada (Kırklareli), Acarlar (Sakarya) ve Sarıkum (Sinop)’da bulunur. Bunların yanında Kızılırmak Deltası’nda da (Samsun) longoz niteliğine sahip ormanların kalıntıları görülüyor.

Acarlar Longozu ekolojik önemi

Böylesine sulak bir ekosistemde her ağaç yaşamıyor. Dişbudak, meşe, kızılağaç bu ekosistemde yaşayabilecek ender türlerden birkaçı. Dolayısıyla longoz çevresi de bu ağaçlarla kaplı. Acarlar Longozu kuşlar için de oldukça önemli. Ülkemizden geçen kuş türlerinin iki göç yolundan biri de Acarlar Longozu. Yaklaşık 200 adet kuş türüne ev sahipliği yapıyor ve kuluçka dönemlerinde onlara yuva oluyor. Ayrıca ormanda yaşayan hayvanları da düşünecek olursak, oldukça önemli yere sahip. Tilki, tavşan, ördek gibi pek çok hayvana da ev sahipliği yapıyor Acarlar Longozu.

Acarlar Longozu hakkında bilinmesi gerekenler

Sakarya’nın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Acarlar Longozu bin 562 hektarlık bir alanı kaplıyor. Acarlar Gölü Longoz Ormanı tamamen bir SİT alanı olarak ayrılmış. Koruma bölgesinde yer alan longoz ormanı yazın kurak kışın ise tamamen su birikintisi kaplı şekilde. Acarlar Gölü Longozu’nun derinliğinin 1,5 metreye ulaştığı noktalar olduğu biliniyor. Yazın suları çekilen longoz toprakları köylüler tarafından tarım arazisi olarak kullanılıyormuş. Longozun çevresi dişbudak ağaçlarıyla çevrili. Bahar mevsiminde yemyeşil ağaçların arasında kalıyorsunuz. Longoz gölünde sülün, çulluk ve yaban ördeği gibi hayvanlar yaşıyor. Longozdan çıkan balık türleri; yayın, kızılkanat, sazan, turna, oklama ve bunların dışında birçok balık çeşidi bulunuyor.

Acarlar Longozu 2 bin 300 civarında bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Su menekşesi, su lalesi ve çeşitli renkte nilüferler bunlardan bazıları.

Longozda ayrıca tekne ve su bisikleti turları da yapılıyormuş fakat tekne turunun longozu koruma amacıyla yasaklandığını öğrendik. Bu aralar nasıl bir süreç var bilemiyoruz.

Acarlar Longozu gezimiz

Güneşin doğuşuyla başlayan günümüz, evi saran kahve kokusu eşliğinde Acarlar Longozu için mini bir piknik sepeti hazırlığı ile devam ediyor. Biz Acarlar Longozu’na ilk kez gideceğiz. Açıkçası longoz hakkında çok da bilgimiz yok, dolayısıyla bizi neyin karşılayacağını bilmiyoruz. Hal böyle olunca, bebesiyle yola çıkanın yanında her ihtimale karşı olması gereken ne varsa hazırlıyoruz.

Yol boyunca yeşil renk eşlik ediyor bize. Yeni uyanmış tavuklar ve horozlar, köy girişlerinde bizi selamlıyor. Günler sonra içimizi de ısıtan güneş, yüzümüzü güldürüyor. Kıvırıla kıvrıla gidiyor yol yeşile doğru. Çok yol gitmeden, Kaynarca sınırlarında Acarlar Longozu tabelasını görüp, heyecanlanıyoruz. Bir de bakıyoruz, ‘Acarlar Longozu’ndayız.

Nasıl yani? Karşımızda betondan bir duvar, değişik restoranlar falan… Longoz burası mı? Birbirimize bakarak ‘longoz neydi yaaa’ diyoruz? Önce arabadan inip, yanımıza hiçbir şey almadan keşfe çıkıyoruz. Açıkçası ilk izlenim baya şaşırtıcı, hatta şok edici. Şöyle uzaktan bakınca longoz falan görmüyoruz. Longoz olabilecek bir doğa da karşılamıyor bizi. Bilhakis, dozer sesi, kamyonlar, beton duvarlar ve koca bir demir kapı.

***

Gördüğümüz birine soruyoruz ‘Longoz nerede?’ Kocaman demir kapıdan geçince longoz yoluna giriliyormuş meğer. Hadi bakalım, arabadan eşyalarımızı yüklenip koyuluyoruz yola. Demir kapı arkadan kilitli :) Kilit kapalı olmasa da pek de ziyaretçi kabul eder bir yer değil gibi. Sesleniyoruz ama duyan da yok. Alıyorum kilidi elime. Açıyorum kapıyı ardına kadar. Hadi bebem, hadi kocam girin bakayım :)

