Azerbaycan’ın sürprizlerle dolu başkenti Bakü

GeziMüzeyyen Topçu Tan20 saat önce

Azerbaycan’ın başkenti ve Kafkasya’nın en büyük şehri olan Bakü gerek tarihi gerekse çağdaş yüzüyle görülmesi gereken destinasyonlardan biri

Bu yaz, gezi grubumuzla tatil rotamız Kafkasya Bölgesi’ydi. Geçen yıl aynı grupla gerçekleştirdiğimiz Baltık gezisinden çok memnun kaldığımız ve daha önce o coğrafyayı ziyaret etmediğimiz için hiçbir araştırma yapmadan, gözümüz kapalı hemen tura kaydımızı yaptırdık. Hava sıcaklığı dışında yine çok keyifli, bilgi ve macera dolu bir seyahat gerçekleştirdik. Kafkasya Bölgesi’ne gitmek, aslında ne seyahat edilecekler listemizde ne de aklımızda vardı. Bu nedenle bizim için sürpriz bir rota oldu diyebilirim ama iyi ki oldu. Yeni coğrafyalar keşfetmek, yeni kültürlerle tanışmak insana her zaman artı değer ve tecrübe katıyor. Bu yazımda sizlere gezimizin ilk durağı olan; Kafkasya’nın en büyük şehri, en önemli kültür ve ticaret merkezi Azerbaycan’ın başkenti Bakü’yü anlatacağım. Hazırsanız başlayalım.
Uçağımız İstanbul Havalimanı’ndan, sabah çok erken saatlerde kalkacağı için gece yarısı yola çıktık. Üç saate yakın bir uçuşla Bakü Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’na vardık. Tur otobüsümüz bizi havalimanında bekliyordu ve yarım saatte şehir merkezine vardık.
***
Azerbaycan; Batı Asya ile Doğu Avrupa’nın kesişme noktasında, Kafkasya Bölgesi’nde yer alıyor. İlk insan yerleşimlerinin Taş Devri’ne kadar uzandığı kadim ülke, tarih boyunca çok farklı kültürlere ev sahipliği yapmış. Kafkasların gözde ülkesi Azerbaycan bizim için çok önemli zira ortak kültürümüz ve tarihimiz nedeniyle “Can Azerbaycan” ile kardeş ülkeyiz. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Azerbaycan’ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir” sözü ile Azerbaycanlıların “Bir millet, iki devlet” sözü bu kardeşliği anlatan önemli ifadeler…
Biz, coğrafyası, zengin petrol ve doğalgaz yatakları, gelişen sanayisi ve turizmi ile dikkat çeken Azerbaycan’ı keşfetmeye, başkent Bakü’den başladık.

BAKÜ
Hazar Denizi’nin batı kıyısında yer alan başkent, kültür ve ticaret merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda önemli bir liman kenti. Şehir merkezini panoramik bir şekilde gezerek, şehrin en yüksek noktasındaki Türk Şehitliği Anıtı’nın bulunduğu Şehitler Hiyabanı ve Alev Kuleleri’nin olduğu tepeye vardık. Şehrin ve Hazar Denizi’nin en muhteşem manzaralarının izlenebileceği tepe hem yerel halk hem de turistler için popüler olan bir lokasyon.

ŞEHİTLER HİYABANI
Şehitler Hiyabanı (İki tarafı ağaçlı yol, bulvar), 1918 yılında Bakü Muharebesi’nde şehit olan Azerbaycan ve Osmanlı askerlerinin defnedildiği yer. Ancak Azerbaycan, Sovyet hakimiyetiyken 1924-1990 yılları arasında ismi Dağüstü Park olarak değiştirilmiş. 1990 yılında Azerbaycanlıların Ermeniler ile olan toprak anlaşmazlığı nedeniyle isyan çıkmış. Sovyet ordusu isyanı bastırmak için sert müdahalede bulununca, ocak ayının 19’unu 20’sine bağlayan gece “Kara Ocak” denilen katliamda, iki yüze yakın sivil vatandaş ölmüş. Bu vatandaşların buraya defnedilmesiyle alan, tekrar “Şehitler Hiyabanı” ismini almış. Etrafı dairesel bir taş yapıyla çevrilmiş, hiç sönmeden yanan bir meşale ve Azerbaycan Bayrağı var. 15 Eylül 1999’da ise alana 1918’de Azerbaycan’ın Ermeni işgaline karşı verdiği mücadelede şehit düşen Türk askerlerini onurlandırmak için Türk Şehitliği ve Anıtı inşa edilmiş. Bu anıt Azerbaycan ile Türkiye arasındaki güçlü tarihi ve kültürel bağların, dostluk ve dayanışmanın önemli sembollerinden biri olarak görülüyor.

