09-11-2024 05:56

Kocaeli’de nadir bulunan branş uzmanı Dr. Tuğba Arkan

2020-11-04    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2020-11-04
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Serpil ÇOLAK 

FOTOĞRAFLAR: İSMAİL HAKKI TİMUÇİN

 

Hastanelere gittiğinizde ‘Endokrinoloji’ bölümüne mutlaka rastlamışsınızdır.

Peki, ne anlama geldiğini ve hangi hastalıklarla ilgilendiğini biliyor musunuz?

Söylerken zorlandığımız adı nedeniyle merak uyandıran, bir o kadar da gizemli gelen ‘Endokrinoloji’ bölümüyle ilgili tüm soru işaretlerinin yanıtını bu yazıda bulacaksınız.

Hem de uzmanı anlatacak. Kocaeli’de sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olan ‘Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı’ndan biri olan Dr. Tuğba Arkan, yeni muayenehanesinin kapılarını Kocaeli Life’a açtı.

 

Tuğba Hanım sizi tanıyabilir miyiz?

1977, İzmir doğumluyum. Hayatımın ilk 7 yılını Almanya’da geçirdiğim için çocukluk çağımda Alman disiplini alma şansım oldu. Okul hayatımın başında ailem Türkiye’ye kesin dönüş kararı aldı, eğitim hayatımı İzmir’de geçirdim. Tıp fakültesini ve yüksek ihtisasımı Dokuz Eylül Üniversitesi’nde tamamladım. Annem ev hanımı, babam anestezi profesörü, jeoloji mühendisi olan erkek kardeşim ve dünyalar güzeli bir kızım var.

 

Baba mesleğini seçtiniz yani...

Babam, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden emekli bir öğretim görevlisi. Uzun yıllar öncesinde Almanya’da, daha sonra Türkiye’de mesleğini başarıyla icra etmiş bir profesör. Babam, benim ilham kaynağım, idolümdü. O yüzden ben de doktor olmak istedim. O, anestezi uzmanıydı ancak eğitimim süresince cerrahi branşlar benim ilgimi hiç çekmedi. Ben, insan ilişkilerinin yoğun olduğu, hastayla birlikte arayış içine girebileceğim, aynı zamanda işbirliği yapabileceğim, özellikle kendimden bir şeyler katabileceğim bir branş olsun istedim. Kişinin ihtiyaçlarına yönelik, kişiye özel bir çalışma içinde bulunmak istediğimden iç hastalıkları branşını seçtim. Sonrasında fark ettim ki iç hastalıkları çok geniş bir yelpazeye sahip, kendi içinde de branşları var. Matematik mantığına en uygun branş endokrindi çünkü bir denklem kuruyorsunuz kafanızda ve sürekli bunun sağlamasını yapıyorsunuz. Bu yüzden uzmanlığımı endokrinoloji üzerine yaptım ve eğitimimi çok severek tamamladım.

 

Kocaeli ile yollarınız nasıl kesişti?

Mecburi hizmet için kura çektiğimde Kocaeli gibi çok güzel bir şehir çıktı karşıma. 2013 yılında Kocaeli’ye geldim, soğuk bir kasım ayında Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde göreve başladım. Kocaeli’ye geldiğimde, Endokrinoloji Uzmanı olarak üniversitede üç hocamız vardı, bir de ben. Koskoca şehirde toplasanız dört kişiydik, bu yüzden çok yoğun bir tempoda çalışmaya başladım. Sadece Kocaeli’den değil Sakarya, Yalova, Trabzon, hatta Antalya’dan bile hasta akışı vardı. İşimi keyifle yaptığım için bu yoğunluk beni yormadı doğrusu. Hastalarımla da çok iyi diyaloglar kurdum, yaklaşık 5 yıl boyunca bu şekilde çalıştım.

 

Sonra?

Beş yılın sonunda özel sektöre geçiş yaptım. İki yıl boyunca görev yaptığım özel hastanede hastalarımla çok iyi diyaloglar kurma şansım oldu. Pandeminin ilk dönemine denk gelen zamanda kendi kanatlarımla uçmak istediğim için özel muayenehanemi açtım. Geçtiğimiz eylül ayından itibaren hasta kabulümü muayenehanemde yapmaya başladım.

 

Endokrinoloji ne demek, bu konuda bizi biraz bilgilendirir misiniz?

Hormon hastalıklarıyla ilgilenen bilim dalı aslında. Hormonlarımız; dokular arasında iletişimi sağlayan bir sinyalizasyon sistemidir, en basit anlatımda. İç salgı bezlerinde üretilen hormonların az veya geç, yanlış zamanda ya da aşırı derece salınması, endokrinoloji yani benim alanıma giriyor.

