Hangi işi yaparsak yapalım önce karşımızdaki insanı memnun etmek görevimiz olmalı. Özellikle öğretmenlik gibi karşınızdaki insanlara bir şeyler öğretmek zorunda olduğunuz bir mesleğe sahipseniz, bu gerçeği mutlaka bilmek zorundasınız. Kalbine giremediğimiz öğrencinin beynine giremezsiniz.
***
Hepimiz öğrenci olduk. Hepimiz okul sıralarında eğitim aldık. Hepimizin sevdiği dersler ve sevmediği dersler oldu. Hangi dersi niçin sevdiğini, hangi dersi niçin sevmediğini pek düşünmez insan öğrencilik yıllarında. Gerçekte sevilen ders ya da sevilmeyen ders var mıdır?
Bir ders niçin sevilir ya da niçin sevilmez? Bu sorunun cevabı üzerinde düşünmek zorundayız. İşin aslına baktığımız zaman bambaşka bir gerçekle karşılaşırız. Sevilen ya da sevilmeyen ders yoktur aslında. Sevdiğimiz öğretmenin anlattığı ders veya sevmediğimiz öğretmenin anlattığı ders vardır. Ders sevilmez, dersi anlatan kişi sevilir. Dersten nefret edilmez! Dersi anlatan öğretmene olan sevgisizliğimiz bizim ilgimizi yok eder.
***
Bu ülkenin geleceğini yetiştirmek gibi ağır bir sorumluluğu olan öğretmen arkadaşlarıma bir gerçeği hatırlatmak için kaleme aldım bu yazıyı. Bir öğretmen sınıfa girdiği zaman öğrenciler onun gelişinden ve varlığından mutlu oluyorsa, o sınıfta eğitim daha verimli olur.
Öyleyse bir öğretmenin birinci ve en önemli görevi, öğrencilerinin kalbine girmeye çalışmaktır. Kalpleri fethedilmiş öğrencilerin beynine bilgi aktarmak çok daha kolay olacaktır.
Eğitimciler her zaman öğrencileriyle olumlu ve güvene dayalı ilişkiler kurmak için çaba göstermelidir. Bu ilişkilerin bazılarını kurmak zaman alır, bazıları ise nispeten kolaydır. Saygı ise bu süreçte her zaman anahtardır. Bir öğretmen, bir sınıfın saygısını kazanabildiğinde çok daha etkili olur. Bunun için öğrencilere saygı duymalısınız. Hangi dersi anlattığımızdan çok daha önemlidir bu gerçek.
***
Bir arkadaşım lise yıllarında beden eğitimi dersini sevmediğini söylemişti. Sebebini öğrenince hiç şaşırmadım. Öğrencilerine sürekli sinirli davranan, fırsatını bulduğunda öğrencisini cesaretlendirmeyen bir öğretmenin verdiği dersi hiç kimse sevmez.
Öğretmen, öğrencisinin kalbine bakmalı.
O kalpte kendi ismini de görebiliyorsa işi kolay demektir. Çünkü, ‘insan’ denilen varlığın kalbine dokunabilirseniz sizden alması gereken tüm bilgileri almaya çalışır.
İşinin en önemli noktasına öğrencilerini koyan tüm öğretmenlere selam ve sevgilerle.
İyi ki varsınız….
Finlandiya, Kanada, Güney Kore gibi kaliteli eğitim sistemine sahip ülkelerin sırrı ne, biliyor musunuz? Peki, biz yüksek potansiyelimizi nasıl başarıya çevirebiliriz? The Center on International Education Benchmarking (CIEB) bu soruların peşine düşüyor. Eğitimde yüksek performans gösteren ülkeleri masaya yatıran bu rapor, bizim gibi eğitim başarısını artırmak isteyen ülkeler için önemli ipuçları da sunuyor.