30-04-2024 12:14

Zamanın değeri ve eğitim

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 06/11/2023
.stripslashes($urun->baslik).

Kuşak farklılığı bir gerçek… Bugün en önemli sosyolojik gerçeklerden birisi kuşaklar arasındaki farkın çok fazla olması ve bunun sonucunda da kuşaklar arası çatışmaların artmasıdır. Bu çatışmanın iş hayatında daha şiddetli olduğu ve önemli travmalara neden olduğu gözlenmektedir. İş insanlarının en büyük arzularından birisi, zorluklarla kurup geliştirdikleri işlerinin kendilerinden sonra daha da gelişip büyüyerek nesiller boyu varlığını sürdürmesidir. Haklı ve doğal olarak istedikleri şey işlerinin evlatları tarafından devralınması, şirketlerinin onlar tarafından daha da ileri götürülmesi; kendilerinden sonraki kuşağın işi geliştirdiğini, başarılı olduğunu daha kendileri hayattayken görmektir.

 

BEKLENTİLER FARKLI

Onlar, işi devralacak olan çocuklarının en az kendileri kadar çalışkan, kendileri gibi işi sahiplenen ve herkesten çok daha fazla ciddiye alan, performansı herkesten daha fazla, çok daha başarılı, kendileri gibi geceli gündüzlü çalışan iş insanları olmalarını beklerken; evlatları kendilerine daha fazla vakit ayırmayı, daha rahat, daha serbest, daha az stresli olanı tercih edebilmektedir. Anne-babalar çocuklarının kendi şirketlerini devralmalarını ve daha da ileri taşımalarını beklerken birçoğunun evladı, bırakın şirketi devralıp ileri götürmeyi aynı işi yapmak bile istememektedir. Anne-babasının kurup geliştirdiği işte çalışmayı kabul edenler de farklı iş yapma tarzlarıyla yine ebeveynlerinin beklentilerini karşılayamamaktadır. İş sahibi anne-baba “Ben bunun yaşındayken...” diye başlayan cümleler kurarken, diğer taraf da “Ben buyum…” demektedir.

 

DÜNDEN BUGÜNE DEĞİŞENLER

Kuşaklar arasındaki çatışmaların çok önemli bir nedeni sosyal yaşantıdaki değişim, teknolojinin getirdiği kolaylıklar, etkileşimin artması, alternatiflerin çoğalmasıdır. Bugün 1960’larda, 1970’lerde doğanların oluşturduğu bir kuşak var ki bunlar cep telefonunun, bilgisayarın, evlerde sabit telefonun, televizyonun, çamaşır makinesinin olmadığı dönemi görmüş; eğitim gördükleri üniversitelerden bilgisayar tuşuna basmadan mezun olmuş, zor şartlarda iş yapmak zorunda kalmıştır. Bu dönemin insanlarından kendi işlerini kuranlar, kendi dönemlerindeki olanakların kısıtlı olmasını, yoklukları ve zorlukları çok çalışarak, hayatlarının önemli bir kısmını işlerine ayırarak aşmışlardır. 1990 ve sonrasında doğanlar ise cep telefonsuz, bilgisayarsız, renkli televizyonsuz, uydu kanalsız, uçaksız, internetsiz, tam otomatik çamaşır makinesiz bir dönem görmemiştir. Zor şartlarda yaşamış, yoklukları görmüş olan anne-babaları kendilerinden bir şey esirgemediği için birçok şeyi nispeten onlardan daha kolay elde edebilmişlerdir. İşi kuran önceki kuşak, kendilerine daha fazla olanak sunulsaydı çok daha fazla başarılı olacakları varsayımı ile evlatlarına belki de gereğinden fazlasını sunmuştur. Bu durum, başarı konusunda önceki kuşağın beklentilerinin daha da artmasına neden olmuştur.   

 

HEM EBEVEYN HEM PATRON

Öncelikle dikkate alınması gereken önemli bir konu, ebeveyn olan iş sahiplerinin aynı iş yerinde çalışan çocukları için hem ebeveyn hem de patron durumunda olmalarıdır. İşyeri dışındaki alanlarda da birlikte olmak ve iş dışındaki bir hayatı da paylaşıyor olmak; işyerinde ebeveyn-evlat ilişkisi yerine işveren-çalışan veya yönetici – çalışan ilişkisini profesyonelce sürdürmeyi zora sokar. Bu durumun potansiyel bir sorun kaynağı olduğu bilinerek hareket edilmelidir. Dikkate alınması gereken ikinci önemli konu, teknolojik gelişmeler nedeniyle yaşantılarda çok önemli değişikliklerin olduğudur. Kuşakların kendi dönemlerinin gerçeklerinden kaynaklı farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan çatışmaları önlemek veya azaltmak için yapılması gereken, olup biteni iyi anlayabilmek, iyi değerlendirebilmektir.

 

SORUMLULUK VERİLMELİ

Önceki kuşak, “Eğer bize daha fazla olanak verilseydi daha fazla başarılı olurduk” varsayımını gözden geçirmelidir. Kendilerini daha dayanıklı, daha zoru başaran, daha çalışkan, daha dirayetli, daha dirençli, yılmayan, vazgeçmeyen, düşse de hemen kalkmasını bilen yapan, belki de yaşadıkları yokluklar, alternatifsizlikler, başarma mecburiyetleri ve olmayana ulaşma arzularıydı. Çam ağaçları ile kavak ağaçlarını dayanıklılık açısından birbirinden farklı kılan, çoğunlukla yetiştikleri ortam şartlarıdır. Önceki kuşakların yaptıkları önemli bir hata, onlar için iyiyi yapma ve onları koruma adına çocuklarını zamanında işlerine katmamaları, işlerinin gerektirdiği eğitimi iş başında almalarını sağlamamaları, gereken sorumluluğu kendilerine vermemeleridir. 25 yaşına kadar işyerinden uzak, iş hayatının gerçeklerinden bihaber, birçok şeyi elinde hazır bulan, nispeten daha az disiplinli hayat yaşamasına izin verilen bir kişinin iş hayatının çetin şartlarına hemen adapte olmasını, hata yapmamasını, çok disiplinli olmasını beklemek biraz hayal kurmaktır.

 

NELER YAPILABİLİR?

Bilinmelidir ki teknolojideki olağanüstü gelişmeler yaşantıyı da iş yapma tarzını da değiştirmiş; işi ele alma ve iş yapma tarzında önemli farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Söz konusu gelişmeler yeni kuşakta öncekilere göre düşünce, tutum, davranış, beklenti, anlayış farklılıkları olmasına neden olmuştur. Yukarıda sözü edilen nedenlerle yine dile getirilen çatışmaların ortaya çıkmaması için gelen nesil işe zamanında dahil edilmeli, kendilerine sorumluluk verilmeli, belli bir yola sokmaya çalışmaktan ziyade tercih yapmasına izin verilmeli; daha iyisini yapmasına yardımcı olabilmek için kendisine fırsat, sorumluluk ve yetki verilmelidir. Deneye yanıla öğrenmesi yerine deneyimlerden yararlanarak, yeni yönetim ve iş yapma tarzları konusunda eğitimler alması teşvik edilerek yetkinliklerinin arttırılması sağlanmalıdır.

 

DEĞİŞİM AKADEMİ

Adres: Sanayi Mah. Kozalı Sok. Çarşı Yapı AVM C Blok No:10 C-20 İzmit/Kocaeli

Web: www.degisimakademi.com.tr

kamilbolat@degisimakademi.com.tr

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.