Bu ay, stiliyle sayfamıza konuk olan Merve Bor, pek çok kurumsal markanın pazarlama departmanında başarılı çalışmalara imza atmış bir isim.
Yüksek tahsilini kimya üzerine yaptığı halde marketing alanında uzmanlaşan Bor, iş hayatındaki hızlı yükselişi ve başarıları kadar özgün tarzı ve güzelliğiyle de fark yaratıyor. “Kıyafetleriniz, kişiliğiniz hakkında ip uçları verir. Dünyaya baktığımızda, zamana damga vurmuş isimlerin kıyafet seçimlerinde de ne denli özenli olduklarını görebilirsiniz” diyen Merve Bor, yaptığı tercihlerle iş dünyasının alışılagelmiş kalıplarından oldukça uzak bir tarzı benimsemiş.
Başarılı iş kadını, gardırobunun kapılarını Kocaeli Life için açtı.
27 yaşında evlenip İstanbul Salacak’tan Kartepe’ye geldiğimde, oturacağım yerin şehrin gürültüsünden ve kalabalıktan uzak olmasını istemiştim. Eşim de sakin ve doğayla baş başa bir hayatı sevdiğinden, Sarımeşe Konakları’nda yaşıyoruz.
Sessiz, sakin, güvenli ve yeşil alanının geniş olması seçimimizde etkin rol oynamıştı. Kartepe’nin eteğinde olması da temiz hava açısından oldukça önemliydi.
Salonumuzu yaşam alanı olarak kullanmayı tercih ediyoruz çünkü en önemli misafir biziz. Dolayısıyla salon en sevdiğimiz ve rahat ettiğimiz yer.
1 metre uzunluğundaki büyük vazom, içindeki bambu ve diğer dekoratif çiçeklerimle aşk yaşıyorum.
Yıllardır oldukça yoğun bir tempoyla çalışıyorum. Fen fakültesi kimya bölümü mezunu olmama rağmen pazarlama alanında yönetici olarak profesyonel hayatımı sürdürüyorum. Double-Up, Mondi Group ve ardından Mercedes-Benz Mengerler Kocaeli ailesiyle ismim pazarlama alanında özdeşleşti. Çalıştığım firmaların marka değeri ve konumum gereği, bir duruşum ve tarzım olmalı. İmza attığınız işlerin başarısı, yetkinlik, çevre ve hatta insanların gözündeki siz... Tüm bunları birleştirerek kariyerimde yükselip istediğim noktaya gelmekten; büyük markalarda işimle attığım imzayla anılmaktan memnuniyet duyuyorum.
Boş vakitlerimi ailemle, sevdiğim, hayatıma değer katan insanlarla geçirmeyi tercih ediyorum. Eşimle ve oğlumla kaliteli zaman geçirmek benim için çok önemli çünkü mutlu aile, mutlu birey demektir ve bu da mutlu toplum ve kaliteli üretim sağlar. Spor her zaman hayatımın bir parçası. 5 yıldır düzenli olarak zumba yapıyorum. Haftada 3-4 gün yaptığım yürüyüş ya da koşu, beni hem mental hem de fiziksel olarak dinç ve enerjik tutuyor. Pozitif enerjimi buna bağlıyorum. Bunun dışında kişinin bir şekilde insanlığa fayda sağlaması ve üretken olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de kadınların. ‘Bir çocuk yetişir, tüm dünya değişir’ diyerek yola çıkan Korunma Altında Yetişen Gençler ve Koruyucu Aile Derneği’nin (KALBEN) yanında yürüyorum.
Hafta sonlarımız oldukça hızlı geçiyor. Bir bakıyorum ki bitivermiş. Oğlumun aktiviteleri, arkadaş toplantıları ve biraz da kişisel bakım derken zaman bitiyor. Fırsat buldukça eşimle beraber motosikletle seyahat etmekten de keyif alıyoruz.
İşim gereği aktif bir sosyal medya takipçisiyim.
Tüm sosyal mecralarla haşır neşirim.
Çok fazla sinemaya gidebildiğimi söyleyemeyeceğim. Marvel hayranıyım. Onun dışında biyografi ve yabancı dizileri orijinal dilinde izlemekten hoşlanıyorum. Game of Thrones’un bölümlerini beklerken gün saydım. Crown ve Lady Diana’nın hayatını izliyorum. Yani monarşiyle şu sıralar iç içeyim. Özellikle merakımdan dolayı Donald Trump’ın da biyografisini izledim ve hepsinden kendime kazanımlar sağladığımı düşünüyorum. Örneğin; Donald Trump mükemmel bir marketing zekasına sahipti, Lady Diana da sosyal medyanın olmadığı dönemlerde magazini yarattı ve medyayı kendi lehine işleyecek şekilde yönetmeye çalıştı… Yani gerçek hayatlar, yaşanmışlıklar, başarı ve özellikle başarısızlık hikayeleri çok daha fazla ilgimi çekiyor. Başarı hikayelerinden kazanım, başarısızlık hikayelerinden de dersler çıkarıyorum.
