22-03-2025 18:04

1 KADIN 1 MARKA: Kocaeli Life dergisinin kurucuları Serpil Çolak ve Zeynep Akar

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2025
“Sizi saygın bir marka yapan asıl şey ticari ahlakınız, nezaketiniz, insanlarla kurduğunuz doğru iletişim ve hayata karşı duruşunuzdur…”
.stripslashes($urun->baslik).

Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?

Zeynep Akar: Serpil ve ben, çalıştığımız gazeteden ayrılmış; o yoğun tempodan uzaklaşmış olmanın getirdiği rehavetle, çay-kahve-çekirdek lobisinin eline düşmüştük. Her akşam birimizin evinde buluşuyor, ertesi güne hiçbir planımız olmamasının keyfini sürüyorduk. Elbette, yine çalışacaktık… Aklımızda bazı projeler de vardı ama o gün, bugün değildi. Böyle iyiydik yani… Yine Serpil’in evinde bağdaş kurup, güle söyleye çekirdek çitlediğimiz bir akşam, eşim gürledi: “Aaaa, siz hep böyle oturacak mısınız? Bu kadar bilgiyi, birikimi, tecrübeyi çöpe mi atacaksınız? Çabuk, kalkın toparlanın, bu kadar miskinlik yeter!” Galiba, beklediğimiz motivasyon cümlesi buymuş… Aynı hızla ayağa fırladık, üzerimizdeki çekirdek kabuklarını silkeledik ve yıllardır aklımızda olan o dergiyi kurmak için kolları sıvadık. Kocaeli, basın anlamında güçlü bir il olmasına rağmen bir dergisi yoktu. Kentte birçok kıymetli isim, sayısız girişimci, yüzlerce işletme ve ciddi bir sosyal yaşam olmasına rağmen bunların yer bulacağı pırıl pırıl bir derginin olmayışı, Kocaeli için büyük eksiklikti. Birbirimize, “Biz yapmayacağız da kim yapacak?” dedik ve ertesi gün Kocaeli’nin ilk aktüel-magazin dergisini kurmak için yola çıktık. 

Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?

Serip Çolak Türkoğlu: Bir zorluk yaşadığımızı söyleyemem çünkü ikimiz de uzun yıllar gazetecilik yapmıştık; gerekli bilgi, birikim, donanım ve tecrübeye sahiptik. Kısacası, bildiğimiz işi yapacağımız için rahattık. Ancak şöyle bir sıkıntı yaşadık: Hazırlık aşamasında kentimizin ileri gelenlerini ziyaret ettiğimizde, ‘Biz bir dergi çıkaracağız’ dediğimizde, elimizde ‘Şöyle olacak’ diyebileceğimiz bir örnek yoktu çünkü Kocaeli’nin bir dergisi yoktu. Ulusal dergileri örnek gösteremezdik çünkü içeriği tamamen özgün bir dergi planlıyorduk, yabancı dergilerden çevirilere ya da kopyala-yapıştır haberlere yer vermeyecektik. Kocaeli’de bir ilk olacaktı. Neyse ki gazetecilik yaparken kamuoyunda öyle güzel bir iz bırakmışız ki ilk sayımız ‘Siz yaparsanız iyisini yaparsınız’ diyenlerle doldu taştı. O günlerde yaşadığım gururu ve mutluluğu asla unutamam. Aynı çizgide devam…

Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?

Zeynep Akar: Biz çok şanslıydık. Ailemiz, dostlarımız, çevremiz… Kimseden hevesimizi kıracak, enerjimizi düşürecek tek bir cümle duymadık. Manevi desteğini aldığımız onlarca ismi, birini atlamaktan korktuğum için buraya yazamıyorum ama hepsine bir kez daha çok teşekkür ederim.

 

İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?

