Sanata ‘mercek’ tutan atölye

2018-10-02 0 Kişi Yorum Yaptı Eklenme Tarihi: 2018-10-02

HABER: Eylem Selvi Arı

FOTOĞRAFLAR: İ. Hakkı Timuçin

Hilal Karaman’ın, İzmit Kent Meydanı karşısında 6 ay önce açtığı Mercek Sanat, resim ve seramik tutkunlarının yanı sıra felsefe meraklılarının da buluşma noktası haline geldi. Mercek Sanat Atölyesi’nde sadece resim ve seramik dersleri verilmiyor, felsefi sohbetlerle sanata ve kültüre katkı sağlanıyor. 7’den 70’e herkesi kucaklayan Mercek Sanat’ın sahibi Hilal Hanım özellikle çocukların vakit kaybetmeden bir sanat dalıyla muhakkak ilgilenmesi gerektiğini düşünüyor çünkü sanatın yeni ufuklar açtığına inanıyor. Gelin, Mercek Sanat’ı daha yakından tanıyalım.

Hilal Hanım, kendinizden bahseder misiniz?

Kocaeli doğumluyum. İlköğretim, ortaöğretim ve lise tahsilimi Kocaeli’de tamamladım. Evli ve iki çocuk annesiyim. Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü bitirdim. Pedagojik formasyon eğitimimi de aynı üniversitede aldım. Halen Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisansıma devam ediyorum. Bundan 6 ay önce, uzun yıllardır hayalini kurduğum atölyemi açtım. Burada her yaş grubuna hem resim hem de seramik dersleri veriyoruz. Sanatla ilgilenen; üretmekten, öğrenmekten, deneyimlemekten keyif alan herkese kapılarımız açık. Mercek Sanat şimdiden sanat ve hayata dair uzun sohbetlere ev sahipliği yapan hoş bir mekan oldu.

Neden ‘mercek’ ismini tercih ettiniz?

Bu ismi tercih etmemin bir hikayesi var. Şöyle ki; teorik pozisyonuyla yakın dönem felsefe tarihini etkilemiş felsefe profesörü Louis Althusser yine böyle sıkıntılı dönemlerde üniversitedeki işinden atılır. Atıldıktan sonra mercek temizleyerek hayatını kazanmaya devam eder. Sonrasında benim de çok sevdiğim, düşüncelerinden etkilendiğim Gilles Deleuze’ün, Althusser ile ilgili bir yorumu vardır. Der ki: ‘Althusser hocalık yaparken de insanların bakışlarını netleştiriyordu sonrasında da aynı işi yaptı.’ Ben de bu hikayeden ilham alarak atölyeye böyle bir misyon yükledim. Kültüre ve sanata, hayata ve insana katkı sağlayan, bakış açılarını netleyen, insanları bir araya getiren, sanat ve düşünce dolu bir mekan olsun istedim.

GELİN, SANAT KONUŞALIM

Klasik bir soru vardır ya; ‘sanat sanat için midir yoksa sanat toplum için midir?’

Bu sorunun çok net bir cevabı var mı bilemiyorum. Sanat sanat içindir evet ama aynı zamanda toplum içindir de. ‘Sanatçı, sanatını yaparken kendi için mi yapmalı toplum için mi yapmalı?’ sorusuyla örtüşen bir soru bu aslında, yani ne kadar sanatçı varsa bu sorunun o kadar cevabı vardır. Ama benim en sevdiğim sanatçılar yaşadığı çağın problemlerini kendi alanına taşımış, kendine dert edinmiş, eleştirel bir dil kullanmış, ironi yapmış, kavram yaratmış, sanatın hangi alanında olduğu fark etmeksizin üretmekten vazgeçmemiş sanatçılardır. Sanat bir direnme biçimidir. Bazılarımız sanat için topluma direnir, bazılarımız toplum için sanatla direnir.

Peki, sizin hedefiniz nedir?

Atölye fikri ilk oluşmaya başladığı andan itibaren kafamdaki düşünce; yaşayan ve aktif bir atölye olmasıydı. Alanında uzman kişilerle yapılacak söyleşiler, geliştirilecek fikirler benim için büyük önem taşıyor. Felsefe konuşalım, sergiler açalım, insanları sanat periferinde bir araya getirelim, sanatçılar yaptıkları işleri anlatsın istiyorum. İş üretelim, fikir üretelim. Bu hedefimi gerçekleştirmek için Mercek Sanat’ı kurdum. Felsefeyi çok seviyorum, sanatın kuramla ilişkisini çok önemsiyorum, felsefeye ilgisi olan insanları bir araya getirip, bize katkı sağlayacak hocalarla buluşturmayı hedefliyorum. Herkese açık çağrımdır; gelin sanat konuşalım, sanat yapalım, felsefe konuşalım, kavram yaratalım. Ben bir adım attım, sanata ve kültüre katkı sağlayacak herkesi bekliyorum. Aynı zamanda sanata ve kültüre katkı sağlayacak her imkanı değerlendireceğimi belirtmek isterim.

Çoğumuz çocuklarımızın sanatla uğraşmasını istiyor, çeşitli kurslara gönderiyoruz. Çocuklar illa ki sanatın bir dalıyla ilgilenmeli mi?

