13-09-2024 10:35

Roma'da yeni yıl ruhu bir başka

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 04/01/2024
Aşıklar şehri Roma, yeni yılı adeta bir festival havasında karşılıyor. Siz de yeni yıl ruhunu doyasıya yaşamak isterseniz, bir yılbaşı öncesinde mutlaka Roma’yı görmelisiniz
.stripslashes($urun->baslik).

Avrupa’nın en önemli tarih, kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Roma, dünyayı tanımak ve insanlığı keşfetmek isteyen her gezginin rotasının başında yer alması gereken şehirlerden biri. 3 bin yıldan fazla bir tarihe sahip olan Roma; bazilikaları, sarayları, katedralleri, müzeleri, kiliseleri, çeşmeleri ve sanat eserine benzeyen evleriyle her göreni kendisine hayran bırakan bir şehir. İtalya denilince ilk akla gelen şehrin Roma olması da tesadüf değil. Vatikan gibi dünyanın sayılı sanat eserlerinin bulunduğu şehir, zamanın çok ötesine geçmiş… Ve bu yönüyle çok fazla lakabı da var: Ölümsüz Şehir, Aşıklar Şehri ve Dünyanın Başkenti…

O zaman haydi gelin, Roma’yı birlikte keşfedelim.

Ulaşım

Roma için İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan direkt uçuş tercih edip, yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla hedefe varabilirsiniz. Fiumicino Havalimanı’na indikten sonra hızlıca bagaj ve pasaport işlemlerinizi halledip, ister otobüs ister trenle merkeze ulaşabilirsiniz. Biz her zaman tren tercih ediyoruz. Ekspress trenle Termini’yi seçerek yaklaşık 1 saatte merkeze ulaşmış olacaksınız. Bu arada Roma-Türkiye arasında 2 saatlik bir saat farkı var. Bir anda 2 saat geriye gideceksiniz, bu da günün daha uzun olmasını sağlıyor. Giderken avantaj dönüşte ise dezavantaj. Tadını çıkarın.

Nerede konaklamalı?

Roma’yı gezmek için bölgelere ayırırsak, bu bölgelere göre konaklama seçimi daha kolay olacaktır.

Termini bölgesi: Termini, Roma tren istasyonu ve şehir içi ulaşım ağının kalbi olan bölge. Aslına bakılırsa bu bölgeden şehri gezmek çok avantajlı ve konforlu. Her yere hem şehir içi ulaşım hem yürüme şansı var. Ana tren istasyonunun burada olduğunu da düşünürseniz, havalimanından trenle gelip kolaylıkla otelinize yerleşebilirsiniz. Bizim Roma için genellikle otel tercihimiz hem fiyat avantajı hem de ulaşım kolaylığından dolayı Termini oluyor.

Tarihi bölge: Roma’da gezilecek yerlerin kalbi olarak bilinen tarihi bölge, Roma’nın bohem havasını solumak için muhteşem bir seçenek. Trevi, Pantheon ve Navona Meydanı gibi en turistik yerlerin yer aldığı bu bölgede fiyatlar normal seviyelerde.

Vatikan bölgesi: Vaticano Prati şehrin uzağında, Vatikan’ın olduğu bölge. Roma merkeze oldukça uzak olmasının yanı sıra çok farklı bir havası var. Şehre uzak olmasından kaynaklı fiyatlar daha makul.

Trastevere Bölgesi: Trastevere, Roma’nın en dikkat çeken karakteristik yapısı en belirgin bölgelerinden biri. Ancak bu bölgede konaklama seçeneği çok kısıtlı. Booking.com veya Airbnb’den otel ve ev kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Kolezyum

Roma’da gezilecek yerler listesinin başında yer alan Kolezyum, şehrin tarihi merkezine biraz uzak olsa da biz o noktadan başlayarak yürümeyi tercih ediyoruz. Roma bizim için her daim her yere yürüme mesafesinde bir şehir demek.

Zamanında dünyanın en büyük arenası olan Kolezyum, gladyatörlerin ve hayvanların savaştırıldığı bir dövüş alanı olarak kullanılıyormuş. Günümüzde ise hemen önünde bekleyen gladyatör kostümlü İtalyanlar tarafından mesken tutulmuş durumda. Şöyle uzaktan, yakından, nereden bakarsanız bakın güzel bir arena. Bol bol fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. Kolezyum girişi ücretli.

