Ziya Azazi’yi bundan yıllar önce Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda izlemiştim. Ve büyülenmiştim.
“Dünya Mevlana Yılı” nedeniyle düzenlenen bir etkinlikti.
Mevlana’nın hayatının sema gösterileri ve şiirlerle anlatıldığı gecede Ziya Azazi de sahne almıştı.
Hiç unutmuyorum, özel eteğiyle yaptığı dansı nefesimi tutarak izlemiştim.
Yıllar sonra yollarımız “Kocaeli Life” vasıtasıyla yeniden kesişti.
Ve sizi profesyonel dansçı/koreograf Ziya Azazi ile tanıştırmak istedim.
Sufi dönüşlerini modern dansla birleştirerek yaptığı “Dervish in progress” adlı solosuyla “Avusturya’da yılın en çok öne çıkan dansçısı” ünvanını alan;
Yabancılar tarafından ayakta alkışlanan;
Maalesef Türkiye’de çok fazla tanınmayan Ziya Azazi’yi bir fırsatını bulup izleyin, gurur duyun istedim. İlginizi çekerse yılın belli zamanlarında İstanbul’da düzenlediği atölye çalışmalarına bile katılabilirsiniz.
*****
Koreograf/dansçı Ziya Azazi eğitmenliğinde gerçekleşen bu atölye çalışmaları kişiyi somut dünyasından soyut gerçeğine, sonsuzluğa taşımayı hedefliyor.
Son yıllarda müzisyen Meriç Fıratlı’nın da ses banyosuyla eşlik ettiği atölye çalışmaları, kendini ve sınırlarını keşfetmek isteyenleri farklı bir tecrübeyle tanıştırıyor.
“Derviş dönüşü ve ses banyosu atölyesi”nin asıl amacı kişinin bilinçaltına ulaşarak bilincini temizlemek, düşünceleri esnetmek, zihni özgürleştirmek.
“Dervish in progress”, Ziya Azazi’nin deyimiyle kocaman bir paket.
Bu paketin içinde biraz yoga, biraz plates, biraz sohbet, biraz entellektüel buluşma, biraz mistik diyalog, sonra birden sessizlik, meditasyon, uyku, dinlenme, masaj ve benzeri her şeyi bulabilirsiniz.
Yılın büyük bir kısmını yurt dışında geçiren, şimdiye kadar çok sayıda ülkede performanslar sergileyip workshop’lar düzenleyen Ziya Azazi ayda bir kez İstanbul’da, Dancentrum isimli stüdyoda workshop yapıyor.
Bilin istedim.
***Ziya Bey sizi profesyonel dansçı ve kareograf olarak tanıyoruz. Ancak son yıllarda düzenlediğiniz atölye çalışmalarıyla gündemdesiniz. Öncelikle bize ‘atölye’ fikrinin nasıl doğduğunu anlatır mısınız?
-47 yaşındayım. 27 yıldır dans ediyorum, 17 yıldır da dönüyorum. Dönüşün büyüsünü keşfettiğim ilk yıllarda yaptığım denemelere "work in progress" adını verdim. Yani ilerleme aşamasındaki çalışmalar. Bunu yıllarca bu şekilde sürdürdükten sonra bir davette sahne aldım ve çıkan performasın artık "dervish in progress" olabileceği fikri doğdu. Yani ilerleme aşamasındaki derviş. Bu isimle 2004-2005 yılında ilk solomu yaptım. "Dervish in progress" yıllarca dünyanın her yerinde sergilenen bir soloya dönüştü ve bir başka çalışmayla birlikte büyüdü. Ardından yeni çalışmalar da buna eklendi. Özetle "dervish in progress", yani yıllar sonra atölyede olacak bu isim o dönemlerde performans başlığıyla kendini büyüttü, geliştirdi ve bir terminolojiye dönüştü. İşte bu terminoloji bir süre sonra performaslarımı görmek isteyen festivaller, tiyatrolar, organizatörler tarafından workshop olarak hayat buldu. Özellikle son üç-dört yıl içerisinde performanslarım geri planda kaldı, daha fazla ders veren bir konuma geldim.
