25-04-2024 17:55

Tecrübesiyle yanınızda: Opr. Dr. Çağdaş Aslan

2019-04-08    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2019-04-08
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Zeynep AKAR

FOTOĞRAFLAR: Emre Canbulat

 

Normal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin en sık başvurduğu yöntemlerin başında tüp bebek, özellikle de mikroenjeksiyon yöntemi geliyor. İlimizde ilk kez 2015 yılında Konak Hastanesi tarafından uygulanmaya başlanan tüp bebek yöntemi, yapılan başarılı çalışmalarla pek çok çiftin bebek sahibi olmasına yardımcı oldu. İzmit Konak Hastanesi, şimdi bu alanda bir atılım daha yaparak, tüp bebek merkezini baştan aşağı yeniledi ve merkezin sorumluluğunu ülkemizin tüp bebek konusunda en tecrübeli isimlerinden biri olan Opr. Dr. Çağdaş Aslan’a emanet etti. Dr. Aslan önderliğinde yapılan yeni düzenlemeler ve donanımıyla dünyayla yarışabilecek konuma gelen İzmit Konak Hastanesi, artık ilimizin en iddialı tüp merkezine sahip. Kocaeli Life dergisi olarak, hem Opr. Dr. Çağdaş Aslan’ı daha yakından tanımak hem de tüp bebek yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgi almak için İzmit Konak Hastanesi Tüp Merkezi’ni ziyaret ettik.

 

Çağdaş Bey, öncelikle Kocaeli’ye hoş geldiniz… Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1979 doğumluyum. Annem ve babam öğretmen olduğu için o dönemdeki görev yerleri olan Kayseri’de dünyaya geldim ama çocukluğum Mersin’de geçti. Tıp fakültesini Ankara ve Eskişehir’de tamamladım, uzmanlığımı Ankara Başkent Üniversitesi’nde kadın hastalıkları ve doğum üzerine yaptım. Mecburi hizmetimden sonra 3 yıl Gebze Anadolu Sağlık Merkezi’nde çalıştım, bu dönemde Cerrahpaşa’da tüp bebek üzerine aldığım eğitimi tamamladım. 2014 yılında İstanbul Tüp Bebek Merkezi’ne geçtim. Son iki yılı tıbbi direktörlük olmak üzere 5 yıl kesintisiz olarak aynı merkezde görev yaptım. Yaklaşık 3 aydır da İzmit Konak Hastane’nin tüp bebek ünitesinin başındayım.

Konak Hastanesi’ne geçiş süreciniz nasıl ilerledi?

2015 yılında, Konak Hastanesi’nin tüp bebek ünitesine kurulumu esnasında danışmanlık yapmıştım. O dönem buranın sistemini oturtana kadar yaklaşık 6 ay Kocaeli’de çalıştım. Aradan 4 yıl geçtikten sonra, Konak Hastanesi’nden merkezin başına geçmem yönünde bir teklif aldım. Kısa bir değerlendirme ve görüşme sürecinin ardından, embriyolog arkadaşımla beraber Konak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde göreve başladık. Burada, merkezin kuruluşundan beri tanıştığımız arkadaşlarımızla beraber sağlam bir ekip oluşturduk.

Hocam, 5 yıl aralıksız tüp bebek üzerine çalışmışsınız. Bu çok ciddi bir tecrübe demek…

Evet, bu konuda çok ciddi bir tecrübeye sahip olduğumu söyleyebilirim. 5 yıl boyunca 10-12 bin arasında tüp bebek vakası gördüm. Bu herhangi bir doktorun görebileceği vaka sayısının çok üzerinde bir rakam.

Sadece bebek sahibi olmak isteyen çiftlerle mi ilgileniyorsunuz?

İşim çocuk sahibi olamayan çiftlere rehberlik etmek.

Çocuk sahibi olamamak (kısırlık) bir hastalık olarak algılanmalı mıdır?

Kesinlikle, hayır. Hastalarıma hep aynı şeyi söylerim: Siz şeker, tansiyon ya da kanser hastası değilsiniz. Bebek sahibi olamamış bir çiftin medikal problemleri olabilir ancak bunlardan sağlığı tehdit eden bir hastalık olarak bahsedemeyiz. Sadece çocuk sahibi olmaya çalışıyorsunuz, ben de bu süreçte size rehberlik ediyorum. Birlikte bir bebek yapabilirsek, hayatınıza olmayan bir şeyi eklemiş oluruz… Ama çocuğunuz olmazsa bile mevcut yaşantınızla ilgili hiçbir şey kaybetmiş olmayacaksınız. Süreci bu şekilde görmek hastalarımın psikolojisi açısından da en doğru ve sağlıklı olanı. Negatif bir hastalıkla uğraşmıyor olmaları onlar için çok büyük bir artı. Bunu anladıkları zaman çok rahat ediyorlar. Bir şey kaybetmeyeceklerini, tam aksine kazanmaya çalıştıklarını anladıklarında her şey daha kolaylaşıyor.