 

Roma Forumu

Kolezyum’un hemen yakınında bulunan Roma Forumu, turistlerin uğrak noktası. Roma İmparatorluğu’nun ticaret ve hukuk merkezi olarak bilinen forum içerisinde birçok tapınak ve idare yapısı var.

 

Vittorio Emanuelle II Abidesi

Kolezyum’a yürüme mesafesinde olan abideyi görmemek imkansız. Şehrin göbeğinde heybetli yapısıyla ve yükseklerde bulunan heykelleriyle çok dikkat çekiyor. Bununla birlikte çevresindeki inşaat süreci hala devam ettiği için bizce ilgiyi kaybetmiş durumda. Öyle yoğun inşaat var ki insan transit geçmek istiyor.

 

Trevi

Roma’nın sembolik çeşmesi, Roma ile bütünleşmiş bir yapı. Şehrin en büyük Barok çeşmesi olan Trevi muhtemelen şehir turunda sürekli olarak uğrayacağınız bir nokta haline gelecek. Açıkçası bize her seferinde öyle oluyor. Bu görkemli yapıyı görüp, dilek dilemeye değer.

Rivayete göre Trevi’ye para attığınızda Roma’ya tekrar gelmeyi garantilemiş oluyorsunuz. Tabi atılan bu paraların yıllık 1,5 milyon euroya ulaştığını düşünürken, Roma için en önemli turistik noktalardan biri Trevi diyebiliriz. Bu paranın nerede kullanılacağı yönünde de karar vermek zor oluyormuş. Trevi’de bir para atma videosu bir de bu görkemli çeşme ile güzel açılardan fotoğraflar çektirmek önemli. Tabii boş anını yakalayabilirseniz. Biz genelde sabah saatlerini tercih ediyoruz ki bir nebze daha boş oluyor, aksi halde adım atacak yer bulunmuyor.

 

Pantheon

Pantheon kelime anlamıyla ‘tüm tanrıların tapınağı’ olarak biliniyor. M.S. yaklaşık 2. yüzyılda Pagan tapınağı olarak yapılan Pantheon’un mimarının kim olduğu tam olarak bilinmiyor. Mimarisi öyle güzel ki büyülenmemek elde değil. 7. yüzyıldan beri kilise olarak kullanılan Pantheon kendinden destekli çok büyük kubbesiyle adeta mühendislik harikası. İçinde 3 ünlü kişinin mezarı bulunuyor. Mimar ve ressam Raphael, İtalya Krallığı’nın ilk kralı olan I. Vittorio Emanuelle ve I. Umberto.

 

Navona Meydanı

Roma’da en sevdiğimiz meydanlardan biri de Navona Meydanı. Piazza Navona hem gece hem de gündüz görülmesi gereken meydanlardan biri. Ve Noel zamanında meydan ayrıca güzelleşiyor. Noel için tüm aktivite ve mini bir Noel Pazarı da bu meydanda yer alıyor. Çocukların bayıldığı atlıkarınca, animasyonlar, kukla gösterileri, mini sokak konserleri, kostümlü karakterler ve pek çoğu Navona Meydanı’nda. Meydanın ortasında 3 görkemli çeşme ve 1 obeliskin yer aldığı yapı Bernini’nin Dört Nehir Çeşmesi var. Meydanın dört bir yanında yer alan mekânlar her daim kalabalık ve Noel zamanı ışıl ışıl. Noel ruhunu yaşamak için her akşam uğradığımız Navona Meydanı bizim favorilerimiz arasında.

 

Popolo Meydanı

Roma, gün batımıyla da meşhur bir şehir. Şehrin biraz yüksek kısımlarından muhteşem gün batımı izleme şansınız var. Şehrin kuzeyinde yer alan Popolo Meydanı, Santa Maria del Popolo Bazilikası’nı görebileceğiniz en keyifli meydanlardan biri. Meydanın ortasında bulunan merdivenlerden yukarı tırmanıp tepeden gün batımını da izleyebilirsiniz. Teraza del Pincio olarak bilinen bu tepe de manzara için gitmeniz gereken yerlerden biri. Akşam saatleri itibariyle yabancı turist akınına uğrayan tepede canlı müzik yapan sanatçılara denk gelmeniz de büyük bir olasılık. Biz denk geldik. Canlı müzik eşliğinde manzaranın tadını çıkarmak çok keyifliydi.

