Prof. Dr. Hasan Terzi, sadece Kocaeli’de değil, Türkiye’de ‘ilk’lere imza atmış bir isim. ‘İzsiz ameliyat’ Türkiye’de ilk kez onun başkanlığındaki ekip tarafından ilimizde gerçekleştirildi. Durun, daha bitmedi! Dünyanın en önemli jinekolojik endoskopi kongrelerinden birinde tıp literatürüne kazandırdığı ‘hibrid’ tekniğini Avrupalı meslektaşlarına anlatırken, hem ilimizi hem de ülkemizi gururlandırdı. Yeniliklere açık olan, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden Prof. Dr. Hasan Terzi’nin ‘ilk’leri bununla da sınırlı değil. Röportajı okurken hem şaşıracak hem gururlanacak hem de ‘iyi ki böyle hekimlerimiz var’ diyeceksiniz. Doç.Dr. Ünal Turkay da ‘ilk’lere imza atanlardan. Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi onun liderlik ettiği ekip sayesinde Türkiye’de ilk ‘Anne Dostu Hastane’ unvanını aldı. İşte bu iki başarılı, çağdaş, dinamik, yenilikçi ve idealist hekim, VM Medical Park Kocaeli Hastanesi bünyesine katıldı, hasta kabulüne başladı. Hastanenin gücüne güç katan Prof. Dr. Hasan Terzi ile Doç.Dr. Ünal Turkay, Kocaeli Life’ın sorularını yanıtladı. Hastanenin kadın hastalıkları ve doğum branşında görev yapan diğer hekimlerin de katıldığı bu söyleşiyi keyifle okuyacaksınız.
Hocam, yakın zamanda ‘profesör’ unvanı aldınız, öncelikle sizi tebrik ederim. Akademik çalışmalarınıza geçmeden önce sizi yakından tanımak isteriz. Hasan Terzi kimdir?
İzmir/Ödemiş doğumluyum. 1999 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2001-2006 yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimimi tamamladım. 2006-2009 yıllarında Yozgat’ta, Boğazlıyan Devlet Hastanesi’nde zorunlu hizmetimi yaptım. 2010 yılından bugüne kadar Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde görev yaptım. 2016 yılında ‘doçent doktor’, 2021 yılında da ‘profesör doktor’ unvanını aldım. Evliyim ve 2 çocuğum var.
Hasan Hocam bütün çocukların, gençlerin hatta ailelerinin hayalidir hekimlik. Sizin için de aynı şey söz konusu muydu?
Evet, hekim olmak hayalimdi. Ödemiş’te büyüdüğüm ev Ödemiş Devlet Hastanesi’nin tam karşısındaydı. Arkadaşlarımla oyun oynarken vaktimizin çoğunu hastanenin çam ağaçlarıyla dolu büyük bahçesinde geçirirdik. Çocukluğumda acil servisteki hareketliliğe ve insanların hastanelere başvurarak şifa aramalarına hep şahit oldum. Hekimliği seçmemde çocukluğumdan beri tanık olduğum bu tablonun etkili olduğunu düşünüyorum.
Ünal Hocam siz de yaklaşık 7 ay önce ‘doçent’ unvanı aldınız, tebrik ederim. Sizi de yakından tanıyabilir miyiz? Ünal Turkay kimdir?
1976 Elazığ/Keban doğumluyum. Malatya Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdim, uzmanlık eğitimimi Haydarpaşa Numune Hastanesi Kadın Doğum Bölümü’nde tamamladım. Benim için inanılmaz ve güzel bir deneyim olan mecburi hizmetimi 2010-2012 yılları arasında Bayburt Devlet Hastanesi’nde yerine getirdikten sonra, 2012-2021 yılları arasında Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde akademik görevime başladım. Çenesuyu’nun tadına baktıktan sonra da Kocaeli’den hiç vazgeçmedim.
İlgi alanlarım; meslek dışı olarak kitap okumak, kort tenisi ve halen lisanslı olarak devam ettiğim kürek sporu. Mesleki olarak ise gebelik, endoskopik cerrahi ve onkolojik cerrahiyle ilgileniyorum.
