Rahim ağzı kanseri, kadınlar arasında en sık rastlanan kanser türlerinin başında geliyor. Her 100 kadından en az 2’sinin hayatının bir döneminde rahim ağzı kanseri yakalandığı bilinmekte. Bununla birlikte rahim ağzı kanserinekarşı alınan önlemlerle kadınların hayatları boyunca kanserle karşılaşmama oranı da çok yüksek. Medicalpark Gebze Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çetinkaya, bu konuda şunları söylüyor:
“Rahim ağzı kanseri daha çok gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde görülen jinekolojik kanser türüdür. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıkan rahim ağzı kanseri, son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlamıştır. Kadınlarda en çok görülen kanser sıralamasında meme kanseri ilk sırada yer almasına rağmen, yaşamı tehdit edici özelliği nedeniyle rahim ağzı kanseri, meme kanserinin önüne geçmektedir.”
Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tümünden sorumlu olan HPV (Human Papilloma Virüsler) virüsü, çok belirti göstermeyen ve oldukça bulaşıcı bir virüs. Çoğu kadın, hayatının bir döneminde karşılaştığı HPV virüsünü kendi vücut savunma sisteminin yardımıyla yeniyor ancak bazı HPV virüsleri bu savunma sisteminden güçlü çıkarak rahim ağzı kanserine neden oluyor.
Dr. Çetinkaya, hastalığa neden olan HPV virüsünden korunmak için önlemler almanın, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmanın; hastalığın erken dönemde saptanmasına ve tedavide başarıya ulaşılmasına yardımcı olduğunu ifade ediyor.
“HPV cinsel yolla bulaşan bir virüs olup, rahim ağzı kanseri oluşmasına neden olabilir” diyen Dr. Öğr.Üyesi Burcu Çetinkaya, sözlerine “Rahim ağzı kanseri tanısı konmuş kadınların yüzde 95’inden fazlasında görülen HPV, genital bölgeyi enfekte eden ve temas yoluyla yayılan bir virüstür. Özellikle kadınlarda daha sık olmak üzere cinsel bölgede siğillere ve rahim ağzının, dış genital bölge ve üreme yollarında kansere sebep olur.
HPV virüsü oldukça sinsidir ve aylarca hiçbir belirti göstermeden yayılmaya devam edebilir. Virüsün belirtilerine, bulaşma olduktan birkaç ay veya yıl sonra rastlandığı durumlar ‘sessiz enfeksiyon’ olarak adlandırılır” şeklinde devam ediyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çetinkaya, rahim ağzı kanserinin risk faktörlerini ise şöyle sıralıyor: “Rahim ağzı kanseri erken dönemde belirti veren özelliğinin yanında, tanısı jinekolojik muayene ve ‘Smear testi’ ile rahatlıkla konulabilen bir hastalıktır. Hastalığın risk faktörleri arasında HPV enfeksiyonu, erken yaşta ilk cinsel ilişki, birden fazla cinsel partner varlığı, düşük sosyoekonomik seviye, erkeğin çok partnerli olması, bilinen anormal PAP smear test sonucu olması, sigara kullanımı, kötü genital hijyen, beslenme eksiklikleri (A, C, E, folik asit eksikliği), doğum kontrol hapı kullanımı, HIV enfeksiyonu, cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığı, bağışıklık sisteminin zayıf olması sayılabilir.”
_kopya.jpg)
Erken evrede yakalanıp tedavi edildiğinde başarı oranı yüzde 80-85 olan rahim ağzı kanserinde biyopsinin de hastalığın tanısında ve tedavinin doğru planlanmasında çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Çetinkaya, “Rahim ağzı kanserinde ilk adım, kanser teşhisi ve kanserin hangi evrede olduğunu belirlemektir.
Bu nedenle rahim ağzından biyopsi alınır ve kanser evrelemesi yapılır. Rahim ağzı kanseri evrelemesi, kanserin vücuttaki yayılımına göre tanımlanır. Evreleme, radyolojik çalışma ve olası diğer tanısal testlere ek olarak pelvik ve rektal muayeneye dayanır. Rahim ağzı kanserinde ve diğer kanserlerde en önemli korunma, erken tanı ve sık kontroldür. Kontrolleriniz aksatmayın, sevdikleriniz ile aranıza hastalık koymayın ve mutlaka yılda bir kez kadın hastalıkları ve doğum uzmanınızı ziyaret edin” diyor.
NASIL ARANDI: #Medicalpark Gebze Hastanesi # Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çetinkaya # rahim ağzı kanseri # Papilloma Virüsü
