28-03-2024 14:46

Sonbaharda Karadeniz

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 12/11/2021
Karadeniz, sonbaharda farklı bir güzelliğe bürünür. Bir yanda sarı, kırmızı ve kahverengiye bürünen ağaçlar, adeta renk cümbüşünün yaşandığı ormanlar, bir yanda masmavi deniz… Sonbaharda görülmeye değerdir Karadeniz
.stripslashes($urun->baslik).

HAZIRLAYAN: GAMZE KIR SAPANCI & AKIN SAPANCI (@GAMZENIKA)

 

Sonbahar, en sevdiğimiz mevsimlerden biri. Doğa, sonbaharda Karadeniz’de bambaşka bir hale bürünüyor. Yeşilin yerini sarı, kırmızı ve kahverengiye bıraktığı ormanlar adeta görsel bir şov yaparak, insanı büyülüyor. Karadeniz’de sonbahar mevsimi, sabah doğan güneşin ardından aniden gelen yağmur bulutlarına selam verip, yağmura ‘merhaba’ demektir. Her an yağmur yağabilir ve her an çıkabilecek bir gökkuşağı sizi mutlu edebilir. 

Sonbaharda Karadeniz’e gidiyorsanız, yağlı boya tabloları aratmayacak güzellikte bir doğayla karşılaşacağınızı bilmelisiniz, bunun yanı sıra yağmur için de hazırlıklı olmalısınız. Biz bu gezimizde çok da yerimizden kıpırdamadan yakınımızdaki köyleri ziyaret ettik.

Gün doğumuna uyanmak, evimizde yanan kuzinenin başında manzaraya karşı bir çay içmek, akşam güneşin batışını deniz kenarında izlemek oldukça huzurlu ve keyifliydi.

Uzun yürüyüşlerde yeşilin her tonuna şahit olduk, yeşili çevreleyen sarı-kırmızı yaprakları hayranlıkla izledik. Dere kenarında suyun sesiyle huzur bulduk, deniz kenarında gün batımı keyfi yaptık. Doğanın kışa hazırlanışını izlediğimiz bu mini Karadeniz gezimizde köylerde sonbahar mevsimi bizi nasıl mı karşıladı? Hadi hep birlikte gezelim.

BAVUL HAZIRLIĞI

Karadeniz’e yolculuk yaparken en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri de bavul hazırlığı. Sonbahar mevsiminde hava bir anda çok soğuk ve yağmurlu olabileceği gibi, bir anda güneşli ve bunaltıcı olabilir. Bavul hazırlığınızı da buna göre yapmanızı tavsiye ederiz ki Karadeniz’in havası çarpmasın! Biz sonbaharda gitmemize rağmen yazdan kalma günler yaşadık. Bunun yanı sıra son gün oldukça kapalı ve yağmurlu bir hava vardı. İşte bütün bunları göz önünde bulundurup; yazlık, kışlık ve baharlık olarak çok yönlü bir bavul hazırlayın!

KARADENİZ'E ULAŞIM

Karadeniz’e ulaşmak artık çok kolay. Şahsi aracınızla veya otobüsle gidebilir, zamanınız kısıtlı ise uçağı tercih edebilirsiniz. Siz sadece hangi şehre gideceğinize karar verin. OR-Gİ ve Trabzon Havalimanı, Karadeniz gezileriniz için tercih edebileceğiniz havalimanları. Bizim seyahatimiz Giresun’a olduğundan her ikisi de bizim için uygundu. Saat uygunluğu sebebiyle Trabzon Havalimanı’nı tercih ettik. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Trabzon için direkt uçuşlar var. Bununla birlikte Karadeniz için uygun fiyatlı uçak bileti bulmak çok mümkün olmuyor. İndirimleri takip etmenizde fayda var. Biz, bu şekilde güzel bir indirim yakalayarak bilet aldık. Bunu da hatırlatmış olalım.

Havalimanına ulaşım sağladıktan sonra, çıkışta HAVAŞ otobüsleri gideceğiniz şehirlere göre sıralanmış sizi bekliyor olacak. Bir dönem Trabzon-Giresun hattı kaldırılmıştı. Covid sebebiyle olduğu söylense de çok bir anlam verememiştik. Bugünlerdemevcut. Gitmeden önce HAVAŞ otobüs saatlerine bakmanızda fayda var.

ARAÇ KİRALAMA

Bizim gibi bebekli bir gezi yapacaksanız araç kiralamak daha konforlu olacaktır. Trabzon Havalimanı, araç kiralama açısından aktif bir havalimanı. Tüm firmalar bulunuyor ve pek çoğu uzun saatler veya 7-24 çalışıyor. Bizim tercihimiz kurumsal bir firma oluyor. Açıkçası hassas bir konu olduğundan bildiğimiz, hem yurt içi hem yurt dışı seyahatlerimizde tecrübe ettiğimiz bir firma olmasına dikkat ediyoruz. Bütçenize uygun ve sizin için konforlu olacak aracı tercih edebilirsiniz.

