İzmit’te ‘cağ kebap’ denilince akla artık Tarif Cağ Kebap geliyor. Bundan iki yıl önce Adnan Menderes Bulvarı üzerinde açılan Tarif Cağ Kebap, aradan geçen süre içinde gerek lezzet gerekse hizmet kalitesiyle ‘cağ kebap’ tutkunlarının ilk adresi olmayı başardı.
İzmitliler, Erzurum’un en meşhur yemeğini yiyebilmek için Tarif Cağ Kebap’ın adeta müdavimi olurken, mekanın ünü ilçe sınırlarını aştı, il dışına ulaştı.
Tarif Cağ Kebap şimdilerde Sakarya’dan, İstanbul’dan hatta Bursa’dan gelen lezzet avcılarını ağırlıyor.
İzmitlilere cağ kebabı sevdiren İrfan Fırat da işletmesinin gördüğü ilgiden öylesine memnun ki, “Kocaeli halkına gönülden teşekkür ederiz” diyor.
Tarif Cağ Kebap’ın iki yıl içinde geldiği noktayı İrfan Fırat’tan dinleyelim.
Çok büyük bir beklentimiz yoktu aslında ama tahminlerimizin 3-4 katı iş yaptık. Ben kebap ustası değilim fakat iyi bir işletmeci olduğumu söyleyebilirim. Mekanımızı açtığımız gün itibariyle işimin başından hiç ayrılmadım, her türlü ayrıntıyla yakından ilgilendim. İki yıl boyunca çok büyük emek verdik ve bunun karşılığını da aldık. Kocaeli halkı bize inanılmaz destek oldu. Bu yüzden kendilerine gönülden teşekkür ediyorum.
Günde ortalama 400-500 kişiyi ağırlıyoruz. Hafta sonları daha yoğun geçiyor, bazen insanları kuyrukta beklettiğimiz oluyor. Bizim en önemli özelliğimiz, müşterilerimizin yiyeceği her şeyin gözlerinin önünde yapılıyor olması. Kapıdan içeri girer girmez odun ateşinde pişirilen etle karşılaşıyor, hemen yanında lavaşın yapılışını ve pişirilmesini izliyorsunuz. O esnada soğanların ve biberlerin közlenmesine şahit oluyorsunuz. Çorba ve salata da gözünüzün önünde servis ediliyor. Her şey o kadar şeffaf ki... Bu yüzden müşterilerimiz gönül rahatlığıyla gelip yemek yiyebiliyor.
Mekanımızı açtığımız gün itibariyle etlerin tamamını ben alıyorum. Müşterilerimize karşı mahcup olmamak için özenle seçiyorum. En fazla 4-6 aylık kuzu kullanıyoruz. Cağ kebabını, işinde çok iyi olan 4 ustamız hazırlıyor. Aldığımız etlerin bütün sinirlerini ayıklıyor, kaya tuzu, soğan ve karabiberle marine ediyoruz.
48 saatlik marinasyon işlemi sonrasında kebabı meşe odunundan elde ettiğimizde közde pişiriyoruz. Lokum gibi bir et oluyor. Günlük ortalama 100-120 kilo arası et tüketiyoruz. Bizim etimizi yiyen müdavimi oluyor, ‘Şimdiye kadar et yediğimi sanıyordum, yanılmışım’ diyor.
Kemik suyundan mercimek çorbası yapıyoruz, buraya özgü bir çorba. Yine Erzurum’un meşhur kadayıf dolmasını burada, kendimiz yapıyoruz. Yemek sonrasında ikram ettiğimiz çay da piyasadaki çaylar gibi değil. Erzurum’a özgü bir demleme yöntemiyle demliyor, yine yöreye özgü bir şekilde aynı bardağa yenisini doldurarak ikram ediyoruz. Kışın mekanımızın ortasına bir soba kuruyoruz, kabak tatlısı ve ayva tatlısını burada pişiriyoruz. Bizim kültürümüze göre bir restoran yaptık ve iki yılın sonunda ne kadar doğru bir iş yaptığımıza kanaat getirdik. İnsanlar artık her şeyin doğalını tercih ediyor, bizim restoranımız da alışılmışın dışında çok doğal ve sade.
Cağ kebap yemek için İstanbul, Bursa, Düzce, Yalova ve Sakarya’dan gelen müşterilerimiz var. Google yorumlarına bakarsanız Türkiye’de ilk iki ya da üçün içinde olduğumuzu görebilirsiniz. Bu da bizi inanılmaz mutlu ediyor, motivasyonumuzu artırıyor.
Ben 30 yıllık esnafım, franchising ya da şubeleşmede bu işin tılsımının bozulduğunu düşünüyorum. Neden mi? Çünkü işin başında siz duramıyorsunuz. Ne kadar iyi personel yerleştirirseniz yerleştirin, olaya sizin baktığınız gibi bakmıyorlar. Biz burada gelen her müşteriyi evimize gelmiş misafir gibi ağırlamaya özen gösteriyoruz. Bunu başta ben yapıyorum, müdürüm de çalışanlarım da aynı şekilde davranıyor. Hal böyle olunca müşteri de karşılığını veriyor.
Bu işe girerken çok iyi analizler yaptık, her şeyi hesapladık. Bizi diğer işletmelerden bir adım öne çıkaran, öncelikle etimiz. Bizim kullandığımız et özel, katıksız. Etin hazırlanması, marine edilmesi ve pişirilmesi noktasında da çok başarılıyız. Cağ kebabının bir özelliği de etin çok hızlı kesilmesi. Bu da müşteri yoğunluğuyla doğru orantılı. Ne kadar çok müşteri gelirse o kadar başarılı olabileceğimizi biliyorduk, tüm planlarımızı bunun üzerine yapmıştık. Öyle de oldu. Müşteri sayımız her geçen gün katlanarak arttı. Bir diğer önemli nokta da kalitenin ve lezzetin hiç değişmemesi. Bunu da sağladığımızı düşünüyorum. 10 sene sonra da gelseniz etin tadı aynı olacak çünkü reçetemiz aynı.
Biz pandemi öncesinde de temizlik kurallarına ve hijyene inanılmaz önem veriyorduk. Müşterilerimize karşı hep şeffaf olduk. Daha önce de dediğim gibi et, etin yanında ikram ettiğimiz garnitürler ve lavaş müşterilerimizin gözü önünde pişiriliyor. Çorba ve salata da müşterinin gözü önünde ikram ediliyor. Hijyen bakımından aldığımız önlemleri daha da artırdık. Restoranımızın her yerinde dezenfektanlar, masalarda kolonyalar bulunuyor. Her müşterimizden sonra masaları temizliyor, yeni müşteri geldiğinde bir kez daha dezenfekte ediyoruz. Denetime gelenler her seferinde teşekkür ederek ayrılıyor. 350 metrekarelik bir alanda hizmet veriyoruz, normalde 150 kişiyi aynı anda ağırlayabiliriz ancak sosyal mesafeden dolayı sayıya dikkat ediyoruz.
Müşterilerimizi misafirlerimiz olarak gördüğümüz için onların buradan memnun ayrılması bizim için gerçekten çok önemli. Müşteri memnuniyeti için azami gayret gösteriyoruz. Müşterilerimiz o kadar memnun ayrılıyor ki haftada 3 gün gelen bile oluyor.
NASIL ARANDI: #tarif cağ kebap # irfan fırat # iş adamı # yemek # mekan # cağ kebap # kocaeli # izmit # tatlı çay # erzurum # kocaeli
Thank you everybody !!! Thus is deliciouse l did t eat