***Ne yapılıyor bu atölyede?
-Bu atölye; katılımcının günlük hayatındaki benliğinden bir süreliğine de olsa çıkıp, soyut benliğine, gizli kalan ve neredeyse hiç ziyaret edilmeyen diğer boyutlara geçiş yapmasını sağlayan bir format. Sofizmin terminolojisini burada kullanacak olursak, “zahiri” yani görünür yapıdan “batıni” yani görünmeze geçiş imkanı sağlayan bir atölye. Aynı zamanda bütünsel bir yapısı var. İçinde esneme hareketlerinden tutun da bedensel, düşünsel ve duygusal farkındalığı artıran egzersizlerin olduğu bir yapı. Bunların hepsinin denenmesinden sonra dönüşe geçilir ve dönüş bizi batıni dünyaya taşıyan bir araca dönüşür. Biz oralarda gezinerek, bize dair, oluşa dair sorgulamalara ve keşiflere dalarız.
YAŞ SINIRI YOK
****Atölye çalışmalarına kimler katılabiliyor? Bir yaş sınırlaması var mı?
-Herhangi bir yaş sınırlaması yok, çocukluk döneminden sonra herkes misafirimiz olabilir. Her milleten, her ırktan, her dinden ve her mezhepten insan katılabilir. Çünkü orası herkesin mekanı. Yeter ki kişi kendiyle baş başa kalmak istesin. Yeter ki kendini bulmak isteyen birisi olsun. Kendini açmaya, teslim olmaya ve kendi bilinmezliğinde keşiflere hazır olsun.
****Atölye çalışmaları nerede, hangi zamanlarda, ne sıklıkla ve nasıl yapılıyor?
-Yılın dörtte üçünü yolda geçiren birisi olarak özellikle son birkaç yıldır yaklaşık 25-30 ayrı lokasyonda, dünyanın her yerinde ders veriyorum. Yoğun seyahatlerime rağmen Türkiye'de düzenli workshop yapmaya çalışıyorum. Son bir-iki yıldır İstanbul'da, Taksim'de bulunan Dancentrum isimli stüdyoda ayda bir defa workshop yapıyorum. Selen Özkan bünyesindeki bu stüdyo yıllardır İstanbul'daki workshoplarımı düzenliyor. Ama şüphesiz ki İstanbul dışında, Türkiye'de birkaç yerde workshop yapma imkanım oldu. İlgilenen kişi ya da kurumların, ihtiyaç duyulan koşulları oluşturabildiği sürece misafirleri olmaktan büyük bir keyif duyarım.
***Bu çalışmalara katılanlardan belli bir ücret talep ediyor musunuz?
-Şüphesiz ki hayatta her şeyin bir bedeli var ve tabi ki bu atölyenin de. Bedeller; organize eden kurumlar, stüdyolar ya da kişilerce belirleniyor ve şüphesiz ki paylaşılıyor. Katılımcılardan bu konudaki ricamız; ziyaret etmek istedikleri workshop’u düzenleyen kurum, stüdyo ya da kişilerden bilgi almaları ve bu bedelin oluşturulan koşullar ve sunulan bilginin karşılığı alınmış bir bedel olduğunu akıllarında tutmaları.
SOMUTTAN SOYUTA GEÇİŞ
***Derviş dönüşü nedir?
-Dervişin kelime anlamını özetleyecek olursak oluşa olan hayranlığından ötürü sarhoş olan kişi, yani o kadar çok büyüleniyor ki kişi varolduğu için, yaşıyor olduğu için, bu sonsuzluk kombinasyonları arasında hareket edebildiği için bu onda bir çeşit sarhoşluk yaratıyor. O kişiye derviş deniliyor özetle. Bu yüzden kişi bu sarhoşluk modunu hissedebilmek adına farklı eylemlere giriyor. Bu eylemlerden biri de dönüş dansı. Dönüş dansı aslında dünyanın farklı yerlerinde farklı uygulanan mistik lisanlardan, eylemlerden biri. Fakat zaman içerisinde İslami coğrafyada uygulanışıyla sanki Müslümanlar tarafından keşfedilmiş ve Mevleviler’in mirasıymış gibi daraltılmış. Halbuki özünde çok daha eskiye, çok daha farklı coğrafyalara ait evrensel bir eylemdir. Bu dönüş kişiyi kendi somut dünyasından soyut gerçeğine, sonsuzluğa taşır. Soyut varlığını daha iyi anlama, onunla daha iyi ilişkide olma ortamı yaratan bir etkinliktir.
