Röportaj: Serpil Çolak Türkoğlu
Fotoğraflar: Hakkı Timuçin
Günay Demirtaş, küçük kızının özel eğitime ihtiyacı olduğunu anladığı gün çalışma hayatına son verip, kendisini Ayşe Melek’e adamış bir isim.
Yaklaşık 10 yıl çalışmayan, bu süre zarfında kızını sanatla tanıştıran ve sanatın iyileştirici gücünü gördükten sonra sanatla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen bir sanat merkezi kurmaya karar veren cesur bir girişimci.
Ay Sanat Merkezi’nin ilham veren hikayesini, tüm çocuklara sunduğu fırsatları, Günay Hanım’ın hayallerini ve ileriye dönük hedeflerini bu röportajda bulacaksınız.
Şimdiden keyifli okumalar…
Günay Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
49 yaşındayım, 3 çocuk annesiyim. Kimya bölümü mezunuyum, uzun yıllar devlet memuru olarak çalıştım ancak küçük kızım Ayşe Melek’in özel eğitime ihtiyacı olduğunu öğrendiğim an işi bıraktım. Yaklaşık 10 yıl çalışmadım, Ayşe Melek ile ilgilendim. Üniversitede okuyan bir oğlum ve bir kızım daha var.
Peki, Ay Sanat Merkezi’ni kurmaya nasıl karar verdiniz?
Ay Sanat’ın kuruluş hikayesinin temelinde küçük kızım Ayşe Melek var. 40 yaşından sonra iş kurmuş bir kadınım ben. Şöyle ki: özel eğitime gereksinimi olan Ayşe Melek ile sanat sayesinde o kadar çok şeyi aştık ki… Ayşe Melek, drama eğitimi sonrasında kendisini ifade etmeye başladı. Bale eğitimi aldı, piyano çalmaya başladı. Ayşe Melek şu an 17 yaşında, görseniz, özel bir çocuk olduğunu anlamazsınız. Sanatın kızımda mucizeler yarattığını gördüm. İşte bu yüzden, sanatın iyileştirici gücünden tüm çocukların faydalanabilmesi adına bundan 7 yıl önce böyle bir yola çıktık. Kısacası Ay Sanat’ın kuruluşunda Ayşe Melek’in rolü büyük.
NEDEN AY SANAT?
Ay Sanat’ın özel bir anlamı var mı?
Ayşe Melek’in adından yola çıktık. Bir de Ay Sanat Merkezi’ni kurarken dolunay vardı. Dolunay yeni bir başlangıcın habercisidir, enerjimizi yükseltir, hedeflerimize doğru ilerlememizi sağlar. Bu yüzden merkezimize Ay Sanat Merkezi adını verdik.
Sanatla hiç ilginiz yokken böyle bir merkez kurmak cesaret ister, korkmadınız mı?
Eşim benden daha çok korktu diyebilirim ama bir hayalim vardı ve onu gerçekleştirebilmek için var gücümle çalıştım. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir merkez olduğumuz için tüm yönetmeliği ezberledim diyebilirim. İlk 1.5 yıl sıkıntı çektim, öğretmen nasıl bulunur, eğitim nasıl verilir, hiçbir şey bilmiyordum. Çok fazla öğrencim de yoktu. Ay Sanat Merkezi’ni ilk olarak Derince’de küçük bir yerde açmıştım, sonra bir cesaret daha büyük bir yere taşınma kararı aldım. Boğulacaksam büyük denizde boğulayım misali. Körfezkent’teki yeni yerimize taşınınca toparladık. Derince’de MEB’e bağlı ilk sanat merkezini açan bendim, Körfez’de de aynı şekilde MEB’e bağlı ilk sanat merkezi; Ay Sanat oldu. Hiçbir şey bilmeden çıktığım bu yolculukta zaman içinde kendimi geliştirdim, öğrenci dersteyken bir nota kaçırdığında anlıyorum artık. Kendim de şan dersleri aldım, yıl sonu gösterilerinde sahneye çıkıyor, bağlamacılara eşlik ediyor, türküler söylüyorum.