Hasan Hocam, uzun yıllar Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Başkanı olarak görev yaptınız ve burada dünya çapında ses getiren çalışmalara imza attınız. Bunlardan biri de yanılmıyorsam izsiz ameliyat. Nedir izsiz ameliyat?
Dünyaya baktığımızda son 3-4 yıldır yeni bir trend var. Karın ön duvarında hiçbir kesinin olmadığı ‘izsiz cerrahi’ trendi bu. Yani kapalı ameliyatlarda görülen küçük kesilerin bile olmadığı ameliyatlar. Bu ameliyatlarda kullandığımız iki temel doğal orifis var. Bunlardan biri göbek deliği, diğeri vajinal yol. Göbek deliğinden, dışarıdan hiçbir şekilde görülmeyecek küçük giriş açılarak, ‘single port cerrahi’ dediğimiz yöntemle ya da göbek deliğinde de hiçbir kesi olmadan, tamamen doğal orifis dediğimiz vajinal yoldan kapalı ameliyat artık mümkün.
Doğal orifis cerrahisi yani izsiz ameliyat Türkiye’de ilk kez Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, kliniğimizde gerçekleştirildi.
İzsiz ameliyat hastaya nasıl bir konfor sağlıyor? İyileşme süreci, hastanın normal hayata dönüş hızı nedir?
Bu teknikler hastalar için büyük bir konfor çünkü hasta daha çabuk iyileşiyor, normal iş hayatına daha çabuk dönebiliyor ve ameliyat sonrası ağrı çok daha düşük seviyelerde kalıyor. Estetik kaygısı olan hastalarımız için ise büyük bir memnuniyet sağlıyor.
Hasan Hocam, laparoskopik (kapalı ameliyatlar) ile izsiz ameliyat arasındaki fark nedir?
Kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik operasyonlarda; karın ön duvarında 3-4 adet küçük kesi mevcut. Doğal orifis cerrahisinde yani izsiz cerrahide ise karın ön duvarında kesi izi hiç yok ve ameliyat sonrası ağrı çok daha az. Ayrıca hastaların normal hayatlarına dönüş zamanı çok daha kısa.
İzsiz ameliyatlara hastaların tepkisi nasıl oluyor?
Bu konuyla ilgili ilginç hasta diyaloglarımız var. Bazen hastalar ameliyat olmadıklarını düşünüyorlar çünkü yerleşmiş algı ameliyat sonrası karın bölgesinde geniş bir kesi olması ve ciddi ağrılı bir dönem. Bunların olmaması hastalarımızı hem şaşırtıyor hem de yüksek memnuniyete sebep oluyor.
Hasan Hocam, dünyanın en önemli kongrelerinden biri olan Avrupa Jinekolojik Endoskopi Kongresi’ne katılarak, Avrupalı meslektaşlarınıza bu yöntemi anlattınız, orada olmak nasıl bir duyguydu?
Dünyanın en önemli jinekolojik endoskopi kongrelerinden biri olan Avrupa Jinekolojik Endoskopi Kongresi, 2018 Ekim ayında Avusturya/Viyana’da gerçekleştirildi. Bu kongreye davet edildim ve ‘innovation’ yani yenilikler oturumunda konuşma yaptım. Dünya literatürüne tanımladığımız hibrid teknikle vajinal yolla laparoskopik rahim alma ameliyatını Avrupalı meslektaşlarımıza anlattım. Bu teknik sayesinde hastanın karın bölgesinde hiç iz olmadan rahim alma, yumurtalık kisti, dış gebelik ameliyatları yapılabiliyor. Vajinal yolla laparoskopik rahim alma ameliyatı daha önce dünyada tanımlanmıştı ancak öncesinde başka bir ameliyat olmuş ve büyük kitlesi olan hastalarda bu teknik mümkün değildi.