***Bunu herkes yapabilir mi?
-Kesinlikle herkes yapabilir. Nasıl ki hepimiz istediğimizde araba kullanmayı, yüzmeyi ya da bisiklete binmeyi öğrenebiliyorsak, dönüş de aynı şekilde yapılabilir. Araba kullanabilmek için nasıl ki öğrenilmesi gereken kurallar vardır, dönüşe ait de öğrenilmesi gereken teorik bilgi bütünü vardır. Bu katılımcıya sunulduktan sonra cesaretlendirilir, kişi yavaş yavaş dönüş dünyasına dahil edilir. Dönüş fiziği diye özetlediğim o dünya bizden başka bir davranış, başka bir fizik bilgisi gerektirir. Bunu öğrendiğimiz taktirde herkes dönecek duruma gelmiş olur. Bu bilgiyi de herkes uygulayabilir. Özetle herkes bunu yapabilir.
***Sağlık sorunu ya da engeli olan insanlar da derviş atölyesine katılabiliyor mu?
-Sağlık sorunu ya da herhangi bir bedensel engel derviş atölyesine katılmaya engel değildir. Ama eğer doktorlarca bazı yasaklar konulmuşsa, şüphesiz ki o kişi atölyeye daha dikkatli bakmalı. Belki seyircimiz olmalı, katılımcımız değil. Ama sanıyorum ki böylesi insanların sayısı çok istisnaidir. Bu yüzden ben şunu söylemeyi tercih edeceğim. Fiziksel herhangi bir sorun, bedensel herhangi bir engel olsa bile kişiler gelip aktif ya da pasif "dervish in progress" atölyesine katılabilir. Çünkü yaptığımız meditasyonun daha önce de söylediğim gibi farklı boyutları var. Aktif olmak gerekmiyor. Yeri geldiğinde pasif olarak da yolculuğumuzu soyuttan somuta, zahiriden batıniye yapabiliriz.
***Danışanlarınızın dönüşü sırasında ne gibi olumsuzluklar yaşıyorsunuz ve bu durumu nasıl bertaraf ediyorsunuz?
-En temel yaşanan sorunlar baş dönmesi, kusma ya da düşme gibi sıralanabilir ki, bunlar çok doğaldır. Çünkü normal hayattaki davranışımızdan dönüş dünyasına geçiş sürecinde bu tür engeller kaçınılmazdır. Ama bunların nasıl bertaraf edileceği öğrenilince, bu parkur rahatlıkla aşılır ve öbür tarafa geçilir.
BİR ÇEŞİT MEDİTASYON
***Derviş dönüşü bir çeşit meditasyon yöntemi midir?
-Tabi ki meditasyon yöntemidir. Her şeyden önce aslında meditasyon kelimesinin günümüzde ne anlama geldiğini bilmek gerekir. Dinin, ibadetin ne anlama geldiğini bilmek gerektiği gibi. Dünyada bütün dinler, bütün mezhepler bahsi geçen bu kelimleri farklı şekillerde kurcalamış ve kendilerince çözümler üretmişlerdir. Ve aslında hepsinin amacı kişiyi kendi huzuruna, kendi doğasına yaklaştırabilmek ve bireyin daha huzurlu, daha iyi bir frekansta, daha sağlıklı bir biçimde, çevresine de daha yararlı bir biçimde olabilmesini sağlamaktır. Meditasyonu bilgisayar dilinden konuşacak olursak defragmantasyon olarak görebiliriz. Yani zihnimizdeki dosyaları daha iyi yerleştirebilmek için gereksizleri atmak, yeni düşünceler ve yeni tecrübeler için daha fazla alan yaratmak. Bu sayede kişi yeniye daha açıktır ve daha hazırlıklıdır. Bu yüzden dönüş bu konuda çok iyi bir enstrümandır.
***Dönmek sizin için ne ifade ediyor?
-Dönmek benim için çok anlamlı bir etkinlik. Temizlendiğim, algı gücümü arttırdığım, zekamı daha iyi kullandığım, bütün bilgilerimi daha iyi kombine edebildiğim, karşımdakini daha iyi hissedebildiğim ve onunla daha iyi bağ kurabildiğim, duygusal ama kendini kaybetmeyen, farkında, kontrollü, yardımsever ve daha uzman olabildiğim çok güçlü bir enstrüman benim için. Dönüş hayatımın ana etkinliği oldu ve öyle de kalacak.