Şehitler Hiyabanı’nın hemen arkasında ise Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı binası bulunuyor, yan tarafında da Bakü’nün sembolü haline gelmiş Alev Kuleleri.

ALEV KULELERİ
28 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan, 181 metre yüksekliğindeki Alev Kuleleri, içerisinde bir otel, lüks daireler ve ofisler bulunan üç kuleden oluşan bir kompleks. Projenin yapımına 2007 yılında başlanmış ve 2013 yılında tamamlanmış. “Bakü Flame Towers” olarak dünyaca tanınan Alev Kuleleri, gayrimenkul oskarı sayılan MIPIM (Le Marché international des professionnels de l’immobilier) tarafından verilen “En İyi Otel ve Turizm Kompleksi” ödülüne sahip. Şehrin yüksek bir bölgesine inşa edildiği için şehrin her yerinden görünen kuleler, geceleri dış cephelerini kaplayan LED ekranlardaki ışık gösterileriyle oldukça ilgi çekici bir hale geliyor. Kuleler; dans eden alevler, Azerbaycan bayrağını taşıyan askerler gibi temalar ile Bakü’nün modern mimarisinin sembolü ve turistlerin ilgisini çeken ikonik bir nokta haline gelmiş.
Şehitlikten aşağı inen merdivenleri takip edince, taş kaplı büyük bir teras karşınıza çıkıyor. Burası, şehrin tüm manzarasına hakim ve en güzel fotoğraflar burada çekiliyor. Fotoğraflarımızı çektikten sonra otobüsümüze binerek öğle yemeği yemek için lokal bir restorana gidiyoruz. Rehberimiz Bakü’de hemen her yerde kredi kartının geçtiğini söylese de yine de Azerbaycan parası “Manat” almak için bir dövizcide duruyoruz. Vardığımız restoran, küçük ama sevimli. Grup olarak tamamını doldurduk diyebilirim. Servis yavaştı, kalabalık olduğumuz için diye düşündüm ama genel olarak ülkede servisler yavaşmış.

YEME- İÇME
Yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin etkisiyle şekillenen Azerbaycan mutfağı, dünyanın en eski ve en zengin mutfaklarından biri olarak biliniyor. Et yemekleri ve hamur işlerinin ön planda olduğu mutfak, Türk mutfağı ile benzer lezzetlere sahip. Yemek seçen biriyseniz ülkeye gittiğinizde zorluk çekmezsiniz. Azerbaycanlıların en geleneksel ve en sevilen yemeklerinden kısaca bahsetmek gerekirse; kuzu eti, nohut, kestane ve patates gibi malzemelerle ‘piti çömleği’ denilen toprak kaplarda pişen pitiyi, düşbereyi (Et suyunda pişirilen minik mantılar), ince hamurun içine kıyma, peynir veya yeşillik konularak yapılan ‘qutab’ denilen böreği, pirinç pilavı olsa da hazırlanışı ve sunumu ile sıradan bir pilavın çok ötesine taşıyan ‘plov’u sayabiliriz. Tatlılarda öne çıkanlar ise bizim şekerpareye benzeyen şekerbura, baklavaya benzeyen, cevizli ve şerbetli paxlava, geleneksel hamur işleri olan külçe ve kömbeyi sayabiliriz. İçecekler ise armut suyu, “kompot” denilen taze meyveden yapılmış kompostoları, şerbetler ve ayran. Ayrıca çay kültürleri de bizim kadar güçlü…
Yemeklerimizi yiyip, çaylarımızı içtikten sonra Bakü’nün kalbinde yer alan ve Azerbaycan’ın en eski yerleşim bölgesi olarak kabul edilen tarihi bölgeyi, eski şehri yani Azerilerin deyimi ile ‘İçerişeher (İçərişəhər)i görmek üzere restorandan ayrılıyoruz.

İÇERİŞEHİR
Surlarla çevrili olan İçerişehir, şehrin ilk kurulduğu bölge ve tarihi 11. yüzyıla hatta daha eskilere kadar gidiyor. Mimari ve kültürel açıdan büyüleyici bir atmosfere sahip yerleşkeye, kale kapısından adım attığınızda, kendinizi adeta bir açık hava müzesindeymiş gibi hissediyorsunuz. Labirent gibi uzanan dar taş sokakları, cumbalı evleri, ferforje balkonları, heykelleri ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Sokaklara daldıkça el işi ürünler, halılar, bakır eşyalar, yerel sanat eserleri satan dükkânlar, galeriler, butik oteller, kafe ve restoranlar karşınıza çıkıyor.