Mesela; toplumda en sık gördüğümüz şeker hastalığı, insülin hormonunun hatalı salgılanması sonucu oluşan bir hastalıktır. İkinci en sık gördüğümüz hormonal rahatsızlık ise tiroid hormonunun eksik veya fazla salınımından dolayı oluşan hastalıklardır, örneğin haşimato veya graves hastalığı gibi. Büyüme hormonu, kadınlık hormonu, erkeklik hormonu, süt hormonu, tansiyonu dengeleyen aldesteron veya kortizon hormonu, adrenalin hormonu gibi bütün hormonlar ve hormonlara bağlı oluşan hastalıklar bizim branşımızın takip ettiği durumlardır. Kısacası tüm branşlar arası köprü konumundayız.

Üroloji, kadın doğum hastalıkları, beyin cerrahisi, genel cerrahi, dahiliye, gastroenteroloji, ortopedi, kardiyoloji, nöroloji, çocuk hastalıkları, onkoloji, fizik tedavi, psikiyatri gibi birbirlerinden bağımsız görünen tüm tıbbi branşlarla iş bilirliği içinde çalışmamız gerekir. Çünkü her dokunun, yağ dokusunun bile salgıladığı hormonlar var ve bunlar arasındaki denge bozulduğunda; hangi organda ne gibi sorunlar yaşanabileceğini tespit eden, tedavi vererek hastalığın seyri yönünde ciddi değişimler sağlayan, sağlıklı yaş alma ve kronik hastalıklarla baş etme yolunda yol gösteren bir orkestra şefiyiz biz.

İnsan bedeni ile insan ruhunun dengeli ve sağlıklı kalabilmesi bu hormonların düzenli çalışması sayesinde olur. Hormon sistemindeki bozukluk domino taşı etkisiyle tüm bedende kendisini gösterir, sistemik kronik hastalıkların başlangıcını oluşturur.

 

 

ÇOCUK SAHİBİ OLAMAYAN ÇİFTLER...

 

Size en çok ne gibi rahatsızlığı olan hastalar başvuruyor?

Bize daha çok bir hekim tarafından muayene edilmiş ve hormonlarıyla ilgili bir sorun olabileceği öngörülmüş hastalar yönlendiriliyor. Örneğin baş ağrısı; hormon salgılanmasındaki sorundan da kaynaklı olabilir, migren de olabilir. Yani tek bir şikayetle hastaların bize ulaşmaları pek mümkün değil. Genelde bir hekimin öngörüsü, ‘Sizin hormonlarınızla ilgili probleminiz var’ demesi üzerine hastalarımız bize geliyor. Öte yandan ailesinde şeker hastalığı veya bilinen bir guatr, tiroid hastalığı öyküsü varsa ‘Acaba bende de var mıdır?’ diye kontrol amaçlı gelen hastalarımız da oluyor.

Diyet yaptığı halde kilo verememiş kişiler de bize başvuruyor. Hormon analizi sayesinde gerçek kilo yapıcı sebebi ortaya çıkarılabiliyoruz. Çocuk sahibi olma çabasındaki çiftlere de yardımcı olabiliyoruz. Erkekten kaynaklı hormon problemlerini inceleyip, çözebildiğimiz gibi, kadın kaynaklı problemlere de çözüm bulabiliyoruz. Polikistik over hastalığı genç kadınlarımız arasında çok yaygın görülüyor. İnsülin direnci ve adet düzensizliğine sebep olan bu hastalığın tedavisi mümkün ama öncesinde tespit edilmeli. Bunlar bizim branşımızın ilgi alanlarına giriyor.

 

Endokrin sistemi hastalıklarını sıralamak gerekirse...

Diyabet (şeker hastalığı), insülin direnci, guatr (tiroid büyümesi), hashimato hastalığı, tiroid nodülleri yanı sıra adet düzensizliği, tüylenme problemleri, cilt sivilcelenmeleri, terleme, saç dökülmesi, kısırlık, iktidarsızlık (impotens), yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, kolesterol yüksekliği, menapoz, andropoz, kemik erimesi (osteoporoz), kemik metabolizma hastalıkları, böbreküstü bezi hastalıkları, cushing sendromu, feokromasitoma, obezite, paratiroid hastalıkları, gebelik takibi, sporcu sağlığı, aç kalmadan zayıflama da endokrin sistemi hastalıklarına girer.

 

AÇ KALMADAN KİLO VERİN!

‘Aç kalmadan kilo verebilirsiniz’ sloganınızı biraz açıklar mısınız?

Kilolarınız kaderiniz değildir. Bugüne kadarki yaşam şekliniz kilo kontrolünüzü kaybetmenize neden olmuş olabilir. Bu durumda bilinçsizce yapacağınız şeyler yüzünden genel sağlığınızı da kaybetme riskiniz olduğunu unutmayın. Doktor, hasta ve beslenme uzmanı üçgeninde güvenle kilo verebilirsiniz. İhtiyaç dahilinde psikolog ile yaşam dengenizi düzenleyerek, kilo kontrolünü geri kazanabilirsiniz. Uzun süreli oruçlar ile belki başta kilo verebilirsiniz ama verdiğiniz kiloları her seferinde hızlı bir şekilde geri almaktan kendinizi koruyamazsınız. Bu aşamada sadece beslenme kısıtlaması yeterli gelmez, aksine bedeninizde geri dönüşü olmayan bozulmalara sebep olarak, ileride can sıkıcı bir sağlık problemine yol açabilir. Profesyonel tıbbi destek almanız başarı şansınızı arttırır.