Çiftler, genellikle ne gibi sorunlardan ötürü çocuk sahibi olamıyor?

Erkeğe bağlı faktörler, kadına bağlı faktörler, genetik bozukluklar ve açıklanamayan faktörler. Çocuk sahibi olmaya neden olan sorunlar genellikle bu dört ana başlık altında inceleniyor ama ben tek bir başlık altında inceliyorum: Çiftin sorunu. Aksi halde çift birbiriyle sorun yaşamaya başlayabiliyor. Neticede, biz erkeğin spermi ve kadının yumurtasıyla bebek yapmaya çalışıyoruz. Bu, iki kişilik bir iş.

Çocuk sahibi olmak için size başvuran çiftlere nasıl bir yol çiziyorsunuz?

Çocuk sahibi olma noktasında her çiftin sorunu kendine özeldir. O yüzden, önce sorunları saptayıp buna göre yol çiziyorum. Diyelim ki sperm sayısı az, hareketi biraz sorunlu; önce bunu çözüyoruz. Kadının yumurtasında problem varsa, yumurtayı büyütüp ‘Size aşılama yapalım’ diyoruz. Spermde ya da yumurtada bir problem yok ve sadece yumurtlamada  sıkıntı varsa, o zaman da yumurtlamayı sağlayacak tedaviler yapıyoruz. Tüm bunlarla gebeliği sağlayamazsak, tüp bebek tedavilerine geçiyoruz. Bunun yanı sıra benim kendi yaklaşımım sadece tedavi metodu önermek değil, insanların hayatlarını düzenlemek şeklinde.

Hayatlarını düzenlemek derken neyi kast ediyorsunuz?

Örneğin, hasta bana geliyor, bakıyorum aşırı kilolu. İnsülin direncinin yanında guatrı da var. Tiroid fonksiyonları düzensiz. Bu hastaya, yumurtalığındaki düzensizliğin, metabolizmasındaki düzensizlikten kaynaklandığını anlatmak lazım. Bu sorunları gidermeden işe girişmek, hekim olarak benim başarımı da düşürür. Dolayısıyla sizin o insanın hayatına müdahale etmeniz gerekiyor. Şu anda benim bir diyetisyen gibi takip ettiğim hastalarım var. Böylece çiftin bebek sahibi olma şansını artırmış oluyoruz. Sadece tiroid fonksiyonunu düzenlemek bile bazen gebe kalınmasını sağlayabiliyor. Bunların hepsini yaptık ancak gebelik oluşmadıysa, tüp bebek tedavisine geçiyoruz.

 

 

YUMURTALAR TOPLANIYOR

Tüp bebek süreci nasıl ilerliyor?

Tüp bebek işlemine yumurtaları büyüterek başlıyoruz. Önce hastanın yumurtalarını uygun tedavi ve ilaçlarla büyütüp belli bir olgunluğa getiriyoruz. Sonra anestezi altında ve ultrason eşliğinde, bu iş için yapılmış özel iğneler kullanarak bu yumurtaları topluyoruz. Yumurtalar hemen yan taraftaki embriyoloji laboratuvarına  gidiyor. Yumurta, içi sıvı dolu ‘folikül’ denen bir yapının içindedir. Hasta henüz ameliyathaneyken embriyolog, folikülün içindeki sıvıyı boşaltır, mikroskop altında yumurta olup olmadığına bakar. Eğer varsa, yumurta hemen bir takım işlemlerden geçirilir ve birkaç saat içinde sağlıklı olup olmadığı, kalitesi, mikroenjeksiyona uygunluğu anlaşılır. Her yumurta sağlıklı olmayabilir. Bu her yaştaki kadınlar için geçerlidir. Normal bir kadından 10-15 arası yumurta topluyorsak, biliriz ki bunların bir kısmı sağlıklı değildir.

Bir hastadan, bir seferde ne kadar yumurta toplanabiliyor?