KIZ KALESİ
İçerişehir bölgesinde, Hazar Denizi kıyısına yakın bir konumda yer alan 29 metre yüksekliğindeki silindirik taş kule, şehrin en ikonik ve gizemli yapılarından biri. 12. yüzyılda yapıldığı düşünülen efsanelerle dolu yapı hem mimari hem de kültürel açıdan şehir için büyük bir öneme sahip. 1964’ten beri müze olarak hizmet veren kule, Şirvanşahlar döneminde şehrin savunma sisteminin bir parçası olarak kullanılmış.

ŞİRVANŞAHLAR SARAYI
İçerişehir bölgesindeki en önemli yapılardan biri de 15. yüzyılda Şirvanşahlar hanedanının şahı İbrahim Halilullah’ın döneminde inşa edilen ve hala tüm görkemiyle ayakta duran saray. Azerbaycan tarihi ve kültürüne ait birçok eserin bulunduğu saray, yakın doğunun en görkemli mimari eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. 1964 yılından bu yana müze olarak faaliyet gösteren yapı 2000 yılında UNESCO tarafından Bakü’deki İçerişehir bölgesi ve Kız Kalesi ile birlikte dünya kültür mirası listesine alınmış. Sarayın hemen bitişiğinde, Seyit Yahya Şirvani’nin bir türbesi ve yine 15. yüzyılda inşa edilmiş bir cami olan Şah Mescidi (Saray Məscidi) de yer alıyor.

Dünyanın en küçük kitaplarının sergilendiği Minyatür Kitap Müzesi, İpek Yolu döneminden kalma kervansaraylar, hamamlar, kısacası İçerişehir’i layığı ile gezmek isterseniz bir gün ayırmanızı tavsiye ederim. Eski şehri hızlıca gezdikten sonra alışveriş yapmak isteyenler alışverişe, dinlenmek isteyenler kafelere dağıldı (Biz ertesi gün tekrar gelip sokakları daha detaylı gezip, Şirvanşahlar Sarayı’nın içini de ziyaret ettik). Serbest zaman bittikten sonra otele gitmek üzere İçerişehir’in giriş kapısının hemen karşısındaki çeşme meydanında buluştuk. Meydanda havuzlu güzel bir park var -ki Bakü’de İtalya’dan esinlenerek yapılmış çok sayıda havuzlu park hatta biz gezmedik ama mini Venedik var- ve parkın karşısında da Azerbaycanlıların ünlü şairleri Nizami Gencevi’ye adanmış, cephesi geleneksel motifler, Azerbaycan kültüründeki önemli kişilerin alıntıları ve heykellerle süslenmiş Azerbaycan Edebiyat Müzesi bulunuyor. Zamanınız ve ilginiz varsa rehber eşliğinde müzeyi gezerek Azerbaycan’ın zengin kültürünü inceleyebilirsiniz.

Otelimize vardığımızda neredeyse akşam olmak üzereydi. Otelimize yerleşir yerleşmez, şehri keşfetmeye devam etmek için dışarı çıktık. Bu arada otelimizin (Courtyard by Marriott Baku) mimarisini ve lokasyonunu çok beğendiğimizi söylemeden geçmeyeyim. Gerçi tur şirketimiz ve mihmandarımız sağ olsun, tüm gezi boyunca kaldığımız otellerin hepsi çok güzel ve temizdi…
Deniz kenarına doğru yürürken farklı kültürlerin eserlerinin zamanla harmanlandığını görüyorsunuz. Bir yanda tarihi surlar, diğer yanda modern metro durağı ya da Sovyetlerden kalmış bir bina…
Bakü’de gezerken en çok dikkatimi çeken şehrin temizliği oldu. Her yer pırıl pırıl, süt dök yala. Turistik yerleri gezdiğimiz için olsa gerek diye düşünüp, rehbere ‘Her yer böyle temiz mi?’ diye sordum ve sebebini öğrendim. Ülkede çevreyi kirletmenin cezası fazlaymış ve temizlik sadece belediyenin değil, vatandaşların da sorumluluğundaymış. Darısı başımıza! Aslında bahsedecek çok sayıda önemli bina, cadde ve sokak var ama maalesef yeterli yer yok. O nedenle kısaca Nizami Caddesi ve Bakü Bulvarı’ndan bahsedeceğim.

NİZAMİ CADDESİ
Bakü’nün en prestijli ve canlı caddelerden biri Nizami Caddesi. Yaklaşık 3.5 kilometre uzunluğunda olan cadde ismini ünlü şairleri Nizami Gencevi’den almış. Caddenin yayalaştırılmış bölümüne halk arasında “Torgovaya” deniyor. Gece ve gündüz çok hareketli olan cadde, şehrin sosyal, kültürel ve ticari kalbi durumunda.

