“Sanattan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”
Mustafa Kemal Atatürk
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü bugün. Gücünü edebiyattan alan tiyatro, oyunlarda kullanılan seslerden dolayı müzikle, sahne tasarımlarından ötürü de görsel sanatlarla iç içedir. Yetenek ve eğitimle beslenen tiyatro oyuncusu sahnede, bütün imkanları kullanarak gerçeklerden ve hayattan ötürü bir yapıyı gözler önüne sermeye çalışır.
Bu özel günde yine Bilge'nin Penceresi’nde çok özel bir tiyatro oyuncusu var. Kim mi?
O bir Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı
O bir seslendirme sanatçısı
O benim tiyatroya olan sevgimin başladığı dönemlerde Devlet Tiyatrosu’nda izlediğim "Söylentiler" oyunu ve iki defa izlediğim "Yedi Kocalı Hürmüz" oyunu ile beni kendisine hayran bıraktıran Pelin Dikmenoğlu.
Ankara'da doğdum. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunuyum.
Tiyatro bir yaşam biçimi. Aşk, Nefes aldığım, kendimi çok iyi hissettiğim bir yer sahne. Klasik olacak ama çocukluğumdan beri hep ilgim vardı. Ailem ve çevrem 4-5 yaşlarımda ki hallerimden benim sanata olan yeteneğimi keşfetmişler. Annem odam da bebeklerim ile oynarken bazen eve birini mi aldım diye gelip bakarmış, o gün kimi görmüşsem o karakteri oynarmışım mesela doktora gitmişsem doktor olurmuşum, bebekleri muayene edip reçete yazarmışım. Kimi zaman öğretmen olup tahta'da ders verirmişim bebeklerime daha sonrasın da arkadaşlarım ile hikayeler yazıp oynarmışım o dönemin ünlü popçularının şovlarını yaparmışım v.s. Dolayısı ile ailem tiyatro mesleğini seçmem de hep destek olmuştur, anneciğim halen 7/24 desteğini vermektedir.
Tiyatro benim için bir yaşam biçimi.Gerçekten insan üstü bir iş. En zor gününüz de bile tüm acıları, zorlukları kulise girdiğiniz de bir manto gibi askıya asarak bırakarak oynadığınız role girip sahne de başkalaştığınız, iyileştiğiniz, güçlendiğiniz yer, Tiyatro eğitir, öğretir, iyileştirir, düşündürür, eğlendirir, arındırır, farkındalık yaratır, insanın kendi ile yüzleşmesini sağlar. Bir oyuncu olarak tüm bunları seyirci'ye kazandırmak benim için çok önemli.
İkisini de severek yapıyorum. İkisinin de yeri ayrı ama tiyatro canlı performans olduğu için kestik baştan ya da yarın alırız diyemiyorsunuz tabii. Tiyatro'da o an ne yaptıysanız o, hata affetmez, er meydanıdır tiyatro! Bir siz bir de Tanrı vardır sahnedeyken, başka kimse size yardım edemez. Dizi ve sineme bu açıdan daha rahat, tekrar baştan alma ya da rahatsız olduğunuz da erteleme şansı var.
Herşeye. Tiyatro bir matematiktir, algılar her an açık olmalıdır. Sadece oynadığınız rolünüzü değil ekip arkadaşlarınızın da replik ve mizansenlerini takip etmelisiniz böylece en ufak aksaklıkta hemen seyirci'ye belli etmeden oyunu toparlayabilirisniz. Oyundan önce kostümünüz varsa oyun da kullandığınız aksesuvarlarınızı kontrol etmelisiniz. Bir aksilik olduğun da ne yapacağınızı da önceden düşünmüş olmalısınız. Kısaca hep kontrol, hep disiplin, hep dikkat. Ayrıca oyuncunun sahne de duruşu, yürüyüşü, diksiyonu ve enerjisi çok önemlidir. Seyirci sizin enerjinize bakar, oyunun başından sonuna kadar gereken enerjiyi sergilemelisiniz, ivme asla düşmemeli. Reji, akıcılık, konunun seyirciye geçmesi, kostüm dekor, ışık, müzik, dans, koreografi de bir oyunu tamamlayan öğeler olarak mükemmel olmalı. Dolayısı ile kendim oynadığımda da, izlediğimde de dikkat ederim.