 

Palatino Tepesi

Roma Forumu’na hakim bir noktada bulunan Palatino Tepesi, Roma’daki en eski yaşam alanlarından biri olarak biliniyor. İmparatorların evlerinin yanı sıra tapınakların da bulunduğu bu tepede insan yaşamının izi M.Ö. 1000 yıllarına kadar dayanıyor. Forum sonrası bir yokuştan tırmanıp bu tepeden Forum’u izleyebilir ve şehrin güzelliğini bir kez daha görebilirsiniz.

 

İspanyol Merdivenleri

Bir diğer adıyla Piazza di Spagna, şehrin en turistik yerlerinden biri. 2019 yılı öncesinde bu merdivenlerde oturmak ve bir şeyler yemek içmek konusunda hiçbir sıkıntı yokken, pandemiyle birlikte yasaklandı. Şimdilerde oturunca veya bir şeyler yemek isteyince polis gelip uyarıyor. Noel zamanı aşağıda bulunan mağazalardan biri olan Dior’un kurduğu yılbaşı ağacı alanda muhteşem bir görsel şölen yaşatıyor. İspanyol Merdivenleri de gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel noktalardan biri.

 

Vatikan

Vatikan Müzesi, Roma gezisinin olmazsa olmazları arasında. Dünyanın en küçük ülkesi olması ve Roma’nın içinden yürüyerek bile geçilebiliyor olması da çok ilginç. Vatikan dünyanın pek çok yerinde göremeyeceğiniz sanat eseriyle dolu. Freskler, heykeller, halılar, harita koleksiyonları gibi eşsiz eserler var.

Vatikan Müzesi’ni gezmek için biletinizi Roma’ya gitmeden önce alırsanız, avantaj sağlarsınız. Müze kapısında çok uzun bir bilet kuyruğu oluyor ve bu kuyruğu beklemeden dönen de çok fazla.

 

Sistina Şapeli

Vatikan Müzesi’nden sonra gezilecek bir diğer yapı da Sistina Şapeli. Dünyanın en değerli sanat eserlerinin bazılarına ev sahipliği yapan Sistina Şapeli, en az bir gün ayırmaya değer bir nokta. Botticelli ve Michelangelo gibi dahi sanatçıların eserlerini görebileceğiniz şapel, özellikle tavana resmedilmiş Adem’in Yaratılış Sahnesi ile pek meşhur. Vatikan’a gidince şapeli gezmeden dönmeyin.

 

Trastevere

Vatikan’ın hemen yanında bulunan Trastevere, müze ve katedrallerdeki sanat eserleriyle büyülendikten sonra üzerine muhabbet etmek için gidilebilecek bir bölge. Arnavut kaldırımlı sokakları, barları, pizzacıları ve kafeleriyle Trastevere, kesinlikle aklınızda yer edecek güzellikte. Vatikan sonrası kısa bir mola vermek isterseniz mutlaka uğrayın.

 

Saint Angelo Köprüsü

Saint Angelo Köprüsü’nden gün batımını ya da köprünün gece görüntüsünün suya yansımasını izlemek.. Gecesi gündüzü ayrı bir manzara noktası olan bu köprü sizi alıp uzaklara götürecek kadar büyülü. Gün batımı saatlerinde bu köprüde yer bulup manzarayı izleyebilmek büyük bir şans. Hemen köprünün ucunda bulunan St. Angelo Kalesi de ziyaret edilmesi gereken diğer noktalardan biri.

 

Villa Borghese

Roma’ya bir önceki seyahatimizde ciddi bir zaman ayırıp baya baya piknik yaptığımız bu park bu kez Noel hazırlıklarıyla karşıladı bizi. Christmas World alanının kurulduğu Villa Borghese bu ziyaretimizde çok farklı anılar biriktirmemizi sağladı.