Biz, tanımladığımız hibrid teknik sayesinde daha önce birçok kez ameliyat öyküsü olan ve büyük kitlesi olan hastalar için de bunun yapılabilir olduğunu gösterdik. Kadın hastalıkları alanında ilk kez tarafımızdan tanımlanmış oldu hibrid teknik. Çok önemli bir organizasyonda, ‘yenilikler’ oturumuna davet edilmiş olmak ve dünyada ilk kez kliniğimizde gerçekleştirilen bu operasyonu Avrupalı meslektaşlarımıza anlatmak, hem ülkemiz hem de meslektaşlarımız adına çok gurur verici.
Hasan Hocam, ülkemizde bu ameliyatı yapan birkaç kişiden birisiniz yanılmıyorsam, bunun dışında hayata geçirdiğiniz ‘ilk’lerden de biraz bahsedebilir miyiz?
Atatürk’ün dediği gibi ‘Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.’ Yeniliklere açık olmak ve mesleğimle ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek en önem verdiğim ve benim için olmazsa olmaz konuların başında geliyor. Bu pencereden baktığımızda ‘ilk’leri gerçekleştirmek benim için önemli. Yozgat Boğazlıyan Devlet Hastanesi’nde –Yozgat il sınırlarındaki- ilk jinekolojik laparoskopi cerrahisini 2009 yılında gerçekleştirdim. Türkiye’de ilk kez Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘Single Port Jinekolojik Onkoloji Cerrahi Workshop’ ve canlı cerrahisi 2014 yılında Prof. Dr. Yoon Soon Lee’nin katkılarıyla tarafımızdan kliniğimizde gerçekleştirildi. Yine Türkiye’de ilk kez ‘Jinekolojide Doğal Orifislerden Endoskopik Cerrahi Workshop’ düzenlenmesi ve canlı yayında vajinal yoldan laparoskopik histerektomi operasyonu 2019 yılında ilk kez kliniğimizde gerçekleştirildi.
Ünal Hocam, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi sizin liderlik ettiğiniz ekip sayesinde Türkiye’de ilk ‘Anne Dostu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ unvanını aldı. Bunun hem ilimiz hem de hastane açısından önemini anlatabilir misiniz?
Hastanede yaptığımız bütün çalışmalar anne ve bebek odaklı çalışmalardır. Hastanemizde anne adaylarımızın kendilerini güvende hissedebilecekleri, yanlarında istedikleri bir refakatçi ile doğum sürecini geçirebilecekleri, mahremiyetlerinin korunduğu, rahat hareket edebildikleri, kısacası kendilerini evdeymiş gibi hissedebildikleri, doğum ünitelerinde doğum hikayelerinin son sayfasını yazdıkları bir ortam sağladık.
Günümüzde doğuma iki temel yaklaşım mevcut. Bu yaklaşımlardan birincisi doğumu normal, fizyolojik, anne ve bebek odaklı alırken, ikinci yaklaşım ileri teknoloji kullanılan tıbbi bir işlem olarak görmektedir. Bu yaklaşımlardan birincisi kesinlikle desteklenmesi gereken bir yaklaşımdır çünkü doğum normal, doğal ve sağlıklı bir eylemdir, anneler ve bebekleri doğum için gerekli içsel zekaya sahiptir. Günümüzde de anne adayları kendi bedenlerinin gücüne inandıklarından dolayı normal ve fizyolojik olan yaklaşımı tercih etmeye başladı. Bu bizler için de oldukça sevindirici. Ülkemizde normal doğum oranı yaklaşık %50.
Ünal Hocam, neden normal doğum?
Anne ve bebek açısından şartlar uygun ise ilk tercihimiz normal, yani vajinal yolla doğum. Tıbbi gereklilik varsa sezaryen ile doğum hayat kurtarıcı bir ameliyat ancak gereklilik dışında sadece isteğe bağlı tercih edilecek bir doğum şekli değildir. Sezaryen sonrası hastalarımız hemen gündelik yaşamlarına geri dönemez. Fakat normal vajinal yolla doğum yapan hastalarımız hızlı bir şekilde gündelik yaşamlarına geri dönüp, bebekleriyle daha rahat bir şekilde ilgilenebilir ve doğum sonrası güzel anılarını biriktirebilirler.