Son zamanlarda ‘Sade’in albümlerini dinliyorum.
Dostoyevski, İclal Aydın.
Kıyafetleriniz de sizin kişiliğiniz hakkında ip uçları verir. İlk intiba her zaman iz bırakır ve sonrasında da bakmak ile görmek arasındaki farkı fütüristik bakış açısı ile yakalayabilmek gerekir. Dünyaya baktığımızda hafızalarda yer eden, zamana damga vurmuş isimlerin kıyafet seçimlerinde de ne denli özenli olduklarını görebilirsiniz. En başta Mustafa Kemal Atatürk, Lady Diana, Kraliçe Elizabeth gibi iz bırakan isimler, modayı ustaca bir silah olarak kullanmış ve buradan yola çıkarak algı yönetiminde bulunmuşlardır. Bu düsturu hayatına katmış ve benimsemiş biri olarak kıyafetlerimin, kişiliğimi yansıttığını düşünüyorum. İşim gereği saat mefhumu olmadan çalıştığım ve aynı zamanda anne olduğumdan dolayı kıyafet tercihlerimi de hızlı, tek parça ve her ortama uyum sağlayabilecek parçalardan seçmeye özen gösteriyorum. İş dünyası jargonunu kırıp, döpiyes yerine daha modern çizgilere sahip, dinamik ve şık seçimler yapıyorum. Son yılların modası olan androjen yani hem maskülen hem de feminen detayların bir arada kullanıldığı tasarımlara da sıcak bakıyorum.
Oldukça iddialı olmasına rağmen ton sür ton giyinip, ufak detaylarla da süslemeyi seviyorum. Ruhum biraz kokoş işin aslı…
Her yerden alışveriş yapabilirim. Herhangi bir butik, Yargıcı, Polo Garage, Zara’dan ya da Ulus Pazarı’ndan. Yeter ki zevkime hitap etsin.
Diesel.
Nike.
Hotiç.
Zara.
Guess, Vakko… Oğlum Poyraz’ın doğumundan sonra büyük çanta kullanımım oldukça arttı fakat clutch’tan da vazgeçemiyorum.
Vazgeçemediğim trençkotlarım, siyah tulum ve siyah elbiselerim benim için adeta acil durum kiti.
Camila Cohelo’yu çok beğeniyorum. Makyaj yapmayı sevdiğim için de ilgimi çekiyor. Nebahat Çehre’nin ve Ivana Sert’in giyim tarzlarını da çok beğeniyorum.
Zara marka klasik, bol ve yüksek bel bir pantolon.
Midnight Rain EDP ve Viktor&Rolf Flowerbomb.
Schwarzkopf.
Jeunesse Global ve Darphin ürünlerini tercih ediyorum.
Duru Hair Dressing ve Kenan Kuyruk, kesim konusunda her zaman harikalar yaratıyor.
Genetik mirasım için aileme teşekkür ediyorum. Çok şanslıyım, 36 yaşında olmama rağmen tek bir kırışığım yok ancak eğer ihtiyacım olduğunu hissedersem yaptırırım. Mühim olan insanın kendini iyi hissetmesi.
Sadece günlük nemlendiricimi ihmal etmemeye özen gösteririm. Onun dışında cilt bakımı, maske gibi herhangi bir işlem yapmıyor ve yaptırmıyorum. Cildimin sorunsuz olmasında bunun da katkısı olduğuna inanıyorum.
Yılda birkaç kez yurt dışına seyahat ediyorum. Eşimle beraber fırsat buldukça motosikletle yurt dışı seyahatlerine gidip, farklı kültürleri keşfetmekten keyif alıyoruz.
Her yıl muhakkak Yunanistan’a uğruyoruz. Birkaç gün de olsa komşuyu ziyaret etmeyi seviyoruz. Viyana da tarihi dokusu ile favori şehirlerimden. Ancak yurt dışında bir yerde yaşayacak olsam, büyüleyici doğasıyla Montenegro’da yaşarım.
Ege aşığıyım. Dört mevsim gidip, Ege otları ve zeytinyağlılarıyla ömrümü geçirebilirim.
Kuzey Ege ve Ege adaları kaçış noktalarımız.
MidPoint, Barista Plus ve Sushico.
Çok sık olmamakla beraber, İzmit’te Hayal Kahvesi, Cheers Roof, İstanbul’da ise 360 East Moda ve Blackk’te vakit geçirmeyi seviyoruz.
NASIL ARANDI: #tarz kadın # merve bor # stil # giyim # moda # stil kadın # kadın # kocaeli life