***Derviş atölyesine ne için gelmeliyiz? Derviş dönüşü bize ne kazandıracak?
-Dönüş atölyemiz güçlü bir paket. Burada ne demek istiyorum; bir yogaya gittiğimizde bedenimizi esnetir, sessizlik içerisinde aklımızı dinlendirir, yaptığımız bedensel hareketlerle yaşadıklarımızı ve duygusallığımızı sukünete vardırırız. Bir plates dersine gittiğimizde bedenimizde ihtiyaç duyulan güçlenmeyi, var olan tıkanıklıkları ya da oluşmuş arızaları çözmeyi hedefleriz. Yüzmeye gittiğimizde bu bir başka forma girer, piknik yaptığımızda başka bir şeyin peşindeyizdir. Özetle gönüle ve akla, aynı zamanda bedene iyi gelen bir sürü etkinlik vardır hayatımızda uyguladığımız, yaptığımız. "Dervish in progress" atölyesi bana göre bunlardan çok güzel yapılmış bir paket versiyonu. İçinde fiziksel ve zihinsel esnemeleri sağlayan hareketler var. İçinde kullandığımız beden farkındalığını arttıran, bedenimizle hayatta nasıl durduğumuzu, aklımızla hayata nasıl baktığımızı ve hayatı nasıl gördüğümüzü, duygusallığımızın ne renkte ve neden öyle olduğunu görmemezi sağlayan bir sürü sohbet ve hareket olması, bunların hepsinin hazırlık paketi olması, dönüşe bizi hazırlaması, üstüne bir de dönüşü yaparak somuttan soyuta geçmemiz… Günlük dünyamızdan sıyrılıp sonsuza gitmemiz koskocaman bir paket aslında. Bunların hepsinin bütünü o kadar kocaman bir paket ki içine baktığınızda evet biraz yoga, evet biraz plates, evet biraz sohbet, biraz entellektüel buluşma, biraz mistik diyalog, sonra birden sessizlik, meditasyon, uyku, dinlenme, masaj ve benzeri her şeyi bulabileceğimiz çok yoğun bir paket. Frekansımızı aşağı çeken, telaşımızı azaltan, bizi mutlandıran ve dinlendiren, aynı zamanda da enerji sunan bir paket.
SES BANYOSU DA VAR
***Son yıllarda Meriç Fıratlı ile birlikte çalışıyorsunuz. Atölye çalışmalarına ses banyosu da eklendi. Ses banyosu nedir?
-Meriç Fıratlı ile son iki yıldır ortak atölyeler sunmaya başladık. "Dervish in progress" terminolojisine ses banyosunu eklemek çok başarılı, doğru bir bütünlenme oldu. Katılımcı dersin sonunda, yaptığı bütün o duygusal, düşünsel ve fiziksel yolculuktan sonra bitap düştüğü yerde sunulan ses banyosu sayesinde yeni duygulanımlar, yeni düşünceler yaşamaya maruz kalıyor ve bu onu bütünleme biçiminde gerçekleşiyor. Yaratılan sesler yine tarifi zor tınılar, kompleks yapılar oldukları için kişide türlüsünden dirençler yaratıyor ya da farkındalıklar oluşturuyor. Kişi ses sayesinde neden direnç gösterdiğini, neyin farkına vardığını, o sesin onda neleri uyandırdığını, seslerin onu nereye taşıdığını, hangi anıyı, hangi ruh halini, hangi fantaziyi, hangi düşünceyi doğurduğunu gözlemlediğinde, dönüşte başlayan keşif burada da devam ediyor. Dönüşte aktif bir şekilde bu yolculuğu yapıyor, dersin sonundaki ses banyosunda ise bunu pasif halde yapmaya devam ediyor. Bir uçağın havaalanına yavaşça inmesi gibi iyi bir bitiş rolünü üstleniyor ses banyosu.
*** “Dervish in progress"ı, yoga ve pilatesten ayıran özellik nedir?
-Plates, yoga ya da diğerleri birer disiplin. "Dervish in progress"ı özellikli kılan şey ise bir sürü disiplini bir araya getirmiş olması. Arkaik tekniği uyguluyor olması. Kişiyi, ruhani, mistik, ritüelistik, transandantal formata taşıyan bir etkinliği günümüz zihniyle ve enstrümanlarıyla harmanlayarak sunan bir paket DIP.
