09-12-2024 10:51

Selin Kara Pamuk

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2024
Ser Psikoloji Danışmanlık Merkezi’nin kurucusu, Uzman Klinik Psikolog Selin Kara Pamuk, özellikle 1999 depremi sonrasında yaşadığımız zorlu süreçte toplumun yaralarını sarmak arzusuyla yola çıkmış bir isim. Kariyer basamaklarını tırmanırken en büyük motivasyon kaynağının ‘insanların ruhuna dokunabilmek’ olduğunu söyleyen Selin Kara Pamuk, başarının altın anahtarını ise ‘çabalamak’ olarak tanımlıyor. Sadece başarının değil hayatı nitelikli yaşamanın da anahtarı olarak ‘çabalamayı’ gösteren Pamuk, ‘Çabalayan insan başarmış demektir’ diyor. Selin Kara Pamuk ile iş hayatı, kariyer yolculuğu, başarı tanımı ve cumhuriyetin kadınlara sağladığı özgürlükleri konuştuk. Keyifli okumalar…
.stripslashes($urun->baslik).

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben, Uzman Klinik Psikolog Selin Kara Pamuk. Kocaeli’de doğdum ve büyüdüm. 38 yaşındayım, evliyim, 8 yaşında bir kızım var. Ser Psikoloji Danışmanlık Merkezi’nin kurucusuyum. Körfez ve İzmit olmak üzere iki şubemiz bulunuyor. Şubelerimizde ekibimle birlikte çocuk, ergen, yetişkin her yaş grubuna yönelik hizmet veriyoruz.

 

İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?

İş hayatıma 2008 yılında başladım, mesleğimde 16. yılı icra ediyor olmamın mutluluğunu burada sizlerle de paylaşmış olayım. Özellikle 1999 depreminden sonra yaraları olduğunu düşündüğüm bir şehir Kocaeli. Doğduğum topraklarda yaşayan insanların yaralarını sarmakta payım olsun istedim. Eğer düşündüğüm gibi katkım oluyorsa ne mutlu bana.

 

Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?

Büyüme sürecimde şehirde birçok şeye şahit oldum. Böyle bir felaket yaşanmamış olsa bile hemen hemen herkesin irili ufaklı gelişim travmaları vardır. Bu anlamda insan ruhuna dokunabilmek beni motive eden en büyük şey diyebilirim. Tabii ki bunun yanında kendime iyi gelebilmek, kendi yaralarımı da sarabilmek benim için itici güçtü. Zaten kendi içine bakamayanın başka kişilere rehberlik edebilmesi çok da kolay değildir. Aslında insanla ilgilenen tüm meslek dalları için diyebilirim ki oksijen maskesini önce kendimize takmalıyız.

 

Sizce başarının altın anahtarı nedir?

Bence başarının altın anahtarı çabalamak. Bu sadece başarının değil hayatı nitelikli yaşamanın da anahtarı. Bazen düşebiliriz, yorulabiliriz, pes de edebiliriz. Fakat yeniden bir yerden başlamak, tekrar kalkmak için çabalamak, beraberinde başarıyı da getirecektir. Hatta daha da iddialı bir yerden söyleyebilirim ki çabalayan insan başarmış demektir.

 

Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Kadınların iş hayatında yaşadığı zorlukların zaman geçtikçe daha da azaldığını düşünüyorum. Buna rağmen birçok sorunla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bunlardan en önemlileri bizim de seanslarda sıklıkla duyduğumuz mobbing ve tacizler. Onun dışında çalışan kadınların annelik ve ev hanımı kimliği arasında da oldukça sıkıştığını düşünüyorum. Çocuk yetiştirmenin önemini ve ekonomik koşulları düşünürsek, modern çağda bu sıkışmışlık biraz daha fazla hissediliyor. Kadının sadece anne olmadığını kabulde; kendini yetiştirmek, geliştirmek için iş hayatında kendilerini daha çok var edebilme isteklerinde toplumun bakış açısının biraz daha değişmesine ihtiyaç var.

 

İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

İş hayatından önce eşit eğitim hakkı oldukça önemli. Buradan başlayarak hemen hemen her alanda kadın çalışanları görmek çok mutlu ediyor beni. Kadının potansiyelini, yaratıcılığını ve üretkenliğini cumhuriyet sayesinde her alanda görmekteyiz.

 

Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?

O kadar özgürlük alanı var ki en büyüğünü seçmek gerçekten zor. Ama bugün bir kadın olarak iş hayatında, özel hayatta, siyasette, eğitimde kendimizi var edebiliyorsak bunu cumhuriyete borçluyuz.

 

’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?

Cumhuriyet kadını da insanı da denilince gözümde canlanan fotoğraf, öncelikle kendinden olmayanı ayrıştırmadan, diğer insanların hak ve sınırlarına saygı duyarak, barış içinde yaşayan, düşüncelerini hür bir biçimde ifade ederken korkmayan bir insan topluluğudur.

 

Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”

Bu söz bana gerçekten çok muazzam geliyor. Seneler önce kadın ve erkek eşitliğine bu derece vurgu yapan bir lider bizlerin yolunu aydınlattı. Umarım toplumun tüm bireylerinin bu vizyonu içselleştirdiğine en kısa zamanda şahit oluruz.

NASIL ARANDI: #uzman klinik psikolog # selin kara pamuk # kocaeli # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.