 

 

TİROİD ULTRASONU VE BİYOPSİSİ YAPIYORUZ

 

Tanı ve tedavi aşamasından da biraz bahseder misiniz?

Bizde muayenenin büyük bir kısmı hastanın öyküsünü dinlediğimiz yöntemle oluyor. Bu yöntemde hastanın günlük hayatını, beslenme şeklini, spor yapıp yapmadığını, tıbbi geçmişini, olduğu ameliyatları, varsa doğum ve adet düzensizliği gibi tüm ayrıntıları inceliyoruz. Akabinde bazı görüntüleme yöntemlerine ihtiyacımız oluyor. Özellikle tiroid hastaları için. Tiroid dokusu hiçbir belirti vermeden içerisinde kanser hücresi barındırabiliyor. Herhangi bir şikayet olmasa da o hücrelerin orada bulunması kişi için risk oluşturuyor. Bu yüzden tiroid bezlerine mutlaka ultrason yardımıyla bakmak gerekiyor. Kişi kilo problemi yaşıyorsa, vücudundaki yağlanma, kas kitlesi, su miktarı ne durumda ona bakmamız gerekiyor, bunun için vücut analiz ölçümleri yapıyoruz. Hastanın durumuna göre bazı özel hormon testleri isteyebiliyoruz. Bu testlerin zamanlaması ve uygulamasını planlıyoruz. Endokrin uzmanının olmadığı bir merkezde hormon testi yapılması pek mümkün değil. Biz testi kliniğimizde uygulayıp, gerekli numuneleri alıp, laboratuvarlara gönderiyoruz. Kliniğimizde, tiroid nodüllerinden ultrason eşliğinde ince iğne tiroid biyopsi işlemiyle alınan patoloji materyalleri, JCI akredite olmuş patoloji laboratuvarında inceletilir. Patoloji sonucu beraberinde nodül boyut ve hacim takibi cerrahi kararını sağlıklı verebilmemizi sağlıyor.

 

Gebelerle ilgili özel çalışmalar da yapıyorsunuz bildiğim kadarıyla...

Gebe kalmış kadınların, gebelik şekeri veya gebelik tiroidi gibi problemleri varsa, onların yakın takiplerini yapıyoruz. Özellikle değişken ve kontrolü zor kan şeker dengesizliği yaşayan gebelerimizi özel bir programla 24 saat boyunca sanki yanlarındaymışız gibi uzaktan takip ediyor, parmak delmeden, istediğimiz sıklıkta kan şeker ölçümünü yapabiliyoruz.

 

Cinsel yaşamı yönlendiren hormonlarla ilgili sorunlarda nasıl bir yol izliyorsunuz?

Tabu sayılan cinsel yaşamımıza yön veren hormonlarımızın değerlendirilmesi mümkün. Kısırlık, ereksiyon problemleri veya isteksizlik, hormonların düzensizliği veya hatalı salınımı sonucu oluşabilir. Özellikle erkeklerde cinsel bozukluk varsa bunlar da hormonlara bağlı gelişen hastalıkların belirtisi olabildiği için direkt endokrine gelebilirler.

 

UZUN SOLUKLU TEDAVİ

 

Hormon tedavisi uzun soluklu bir tedavi değil mi?

Hormon tedavileri ne yazık ki kısa süreli tedaviler değil. Kişide hormon bozukluğu varsa çok uzunca bir süre o hormonun desteklenmesi ve hastanın yakın takibe alınması gerekebilir. Bir hormon tedavisine başlandığında o tedavinin dozajının doğru ayarlanması, bazı belirtileri de takip ederek iyileşme sürecinin iyi gözlemlenmesi gerekiyor. Bizim işimiz, ‘Ben bu ilacı verdim, tamam, ömür boyu içmen gerekiyor’ şeklinde olmuyor. Biz bir hastayla tanıştığımızda, onunla nikahlanıyoruz diyebilirim. Düzenli takip, düzgün ve disiplinli tedavi başarıyı arttırıyor. Düzenli yaşamayı ve tedaviyi hastalarımıza öğretmeye çalışıyoruz.

 

İLETİŞİM

Adres: Yenişehir Mah. Dönmez Sok. Birlik İş Merkezi No:6/6 İzmit/ Kocaeli

Telefon: 0 544 443 35 41/ 0 262 502 38 88

info@tugbaarkan.com.tr – @drtugbaarkan

NASIL ARANDI: #tuğba arkan # doktor # uzman # uzman doktor # endokrinoloji # metabolizma # çocuk # anne # baba # cinsellik # hormon # tiroid # ultrason # tedavi # sağlık # kocaeli #

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.