YALIKÖY

Giresun’un 16 ilçesinden biri olan Tirebolu’da 50 köy bulunuyor. Bu köylerden biri olan Yalıköy, denize kıyısı olan nadir köylerden. Hem masmavi Karadeniz’i hem de yemyeşil ormanları, fındıklıkları görüyor. Yalı adını aslında denize olan yakınlığından alıyor. Tipik bir Karadeniz yerleşimi hakim. Deniz kıyısından yukarı doğru yerleşim artıyor. Şimdi biraz da köyümüzden bahsedelim. Yalıdan Annakgıran’a doğru bir yolculuğa çıkalım.

Yalıköy’de sahilde bulunan Yalıköy İlkokulu vakti zamanında babamın ve annemin de belirli sürelerde eğitim aldığı, şirin mi şirin bir köy okulu. Hemen girişte küçük bir giriş odası (muhtemelen zamanında müdür odasıdır) ve tek bir sınıf bulunuyor. Tek sınıfta her yaş grubunun eğitim aldığı zamanlar... İçeri girip kara tahtayı gördüğümde çok duygulandım. Bir süre atıl durumda kalan köy okulu şimdilerde Yalıköy Konağı olarak restore edildi. Bahçesindeki çam ağaçları ise annelerimizin, babalarımızın küçükken diktiği ağaçlar. Köy için anlamı büyük bir okul ve bahçe. Köy okulunun bahçesinde düğün, kına gibi organizasyonlar da yapılıyor. Maalesef yakın bir zamanda çıkan yangın sebebiyle okulun çatısı hasar görmüş.

BUZ GİBİ OLUK SUYU

Yalıdan yukarı çıkarken, araba yolunu kullanabileceğiniz gibi patika ve kestirme yolları da tercih edebilirsiniz. Patika yollarda doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Köydeki mahalleler, aile soy isimlerine göre belirlenmiş. Kerimli Mahallesi gibi... Bununla birlikte ‘gıran’ dediğimiz alan köyün genel toplanma merkezi gibi bir şey. Gıran düz bir alan ve tüm mahalleyi görebiliyorsunuz. Gırandan yukarı, Annakgıran’a doğru yol alıyorsunuz. Annak ise ‘yakın’ anlamında kullanılan bir kelimeymiş. Annakgıran Mahallesi köyün en son mahallesi ve hemen sonrasında derin bir orman sizi karşılıyor. Annakgıran Mahallesi’nde, vakti zamanında su ihtiyacının karşılandığı bir çeşme yapılmış. Dağlardan gelen su oluk olarak adlandırılıyor. Yolunuz düşerse buz gibi oluk suyu da içmelisiniz. Yalıköy’de neler var neler yok biraz da bundan bahsedelim.

Bol bol fındık bahçesi ve bol yokuş var. Aklınıza gelebilecek her türlü meyve ağacı da var. Zamanı geldiğinde Karadeniz’in meşhur mantarı olan tirmit bulmanız da mümkün. Burada denize girebilir, orman yürüyüşleri yapabilir, dağ havası alabilir, bol bol kuş sesleri dinleyebilirsiniz. Pekmez zamanı özellikle dut pekmezi kaynatılır, zahmetli fakat bir o kadar keyifli bir iştir, tadından da yenmez. Karadeniz’in meşhur üzümü Isabella üzümü de köyde bol miktarda bulunuyor. Isabella üzümünün en önemli özelliği kokulu siyah üzüm olması. Kokulu siyah üzümden pepeçura ve yağlaş dediğimiz Karadeniz tatlıları yapılır. Ayrıca üzüm pekmezi de yapılabilir. Sonbahar mevsimi Isabella üzümünün zamanı. Çok şanslıyız, hem bolca üzüm tadıyoruz, hem de o muhteşem kokuyu saklamak istercesine içimize çekiyoruz.

