TEOG’da her 1000 çocuktan 996’sını geride bırakıp girdiği yatılı okulda, çöp poşeti gibi kapıya konan çocukların ülkesi olduk.
Bilenler bilir, kızım Ece Kadıköy Anadolu Lisesi’nde yatılı okuyor.
İyi bir eğitim almak ve geleneği olan bir okulda okumak istediği için çok çalıştı; TEOG Sınavı’nda binde 4’lük dilime girerek KAL’da okumaya hak kazandı.
O yıl, 14 yaşındaki kızımı ellerimle götürüp İstanbul’un göbeğine bıraktım.
Tek güvencem, bir devlet okulu olan KAL’ın içerisinde, il dışından gelen çocuklar için bir yatılı pansiyonu bulunmasıydı.
Ece, okulunun bahçesinde yaşayacak; güvende olacaktı.
***
Bugün, okulun internet sitesinden bir mesaj yayınlandı.
Kadıköy Anadolu Lisesi, 2017-2018 Eğitim öğretim döneminde yatılı öğrenci almayacağını duyurdu.
Mesaja göre okulda parasız yatılı olarak okuyan öğrenciler, diğer devlet okullarının yatakhanelerine yerleştirilecek ama Ece gibi paralı yatılı çocuklar için hiçbir tasarruf ya da çözüm yok.
Kısacası, bakanlık okulun yatakhanesini yıkarken, en az 300 çocuğu köpek yavrusu gibi sokağa attı.
Şimdi soruyorum;
Geleceği için, sırf yatakhanesi var diye evini, ailesini, düzenini bırakıp İstanbul’da tek başına yaşamaya çalışan bu çocuklar ne yapsın?
17 yaşındaki kız çocuğuna İstanbul’un orta yerinde ev mi tutalım, ne idüğü belirsiz özel yurtlara mı emanet edelim?
Daha da önemlisi, pansiyon var diye okula yatılı öğrenci alan MEB’in, çocuklarımızı çöp poşeti gibi kapının önüne koyabilmesini içimize nasıl sindirelim?