Ünal Hocam, yeni kurumunuz VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’ndeki hedefiniz nedir?
Yeni ekip arkadaşlarımızla birlikte anne ve baba adaylarımızın kalplerinde çok güzel doğum hikayeleri olacağına inanıyorum. Bu nedenle Kocaeli olarak bizi izlemeye devam etmenizi öneririm.
Hasan Hocam siz de Ünal Hocam ile birlikte Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Medical Park’a geçtiniz. Bu süreç nasıl gelişti? Sizi bu kararı vermeye iten neydi?
Yaklaşık 11 yıl Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmet verdim. Ekibimizle birlikte çok güzel işler yaptık. Görev yaparken en çok kaygılandığım durum, yoğun poliklinik günlerinde hastalara yeterince vakit ayıramamaktı. Hekimliğin sıradan bir meslek değil, büyük bir özen ve incelikle yapılması gereken bir meslek olduğunu düşünen biriyim. Yılların bize kazandırdığı deneyimi ve pratik tecrübeyi hastalara yeteri kadar vakit ayırarak aktarmak en büyük isteğim. Özellikle jinekolojik operasyonlar için Kocaeli’deki hastalarımızın, İstanbul’daki hastanelere başvurduğunu görüyorum. Bu bakış açısını değiştirme isteğim de bu kararı almamda önemli oldu.
Hasan Hocam bu arada akademik çalışmalara devam edecek misiniz?
Akademik çalışmalarımıza İstinye Üniversitesi kadrosunda devam edeceğim. İstinye Üniversitesi’nde öğrencilerimizle buluşacağız.
Hasan Hocam eşiniz de çok değerli bir hekim ve o da yakın zamanda profesör oldu. Ayrı branşlar olsa da birbirinize katkınız oluyordur mutlaka.
Evet, eşim de Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nde ‘profesör’ kadrosuna atandı. Farklı branşlarda olsak da eşimin akademik anlamda desteği çok fazla. Yeni projelerde birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Yeni hekim adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
İdealist hekim adaylarına söylemek istediğim en önemli konu, iyi hekim olmanın yolunun iyi insan olmaktan geçtiğidir. Hayatı ‘dama’ gibi sıradan değil de derin bilgileri ve yüksek analiz kabiliyetleriyle ‘satranç’ gibi yaşamalarını tavsiye ediyorum.
Hasan Hocam son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nin yüksek teknolojisi ve yöneticilerinin özgün vizyon desteğiyle; yüksek kalitedeki hizmetlerimizi yeni ekibimizle birlikte burada vereceğiz. Temel felsefemiz sadece hastalığı değil, hastayı tedavi etmek.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde genel tanı ve tedavi hizmetlerinin yanı sıra menopoz ve osteoporozdan doğum kontrol yönetimlerine, riskli ve normal gebeliklerin takibine, jinekolojik kanserlerin tanı ve tedavisinden tüp bebek tedavisine kadar pek çok alanda hizmet veriliyor.
Sebiha Özdemir Özkan Hocam, gebelerimizin en çok merak ettiği tarama testleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Gebelik sırasında yaptığımız tarama testleriyle doğumsal kusuru olan bebekleri doğum öncesi mümkün olan en erken zamanda tespit etmeyi, belli bir hastalık için risk durumunu belirlemeyi ve riskli gebeleri en kısa sürede bazı tanı yöntemlerine yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Gebelikte kullandığımız tarama testleri; biyokimyasal tarama testleri olarak adlandırdığımız kan testleri, ultrasonografik muayeneler ve son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan anne kanında DNA testi olarak da bilinen noninvazif prenatal test.
Sebiha Hocam, ayrıntılı ultrason ve anne kanından fetal DNA testi hakkında neler söylemek istersiniz?