Yine Karadeniz için önemli sayılan, diken ucu olarak bilinen ve ‘melevcan’ dediğimiz bir ot vardır ki, bol soğanlı kavurması çok güzeldir. Ekim zamanı köyde olursanız, tüm sebzelerinizi ekerek, sebze ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Mısır, taze fasulye, domates, salatalık, patlıcan, biber gibi sebzeleri yetiştirebilirsiniz. Köyün en güzel meyvelerinden biri de genellikle karayemiş adıyla bilinen taflan meyvesidir. Taflan hem meyve olarak tüketilir hem de turşusu kurulup, turşu kavurması yapılır. Köylülerden bazıları kivi yetiştiriciliği de yapıyor. Köyde çok rastlamadığımız şey hayvancılık. Çok az sayıda hayvan yetiştiren kişi var. Süt ihtiyacı da bu ailelerden karşılanıyor. Balıkçılık ise köyün emekli amcaları tarafından yapılan güzel bir hobi sanırım. Sabah saatlerinde balığa çıkan minik tekneleri denizde süzülürken görebilir, motor sesleriyle keyiflenebilirsiniz.

CEYLANLAR VE YUNUSLAR

Köyde en çok dikkatimizi çeken şey ise aniden karşımıza çıkan ceylanlar. Bir sabah yürüyüşünde banka oturmuş dinlenirken, fındıklıktan gelen yaprak sesleriyle irkildik. Hiç sesimizi çıkarmadan bekledik ve 3 ceylan yavrusuyla göz göze geldik. Bize güzel gözleriyle bakıp, yukarı doğru sekmeye başladılar. Balkondan denizi izlerken veya denizde yüzerken hemen yakınınızdan geçen yunus sürüleri de sizi şaşırtabilir.

Yalıköy’de sonbahar bir başka güzel. Ormanda bir renk cümbüşü, karşınızda deniz, güneşin doğuşuyla başlayan ihtişamlı görüntü... Sonbahar mevsiminin nimetleri ise ayrı bir güzel. Siyah üzüm, incir, mandalina ve bol bol balık. Yemeden dönmemeniz gereken lezzetler.

Sonbahar köylerde telaşlı bir kışa hazırlık dönemidir. Köylülerin odun kesme ve taşıma, üzüm ve incir toplama, üzüm suyu yapma ve incir reçeli kaynatma gibi telaşına denk gelebilirsiniz. Siz de dahil olup keyfini çıkarın. Bir de tam mandalina zamanı. Hemen her evin bahçesinde mandalina ağacı vardır. Önce kokusunu çekin içinize, sonra yolluk için toplayın biraz.

CİVİL KÖYÜ

Tirebolu’nun bir diğer şirin köyü Civil. Civil, küçük anlamına geliyor. Rivayete göre İslamiyet’i kabul eden Türk boylarıyla birlikte Horasan’dan çıkıp batıya doğru göç eden Çepni boylarından baba (bada), abi (ede) ve küçük (civil) isimli üç kardeş, hayvanlarını otlatmak ve yerleşmek için birbirine yakın yerleri oba yeri olarak seçmiş. Baba (bada) ve civil yanındakilerle birlikte deniz kıyısında bulunan toprakları yurt edinmiş, ede (abi), dağların yamaçlarına doğru çekilmiş. Bugünlerde sahil kenarında bulunan Bada Köyü ve Civil Köyü isimleri de Türk boylarının grup isimlerinden geliyor.

Civil köy yolundan yürüyerek veya araçla köyü keşfetmek mümkün. Biz Yalıköy Annakgıran Mahallesi’nden oluk yolunu kullanarak, uzun bir yürüyüş yaptık. Böylece doğal güzellikleri doyasıya görme imkanı bulduk. Yukarılarda şahane manzaralar var. Dik yamaçlarda yetişen fındık ağaçlarını gördükçe ‘Bu fındık nasıl toplanıp da taşınıyor’ diye sorabilirsiniz. Canının kıymetini bilenler taşıma için teleferik sistemi kullanıyor.

Civil Köyü de denize kıyısı olan güzel köylerimizden bir tanesi. Maviye ve yeşile doyacağınız bu şirin köyde mutlaka aşağıdan yukarı bir yürüyüş planı yapın ve o yol üzerinde güzel bir keşfe çıkın.

İSMAİLBEYLİ KÖYÜ

İsmailbeyli Köyü, Giresun’un Görele ilçesine bağlı bir köy. Giresun bölgesindeki köylerin önemli bir kısmı başta Çepni olmak üzere Türkmen boyları tarafından kurulmuş köyler. Bu bölgedeki köy isimleri; Oğuz (Türkmen) boylarının veya bu boylara mensup konar - göçer grupların adlarını veya izlerini taşıyor. Bu çeşit adlar genellikle sonlarına lü- li- lı- lu takıları alıyor ve bununla hangi göçebe grubuna mensup olduğu anlaşılmış oluyor.

