Tarz sayfamızın bu ayki konuğu, ilimizin en genç mali müşavirlerinden birisi olan Hatice Gülen. Abant İzzet Baysal Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra yüksek lisans eğitimine Sakarya Üniversitesi’nde, Kamu Yönetimi ve Siyasal Bilimler alanında devam eden Gülen; aynı zamanda bir kamu kurumunda mali müşavir olarak görev yapıyor. Aktif bir sosyal yaşamı olan Hatice Hanım, profesyonel olarak tenis ve yüzme sporlarıyla ilgileniyor, sosyal sorumluluk projelerinde görev almaktan keyif alıyor. Başarılı iş yaşamının yanı sıra güzelliği ve şıklığıyla da adından söz ettiren Hatice Gülen, tarzını ‘zarif ve şık’ olarak tanımlıyor. Basic parçalarla doğru renkleri bir araya getirerek yaptığı kombinlerle dikkat çeken Gülen’in giyim konusundaki seçimlerini sizler için mercek altına aldık.
İzmit’te ailemle birlikte yaşıyorum.
Deniz manzaralı olması tercihim çünkü tüm gününü ofiste, kapalı alanda geçiren birisi olarak evime gittiğimde terapi olacak bir deniz manzarası çok iyi geliyor. Ferah ve kullanışlı olması da kriterlerim arasında.
Odamda bulunan uzanma koltuğum.
Pikabım.
Çalışıyorum, bu nedenle boş zamanlarımı keyifli geçirmeyi seviyorum. Bu bazen ailemle beraber bir akşam yemeği olabiliyor, bazen de arkadaşlarımla kahve sohbeti. Spor yapmaktan da keyif alıyorum. Koşu, yüzme veya tenis en sevdiğim sporlar. Yalnız vakit geçirmeyi de sevenlerdenim. Evde, uzanma koltuğumda kitap okumaktan ya da kitabımı alıp herhangi bir mekânın kuytu bir köşesinde kahvemi yudumlamaktan zevk alırım.
Hafta sonlarında muhakkak bir günü dinlenmeye ayırıyorum çünkü dingin bir vücut sağlıklı olmak; sağlıklı olmak da güzel olmak demektir bence. Kalan bir günü ise arkadaşlarımla birlikte sosyal aktiviteler yaparak ya da ufak bir hafta sonu gezisiyle değerlendirebiliyorum.
Çok aktif olamasam da kullanmaya çalışıyorum.
Instagram.
Adrift (sürükleniş), drama gibi görünse de çok iyi bir psikoloji filmi bence. Böyle şaşırtan ve beynimi aktive eden, beni etki altında bırakan filmleri seviyorum.
Eserlerini sürekli dinlediğim Vivaldi ve Corelli var. Batı tarzı klasik müzik seviyorum, yaylı çalgıların sesi bana huzur verdiğinden olsa gerek, Vivaldi’nin bir çok eserini dinlemek bana iyi geliyor.
En sevdiğim yazar, Ayşe Kulin. Okuduğum her eserinde beni o hikayenin içinde yaşatan derin bir yazar o.
Gerek iş gerek sosyal hayatımda, kendime göre zarif giyinmenin şık yollarını belirlemeye çalışan bir tarzım var. Bu tarzın oluşumu, basic parçalarla doğru renklerin kombinasyonundan geçiyor. Renkli parçaları nötr renklerle kombinlediğimde zerafeti yakaladığımı düşünüyorum. Takı kullanmak bana göre değil, bu nedenle çanta ve ayakkabılarım her zaman en önemli aksesuarlarımı oluşturuyor.
İpekyol, Trendyol, Mango’nun ürünleri, tarzıma ve zevkime çok uygun kesimlere ve tasarımlara sahip.
Eskiden Mavi Jeans ve Lee’nin kotları çok güzel ve kalitesi bir başkaydı. Artık aynı kalitede kot bulmak zor, o yüzden kalitesine inandığım, güvendiğim her markanın kotunu satın alabiliyorum. Şu sıralar İpekyol’u tercih ediyorum.
Nike ve Adidas.
İnci en çok tercih ettiğim ayakkabı markası ama son zamanlarda Mango da gece ayakkabılarında gayet başarılı.
Gömlek çok tercih ettiğim bir parça değil. Seçimlerim hep bluzdan yana ama dolabımda bulunan birkaç parça gömleğin hepsi Trendyol’dan.
Çanta ve cüzdanda genel olarak tercihim, Vakko. Aynı zamanda Guess’in çantaları da ilgi alanım içerisinde.
Rengi ne olursa olsun, bluzlar favorim. Nedense bana çok rahat ve şık geliyor.
Bir moda ikonum yok. Herkes kendine neyi yakıştırır, nasıl iyi hissederse o şekilde giyinmeli bence. Yine de Burak Bayraktaroğlu ve Alexander Wang’ın tasarımlarını beğeniyorum.
Bluz.
Miss Dior.
Yves Rocher.
Özel bir cilt bakım ürünü kullanmıyorum fakat güneş koruyucu seçimime çok dikkat ediyorum. Shiseido markasının su bazlı nemlendiricileri tercihim.
Saç kesimimle birlikte keratin bakımımı da Stella Güzellik Merkezi’nde yaptırıyorum.
Estetik yaptırmadım ancak PRP, mezoterapi ve dermapen gibi uygulamaları yaptırıyorum. Bakım uygulanan cildin bozulmayacağı kanaatindeyim. Gerekli olduğu takdirde estetiğe de karşı değilim çünkü bireyler kendilerini nasıl mutlu hissedeceklerse o şekilde özgürce yaşamalılar.
Bir sırrım yok. Sadece olabildiğince doğal, sağlıklı ve düzenli yaşamaya özen gösteriyorum.
Yılda bir kere de olsa çıkmaya çalışıyorum. Farklı ülkeler, farklı kültürler, farklı insanlar tanımak beni mutlu ediyor.
Bir kere gittiğim ülkeye bir daha gitmemek tek tercihim diyebilirim. Belki de bunun nedeni, henüz beni etkisi altına alan bir ülkeyle karşılaşmamış olmam.
Yaz için İzmir. İzmir’in her ilçesi olabilir. Bence yazı güzel geçirebilmek için muazzam bir şehir. Kış için ise tercihim, İzmit. Kış sporlarına ayrı bir ilgim var. Bunun için kayak yapılabilecek şehirlere de birkaç günlük kaçamaklar yapabiliyorum.
Sapanca… Sapanca’da mavi ve yeşilin bir arada olduğu, hem dinlenmek hem de keyif yapmak için çok güzel mekanlar mevcut.
Kahvaltı mekanı olarak, Livadi’yi seviyorum. Hem şehir merkezine yakın hem de şehrin o kuru gürültüsünden uzaklaşıp doğayla baş başa kalabileceğiniz bir yer. Yemek için ise Chef’s İstanbul ve Kasabın Mutfağı tercihlerim arasında.
Genel olarak tercih ettiğim mekan, Cheers Roof.
NASIL ARANDI: #hatice gülen # tarz # stil # moda # giyim # kıyafet # giyim tarzı # marka # şık # zarif #