İlkokul 5. sınıf mezuniyet oyunun da "Kraliçe Katerina" adlı oyun da Kraliçe Katerina rolünü oynadım. Ne tesadüftür ki ilk oyunumu ustalarımın mezun olduğu Ankara Cebeci de'ki Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü Sahnesin,'de oynadım üstelik. Anlayacağınız ilk sahne tozunu ilkokul 5.sınıf'ta burada yuttum.
Devlet Tiyatrosu oyuncusu olduğum için rejisörlerimiz ve Ankara müdürlüğü hangi oyun da bana ihtiyaç varsa görevlendirirler. Rol seçimini biz değil kurumumuz belirler.
Her oyunun mutlaka ufak da olsa bir mesajı vardır. Bence vermelidir. Seyircinin bakış açısı ve algısı'na göre değişkenlik gösteren bir durum, bir oyun birine mesaj veririken diğerine vermeyebilir de.
Tiyatro da uyulması gereken tüm kurallara uyarım ve uyulması gerektiğine inanırım. Tiyatro demek disiplin demektir zaten.
Tiyatro dışın da seslendirme yapıyorum, dublaj yapmayı seviyorum. Dizi olursa çekimlere gidiyorum. Sevdiklerimle, dostlarımla ve annemle vakit geçirmeyi çok severim.Kitap okumak, müzik dinlemek, kedilerimle oynamak ve yaz gelince de deniz, güneş, dostlarım vazgeçilmezlerim.
Tiyatro: İnsana insanı insanla anlatma sanatı
Sahne: Er meydanı
Şöhret: Ünlü olmak tanınmak
Mutluluk: Sağlık ve huzur
Sinema: Film. Severim izlerim seslendiririm.
Seslendirme dublaj yaptım bol bol. Hala da yapıyorum. Mecburi hizmet görevimi Diyarbakır Devlet Tiyatrosun da tamamladıktan sonra Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu olarak halen görevimin başındayım. Bu arada bir çok televizyon dizisin de oynadım.
Bu sezon "Yedi Kocalı Hürmüz" de izledin beni Bilge'ciğim. Önümüzde ki sezon oyunları Ağustos ayın da ve ilerleyen turlar da belli olacağı için şimdiden bilemiyoruz tabii.
Ben Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu olarak gişelere, sahnelere baktığım da hep dolu. Bilet bulamıyoruz diye seyirci kuyrukta ya da internet başında. İlgi bayağı fazla zaten, Ankara Tiyatro seyircisi kemikleşmiştir.
Sevdiği, ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu için.
Cat's müzikalin de olmak isterdim. Broadway de oynanan müzikaller ve Shakespeare Globe Theatr oyunları ilgimi çekmiştir takip ediyorum zaten.
Masabaşı provaların da iyi bir dramaturji çalışması yapılmalı. Rolünüzü çalışırken içselleştirmeli karakterin doğduğu andan itibaren hikayesini yazmalısınız, karakterin tün detaylarını özelliklerini iyice oturttuktan sonra yan karakterlerle ilişkisini, neyi neden söylediğini duygusunu çözdükten sonra yapmacıklıktan çıkmış olursunuz. Zaten en az iki ay prova da bu yüzden yapılır.
Daha çok sahne, daha çok oyun, daha çok kadro, daha çok bilgilendirme, daha çok okullar da tiyatro kolları faaliyetleri olursa ilgi de sevgi de artar.
Kondüsyon ve fit görünüm için önemlidir.
Bol bol okusunlar, tiyatro ve sinema'ya gitsinler, oyunlar da küçük olsa da rol alıp usta çırak eğitimine başlasınlar, disiplinli bir hayat sürsünler. Beslenmelerine, uykularına, vücutlarına, seslerine özen göstersinler ve kendilerine iyi baksınlar.
Olamaz.
Ben teşekkür ederim Bilge'ciğim...
Buradan tüm tiyatroseverlerin, meslektaşlarımın, tiyatro sahnesin de emeği geçen herkesin 27 MART DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ'nü kutluyorum...
Yaşasın tiyatro, tiyatro iyidir, iyileştirir...
NASIL ARANDI: #pelin dikmenoğlu # bilgenin penceresi # bilge çolak # tiyatro # dünya tiyatrolar günü # seyirci #