****Atölye çalışmalarına katılan bir kişiyi nasıl bir dönüşüm bekliyor?
-Atölyeye katılan her kişi verilen teorik bilgiye güvenerek kendini açmaktan korkmadığı, duygulanmaktan ve teslim olmaktan kaçmadığı sürece kesinlikle ve kesinlikle bir dönüşüme maruz kalır ve bu dönüşüm kendine dönüşüdür. Kendini bulur. Kendine ait, kendinde kaybettiği şeyleri keşfetmeye ve günlük benliğiyle onları bütünlemeye başlar. Bu yüzden bir büyüme, bir olgunlaşma, bir bütünleşme hissetmeye başlar. Bu onda huzur ve mutluluk yaratır. Ancak bunun olabilmesi için katılımcının düzenli olarak kendi üzerinde çalışıyor olması gerekir. Düzenli dönüyor olması, düzenli pratik yapıyor olması gerekir. Bunu idame ettirdiği taktirde zamanla bu bahsettiğim değişimleri görecektir. Zamanla bütünleşmiş olmanın tadını ve hazzını hissetmeye başlayacaktır.
Ziya Azazi kimdir?
Ziya Azazi 1969 yılında Antakya’da doğdu. 1986-1991 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Madencilik Fakültesi’nde eğitim gördüğü dönemde, İTÜ Dans Klübü’nde, dans ve cimnastik çalışmlarına başladı. 1990’dan 1994’e kadar İstanbul Şehir Tiyatroları’nda ilk koreografik çalışmalarını yaptı.
1994 yılında profesyonel dans çalışmalarına Viyana’da devam etti. Tanz Atelier Sebastian Prantl (TAW), Tanz Hotel ve Willi Dorner ile birlikte çalıştı. 1999’da Viyana’da “Unterwegs Tabula Rasa” adlı solo performansını sahneledikten sonra Summer Dance Week Vienna (Dance Web) tarafından bursla ödüllendirildi ve kendisine Ballet İnternational Dergisi tarafından “Avusturya’da Yılın En Çok Öne Çıkan Dansçısı” ünvanı verildi.
1999’da ilk kez geleneksel sufi dansını araştırmaya başladı. Bu dansı farklı koreografilerle yorumlayarak “Work in Progress I” (2001), “Work in Progress II” (2003) solo koreografilerini oluşturdu. Bu süreçte Vienna Volksoper, Theaterhaus, Stuttgart ve Grand Théâtre de Genevre ile çalışmalarına devam etti. Azazi ayrıca İngiliz Ulusal Kütüphanesi (The National Library), Barbican Centre, Trafalgar Meydanı, Paraolimpiyatları açılış seremonisi, Londra Olimpiyat Stadyumu, Paris Ulusal Dans Merkezi (Centre National de la Danse), Washington Kennedy Merkezi’nde ve Danimarka, Monaco, Hollanda, İngiltere ve Tayland gibi ülkelerin kraliyet gösterilerinde sahne aldı.
Meriç Fıratlı kimdir?
Meriç Fıratlı müzik eğitimine Kültür Bakanlığı Devlet Çok Sesli Çocuk Korosu’nda başladı. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı keman lisans eğitimini, 2009’da ise Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Keman Sanat Dalı master programını tamamladı. Müzik eğitimi boyunca Sergei Kravçenko, Hagai Shaham, Fazıl Say, Alexander Markov ve Georgos Tsangaris’ten dersler aldı.
H.Ü. Devlet Konservatuvarı Oda Orkestrası, Akademik Senfoni Orkestrası, Büyük Senfoni Orkestrası, İzmir Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası, Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, Anadolu Gençlik Orkestrası, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Bilkent Senfoni Orkestrası ile ulusal ve uluslararası festival ve konserlere katılan Fıratlı, 2013’ten bu yana İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nda görev yapıyor.
2011’de İspanya’da Ses Terapi Birliği’nin Sesle İyileştirme ve Armonik Şarkı Söyleme (International Sound Intensive on Sound Healing and Overtone Chant, Association of Sound Therapy) eğitimini tamamlayan müzisyen, halen İngiliz Ses Terapi Akademisi’nde (Professional Group Sound Therapy Diploma, British Academy of Sound Therapy) ses terapi eğitimini sürdürmekte.
NASIL ARANDI: #Derviş Tango #İTÜ #Meriç Fıratlı #Monaco #Yoga #Ziya Azizi