Serpil Çolak Türkoğlu: Kocaeli’de herkes tarafından beğeniyle ve ilgiyle takip edilen, sevilen ve sahiplenilen bir dergi olmak istemiştik. Daha ilk sayıda gördüğümüz ilgi bizi bile şaşırttı. Kocaeli halkı kendisini bulabileceği bir dergiye öylesine hasretmiş ki biz bile bu kadarını beklemiyorduk. Kurduğumuz hayale o kadar kısa sürede ulaştık ki bu da bize daha fazla sorumluluk yükledi. Aynı çizgide, kaliteyi hiç bozmadan, sürekli üzerine koyarak devam etmemiz gerekiyordu. Bunu da yaptığımızı düşünüyorum yoksa 10 yıldır ayakta kalamazdık. Hayalimize ulaşmamızı sağlayan herkese kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.

 

Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?

Zeynep Akar: Yıllardır içinde bulunduğumuz bir sektörde, profesyoneli olduğumuz işi yapıyoruz ve hepsi işinin ehli olan, sağlam bir ekiple yol alıyoruz. Mükemmel iş çıkarmaya çalışmak Serpil’in de benim de yapısal özelliğimiz. Sanırım farkımız da Kocaeli Life’ın başarısı da işimize gösterdiğimiz takıntı boyutundaki özenden kaynaklanıyor.

 

Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?

Serpil Çolak Türkoğlu: Pandemi dönemiydi, ilginç bir süreçten geçiyorduk, keyifsizdik, moralsizdik. O günlerde sohbet ettiğimiz bir devlet büyüğümüz, “Siz, bu kent için çok önemlisiniz” demişti. “İşte tam bu dönemde hayatın güzel ve keyifli yanları olduğunu da göstermek lazım. Halka moral vermeliyiz” diye devam etmişti. O gün anladım ki biz bir dergi çıkarmanın ötesinde farklı bir misyon da yüklenmişiz. Gelecekte de sorumluluklarımızın bilincinde, keyifle yol almak tüm arzumuz. Bu yolda bize eşlik edenlerle hayatı güzelleştirmek…

 

Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?

Zeynep Akar: Dünya değişiyor… Teknoloji, ticaret anlayışı, her işin kendi içindeki dinamikleri hiç durmadan şekil değiştiriyor. İş hayatındaki başarı için bu değişime ayak uydurmak şart ama bence hiç değişmemesi ve her koşulda korunması gereken çok başka değerler var. Eğitim, gelişim, işini iyi yapmak ve çok çalışmak zaten hepimizin görevi… Oysa sizi saygın bir marka yapan asıl şey ticari ahlakınız, nezaketiniz, insanlarla kurduğunuz doğru iletişim ve hayata karşı duruşunuzdur… Ve bu değerlere sahip çıkmak sadece kendi başarımız için değil, toplumsal iyilik halinin temin edilmesi için de hepimizin görevidir.

 

Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?

Serpil Çolak Türkoğlu: Hiçbir şeyi farklı yapmazdım, inanıyorum ki Zeynep de aynı düşüncededir. Çünkü o zaman biz, biz olamazdık. Aldığımız riskler ve yaptığımız hatalar bizi bugün olduğumuz noktaya getirdi. Bizi şekillendiren, başarıya ulaştıran bu süreci her zaman sevgiyle kucaklıyorum. Diyeceksiniz ki ‘Hatalardan ders aldınız mı?’ Tabii ki hayır ☺ Zeynep de ben de bu konuda iflah olmaz, uslanmaz insanlarız. Bizde bu vicdan olduktan sonra…

 

8 Mart sizin için ne ifade ediyor?

Zeynep Akar: Dünyada bir şeyin özel bir günü varsa, o şeye büyük bir haksızlık yapılmıştır ve yapılmaya devam ediyordur. 8 Mart ile ilgili tek dileğimiz, kadınların hak mücadelesinin simgesi olan böyle bir günü hatırlamamız gerekmediği zamanlara ulaşmak. O gün gelene kadar, bir zümrüt taç gibi taşıdığımız kadın, anne, iş insanı unvanlarımızla; kadınların hak elde etmek için savaşmak zorunda kalmayacağı bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.