Christmas World’dan biraz bahsedelim: 8 ülkenin Noel ritüellerini paylaşmak üzere kurulmuş bir Noel alanı olan Christmas World, içeriye girdiğiniz andan itibaren sizi büyüleyecek. Alana giriş 20 euro/kişi, 4 yaşa kadar çocuklardan herhangi bir ücret alınmıyor. İçeri girdikten sonra tüm gün kalıp, her şeyden faydalanabilirsiniz. Ücretli ve ücretsiz bir sürü aktivite var. Bunun yanında 8 ülkenin damak zevkini yansıtan stantlarda yeme içmek keyfi de yapabiliyorsunuz. Ülkelerin şehirlerini de şu şekilde seçmişler; Roma, New York, Paris, Berlin, Laponya, Londra, New Delhi, Tokyo. Her bir ülkenin kendi alanına giriş yaptığınız anda o ülkenin Noel ruhunu yaşamaya başlıyorsunuz.

New York’ta buz pateni yaparken, Roma’da atlıkarıncaya biniyor, Berlin’de bira evlerini gezebiliyorsunuz. Tokyo’da uzak doğu gösterileri, Paris’te balon şovları ve daha bir sürü etkinlik.

Tüm bu etkinliklerin yanında bir de genel bir Noel etkinlik alanı var. Mini Elf Evleri, Noel Baba Evi gibi çocukları çok mutlu edecek alanlar. Elf Evlerinde çocuklar için Noel Baba’ya teslim edilecek mektuplar yazılıp, sihirle mühürleniyor. Mektubunu alan minikler Noel Baba’yı evinde ziyaret edip, mektuplarını teslim ediyor. Sonra biraz sohbet ve hatıra karesiyle bu ritüel de tamamlanıyor.

Her şehrin sokak lezzetlerini yansıtan stantlar ve ışıl ışıl görüntüleriyle Christmas World çok sevdiğimiz bir yer oldu. Biz ‘biraz zaman geçirip çıkarız’ diye düşünürken, sabahtan akşama kadar konserler, gösteriler ve şovlarla günümüzü keyifle tamamladık. Noel zamanı Roma’ya gidecekler için bu alanın ziyareti kesinlikle tavsiyemizdir. Keyfini çıkarın.

 

Barberini Meydanı

Meydanlardan oluşan Roma, her köşesinde muazzam sanat eseri bulunan bir Rönesans şehri. Barberini Meydanı da bunlardan bir tanesi. 17. yüzyılda şehrin ünlü ailesi Barberiniler adına yapılmış olan Barberini Meydanı’nda Barok mimarisinde pek çok yapı yer alıyor. Meydandan yukarı doğru çıkan ağaçlı yolun manzarası ise muazzam. Bu meydanda durup şöyle bir etrafınıza baktığınızda, Roma’nın ne kadar güzel olduğunu görebiliyorsunuz. Meydanda bulunan Trion Çeşmesi de Roma’nın meşhur çeşmelerinden biri.

NEREDE, NE YEDİK?

Cantina Croce: Roma’da mekânların hep sokaklara açılıyor olması ve sokaklarda kurulu masaların şıklıkla dizayn edilmesi insanı çok mutlu ediyor. Burası da onlardan biri. Garsonların tek tip kıyafetle zarafet içinde sunum yapması da mest ediyor insanı. Kahvesi, pizzası, şarabı ve ortamıyla şahane bir mekan.

L’antico Forno-Panificio: Hem kafeterya hem de şarküteri ürünleriyle take away sandviç vb. atıştırmalık yiyeceklerle dikkat çeken yerlerden biri. Yoğun tempoda atıştırmalık bir şeyler alacağınız zaman mutlaka değerlendirin.

Mangia E Trevi: ‘Trevi’de keyifli bir yemek yemek istiyorum’ derseniz, tercih edebileceğiniz mekânlardan biri de Mangia E Trevi. İşlek caddede; pizza, makarna ve şarap deneyimleyebilirsiniz.

Grano Frutta e Farina Bakery in Rome: Popolo Meydanı’ndan ayrıldıktan sonra uğradığımız sokak arası pizzacısı. Muhteşem pizza çeşitleri ve canlı bir sokakta keyifli vakit geçirme şansı veriyor.

Hosteria del Marcado (HDM): Günün bütün yorgunluğunu atmak için son durak olarak uğradığımız şahane mekân. İspanyol Merdivenleri’ne yürüme mesafesinde, ara bir caddede yer alan HDM ışıl ışıl görüntüsüyle dikkat çekiyor. Akabinde oturmaya karar verdiğiniz anda garsonların sempatik ilgisiyle karşılaşıyorsunuz. İçeceğinizi aldıktan sonra yanında verilen ikramlar adeta menü gibi oldukça doyurucu. Çerez, patates cips ve kanepe çeşitleri ile sunum harika. İlk keşiften sonra her akşam son durak olarak tercih ettik ve hem fiyat performansından hem sunumlarından memnun kaldık.