BAKÜ BULVARI
Hazar Denizi boyunca kilometrelerce uzanan sahil yolu parklar ve kafelerle dolu. Günün her saati kalabalık olan sahilde akşam saatleri yürüyüş yapmak çok keyifli. Birçok noktada banklara oturup müzik yapan gençleri görebilirsiniz. Bakü’de güzel plajların olduğunu ve Hazar’da yüzüldüğünü duydum ama şehir merkezinde yüzülebiliyor mu emin olamadım zira tekne turu ile Hazar’ı gezerken denizin üzerinde petrollerin yüzdüğünü ve denizin resmen petrol koktuğunu gördük. Bu da çok normal, Hazar Denizi’nin altı petrol kaynıyor. Unutmadan yazayım Bakü’ye giderseniz tekne turu yapmasanız da olur derim zira uzun kuyruklarda güneşin altında bekledikten sonra tekne biraz açılıyor ve geri dönüyor. İndi-bindi diyebiliriz! Daha önce başka ülkelerde tecrübe ettiğimiz tekne turları uzun olduğu için belki de sadece biz değil tüm grup hayal kırıklığına uğradık. Neyse birkaç kare fotoğraf yanımıza kâr kaldı ve sizlere anlatmak için tecrübe edinmiş olduk. Bu arada ismi “deniz” olsa da okyanuslarla bağlantısı olmayan ve kapalı havza özelliği taşıyan Hazar Denizi, dünyanın en büyük gölü ve aynı zamanda coğrafi ve stratejik açıdan son derece önemli bir su kütlesi… Hazar Denizi kadar sahilde inşa edilmiş modern mimarileriyle dikkat çeken binalar da var. Bu binalardan en ikonik olanlardan biri dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid’in dalga formunda tasarladığı Haydar Aliyev Kültür Merkezi.

HAYDAR ALİYEV KÜLTÜR MERKEZİ
İsmini Azerbaycan’ın eski cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’den alan ve Bakü’nün en önemli simgelerinden biri olan kültür merkezi; sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yaptığı için de önemli bir yapı.

BAKÜ CRESCENT
Sahil şeridindeki ikonik yapılardan bir diğeri ise Baku Crescent olarak bilinen halka biçimli bina. Tamamı cam kaplı bina, simetrik tasarımıyla hem gündüz hem gece etkileyici bir siluet oluşturuyor. 2006’da faaliyete geçen Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın devreye alınmasıyla şehrin ekonomisi gelişince, yeni mahalleler, devasa gökdelenler inşa edilmeye başlanmış, ben modern yapılaşmayı pek sevmiyorum. Neyse ki şehirdeki tarihi dokuya da sahip çıkılmış. Bakü’yü anlatırken, ülkenin geçmişini anlatan Gobustan’ı ve coğrafyasını özetleyen çamur volkanlarından bahsetmeden geçmek olmaz.

GOBUSTAN
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün Karadağ rayonunda, Gobustan kasabasında yer alan, tarihi doğa koruma alanı ve önemli bir açık hava müzesi, Gobustan. Yaklaşık 40 bin yıl öncesine ait kaya resimleri ve sanat eserleriyle bölgenin tarih öncesi dönemine ışık tutan alan, 2007 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiş. Dünyanın en eski sanat eserlerini görmek isterseniz Gobustan’ı ziyaret etmelisiniz.

ÇAMUR VOLKANLARI
Çamur volkanları; yeryüzünde veya deniz tabanında toplanmış kil, mil, gaz, kaya parçacıkları ve sıcak suyun bir kanal yoluyla püskürtülmesi neticesinde oluşmuş, zirvesinde bir krateri bulunan kesik koni şeklindeki tepeler. Çamur volkanlarının kili, cilt ve eklem hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Azerbaycan’ı “çamur volkanları diyarı” olarak adlandırmak mümkün zira yeryüzünde bilinen iki binden fazla çamur volkanının 344’ü Azerbaycan’ın doğusunda ve Hazar Denizi havzasında yer alıyor.

ALIŞVERİŞ
Azerbaycan halı dokumacılığı, ipek ve el yapımı bakır eşyaları ile ünlü. Ayrıca baharatları, Mersin balığı ve ondan elde edilen havyar çok değerli.

NE ZAMAN GİDİLİR?
Bakü’nün tarihi ve kültürel noktalarını rahatça keşfetmek için genellikle 2–3 gün yeterli. Şehri ziyaret etmek için en uygun zamanın ise bahar ayları olacağını düşünüyorum zira biz temmuz ayında tabir-i caizse, resmen piştik! Mart ayında giderseniz çok renkli geçen Nevruz festivaline de katılmış olursunuz. Seyahatiniz bol olsun.

Yorum yap

Sonraki Yazı Yükleniyor...
Yükleniyor

Signing-in 3 seconds...

Signing-up 3 seconds...