Fetal DNA testi, gebeliği takip eden hekim tarafından fetusta şüpheli bir ultrasonografi bulgusu saptandığında, anne adayının doğumsal kusurlu bebek doğurma riskinin arttığı durumlarda (ileri anne yaşı, şeker hastalığı, ilaç kullanımı vs), bebekteki sakatlıkların tanısına yönelik olarak, bebek anne karnındayken yapılan ayrıntılı ultrasonografik muayenesidir. İdeal olarak 20-24. haftada yapılır. İncelemeyi yapan hekimin tecrübesi, anne ve fetusun pozisyonu, ultrasonografi cihazının kalitesi fetal hastalıkları yakalama başarısını etkiler. Tüm bu faktörler ideal olduğunda fetal anormalliklerin %70-80’i tespit edilebilir. Bebeğe zarar veren bir muayene değildir, 20-30 dakika süren bir incelemedir. Anne kanındaki fetal DNA parçacıklarının genetik incelemesi ile trizomi 21 ve trizomi 18 için %98-99, trizomi 13 için %80 yakalama oranı bildirilmektedir. Henüz %100 duyarlılık ve özgüllüğe sahip olmadığından bir tanı testi değil, ileri düzey bir tarama testidir.
Reyhan Arpacı Hocam, kaç yıldır kadın doğum hekimliği yapıyorsunuz ve özellikle son yıllarda kadınların ilgisinin arttığı genital estetik hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Yaklaşık 14 yıldır kadın sağlığı üzerine çalışmaktayım. Genç kızlık dönemine has problemler, sonrasında gebelik ve doğum, kadın üreme sisteminin çeşitli hastalıkları ve ilerleyen yaşlarda menopoz dönemi kontrolleriyle tüm jinekolog arkadaşlarım gibi kadınların cinsiyetlerine has sağlık problemleriyle yıllardır ilgilenmekteyim.
Kadınların hayattan beklentileri ve yaşam içindeki rolleri değiştikçe jinekoloji alanında da farklı eğilimler başladı. Hayatın içerisinde kendisine daha aktif rol bulan kadın; cinsel hayatında da daha aktif, daha talepkar ve sorunlarını konuşan bir tavır geliştirdi. Zaten hayatında estetiğe ve güzelliğe önemli bir yer ayıran kadınlar, genital bölge estetiğiyle de yakından ilgilenmeye başladı.
Bu alanda genital organların dış yapısıyla ilgili labioplasty ya da dolgu enjeksiyonları ve vajinayla ilgili daraltma operasyonları ve enjeksiyonlar yapılmaktadır. Aslında genital bölge estetiği yalnızca dış görünüş için yapılmaz. Tekrarlayan enfeksiyon, ince kıyafet ya da mayo giyerken zorlanma veya ilişki esnasında yaşanan bazı problemler; boşalma problemleri, doğumlardan sonra kalan doku hasarları nedeniyle çoğu zaman ihtiyaç için uygulanmaktadır. Tabii ki tüm diğer estetik operasyonlar gibi kişinin rahatsızlığı ve istekleri daha ön plandadır ama bu alanda çalışan bir kadın doğum uzmanından danışmanlık almak gerekir. Yani kadının anatomik yapısı, yaşadığı problemler ve istekleri bu alanda çalışan bir kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilip, onun için en uygun operasyon planlaması yapılmalıdır.
Ümit Aydın Hocam, VM Medical Park Kocaeli olarak ekibiniz her geçen gün kuvvet kazanarak büyüyor ve bir çok hastalığa en modern tekniklerle, en bilimsel doğrularla şifa olacak kapasiteye ulaşıyor. Evli çiftlerin önemli sağlık sorunlarından biri olan kısırlık tanısında kullanılan rahim filmi (Histerosalpingografi) hakkında bilgi verebilir misiniz?
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi olarak aramıza yeni katılan arkadaşlarımızla güçlenerek büyüyoruz, bu sayede en zor ve sıkıntılı hastalıkları bile en bilimsel doğrularla tedavi etme imkanı buluyoruz. Hastalarımız açısından büyük memnuniyet verici bir aşama.
