28 yıldır İzmit’te kadın terzisi olarak çalışan 46 yaşındaki Yelda Teker, ortaokul yıllarında geçirdiği kazanın bir gün hayat kalitesini bu derece düşüreceğini, kendisini dayanılması zor ağrılarla baş başa bırakacağını bilmiyordu. Yıllar önce sol ayağının üzerinden geçen arabanın yarattığı tahribattan fizyoterapist Elif Akıncı’nın yardımıyla kurtulan Teker, yaşadıklarını bakın nasıl anlatıyor…
“Henüz bir çocukken, ortaokul yıllarımda bir trafik kazası geçirdim, sol ayağımın üzerinden otomobil geçti. O dönemde bununla ilgili bir sorun yaşamadım, kazanın bende bir hasar bıraktığının farkında değildim. Bir gün bu kazanın hayatımı alt üst edeceğini nereden bilebilirdim ki?
Kazadan sonra hayatım normal seyrinde devam etti ancak ilerleyen yaşlarda bazı problemler baş gösterdi. 2000 yılında bir sabah yataktan kalkamadım. Ailemin yardımıyla doğrulduğumda ise sol ayağımın üzerine basamadığımı fark ettim. Ayağımdan belime doğru ilerleyen ve belimin ortasında sanki bir balyoz inmişçesine beni rahatsız eden bir ağrıydı bu.
Hemen hastaneye gittik, doktorlar felç geçirdiğimi söylediler. Şoke olduk. Meğerse çocukluk döneminde geçirdiğim kazada 3 sinirim ölmüş. Bununla beraber sol ayağımda da kısalma olmuş. Hal böyle olunca, zaman içerisinde belimde bir kayma meydana gelmiş. İlk şoku atlattıktan sonra hemen tedaviye başladık. Bel kayması söz konusu olduğu için özel ayakkabılar yaptırttık. 20 yıla yakın gördüğüm tedavilerle belirli bir iyileşme sağladık ancak yaşadıklarım bununla da sınırlı kalmadı. Son iki yıldır vücudumda farklı ağrılar oluşmaya başladı. Belimde 3 fıtık, mesleğimden dolayı da boynumda 4 fıtık oluştu. Bu fıtıklar ciddi derecede canımı yakarken geceleri ağrıdan uyuyamamaya başladım.
O dönem başkanı olduğum, şu anda da ikinci başkanlığı görevini yürüttüğüm İzmit Soroptimist Kulübü’nün yaptığı bilgilendirme amaçlı etkinliklerden birinde, fizyoterapist Elif Akıncı ile tanışma fırsatı buldum. Durumumu ona anlattım, yardımcı olup olamayacağını sordum; o da beni merkezine davet etti.
Pozitif Yaşam Merkezi’ne gittiğimde, tırnağımın ucundan saçımın teline kadar tüm fiziksel değerlendirmem yapıldı. Bu değerlendirmelerde skolyoz rahatsızlığımın da olduğundan şüphelenen Elif Hanım tarafından doktora yönlendirildim ve gerçekten de doktor tarafından skolyoz tanısı koydu.
O muayeneden sonra anladım ki ben çok rahatsızmışım. O güne kadar kendi vücudumu tanıdığımı sanıyordum, meğer tanımıyormuşum.
Her doktor ya da fizyoterapist tedavide garanti vermez ancak Elif Hanım, programda uygulanacak olan egzersiz yöntemi ile ağrılarımdan kurtulacağımı söyledi ve geçireceğim süreci, tüm aşamalarıyla anlattı. İlk 15 seanstan sonra belimdeki ağrıların ve ayaklarımdaki krampların azalacağını söyledi.
Aynen dediği gibi oldu. Rubatonik pilatese şubat ayında başlamıştım, ilk 30 seanstan sonra daha iyi bir noktaya gelmek için ikinci 30 seansa geçtik. Ağrılarım ve kollarımdaki uyuşmalar kademe kademe azaldı. Şimdi ise çok rahatım. Ağrılar nedeniyle hayatı sağlıksız ve mutsuz yaşıyordum, ancak şimdi yatağa girdiğimde bebekler gibi sağlıklı bir uykuya dalıyorum. Duruşum düzeldi, vücudum toparlandı, kaslarım sıkılaştı. Hiç esnek değildim, şu an esnekliğin verdiği rahatlığı yaşıyorum.
Pozitif Yaşam Merkezi, adı gibi insana pozitif enerji veriyor. Buraya egzersiz yapmaya değil terapiye geldiğimi hissediyorum. Elif Hanım’ın hümanist yaklaşımı ve yaşama sevinci veren enerjisi de beni motive ediyor. Benim işim insanları memnun etmeye dayalı olduğu için rahatlıyorum burada.
Elif Hanım ile tanışmasaydım, ona güvenmeseydim hala ağrılarla yaşıyor olacaktım. Elif Hanım ve Pozitif Yaşam Merkezi ile olduğum için mutluyum.”
NASIL ARANDI: #Elif Akıncı Pozitif Yaşam Merkezi # elif akıncı # yelda tekar # sağlık # tedavi # pozitif yaşam merkezi # rubatonik pilates #