Pizza in Trevi: Roma’da en sevdiğimiz mekân diyebiliriz. Take away pizza için hep tercihimiz. Hem fiyatlar diğerlerine göre daha makul hem de lezzeti şahane. Trevi ara caddesinde yer alan mekân hem take away hem de restoran hizmeti veren alanıyla oldukça keyifli. Her çeşit pizzayı bulabileceğiniz mekânda Basilico Mozarella, patatesli pizza ve sade Mozarella bizim favorilerimiz.

Pompi: ‘Roma’da nerede tiramisu yenir?’ sorusunun ilk cevaplarından biri Pompi. Bu kez fark ettiğimiz bir şey, geçmiş yıllarda gördüğümüz uzun kuyruklar yoktu kapının önünde. Ancak lezzet aynı. Hatta fiyatta da çok artış olmamış. 1 porsiyon tiramisu 5 euro. Bizce 2 kişi için yeterli, doymazsanız tekrar alırsınız. Pompi’den triamisunuzu alıp, İspanyol Merdivenleri manzarasında yiyebilirsiniz.

Two Sizes Tiramisu:  Roma için en çok tercih edilen tiramisu mekânlarından bir diğeri de burası. Her ikisi de denemeye değer. Roma’ya gidip bu keşifleri yapmadan dönmeyin.

Melograna Gelati: Roma seyahatimiz boyunca kış ayı olmasına rağmen her gün en az 2 kere dondurma yiyen kızımızla tüm dondurmacıları yeniden keşfettik. Bu kez o çok bilindik, isim yapmış dondurmacılar haricinde sokaklarda gördüğümüz tüm mekânlara daldık. Zaten dondurmasıyla ünlü bir şehirde dondurmanın da kötü olması beklenemez. Dolayısıyla deneyimlediğimiz her noktada şahane dondurmalar tattık ve cidden hepsini de çok beğendik. Onlardan biri olarak Melograna not alınsın.

Don Nino Gelateria & Pasticceria: Trevi’de bulunan dondurmacı ışıl ışıl dizaynıyla da dikkat çekerken, Alinda hemen bir dondurma kapıveriyor. Trevi’ye giderseniz mutlaka uğrayın. İtalyan karameli ve bitter çikolatalı favorimiz. Pastificio Guerra: Pompi’nin hemen karşısında bulunan take away makarna mekanı. Her gün bir vejeteryan bir de pork soslu makarna çıkıyor. Take away ve 1 porsiyon makarna 4,5 euro olunca önünde uzun kuyruk eksik olmuyor. Çoğu zaman erken saatlerde tükenen makarnalar denemeye değer. Şehir turunda hızlıca yemek istediğimiz zamanlarda tercih ettik. Patlıcanlı sos olduğu bir güne denk geldik. Fena değildi. Porsiyon oldukça büyük ve doyurucu.

Son olarak dondurma için daha önceki seyahatlerimizde tecrübe ettiğimiz kült mekanlar Giolotti ve Grom’da Roma dondurması mutlaka denenmeli.

Kahve için gözünüze kestirdiğiniz her mekan muhteşem.

• Yapmadan dönmeyin!

• Roma tarihi bölgesini adım adım gezmeden

• Pompi’de tiramisu yemeden

• Pastificio Guerra’da take away makarna yemeden

• Roma dondurması Gelato’ya doymadan

• Gece Vatikan’a yürüyüş yapmadan

• Saint Angelo’yu hem gece hem de gündüz görmeden

• Panteon’un büyülü mimarisini yaşamadan

• Trevi’ye para atıp dilek dilemeden

• Noel zamanı şehrin her noktasına kurulmuş yeni yıl ağaçlarını keşfetmeden

• Take away pizzacılara uğramadan

• Christmas World’de Noel ruhu yaşamadan

• Teraza del Pincio’da gün batımı izlemeden

• Navona Meydanı’nı hem gece hem gündüz görmeden

DÖN-ME-YİN!!!

NASIL ARANDI: #gurme kaşif # gamze sapancı # akın sapancı # gezi # seyahat önerileri # gezilecek yerler # kocaeli # roma # italya

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.