Bu şekilde olan köyler arasında ilk dikkati çeken İsmailbeyli Köyü. Köy, Görele şehir merkezine 4 kilometre mesafede yer alıyor. Giresun-Trabzon Devlet Karayolu üzerinde bulunan sahil köylerinden biri. Köyün adının İsmailbeyli olmasını köylüler şöyle açıklıyor: ‘Çok eskilerde burada İsmail adında önemli bir şahıs yaşarmış, bu yüzden köyün adı İsmailbeyli Köyü kalmış.’ Köyün tarihi çok eski yıllara dayanıyor. Fatih Sultan Mehmet’in, Trabzon’u fethetmesi zamanına kadar uzanıyor. İsmailbeyli adına tarih kitaplarında ve seyahatnamelerde de rastlandığı söyleniyor.

Yaptığımız uzun yürüyüşün sonunda İsmailbeyli Köyü’ne ulaştık. Yol boyunca bizi sonbaharın eşsiz güzellikleri karşıladı. Kestane ağaçlarından yere dökülen kestaneleri toplayarak, payımıza düşeni aldık. Tam da Karadeniz’in muazzam kokusu olan siyah üzüm zamanı, yolda siyah üzümlere de denk gelip, bir tutam aldık. Yol boyunca güneşli havanın tadını çıkardık ve dereye yakın bir alanda küçük bir mola verdik. Burası da fındık bahçelerinin derede kalan kısmı. Kendimizi tutamayıp dere kenarından yürümeye başladık. Suyun sesi, su içindeki taşların yosunla kaplanmış yemyeşil görüntüsü gerçekten şahane. Sonbaharın enfes güneşli günlerinden birinde Karadeniz’in tadı gerçekten bambaşka.

KARADENİZ KÖY LEZZETLERİ

‘Karadeniz’de ne yenir?’ konusundan da kısaca bahsedelim. Giresun mutfağı özellikle vejetaryenleri çok sevindirecek türden harika otlar ve sebzelerle yapılan lezzetlerle dolu. Aklınıza gelebilecek tüm meyveler, sebzeler ve otlar, sofranıza yemek olarak geliyor. Kiraz kavurması, pancar dolması, karalahana çorbası, karalahana diblesi, fasulye diblesi, pezik, yağlaş, taflan kavurması yemeden dönülmeyecek lezzetlerden bazıları. Ot yemeklerinin yanı sıra denizden çıkar çıkmaz sofranıza gelen tazecik balıklar, pide çeşitleri, cevizli fındıklı pestiller, fındıklı böreklerin de tadına doyum olmuyor.

Sonbahar mevsiminde meyveler de dikkat çekiyor. İncir, siyah üzüm, mandalina ve cennet hurması favorilerimizden. Meyveleri dalından koparıp yeme şansınız varsa o şansı sakın kaçırmayın.

Bir de meyvelerin reçelleri, konserve suları ve Karadeniz usulü pişmiş halleri var. Kuzinede pişmiş armut ve elma bizim favorimiz. Üzüm suyu, incir reçeli de en sevdiklerimiz arasında.

Tabi sonbahar Karadeniz’de balık mevsimi demek. Hamsinin en bol olduğu zamanlar. Tazecik balıkları deniz kenarından alıp, akşam balık ziyafeti yapabilirsiniz. Kaldığınız her akşam balık yiyecek kadar güzel. Balığa doyun deriz.

Sonbaharda yaptığımız mini Karadeniz ziyaretimize şirin köylerin hafızamızda bıraktığı güzelliklerle son veriyoruz. Bazen seyahat etmek sadece doğaya koşmak.. Bazen seyahat etmek sadece en yakınındaki güzellikleri görmek ve keşfe çıkmak.

Sevgiler...

Sonbahar mevsiminde Karadeniz’de

YAPMADAN DÖNMEYİN;

• Sonbahar renklerinde harika fotoğraflar çekmeden

• Siyah üzüm koklamadan ve yemeden

• Siyah üzüm suyu içmeden

• Armut pekmezi yemeden

• Yalıköy sahilinde gün batımı izlemeden

• Mandalina kokusunu içinize çekmeden

• Orman yürüyüşü yapmadan

• Balığa çıkmadan

• Oluktan dağ suyu içmeden

• Kuzinede pişmiş elma-armut yemeden

• Sabahları erken uyanıp, deniz kenarına yürümeden

• Eski köy evlerini görmeden ve fotoğraf çekmeden

• Deniz manzarasında kahve keyfi yapmadan

• Köyde kuzine yemekleri yapmadan ve yemeden

• Civil yolundan uzun bir yürüyüş yapmadan

DÖN-ME-YİN!!!

NASIL ARANDI: #karadeniz #gamzekırsapancı #akınsapancı #gamzenika #köylezzetleri #ismailbeyliköyü #civilköyü #oluksuyu #yalıköy #ulaşım #bavul #kocaeli

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.