Hastanın yumurtası ne kadar olursa. Kadınların yumurta rezervleri, anneleri kendilerine hamileyken oluşur ve yumurtalıkta depolanır. Bu süreç tamamlandıktan sonra bir daha yumurta yapması söz konusu değildir. Adet gördükçe yumurtaları azalır ve yumurtalar tükendiğinde menopoz dönemi başlar. Normal bir kadının gebelik getirebilecek işe yarar yumurta sayısı 3 bin kadardır. Hayatı boyunca ortalama 400-450 kez adet gördüğü ve her ay bir tane yumurtladığını düşünürsek, depoda kalanların içinden kurtarabildiğimiz kadarını kurtarmayı amaçlıyoruz. Bazen sadece bir yumurta için aylarca takip ettiğimiz insanlar oluyor. Bazı kadınların yumurta sayısı çok az oluyor ve sabretmek gerekiyor. Normal bir takip ise 12-13 gün sürüyor. Aslında her şey bireysel.

 

 

DÖLLEME VE TRANSFER

Sağlıklı yumurtalar toplandıktan sonra süreç nasıl ilerliyor?

Yumurta toplama işlemi başlamadan önce erkeğin sperm tahlillerini yapmış oluyoruz. Biz kadından yumurtayı toplarken, erkek de eş zamanlı olarak sperm veriyor. Topladığımız her bir sağlıklı yumurta için milyonlarca sperm hücresi arasından, yumurta sayısı kadar sperm seçiyoruz. Bu işlemi yaparken, en iyi, sağlıklı ve kaliteli spermleri almaya dikkat ediyoruz.

Dölleme işlemi için ne kadar zamanınız var?

Spermler 5 güne kadar uygun ortamda canlı kalabilir ama yumurtalar toplandıktan sonra belli bir süre içinde döllenmelidir. Bu süre aşılırsa, hücre bölünmesi devam ettiği için döllenme penceresini kaçırmış oluyorsunuz. Yumurta toplandıktan sonra 2-3 saat içinde mikroenjeksiyon yöntemiyle döllenmeyi sağlıyoruz. Yani seçtiğimiz spermlerden her birini, özel tekniklerle her bir yumurtanın içine bırakıyoruz. Daha sonra 16-24 saat içinde döllenip döllenmediğini kontrol ediyoruz.

Döllenme gerçekleşmeyebilir mi?

Gerçekleşmeyebilir. Her yumurtanın ya da spermin genetiği döllenmeye uygun olmayabilir. Diyelim ki 15 yumurta toplamıştık, bunlardan 12 tanesi sağlamdı ve 11 tanesi döllenmiş. Bu durumda elinizde takip edilebilecek 11 tane embriyo kalıyor. Embriyoları beş gün takip ediyoruz.  Bu süreç boyunca, dış ortamdan tamamen izole şekilde yapay bir rahim içerisinde tutuluyorlar. Beşinci günde ise bunların içinden en iyi ve gebelik getirebilecek olanları ya hastaya transfer ediyoruz ya da dondurup saklıyoruz.

 

MAKSİMUM İKİ EMBRİYO

Neden donduruyorsunuz?

Her hasta transfer işlemine uygun olmayabilir. Eğer hastanın durumunun gebeliğe uygun olmadığını düşünüyorsak, embriyoları dondurup saklamayı tercih ediyoruz. Benim genel pratiğim, donmuş embriyo transferi yapmak yönünde. Donmuş embriyolarla gebelik elde etme ihtimali, en az yüzde 2-3 oranında daha yüksek oluyor.

Bir seferde anne rahmine kaç embriyo konulabiliyor?

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre maksimum iki embriyo transfer edebilirsiniz. Eğer kadın 35 yaşından küçükse, ilk iki tüp bebek denemesinde kanunen sadece bir embriyo koyabilirsiniz. 35 yaşın üzerindeki ya da yaştan bağımsız olarak daha önce iki tüp bebek denemesi olan kadınlar için de kanunen iki embriyo transferine izin veriliyor.

Tüp bebek ve mikroenjeksiyon arasındaki fark nedir?

Tüp bebek yönteminde (ivf) yumurtayı topladıktan sonra etrafında 300 bin sperm hücresi koyup, onu döllemesini beklersiniz. Mikroenjeksiyon ise bu işin artık en uç noktası. Her bir yumurtanın içine bir sperm, mikromanipülatörler ve cam iğneler aracılığıyla  yerleştirilir.

Hocam, şu anda İzmit Konak Hastanesi’nde tüp bebek ile ilgili her türlü uygulama yapılabiliyor mu?

İstanbul’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde, tüp bebekle ilgili yapılabilecek hangi operasyon ve laboratuvar işlemi varsa, İzmit Konak Hastanesi’nde yapılabiliyor. Uygulayamadığımız herhangi bir bilimsel yöntem yok. Kocaeli’de, bu teknolojiye ve deneyime sahip böyle bir tüp bebek merkezi yok, İstanbul’da da sadece birkaç yer var.

NASIL ARANDI: #Çağdaş Aslan # bebek # tüp bebek # tüp bebek tedavisi # konak hastanesi # tedavi #

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.