Çocukların inanılmaz zengin iç dünyaları var. Algıları ve sezgileri çok açık. Bazı çocukları, bazı çalışmalarında herhangi bir formasyona tabii tutmasam da harika sonuçlar alıyorum. Resim yaparken veya çamurla bir şey üretmeyi deneyimlerken yaşadıkları heyecan ve coşkuyu hayatları boyunca kaybetmemeleri çok önemli. Çocuklarımızın sanatla tanışmasını, soyut bir tabloya baktıklarında çözümleme yapabilme becerisini kazanmalarını önemsiyorum. Çocuklar mutlaka müzelere ve sergilere götürülmeli, her çocuğun yolu bir sanatçı atölyesinden geçmeli, buralarda kaliteli vakit geçirilmeli, aktiviteler yapılmalı. Soru soran çocuklara ihtiyacımız var ve aslında yetişkinlere de. Ekran çağındayız, çocuklarımız görsel olarak bir bombardıman altında. Bunlar hayal gücünü sınırlayan, düşünme becerilerini sekteye uğratan şeyler. Çocukların hayal etmesi ise sanat alanına dahil olmalarıyla mümkün.

Bunun için ne yapılmalı?

Bence çocuklarımızı, eleştirel düşünme becerisini kazandırabileceğimiz her alana yönlendirebiliriz. Soyut düşünme becerisi çok önemli. Çocuğa bir obje çizdirmek istediğimizde karşılaştığı şey şu; objenin konumlandığı bir yer var kendi konumlandığı başka bir yer var. Objenin etrafında her noktadan görüntüsü farklı. Mesafe farklılaştığında görüntü değişecek. Yakından baktığında başka bir şey, uzaktan baktığında başka bir şey görecek. Çizimi yaparken kendi varoluşuyla temasa geçecek. Bu bakış açısını gündelik hayatta herhangi bir probleme uyarladığımızda geliştirebilecek çözümleri çoğaltır.

Günümüzde öğrenme sorunu yaşayan çocuklar var. Sanat, bu çocuklara iyi gelir mi?

Bilimsel olarak elimde veriler yok. Bu alanda, uzmanlığım da yok fakat tecrübelerimi referans edebilirim. Mesela; bazı çocuklar var, ebeveynleri ‘10 dakikadan fazla burada durmaz’ diyor, ancak ben çocukla 1,5 saat ders yapıyorum. Çocuk çizim yaparken ya da seramikle uğraşırken teröpatik bir odaklanma yaşıyor, bu mutluluk verici. Tablet kullanırken yaşadığı zihin tembelliğinin tam aksi bir hal alıyor. El, göz, beyin koordinasyonu artarak hayal gücü devreye giriyor.

BENİM İÇİN HER

ATÖLYE DEĞERLİ

Ebeveynler çocuklarını neden buraya göndermeli ya da yetişkinler neden buraya gelmeli? Sizi diğer sanat atölyelerinden farklı kılan nedir?

Benim için açılan her sanat atölyesi çok değerli. Bu işe gönül vermiş herkes çok kıymetli. Birbirimizi çoğaltmak, hayata dair yeni bakış açıları yakalamak için samimiyetimizle, heyecanımızla buradayız. Birlikte öğrenerek, birlikte üreterek yolumuza devam etmek istiyoruz. Bize eşlik etmek isteyen herkesi yanımızda görmekten mutluluk duyacağız.

Atölyenize kaç yaşından itibaren çocukları kabul ediyorsunuz?

6-7 yaşından itibaren çocukları kabul ediyoruz. Çocukların sanata olan ilgileri, becerileri umudumu artırıyor.

Resim ve seramik dersleriniz hangi günler oluyor?

Gerekli çoğunluk oluşturulduğu takdirde istenilen gün ve saatte ders açabiliyoruz. Pazar günleri hariç haftanın 6 günü sanat eğitimimiz devam ediyor. İlgilenen sanatseverler bizimle iletişime geçebilir.

Peki, güz döneminde ne gibi etkinlikleriniz olacak? Sanatseverlere duyuralım…

Bundan sonra her ay bir sergi, bir söyleşi yapmayı planlıyoruz. 5 Ekim’de yağlı boya ve dijital baskı işlerimden oluşan bir sergi açacağım Mercek Sanat’ta ve 30 Ekim’e kadar açık kalacak. 12 Ekim’de Kocaeli Üniversitesi Müzik Bölümü öğrencisi Yılmaz Öztutan’ın ‘Müziğin Tarihsel Gelişimi’ başlıklı bir söyleşisi ve kısa bir dinletisi olacak. 16 Kasım’da ünlü fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel’in ‘Dilan Bozyel ile 7 fotoğraf’ konulu fotoğraf sergisini açacağız. Ot Dergisi yazarlarından Başak Buğday’la söyleşi ve imza günü planladık ancak henüz tarihi netleşmedi. Netleştiğinde gerekli duyuruları yapacağız. Sanatçılarla görüşmelerimiz devam ediyor, tarihler netleştikçe duyuracağız. Sergi açmak, söyleşi yapmak isteyen herkesi atölyemize bekliyoruz. Bu arada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir sergi de açmak istiyorum. Hazırlıklarını yapıyorum.