Rahim filmi, diğer adıyla HSG (Histerosalpingografi), rahim boşluğunu görüntülemek için kullanılan bir tanı yöntemidir. Bu görüntüleme yönteminde; rahimdeki tüplerde söz konusu olabilecek bir tıkanıklık, darlık ve genişleme gibi sorunlar tespit edilir. Rahim filminde amaç; rahmin şekli, rahim boşluğuyla ilgili kalıtsal kaynaklı sorunlar ya da myom-polip gibi sonradan gelişen ve kısırlığa neden olabilecek sorunların tespiti, özellikle düşük-kürtaj sonrası sıklıkla gördüğümüz yapışıklıkların saptanmasıdır. Günümüzde bu film, ağrısız ve acısız olarak çekilebilmektedir. Bu görüntüleme yöntemi aynı zamanda tüp bebek veya aşılama tedavilerine başlanmadan önce de yapılır. Rahim içerisindeki tüplerin ve rahim boşluğunun kontrast madde verilerek radyografik yöntemlerle incelenmesiyle gerçekleştirilir.
Tüpleri kapalı bir kadının, gebe kalma ihtimali azdır. Bu nedenle hamilelik için olumsuzluk yaratan bir durumu önceden tespit etmek için rahim filmi çekilir. Bunun sonucunda da hangi tedavi yönteminin uygulanacağı belirlenecek ve anne adayının gebe kalma ihtimali artacaktır. Bu uygulama en fazla 15 dakika içinde tamamlanır. Rahim filmi işlemi sonrası hastalar, günlük yaşam rutinlerini etkileyebilecek bir rahatsızlık hissetmezler. İşlem sonrasında hafif düzeyde görülen sızıntı şeklindeki kanama, normal kabul edilmektedir.
Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Gümüştaş Hocam, uzun süredir VM Medical Park Kocaeli Hastanesi’nde görev yapıyorsunuz. Modern toplumlarda kadınların çok sık başvurduğu yumurta toplama konusunda bizleri bilgilendirir misiniz?
Kadınların toplumdaki yerinin hızla değişmesi, kariyer yapan kadın sayısındaki artma ve evlenme yaşının ilerlemesi gibi nedenlerle çocuk doğurma planlarını erteleyen çift sayısı da giderek artıyor. Kadının yaşının ilerlemesiyle birlikte yumurtalık rezervi ve bunun sonucunda da doğurganlık potansiyeli azalmaktadır. Ayrıca özellikle ailede erken menopoz öyküsü, geçirilmiş yumurtalık cerrahisi veya kemoterapi öyküsü olan kadınlar başta olmak üzere, bazı kadınlarda yumurtalık rezervi daha erken yaşta azalmaya başlar ve gebe kalma olasılığı düşer. Bu nedenle birçok kadın ileride çocuk sahibi olabilmeyle ilgili yoğun kaygılar yaşar. Sperm veya embriyo dondurma teknik olarak daha kolay ve başarı oranı oldukça yüksektir. Ancak yumurta hücrelerini dondurma işlemi teknik olarak daha zor ve kısa bir süre öncesine kadar başarı oranı oldukça düşüktü. Son zamanlarda dondurma-çözme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde canlı ve normal yumurta hücresi elde etme oranları oldukça yükselmiş ve taze yumurta hücresi kullanımına yakın gebelik oranları elde edilebilmiştir. Özellikle güvenilirliği yeterli olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte ‘vitrifikasyon’ adı verilen yöntemle oldukça başarılı sonuçlar bildirilmiştir.
Bu yöntemden; kemoterapi veya pelvis bölgesine radyoterapi almak zorunda olan hastalar, çocuk sahibi olma yaşını geciktirmek isteyenler, ailesinde erken menopoz öyküsü olan ve ileride çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar faydalanabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda dondurma-çözme işleminden sonra yumurta hücrelerinin %70-76’sının canlı olduğu gözlemlenmiştir. Dondurma-çözme işleminden sonra canlı kalan hücrelere mikroenjeksiyon işlemi uygulandığında; döllenme oranları yaklaşık %70’dir.
NASIL ARANDI: #medicalpark #hasanterzi #ünalturkay #wmmedicalparkkocaeli #hastane #sağlık #kadındoğum #kadınhastalıkları #genitalestetik #izsizameliyat #cerrahi #yaşam #profesör #doçent #uzman #ekip #kocaeli