Gece altını ıslatma milyonlarca çocuğu ilgilendiren oldukça yaygın bir sorun. ‘Enürezis nokturna’ olarak adlandırılan bu sorun, nörolojik olgunluğun tamamlandığı 5 yaş civarına kadar normal kabul ediliyor ve bu yaşta çocukların yüzde 15’inde görülebiliyor. Zamanla kendiliğinden düzelse de 15 yaşına gelmiş çocukların yüzde 1’inde hala altını ıslatma olabiliyor. Bu sorunun devam etmesi hem çocuğun psikolojisini hem de ailesiyle ve toplumla kurduğu sosyal ilişkileri olumsuz etkiliyor. Utanç ve çevreden saklama isteği o kadar ağır basıyor ki doktora gitmekten de çekiniyorlar. İlk defa doktora başvuran hastalar arasında gençlik döneminde olanların bulunduğunu söyleyen Acıbadem Kocaeli Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Ömer Barış Yücel, bu sorunun sebepleri tespit edildiğinde tamamen tedavi edilebileceğine dikkat çekiyor.
Sadece geceleri altına kaçırma durumunun genetik bir temeli olduğu biliniyor. “Eğer bir ebeveynde bu durum varsa çocukta ortaya çıkma ihtimali yüzde 44, her ikisinde de mevcutsa yüzde 77 oranında” diyen Dr. Ömer Barış Yücel, çocuğun gece idrarını kontrol etmeyi hiç başaramamış olması ya da bir süreden sonra bu kontrolü kaybetmesine bağlı olarak tedavinin de değişeceğinin altını çiziyor.
Tek tip bir sorun olmayan gece altını ıslatma durumunda başarılı bir tedavi için altta yatan gerçek nedeni ortaya çırkarmak gerekiyor. Bunun için ayrıntılı bir fiziki muayene, ailenin ve çocuğun verdiği bilgilerin yanında günlük işeme alışkanlığını ortaya koyan çizelgeler ve semptom skor formları kullanılıyor. Bazı özel durumlarda, eşlik eden semptomlara ve idrar kaçırmanın tipine göre idrar ve kan tahlilleri, görüntülemeler ve işeme testleri de gerekebiliyor.
Çoğunlukla psikolojik değil fizyolojik nedenlerden kaynaklanan bu sorunun ileri yaşlarda hala görülüyor olması, çocuklarda başarısız ve beceriksiz hissetmeye, utanmaya ve özgüven kaybına, ebeveynlerde ise bıkkınlığa yol açıyor.
Geceleri altını ıslatma sorununun tedavisinde en önemli nokta, ailenin ve özellikle çocuğun tedaviye yönelik motivasyonunun sağlanması. “Bu sorunun çözüleceğine dair çocuğa güven vermek, ailenin desteğini sağlamak, bunun bir suç olmadığını, ailesel yatkınlıkla da alakalı bir gelişim süreci olduğunu anlatmak en önemli adım” diyen Dr. Yücel, alınacak ek tedbirlerle sorunun aşılabileceğinin altını çiziyor. Çocuğu geceleri rahatlatmak adına sıvı alımını gün içine yayılacak şekilde planlamak tedavide kritik bir unsur. Davranış değişikliklerinin tek başına yeterli olmadığı durumda bu tavsiyelere ek olarak yaygın kullanılan iki yöntem daha var. İlki desmopressin hormonu (ADH) içeren bir ilaç ile gece idrar çıkışının azaltılması.
Hızlı ve etkili bir sonuç sağlayan bu tedavi sık kullanılsa da ilacın kesilmesinden sonra şikayetlerin tekrarlama olasılığı mevcut. Bu yüzden tedavi doz azaltılarak yavaş yavaş bırakılıyor ve davranış değişikliklerine devam edilmesi öneriliyor.Diğer yöntem ise alarm cihazı kullanılması. İç çamaşırı ya da yataktaki ıslaklığı fark ederek çocuğu uyandıran bu mekanizma ile tedavide yüzde 80’lere varan başarı sağlanıyor ve daha kalıcı sonuç elde ediliyor ancak yanıt daha geç ortaya çıkıyor.
Ayrıca diğer ev halkını da uyandırdığı için kullanımı zor olabiliyor. Uygun tedaviyi çocuk ve ailesi ile birlikte kararlaştırmak başarı için önemli bir unsur.
NASIL ARANDI: #Acıbadem Kocaeli Hastanesi # Üroloji Uzmanı # Doktor # Ömer Barış Yücel # sağlık # çocuk # altını ıslatmak