İçerideyiz. İşte o zaman birileri karşılıyor bizi, ‘ık mık, neden geldiniz?’ gibilerden. ‘İzmit’ten longoz görmeye geldik’ diyoruz. ‘Nihat var şurada, o sizi yönlendirsin’ diyor. Hemen ileride Nihat’ı görüp, aynılarını söylüyoruz. Elimizde piknik sepeti gören Nihat şaşkın :) ‘Buralara çöp atmayın’ diye uyarıyor bizi :) ‘Ahhhh be Nihat abi, biz çöp atmayız da çöp toplarız gittiğimiz yerlerde’ diyor muyum? Tabii ki diyorum… Biz doğayı seviyoruz. O yüzden doğadayız. O yüzden doğa uyanır uyanmaz ilk hafta sonu kendimizi attık buralara Nihat ağabey :)

Veeee sonunda longoz sınırlarındayız. Aldığımız bilgiye göre longoz içerisinde 2 kilometrelik ahşap bir yürüyüş yolu var. Baya baya ahşap bir köprü bu. Tabii biz ilk kez geldiğimizden nerede ne var bilemiyoruz. Piknik malzemeleriyle başlıyoruz ahşap yolu yürümeye. Yol boyu solumuz fındık ağaçları, sağımız dişbudak. Suyun içinde dans eden nilüfer yaprakları…

Henüz çiçek açmamışlar ama öyle güzeller ki suyun içinde. Bebek arabasıyla ahşap köprücük oldukça konforlu. Tıngırdatan yapısıyla bebeği uyutmak için de oldukça elverişli olduğunu söylemeliyim :) Günün yarısında uyumasının nedeni de bu olsa gerek :) Git git bitmeyen bir ahşap yol var burada. Solda köylülerin tarlaları, ahşap evleri, bağları bahçeleri eşlik ediyor bize. Sonunda büyüyen bir manzara alanı buluyoruz ve hiç düşünmeden oraya konuşlanıyoruz.

***

Seriyoruz kırmızı beyaz pötikareli piknik örtümüzü. Sere serpe misler gibi piknik yapıyoruz. Hava tam kararında. Güneş yakmıyor, rüzgâr üşütmüyor. Kulağımızda kurbağa vıraklaması ile mis gibi bir piknik oluyor. Ve sonra hafta sonu gezginleri de gelmeye başlıyor ufaktan. O sırada biz de toparlanmaya başlıyoruz. Daha yolun yarısını bile yürümedik çünkü. Yürürken neler mi gördük? Bakmak ile görmek arasında büyük fark var. Evet, ahşap bir köprüde, longozun üzerinde yürüyoruz. Kimine göre hiç, kimine göre çok şey ifade ediyor. Biz çok olan taraftayız. Ördekleri gördük, su yılanı gördük, nilüferler ile konuştuk, balıklara yem attık, kurbağaların şahane konserlerini dinledik. Bunların hepsini Alinda Su’ya anlattık.

Yol ortalarında emzirme molaları verdik. Bu da kolaydı, zorlayan hiçbir yanı olmadı. Ve yolun sonunda ahşap köprü bitince uyku perisi kapımızı çaldı. Demiştim ya ahşap yol tıngır mıngır uykuya yarenlik ediyor diye. Hemen devreye giriverdi, pıt diye uyudu bizim kız. Tam o noktada bir geniş dinlenme alanı daha var ki ormanın derinlikleri gibi. Daha fazla gölge ve ağaçlar içinde kalıyor. İşte burada bir de kahve molası verdik. Kurbağa sesleri eşliğinde mis gibi kahvemizi yudumlayarak, kendimizi doğaya bıraktık. Nasıl bir ruh dinlenmesi, nasıl bir huzur…

Velhasıl kelam, Acarlar Longozu kişiden kişiye değişecek bir rota bize kalırsa. Ya ‘Burası ne, yarım saat yürür bitiririm’ dersiniz ya da doğayı her zerresiyle özümser, yaprakları, kuşları, çiçekleri seve seve bitiremezsiniz. Bu keyfi yaşamak sizin elinizde. Bizim için doğa hep bir detoks noktası oldu. Kendimizi hep doğada bulduk, doğada kendimize geldik. Acarlar Longozu için de aynı hisler içindeyiz. ‘Burada başka ne yapılır?’ derseniz, girişte restoranlar ve kafeler var. Biz sezon dışı gittiğimizden hepsi tadilat sürecindeydi, açık olsaydı da gider miydik bilmiyorum. Doğayla kendimizle olmayı daha çok seviyoruz sanırım. Hemen girişte sağda orman içinde yürünecek bir alan var fakat bir mekan orayı kendi alanı içine almış. Longozun kendi doğasında vakit geçirmek yeterli geldi.

Acarlar Longozu konaklama

Acarlar Longozu’nda konaklamak istiyorsanız hemen su kenarında bungalov evleriyle Ormantik Park var. Biz deneyimlemedik o nedenle yorum yapmamız doğru olmaz. Bununla birlikte Ormantik Park günübirlikçiler için güzel piknik alanları da sunuyor. Su üzerinde, longoz manzaralı teraslarda çay-kahve keyfi yapabilirsiniz. Biz gittiğimizde bakım işleri devam ediyordu. Sanırım yaklaşık 14 aydır longoz kapalıymış ve turizm açısından çok önemli yeri olduğundan açılışa hazırlanıyorlar.